- Kastamonu Adının Hikayesi “Kastın Neydi Moni’ye”
- Abana Karadeniz’de Bilinmeyen Cennet
- Kastamonu Daday’dan Dağlara Doğru
- Küre Dağları Ilıca Şelalesi Gezisi
- Küre Dağları Pelitören Köyü Gezisi
- Toscana’ya Değil İnebolu’ya
- Kazan Gölü, Keşfedilmemiş Güzellik
- 1,5 Günlük Kastamonu Gezisi
- Tarihi Nasrullah Çorbacısı
- Kastamonu Kalesi Gezisi
- Sonbaharda Balabanağa Çiftliği
- İksir At Çiftliği
- Sonbaharda Yaptığımız Daday Gezisi
Bu bölümde, Kastamonu Daday’dan Dağlara Doğru yol alacağız. Engebeli arazilerden orman içlerinden geçerek yaklaşık 20 km’lik bir yolu yürüyeceğiz. Yol derken, yol falan yok. Bildiğiniz yabani doğadayız.
Gün doğumuna birkaç saat kala Küre Dağları‘ndaki Çömlekçiler Köyü yakınlarındaki Barış At Çiftliği’ne vardığımızda çiftlik sahibesinin güler yüzüyle karşılaştık önce. Kısa sürede yerleştiğimiz bitişik nizamda tek katlı, içinde sadece ahşap kullanılmış odalar son derece sade ve sıcacıktı. Tam da aradığım ortamı bulduğum için şanslıyım 🙂 Gitmeden önce araştırmıştım zaten 😉 Doğru bilgi her zaman iyidir.
Ankara’dan çıkalı 6-7 saat olmuştu. Gece boyunca alınan yolun yorgunluğunu atmak için 2 saat kadar odada dinlendikten sonra gün ışırken oda kapısının tam karşısında bahçenin içindeki kahvaltı salonuna geçtik. Yöresel ve doğal oluşunun vurgulanması gereken kahvaltı çoktan masalara hazırlanmıştı. Oooo…Sıcağından soğuğuna kadar çeşitler memnuniyet verici 🙂 Bu konuda da duyumlarım doğruymuş…
Çiftlikte isteyenler için at çiftliğinde her türlü at binme imkanı var.
Daday’dan Dağlara Doğru
Kahvaltının peşine traktörün karoserinde 1 saat kadar dağlara doğru tırmanıp 1600 m rakımda şoföre artık sen dön deyip, indik.
Bundan sonra yaya olarak alacağımız yol yaklaşık olarak 20 km. Öyle düz yol falan da değil; zaman zaman patikası dahi olmayan yerlere dalacağımızı biliyoruz. Hazır mıyız…! Evveett!
Istıranca Mantarları
Ekim sabahı. Sıcaklık 1-2 santigrat civarı. Orman işçilerinin kerestelik ağaçları yığdıkları bir düzlükten geçip ormanın derinliklerine daldık. Şen çocuklar gibi kaç saat yürüdük farkında değiliz. Çünkü zamanı yok etmek istersen dünü ve yarını unutturacak ortamlara dalmak gerekir.
Hayvanlarda da olduğu gibi, genellikle zehirli olan mantarların renkleri parlak ve dikkat çekicidir. Bu, onların dilinde “bana yaklaşma, zehirliyim” demektir.
Orman içlerinde karşılaştıklarımızdan bazıları; henüz kurumamış domuz dışkıları, az önümüzdeki arkadaşımızın gördüğü karaca, bazı türleri oldukça büyük ve zehirli olan ünlü Istıranca Mantarları…
Doğu Karadenizdekilere benzemeyen bir eğrelti türü. Buradakiler çok küçük ve renkleri beyaza dönmüş.
Ormanda kaç saat yol aldık bilemiyorum. Çıkınca toprağı birkaç cm yüksekliğinde tamamen örtmüş sarı- kahverengi kuru yapraklardan oluşan bir patikada her adımda nağmeli hışırtılarla yürümek… İster istemez Yedi Göller ile kıyasladım. Kesinlikle burası.. Bitmesin diledim… 3 km nedir ki, çabucak bitti ! İnişteyiz artık.. Hedef konaklama yerimiz.
Kah çiseleyen kah sağanak yağmurda doğanın içinde, ciğerler bayram havasında, bedenler özgürlükten son derece hoşnut 10 km daha yürüdük. Yolda köylü kadınlarımıza rastladık; sırtlarında gövdelerinden büyük küfeleriyle. Ağır taşımaktan belleri bükük ama uzaktan gülümsemeyi ihmal etmedi içlerinden biri.
Bu güzel köpeğe gelince…Ormana girmeden önce karşılaştık onunla, bir süre sonra gider dedik. Tüm güzergah boyunca bize eşlik etti 🙂 Tıkanık yerlerde yol gösterdi. Çiftliğe ulaştığımızda hava kararmıştı. Ev sahibimiz köpeği tanıyormuş, karşı dağda oturan sahibini telefon ile aradı . Sahibi sabah gelip alacağını söyledi. Akşam yemeğini birlikte yedik bu tatlişle.
Sıcacık odanın sıcacık duşundan sonra coşkuyla servis edilen zengin menülü yemeğin ardından kapalı ortamda fazla kalmak istemeyen biz, ev sahibemizin yaktırdığı bahçedeki şöminenin başına geçtik gecenin soğuğunda. Şarkılarla ısınan bir gece…Sabaha programda Halaçoğlu Köyü gezisi ve ata binme var. Sabah oldu.
Halaçoğlu Köyü
Önce Halaçoğlu Köyü’nü geziyoruz. Bir köylünün Kurtuluş Savaşı sırasında köylerinin mücadelesini gelecek nesiller öğrensin diye müzeye dönüştürdüğü bir evi var.
Köy gezimizden sonra ata binmek için çiftliğe dönüyor ve gezimizi tamamlıyoruz.
Bu gezimizdeki emekleri için sevgili Nedim Yılmaz ve Haşim Ağca’ya teşekkürler.
Başka bir yolculukta görüşmek üzere
Sağlıcakla Kalın
İl bazında planlama yapacaksanız Kastamonu Gezi Rehberi‘ne bölge bazında planlama yapacaksanız Batı Karadeniz Gezi Rehberi‘ne bakabilirsiniz.