Yine Sinop İnceburun-Akgöl-İnaltı Mağarası için yoldayız.
Yakakent’ten ayrıldık. Bkz. Orta Karadeniz’de Bir Balıkçı Kasabası Yakakent
Yakakent’ten çıktıktan 2o dk. sonra Gerze’deyiz. Gerze bağlı bulunduğu il olan Sinop’a 39 km mesafede 14 bin nüfuslu güzel bir sahil şehri. Antik Çağ’a dayanan bir geçmişi var. 43 yıldır temmuz aylarında Kültür ve Sanat Festivali düzenleniyor. Şirin Gerze’de bir iki fotoğraf alıp yola devam ediyoruz.
Hedefimiz ülkemizin en kuzeydeki noktası İnceburun.

Sinop Feneri’ne Doğru…
Burası ülkemizin kuzeydeki en uç noktası. Yaz günlerinde dahi dev dalgaları ve sürekli esen rüzgarından dolayı kimilerine kasvetli gelebilir. İnceburun’un bu günkü şeklini alması için yaklaşık 100 milyon yıl önce yanardağ tüfleri zemin hazırlamış. Zaman içinde sertleşen bu lavlar fotoğraftaki volkanik koyu renkli kayaçları oluşturmuş.



Şehir merkezine 20 km mesafedeki Fener’in etrafı tahta korkuluklarla sarılmış durumda. 12 m’lik kulesi var. İnceburun yüzeyi oldukça engebeli. Uç kısma doğru dikkatli ilerlemek gerekiyor.

Sinop Feneri 1873 yılında inşa edilmiş. Deniz seviyesinden 38 m yüksekliğindeymiş.

Fener’in olduğu bölge dar bir bazalt kayalık alan.

Aşağıdaki fotoğrafta görülen kısım Fener’in hemen yanındaki kafeteryanın bahçesi. Yiyecek, içecek ihtiyaçlarınızı rahat karşılarsınız.


Hadi Karadeniz’in şirin ilçelerinden Ayancık’a…

Ayancık 12 500 nüfusuyla Sinop’un ikinci büyük ilçesi. 40 km ötesindeki Akgöl, ilçenin güzelliklerinden biri. Oraya da uğrayacağız.
Ayancık Evleri
Arkasını denize yaslamış, yaz günlerinde dahi kıyıya vuran dev dalgalarının hareketi ve sesiyle her daim canlı şirin Ayancık evleri.



Dalgaların boyunu göstermek için bu şirin evlerin arkasından da bir fotoğraf alalım.

Çangal Dağı – Ayancık Sinop
Artık deniz kenarından ayrılıp Çangal Dağı’na doğru çıkıyoruz. 1200 rakımlı Akgöl Yaylası’ndaki Akgöl’e uğrayacağız.

Ayancık’tan itibaren yol aldığımız 40 km’den sonra, 1200 rakıma ulaştık. Akgöl’e doğru yol almaya devam ediyoruz.
Akgöl Yaylası
Çangal Dağı’nda yaklaşık 3 dönümlük bir alanı kaplayan çok güzel bir göl var. Bu gölün kenarında çadır kurulabiliyor, piknik ve günübirlik geziler için de uygun. Göl kenarında Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait bir de tesis var.

Göl bizi sürpriziyle karşıladı. Üzerinde öbek öbek nilüferlere rastladık.

Bu ekosistemde yetişenlerin rengi pembe.

Gölün etrafında yürüyüş turumuzu tamamlayıp yolumuza araçla devam…
İnaltı Mağarası- Sinop
Akgöl’den ayrılıp 6 km daha yol aldıktan sonra, yaya olarak, kıvrımlı ilerleyen korunaklı patikadan beş dk kadar tırmanmamız gerekti. Göreceğimiz yer İnaltı Mağarası.

Duvarları traverten ve sarkıtlarla kaplı bu mağaranın 2700 m derinliği olduğu saptanmış.

İnaltı Mağarası Türkiye’nin en büyük 10 mağarası arasında.

İnaltı Mağarası içinde yapılmış yürüyüş yolları sayesinde 400 m’ye kadar ilerleyebiliyorsunuz. İçerisi çok serin.

Adı az duyulmuş olan bu doğal güzellik 75 milyon yaşında.
Gezimizi inişte denize yaklaşık 1o km kala rastladığımız toprak altına döşenmek üzere yüzeyde bekletilen devasa su borularıyla bitirelim.
Ülkemizde keşfedilmeyi ve insanıyla kavuşmayı bekleyen sayısız doğal güzellik var. Her biri bir yerlerde bizi uzun zamandır bekliyor. Belki de çok yakınımızdalar.