- Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Dört Mevsim
- Kızılırmak ve Bafra Köyleri
- Yakakent-Samsun Turizm Merkezi
- Kapıkaya Fest Tam Bir Festival Havası
- Nebiyan Doğa Festivali
Bereketli topraklarıyla Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Dört Mevsim nasıldır, gezelim ve görelim.
56 bin hektarlık alanı kapsayan denize sıfır eşsiz bir bölgeyi gezeceğiz bu yazımızda. Bu coğrafyanın 16 bin hektarı da sulak alan olması itibarıyla bereket üstüne bereket doğuran topraklardayız. Ülkemizin Karadeniz kıyısındaki tek sulak alanı üstelik.
Sadece ülkemizin de değil doğudan ve batıdan sınırlarımızın dışında kalan tüm Güney Karadeniz’in en önemli doğal sulak alanı olarak tescillenmiş durumda. UNESCO ve yerli yabancı akademisyenler uzun zamandır bu değerli alanın farkında.
Bundan 35-40 yıl önce Fransızlar burada bir gözlem istasyonu kurmuştu. Uzun yıllar kuş gözlemi yaptıklarını biliyoruz. Onlar gittikten sonra bölgenin dünya ekosistemi için değerinin anlaşılması bir 20 yıl kadar daha zaman aldı.
1994 yılında su kuşlarının doğal yaşam alanı olduğu fark ediliyor ve % 85′ i 1. derece sit alanı ilan ediliyor. 5174 hektarlık bölümü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve Uluslararası RAMSAR Sözleşmesi kapsamında korunuyor.
Eşine az rastlanır türde biyolojik çeşitliliğe sahip olan bölge sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın önemli doğal sistemlerinden biri. Nisan 2016’da UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne girdi.
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Gezisi
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Nerede?
Bir kenarı denize sıfır, diğer kenarı 600-1500 m yüksekliğindeki dağlara sırtını dayamış, Samsun‘un batısında kalan Bafra ile 19 Mayıs ilçeleri arasında bulunan 56 bin hektarlık bir alan burası. Bölge, coğrafyada Bafra Ovası olarak bilinen yer. Kızılırmak buradan denize dökülüyor.
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, özel izniniz olmadığı taktirde 08:00-18:00 saatleri arasında ziyaretçilere açık.
Şimdi Bafra’ya gidip, şehrin kuzey doğusundan çıkar çıkmaz attığımız ilk adımla (Doğanca Mh./Köyü) Delta’ya girip sahil kenarından doğuya doğru yazıyla kışıyla gezmeye başlayalım.
Kızılırmak Deltası Kuş Cennetine Nasıl Gidilir?
Delta’ya sadece özel araba ya da bisikletle gitmek mümkün. Toplu taşıma araçlarıyla gidilemiyor. Bafra’dan Doğanca Mah. yönünde çıktıktan hemen sonra Delta’ya girmiş oluyorsunuz. Samsun Bafra arası 47 km’dir. Ya da tam zıt yönden 19 Mayıs ilçesinden girişi yapıp gezinizi Bafra’da sonlandırabilirsiniz. Samsun 19 Mayıs arası 30 km’dir.
2017 yılı başında Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti boyunca göllerin kenarlarından kesintisiz devam eden asfalt yol yapıldı. Eğer kuşları, memeli, sürüngen türlerini ya da yılkı atlarını fotoğraflamak isterseniz yolu olmayan kısımlara ya da stabilize alanlara yaya olarak girmek durumundasınız.
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Leylekler
Bafra’nın Doğanca Mah. (köyü)’nde şu ana kadar saptanmış 50 adet leylek yuvası var. Leylekler her yıl mart ayının ilk haftasında gelip yuvalarına yerleşiyor, ürüyor ve ağustosun ikinci haftası uçacak duruma gelmiş yavrularıyla birlikte sınırlarımız dışına daha sıcak bölgelere göç ediyor. 15 Ağustos’tan sonra giderseniz sadece uçamayacak kadar yaşlı ve hasta olanların bölgede kaldığını görürsünüz.
Erkek Leylekler, yavrular yumurtadan çıktığında yuvalarda kalmıyor. Leylek Ormanı’nda üreme mevsiminde dişi leylekler yavrularıyla ilgilenmek için sürekli yuvada kalırken erkek leylekler de yavrulara zarar vermemek için Leylek Ormanı’nın diğer bölümü olan ‘Leyleklerin Kır Kahvesi’ denilen yerde geceliyorlar.
Konakladıkları altı ay boyunca sayıları 6 bin civarında.
Kızılırmak Deltası Leylek Ormanı olarak adlandırılan Delta’nın bu bölgesi 20 dönümlük ormanlık alanı kapsıyor.
Kuş fotoğrafçıları, doğa severler ve turistler buraya yoğun ilgi gösteriyor.
Leylek nüfusu bakımından Dünya’da 5. sırada.
Diğer leylek göç yollarından en belirgin farkı ise, burada bir köy şeklinde hepsinin yuvalarının bir arada bulunması.
Delta’da iki tane kuş gözlem kulesi bulunuyor. Bu kulelere çıktığınızda Delta’nın binlerce hektarlık alanını görebilirsiniz.
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti Kuş Türlerinden Bazıları
Türkiye’de tespit edilmiş 400 civarındaki kuş türünün 355 çeşidi Delta’da gözlemlenebiliyor. Böylesine büyük bir orana sahip olması Kuş Cenneti unvanını almasını fazlasıyla yeterli kılıyor. Bazı kuş türleri de ülkemizde sadece bu bölgede gözlemlenebiliyor. Örn: Deniz düdükçünü, İncir kuşu, Ak kiraz kuşu…
Bunlardan 121 türün üremek için bu bölgeyi seçtiği kesinleşmiş.
Bir yıl içinde konaklayan kuş sayısı birkaç milyon civarındaymış.
Nesli tehlike altındaki Tepeli Pelikan, Cüce Karabatak, Alboyunlu Kaz, Dikkuyruk, Şah Kartal, Deniz Kartalı, Küçük Kerkenez ve Tarda da bu bölgede gözlenen türlerden.
Kış aylarını geçirmek için Sibirya’dan yola çıkıp deltanın daha yumuşak iklimine gelen türler de var.
Dünyada nesli tükenmekte olan 24 kuş türünden 15’i Delta’da gözlenmiş ve kayıt altına alınmış.
Kızılırmak Deltası’nın Özellikleri
Kızılırmak Deltası’nın eşine az rastlanır bir delta olmasının nedeni; deniz, göl, ırmak çayır, orman, mera, kumul, sazlık, bataklık, tarım alanı gibi farklı çeşitte ekosistemleri bir arada bulundurması.
Dolayısıyla sahip olduğu bu çok çeşitli su ve kara ekosistemleri, yüzlerce sürüngen, kuş ve memeli türü için habitat (doğal olarak yaşayıp üreyebildiği yer) oluşturuyor.
Kızılırmak Deltası’nı diğer kuş konaklama alanlarından ayıran bir başka özellik ise; burada her ay farklı kuş türlerinin görülüyor olması.
Çünkü burası aynı zamanda bazı göçmen kuş türlerinin binlerce km’lik göç yollarının Karadeniz’deki kısa süreli mola yeri. Bir örnekle açıklayayım: Göç sırasında, Cernek Gölü üzerinde bir günde 42 bin Kum Kırlangıcı sayılmış. Bunun anlamı; göç sırasında bir milyonun üzerinde Kum Kırlangıcı’nın Delta’dan yararlandığıdır.
Kızılırmak Deltası’na gelip kuşları fotoğraflamak istediğinizde kamufle olmayıp benim gibi açıkta çekmeye çalışırsanız 300 mm mercekle yukarıdaki kuş türlerinin fotoğraflarını çekebilirsiniz. Ornito çalışan fotoğrafçı arkadaşlar, farklı lens ve kamuflaj ekipmanlarıyla ender rastlanan kuş türlerinden harika kareler alabiliyorlar.
Kızılırmak Deltası Gölleri
Verimli Bafra Ovası’nda 20 tane irili ufaklı göl var. Bunlardan 7 tanesi büyük göl; en büyüğü ise 1400 hektar büyüklüğündeki Karaboğaz Gölü .
Bu göllerden Balık Gölü’nün denizle uzun bir kanal bağlantısı bulunuyor. Bu göle zaman zaman denizden su girişinin olması gölün tuzluluk oranını arttırıyor. Liman Gölü de yüksek kumulların arasından denize doğru küçük bir dil oluşturmuş.
Ulu Göl, Cernek Gölü gibi diğer göller ise tam anlamıyla tatlı su içeriyor.
Göllerin tamamı sığ. Derinlikleri 1-3 metre arasında.
Yöre halkı Delta’daki göllerden henüz tutulmuş sazan, sudak, has kefal, mersin merinosu, alabalık türlerini taze olarak tüketilebiliyor
Ayrıca göllerde bol miktarda kerevit bulunuyor.
Bu göllerden yıllık 400 bin ton balık avlandığı tahmin ediliyor.
Büyük göllerin bazıları açılan kanallarla birbirine bağlı.
Bölgede 554 bitki, 35 balık türü, 42 memeli hayvan türü, 13 sürüngen, 12 amfibi (kurbağa) ve 260 tane farklı tür omurgasız hayvan yaşıyormuş.
Delta kenarındaki köylerin birinde yaşayan dede, torunlarına su kanalında balık tutmayı öğretiyor.
Artık bu göllerin bazılarında ziyaretçilerin seyri için tahta iskeleler var.
Hatıralarım
Kızılırmak Deltası benim için çok özel ve hatıralarla dolu bir yer. Bölgenin en az 30 yıllık geçmişini ve bugününü iyi tanımamın sebebinden bahsetmek istiyorum. Bu yazımda biraz da nostalji olsun.
Bölgenin dünyaca önemi anlaşılmadan önce burada kamp kurmak, avcılık yapmak serbestti. 7-8 yaşımdan itibaren babamla kampa gelip balık tutmayı bu göllerde öğrendim (aslında öğrenemedim). Babam tuttuğu balıkları kamışa dizmem için (kamışı balığın ağzına sokup solungaçlarının birinden çıkarıyorsun, böylece bir düzine balığı uzun bir kamışa ipe dizer gibi diziyorsun) bana veriyor, ben ise büyük bir leğene doldurduğum göl suyuna o balıkları koyup yaşatmaya çalışıyordum. Dediğini asla yapamadım, o ise bu konuda her zaman anlayışlı davrandı. Hava karardığında o kamışların uçlarını yakıp hızla döndürerek gökyüzünde büyük ateş halkaları yapmak daha eğlenceliydi.
Annemin büyük annesi ve onun kız kardeşi zamanında Delta’nın sahipleri ve yöneticileriymiş. Sülalenin erkeklerinin başına gelenleri burada anlatmayacağım. Delta’nın Leydileri olarak, yaşlılar onlar hakkında bildiklerinden, duyduklarından, nasıl iyi yönettiklerinden bahsederlerdi. Şimdi onlar yaşıyor olsalardı Delta ve köyler bu durumda olmazdı, dediklerini hatırlıyorum.
Tüfek kullanmayı da buranın köylerinde öğrendim. O zamanlar av yasağı yoktu. Kuşları hedef almak aklımın ucundan dahi geçmedi. Karpuz vs. talim yerlerim idi.
Kızılırmak Delta’sının 19 Mayıs (Engiz) tarafında arazisi kumsal ve geniş/iğne yapraklı yüksek ağaçlardan oluşan, denize yürüme mesafesinde Yörükler adında bir köy vardır. Bu köyün kumsal yolunda babamın bana araba kullanmayı öğretmesi ve motor aksanını öğretmeye çabalayıp konuya bir türlü ilgimi çekemeyişi de çocukluğumun son yıllarına denk geliyor. O zamanların köyü şimdinin beldesi Yörükler, çift hörgüçlü Asya Devesi yetiştirirdi. Onlarca devenin tek sıra halinde, deniz kenarındaki kumsal boyunca ilerleyişlerini izlerken farklı alemlere gidiyordu insan. Duyduğuma göre; o develerden üç beş tane kalmış.
Kızılırmak Deltası Yılkı Atları
Evet, Delta’da belli bir miktar yılkı atı nüfusu var. Sayıları 500 civarında.
Ürkütmezseniz 5-6 m kadar yaklaşabiliyorsunuz.
Delta’da yeni Doğmuş bir tay, kılları hala ıslak . Annesinden ilk sütünü emmeye çalışıyor.
Ben buna Deli Oğlan adını verdim. Hikayesini anlatayım; karşılaştığımızda sinirli kişnemelerle delirmiş bir halde cirit atıyordu ortalıkta. Onu yönlendirmek için çaba sarf eden gence sordum, derdi ne bunun? Üç gün önce köylünün evcil kısraklarından birini kaçırıp kendi yılkı sürüsüne katmış. Sahibi kısrağını geri almak istiyor, bu ise vermek istemiyor. Uzun süre izlediğim aralarındaki güç savaşı ne şekilde sonuçlandı bilmiyorum, yoluma devam ettim.
Kızılırmak Deltası’nda Sazcılık
Bafra Ovası’nda sazcılık da bölge ve ülkemiz ekonomisi için önem taşıyor. Saz alanının yaklaşık % 25’i her yıl kesiliyor. Büyük bir kısmı Hollanda, Finlandiya gibi kuzey ülkelerine ihraç ediliyor.
Kesim, Aralık ayı sonunda başlayıp, kuşların üreme döneminin başlamasıyla yasaklanıyor ve Temmuz ayı başında yine başlıyor. Kesilmiş sazlar kesim yasağı dönemi boyunca kurumuş oluyor ve Ağustos ayında bağ haline getiriliyor.
Sabah erkenden kayıklarla kesim alanına gidilir ve gün boyu kesim yapılır, kolay taşınabilmesi için balyalar haline getirilir. Hasır, sepet yapımı, bina çatıları, hayvan barınakları çatıları ve zeminlerinde kullanılıyor. Ayrıca köy evlerinin bahçelerinde bulunan fırınlarda odun yerine de yakılıyor. Saz dışında, yine Delta’da kendiliğinden yetişen goga ve kamışlar da kesilerek benzer amaçlı kullanılıyor.
Kızılırmak Deltası Manda ve İnek Nüfusu
Delta’daki manda ve ineklerin sahibi köylerden ikisine bir kaç fotoğraf karesiyle göz atalım önce.
Delta’da 8 bin sığır bulunuyor.
Yaz kış yeşil binlerce hektar verimli otlak alanlara sahip.
Bu ördekler, Leylek Ormanı’na yürüme mesafesindeki Sarıköy’den.
Organik meyvelerle dolu ağaçlar. Zirai mücadele ilaçları da kullanılmadığından elma, armut ve diğer meyvelerden kurtçuklar çıkmasına sevindik doğrusu. Çocukluğumuzdaki gibi aynı.
Kızılırmak, Yeşilyazı Köyü’nden bir iki km sonra denize kavuşuyor.
-Mandalar (Kömüşler)
Şimdi genel ismiyle mandalara, yöresel adıyla kömüşlere daha yakından bakalım.
Kömüşler bıçakla kesilebilecek yoğunlukta olabilen çok lezzetli yoğurdu, kaymağı, çok sevdiğim tereyağı ve bembeyaz sütüyle bölgede oldukça meşhur.
Bu arada bir dipnot: Nemrut Dağı dahil çoğu meşhur pek çok yerde gün doğumu ve batımını izledim, deltada güneşin aldığı parlak ateş kırmızısı renk tonuna başka bir yerde rastlamadım.
Çevre köylülerin kömüş ve inek gibi büyük baş hayvanları yazı deltada geçiriyor, kışın ise köylerindeki mandıralara dönüyorlar.
Delta 6 bin civarındaki Anadolu Mandası nüfusu ile Türkiye’nin en büyük manda sürüsünü barındırıyor. Mandaların sırtındaki parazitler pek çok kuş türü için besin kaynağı. Ortamın 20 bin mandayı kaldırabilecek potansiyele sahip olduğu belirlendi. Proje hayata geçtiğinde günde 15 bin ton süt üretimi yapılabilecek.
Güncelleme 2019: Delta’daki manda sayısı 11 bine yükselmiş durumda.
Kızılırmak Deltası’nda bulunan ziyaretçi merkezinde bu manda sütünden üretilen ürünler sergileniyor, ziyaretçilere ikram ediliyor, satış yapılıyor.
Bafra’nın Meşhur Kaymaklı Lokumu
Delta’daki mandaların (kömüş) sütünden yaklaşık 150 yıldır Bafra’ya özgün kaymaklı lokum üretimi yapılıyor. Ağızda dağılıveren muhteşem bir lezzet. Bunu tatmayan lokum yedim dememeli. Türkiye’de üretilen tüm ünlü lokumların pabucunu dama atacak lezzette.
Üretildikten sonra birkaç gün içinde tüketilmesi gerektiğinden iç ve dış piyasalara hak ettiği ölçüde açılamıyor. Fakat Bafra’daki üreticiler telefon siparişi yoluyla dünyanın her yerine hızlı teslimat yapabiliyor. Kg fiyatı da oldukça pahalı. Bir defa tadan çoğunlukla tekrar istediğinden bu siparişlerin azımsanmayacak ölçüde olduğunu belirtmeliyim.
Kızılırmak Deltası Galeriç Longozu
Delta’daki Longoz (Subasar) Ormanı yaban hayatı açısından ülkemizin en ilginç ve nadir subasar ormanlarından biri. 1,4 kilometre karelik bir alanı kapsayan ormanın çoğunluğu kızılağaç ve dişbudak ağaçlarından oluşuyor. İlkbaharda tabanı tamamen suyla kaplanır ve suyun üstü ağaçların yapraklarıyla örtülür. Kışları da suyun içinde kalır. Bu ormanda yansımalar muhteşemdir.
Galeriç Longozu pek çok hayvanın yuva yapmasını sağlıyor. Biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça zengin olan bu longozda 35 ötücü kuş türü kuluçkaya yatıyormuş.
Buradaki çadır tesiste gözleme, çay, ayran bulma imkanınız var
Galeriç Longozu, Balık Gölü ile Deniz arasında yer alıyor.
Bu alan, yukarıda develeriyle bahsi geçen Yörükler Beldesi sınırları içinde bulunuyor. Ayrıca Yörükler, saz kesiminin en fazla yapıldığı yerlerden biri.
İlkbaharda Longoz’un büyük bir bölümünde sular yükseliyor ve dişbudak ağaçlarının beyaz çiçekleri dökülerek su yüzeyinin tamamını kapladığında orman bambaşka nefis bir kimliğe daha bürünüyor.
Yaz ya da kış fark etmez. Buradaki yansımalar muhteşemdir.
Kızılırmak Deltası Ziyaretçilerine Tavsiyeler
Kızılırmak Deltası’nın birbirinden güzel bambaşka yüzleri var. Her mevsimi farklı sürprizlerle dolu.
Yazın sıcağında öğle saatlerinde yaya olarak dolaşmaya kalkarsanız, yazımda bahsettiklerimin çok azına tanık olursunuz.
İlkbahar ve yaz aylarında gelecekseniz, özellikle yaz mevsiminde sabahın erken saatlerinde veya akşam saatlerinde dolaşmaya çıkın. Öğle vakitlerini Delta’daki tesiste dinlenerek geçirin. Yılkıların etrafınızda cirit attığını göreceksiniz.
Sonbahar-kış aylarında ise açık olduğu herhangi bir saatte dolaşmak uygundur. Kıyafetlerinizi iyi seçin ama. Tipiyi fotoğraflarda gördünüz. Fakat her kış bu yoğunlukta geçmeyebiliyor. Bölgenin sıcaklığı kış boyunca sıfır santigrat derecenin altına nadir düşüyor lakin, Deniz ve Irmak bir arada olduğundan nemin fazlalığı soğuk etkisini arttırıyor. Ağustos ortasından Mayıs ayı başına kadar leylekler ülkemizde bulunmadığından yuvalarının olduğu Leylek Ormanı’nı boş olarak görürsünüz. Kış mevsiminde kışı Delta’da geçiren diğer kuş türlerini görme imkanınız ise olacaktır. Fakat onları çok fazla açıkta görmeyi de ummayın.
Bu bölgede gezmek ve fotoğraflamak için 2-3 günü ideal olarak görüyorum. Lakin özgün aurası ve hatıralardan dolayı her gidişimde etkilendiğim ve uzak duramadığım bir bölge. Yılda ortalama iki defa ziyaret ediyorum.
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nde Nerede Kalınır?
1-Bafra Öğretmenevi Mevlana Mah.Bakırpınar Yolu No:18 Bafra/SAMSUN adresinde yer alan Bafra Öğretmenevi‘nde, 46 oda ve 113 yatak bulunmaktadır. Memnun kalırsınız.
Tel: 0( 362 ) 537 29 38 – 39
Yanınıza Neler Almalısınız?
Güncelleme (2019) : Bu yazıyı 2018 yılında hazırladım. Geçen bir yıl içinde UNESCO Kalıcı Kültür Mirası Listesine geçmek amacıyla bölgede önemli değişiklikler yapıldı. Delta’yı ziyaret etmek isteyenlerin yeni uygulamaya konulan yasakları bilmeleri, giremeden geri dönmemeleri için önemli.
Ziyaretçileri Doğrudan İlgilendiren Değişiklikler
1)- 2018 yılı sonuna kadar aracınızla rahatça gezebildiğiniz Delta’nın, bir bölümü, 2019 yılı başından itibaren motorlu araç girişlerine kapatıldı. Bafra’nın Doğanca Mahallesi’ndeki Leylek yuvalarına kadar aracınızla gelebilir hatta Delta’nın belli bölümlerine devam edebilirsiniz. Ancak Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ile koruma altına alınmış, kuşların yuva yaptığı hektarlarca alana araçla giremezsiniz.
2)- Bisiklet, elektrikli mobilet girişleri serbest. Kuşların araç seslerinden rahatsız olmaları ve gürültüden dolayı yol kenarlarındaki kanallarda yuva yapamamaları gerekçesi.
3)- Samsun Belediyesi ziyaretçiler için her saat başı ring aracı uygulaması başlattı. Seyir halindeki araçtan Delta’yı izleyebileceksiniz. Ya da belediyeden akülü araç, bisiklet kiralamak durumundasınız.
4)- Yeni ihale edilen proje kapsamında 2000 m karenin üzerinde alanı kapsayan tesisler, butik otel, otopark yapılacak.
5)- Doğa Eğitim Merkezi, Konaklama Merkezi, Ahşap Yürüyüş Yolları, Seyir Bölümü ve Doğanca Butik Otel yapımlarının sonuna gelinmiş durumda.
6)- Koruma alanı sınırındaki köy halkının yaz boyunca orada otlayan binlerce kömüş ve ineğine rahat ulaşabilmesi için motorlu araçla girişi serbest bırakıldı.
7)- 2019 yılı başından itibaren Delta’ya girişler ücretli oldu.
Değerlendirme
Bölgenin kontrol altına alınması sevindirici bir gelişme. Avcılar, balıkçılar ve piknikçilerin Delta’ya verdikleri zarar uzun süredir bilinen bir gerçek. Dünyanın en iyi korunmuş doğal alanlarından biri olan Kızılırmak Deltası’nda sürekliliği sağlamak adına uygulamaya geçirilen kararların Delta adına yararlı olmasını gönülden diliyorum.
Yalnız, bu uygulama Delta’yı tanıtımda büyük rol oynayan fotoğrafçıların girişini de sınırlamış oldu . Fotoğrafçılar kararlar alındıktan sonra artık Delta’ya gitmiyor. Özellikle ornito çalışan arkadaşların ağır ekipmanlarının bisiklet ya da ATV ile taşınması mümkün değil. Daha basit fotoğraf ekipmanıyla bile güneşin altında hektarlarca alanın yaya ya da bisikletle dolaşılması da mümkün değil. Delta’yı tanıtmak adına bu yazıyı hazırlamamı sağlayan, fotoğraf malzemeleriyle dolaşabilme imkanımın olmasıydı. Kuşların yoğun bulunduğu alanlara giriş yapamayan fotoğrafçılar adına bu engelleyici duruma yetkililer tarafından bir an önce çözüm bulunmasını diliyor, konuyla ilgili yeni bir çalışma yapılıyor/yapıldı ise de haberdar olmayı bekliyoruz.
Ayrıca, dört yıl önce Delta Su Kanalları’nda aniden ortaya çıkan ve o bölgeye ne şekilde geldiği belli olmayan(!), İsrail Sazanı olarak bilinen istilacı balık türünün yerel balık türleri üzerindeki yok edici etkisinin giderilmesi hakkında çalışmaların yapılıp yapılmadığı konusunu da merak ediyoruz. İki üç sene önce bu istilacı balık, bölgedeki tatlı su ekosistemi besin zincirinin en tepesine baskın tür olarak yerleşmiş durumdaydı.
Yetkililere çalışmalarında başarılar diliyor, emekleri için teşekkür ediyorum.
56 bin hektarı dolaşmaya devam… Bu kadar büyük bir alanı tek yazıya sığdırmak imkansız olduğundan, Kızılırmak’ın Karadeniz’e kavuştuğu yerden (Irmak Ağzı) ve sahilinin karakteristik kumullarından Kızılırmak ve Bafra Köyleri başlıklı yazımda fotoğraflarıyla birlikte bahsettim. Bu karakteristik kumulların yükseklikleri ortalama 8 metre ve 200-300 m’lik şeritler halinde sahile paralel olarak uzanıyorlar.
Doğaya ve tüm yönlerine sevgiyle
Samsun ve Orta Karadeniz ile ilgili diğer yazılarımız için Orta Karadeniz Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın.