- Kopenhag Devlet Sanat Müzesi Gezisi
- Amalienborg Sarayı’nda Bir Gezi
- Christiansborg Sarayı’nda Bir Gezi
- Rosenborg Sarayı Gezisi
- Christiania; Hippilerin Ülkesinde Bir Gezi
- Nyhavn, Kopenhag’ın En Çok Gezilen Yeri
- Kastellet, Avrupa’nın Hala kullanılan En Eski Kalesi
- Kışın Yapılan Bir Kopenhag Gezisi
- Kopenhag Ulaşım Sistemi
- Kopenhag’da Ne Yenir, Nerede Yenir?
Danimarka’nın sanat anlayışını anlayabilmek için Kopenhag Devlet Sanat Müzesi Gezisi yapmak şart. Kuzey ülkelerindeki sanat anlayışı kabul etmek gerekir ki tarihleri ile beraber yürütülen bir süreç.
Geleceğe bırakacakları tarihi sanat anlayışlarıyla birlikte destekliyorlar. Biz bir tane ünlü ressam ya da heykeltıraşın ismini bile sayamazken buralarda sokak aralarında çok yüksek fiyatların konuşulduğu açık artırma yapılan galerileri geziyorsunuz. Mutluluk gibi sanatta bir semte değil tüm ülkeye ait.
Burası Kopenhag Devlet Sanat Müzesi (Statens Museum fur Kunst). Çocuklar ünlü ressamların resimlerini canlı olarak yapabilmek için müzelerden randevu alıyor. Acaba bunlar Dünya’nın en mutlu ülkesi olmakla mı ilgili yoksa sanat açısından doyuma ermiş bir kültürle mi? Belki de her ikisi…
Benim Kopenhag Devlet Sanat Müzesi’ni gezmekteki amacım ise kuzey ülkelerindeki sanat anlayışını ve varsa Osmanlı İmparatorluğu ile bağlantılarını yerinde görmekti. Sanırım buldum da…
Kopenhag Devlet Sanat Müzesi
Art in Making Anlayışı
Gördüğüm kadarıyla tüm müzenin en değerli eseri kabul ediliyor. Her yerde afişlerde bu resim. Hatta sanatçı dönemine çok uygun olan resimdeki kadını tasvir edip bitirmek yerine bir kafatası koyarak yaşam ile ölüm arasında bir bağ kurduğu için cesaretinden dolayı ayrıca takdir de ediliyor. Benim ise dikkatimi çeken şey müzede en çok resmi yapılmak istenen tablo olması? Nasıl yani? diyorsunuz anlatayım.
Bir resim nasıl yapılır? Bir ressam resmini yapacağı temayı resme başlayıp bitirmesine kadar olan süreçte nasıl geliştirir? Bu soruların cevaplarını burada öğrencilere soru cevap şeklinde değil Cossalini ‘den Rembrandt ‘a, Picasso ‘dan Købke ‘ye yabancı ya da yerli ünlü sanatçıların tablolarını kadrolu ressamların denetiminde canlı olarak bizzat yaptırarak veriyorlar.
Bu eğitimin amacı kişinin ressamın işlediği temayı kopyalarken neler hissettiğini, başlangıç ve bitiş arasındaki tüm girdileri ile süreci anlamasıymış. Bu eğitimi isteyen herkes alabiliyor ve talep gerçekten inanılmaz. Sergi salonunun her odası dolu. Ressamlar yapılan resimleri devamlı olarak takip ediyor.
Danimarka ve Kuzey Sanatı 1750-1900
-Vigilius Eriksen
Baştan belirteyim burada bahsedeceğim Katerina Baltacı ile dedikodusu olan ve aklınıza ilk gelen Büyük Petro’nun karısı ve halefi I. Katerina değil. Gördüğünüz üniformalı kadın Osmanlı İmparatorluğu’na çok pahalıya mal olan İmparatoriçe II. Katerina. Balkanları, Kırım’ı hep onun yüzünden kaybettik. Çeşme’de donanmamızı yaktıran yine kendisiydi.
Rusya onun zamanında Ortadoğu’daki Ortodoksların hamisi oldu ve sıcak denizlere açılma politikası sonucu ilk defa Karadeniz’e indi. III. Mustafa, I. Abdülhamid ve III. Selim ömürlerini onun yarattığı sorunlarla uğraşarak geçirdi. İlber Ortaylı’ya göre III. Selim ve II. Mahmud reformlarının sebebi de gördüğünüz imparatoriçe. Maalesef İmparatoriçe kuzeyde Rusya’yı bugünkü haline getirmesi ile değil yatak hikayeleri ile ünlü.
-Carl Gustav Pilo
Gördüğünüz portre İsveçli ünlü kraliyet ressamı Carl Gustav Pilo’nun en iyi 8 tablosundan biri kabul ediliyor. Bu konu ile ilgili internette hiçbir şey bulamadım. Trablus Elçisi Mahmut Ağa’nın ya bir seyahat esnasında ya da yeni görevi için Kopenhag’a geldikten sonra Pilo’nun yapmış olabileceği bir portre olduğunu değerlendiriyorum. O dönemde Kuzey Afrika’da Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı dayılarca yönetilen 3 otonom beylik var.
Bunlardan biri de Trablusgarp Beyliği, acaba bu beyliklerin ticaret vb. için başka ülkelerde elçi bulundurma yetkileri de var mıydı ? bilmiyorum. Ressamlarımız, kültür bakanlığımız vb. bu tablodan kimsenin haberi var mı işte ondan da çok emin değilim.
-C. W. Eckersberg
1800-1850 yılları Danimarka resim sanatının altın çağı kabul ediliyor. Christoffer Wilhelm Eckersberg ise dönemin en ünlü ressamlarından biri.
Portre konusunda gerçekten başarılı, tabloların canlılarını görünce sanatçının gerçeği aktarma başarısının ne kadar yüksek olduğunu anlayabiliyorsunuz.
-H. W. Bissen
Müzede sadece tablolara değil ünlü heykeltıraşların eserlerine de yer verilmiş. 1840’lı yıllarda Avrupa’daki milliyetçilik akımından etkilenen Danimarkalılar için de belirgin bir vatanseverlik kavramı politik ve kültürel tartışmalarda öneme çıkmaya başlamış. Özellikle Schleswig ve Holstein Danimarkalıların yumuşak karnı. Çünkü o dönemde Danimarka Krallığı’na bağlı olan bölge yönetici ve halkları Almanya’ya kendilerini daha yakın hissediyormuş hatta bağımsızlıklarını istiyorlarmış.
Müzede sadece tablolara değil ünlü heykeltıraşların eserlerine de yer verilmiş. 1840’lı yıllarda Avrupa’daki milliyetçilik akımından etkilenen Danimarkalılar için de belirgin bir vatanseverlik kavramı politik ve kültürel tartışmalarda öneme çıkmaya başlamış. Özellikle Schleswig ve Holstein Danimarkalıların yumuşak karnı. Çünkü o dönemde Danimarka Krallığı’na bağlı olan bölge yönetici ve halkları Almanya’ya kendilerini daha yakın hissediyormuş hatta bağımsızlıklarını istiyorlarmış.
O zamanın sanatçıları arasında da karşıt görüşler çekişme halindeymiş. İşte bu çalışma Danimarkalı ünlü Schleswigli heykeltraş Herman Wilhelm Bissen’in Schleswig ve Holstein’ın Danimarka’ya bağlı kalmasını amaçlayan çalışma. Bir asker üzerinden vatanseverlik betimlenmiş. İşe yaramış mı? Kuzeydeki küçük bir kısım hariç Schleswig ve Holstein bu gün Almanya’nın bir eyaleti.
Kopenhag Devlet Sanat Müzesi Fransız Sanatı 1900-1930
Müzede bir galeriyi de 1900-1930 dönemi Paris’teki ressamlara ayırmışlar. Paris o dönem kesin bir şekilde Dünyanın sanat ve kültür merkezi kabul ediliyormuş. Bu döneme ait sergilenen eserler arasında Picasso, Braque, Derain ve Matisse gibi sanatçıların eserleri de var.
Andre Derain, temaları gerçekçi olmayan renklerle dönüştürdüğü resimleri ile tanınıyor.
Açılış Kapanış Saatleri ve Giriş Ücreti
Kopenhag Devlet Sanat Müzesi 11:00-17:00 saatleri arasında açık. Çarşambaları 20:00’da kapanıyor. Pazartesi kapalı. Bu periyoda Kopenhagdaki en kısa gezi süresi diyebilirim. Bu nedenle mutlaka planlamalarınızı Kopenhag’ın bu bölgesinde 11:00 da burada olacak ve 12:00 da nöbet değişimini çekecek şekilde yapın. Giriş ücretlerine gelince kişi başı 70 TL, 30 yaş altı 50 TL, 18 yaş ve altı ile Copenhagen Card sahiplerine giriş ücretsiz.
Sırt çantası vb. içeriye kesinlikle alınmıyor. Girişte 20 kron ile çalışan dolaplar var. Bozuğunuz yoksa bozuyorlar. Geziniz bitip dolabı açtığınızda da paranızı alabiliyorsunuz.
Fotoğraf çekimi serbest hatta teşvik ediliyor.
Kopenhag Devlet Sanat Müzesi’ne Ulaşım
-Metro İstasyonu
Kongens Nytorv
–Otobüsler
1A ve 20E (Bredgade ve Store Kongensgade) 26 (Dronningens Tværgade) 350S (Kongens Nytorv)
Değerlendirme
Kuzey ülkelerindeki sanat anlayışını kulaktan duyma değil yerinde görmek açısından çok değerli bir gezi oldu. Kopenhag Devlet Sanat Müzesi’ndeki sanat eserleri her ne kadar kuzey ile ilgili de olsa kendi tarihinize bağlantılı da çok konu bulabiliyor hatta bağlantı kurabiliyorsunuz. Müzeyi gezmeniz ve etrafınızda olanları anlamanız için en az 3 saat ayırmalısınız. Gerçekten de buna değer.
Kopenhag ile ilgili diğer yazılarımız için Kopenhag Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.