- Kopenhag Devlet Sanat Müzesi Gezisi
- Amalienborg Sarayı’nda Bir Gezi
- Christiansborg Sarayı’nda Bir Gezi
- Rosenborg Sarayı Gezisi
- Christiania; Hippilerin Ülkesinde Bir Gezi
- Nyhavn, Kopenhag’ın En Çok Gezilen Yeri
- Kastellet, Avrupa’nın Hala kullanılan En Eski Kalesi
- Kışın Yapılan Bir Kopenhag Gezisi
- Kopenhag Ulaşım Sistemi
- Kopenhag’da Ne Yenir, Nerede Yenir?
Kopenhag programım kapsamında Rosenborg Sarayı, Kralın Evinde Bir Gezi de yapmayı planladım. Rosenborg Sarayı (Rosenborg Slot) bizim için de önemli bir yer. Çünkü burası aynı zamanda Osmanlıya karşı yardım talebini reddeden Christian IV ‘ün de evi.
Christian IV ikamet ettiği Kopenhag Kalesi’ni hem eski hem de yetersiz bulunca Rönesans tarzında çağa uygun yeni bir saray yaptırmaya karar vermiş. Sarayın yapımına 1606 yılında başlanmış son haline ise 1633 yılında gelmiş. Kral önce yazlık olarak düşündüğü sarayını öyle sevmiş ki neredeyse ömrünü burada geçirmiş.
Gerçekten de sarayda gezerken siz de 400 yıl öncesine dönüp kral ve ailesinin günlük yaşamını anlayıp daha iyi gözlemleyebiliyorsunuz.
Rosenborg Sarayı’nın en çok dikkat çeken bölümleri ise genel olarak orta çağ filmlerinde gördüğümüz ziyafetlerin verildiği, kral ve kraliçenin tahtlarında oturduğu şövalyeler salonu ile içerisinde nesilden nesile geçen kral ve kraliçe taçlarının da olduğu muhteşem hazine dairesi.
Sarayı gezince kralın Osmanlıya karşı yardım talebi neden reddettiğini daha iyi anladım. Yazıyı okuduktan sonra eminim siz de anlayacaksınız.
Rosenborg Sarayı
Rosenborg Sarayı’na Ulaşım
-Metro İstasyonu
Nørreport
-Otobüsler
Georg Brandes (6A, 26)
Rosenborg Sarayı Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücretleri
Rosenborg Sarayı 10:00-16:00 saatleri arasında açık. Giriş ücretlerine gelince kişi başı 125 DKK. Amalienborg Sarayı ile birlikte kombine bilet alırsanız 200 DKK. 18 yaş ve altı ile Copenhagen Card sahiplerine giriş ücretsiz.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sırt çantası vb. içeriye kesinlikle alınmıyor. Girişte 20 DKK ile çalışan dolaplar var. Bozuğunuz yoksa bozuyorlar. Geziniz bitip dolabı açtığınızda da paranızı alabiliyorsunuz.
Fotoğraf çekimi serbest hatta teşvik ediliyor.
Christian IV
Rosenborg Sarayı’nı yaptıran ve en çok kullanan kişi Christian IV olduğu için öncelikle onunla ilgili kısa bir vermek istiyorum.
Kendisi Danimarka tarihindeki en renkli ve popüler krallar arasında gösteriliyor. Frederik II and Sophie of Mecklenburgh’un oğlu olan Christian IV 1588-1648 yılları arasında Danimarka ve Norveç krallığı yapmış. Anna Cathrine of Brandenburg ve Kirsten Munk ile evlenmiş. Daha sonra kral olacak oğulları Frederik III and Leonora Christine’de dahil 20’den fazla çocuğu olmuş.
Kral çok iyi bir eğitim almış. Durgunluğa giren ekonomisini güçlendirmek için İsveç ile 1611-1613 yılları arasında savaşa girmiş ve avantaj sağlamış. 1616 yılında Danish East Indian Company’yi kurup Hindistan’ın güney doğusunda Tranquebar şehrini kurdurmuş. Böylece Danimarka ilk defa bir koloniye sahip olmuş. Şehir planlamasından da çok iyi anlayan kral bugünkü Christiaashavn’ı o dönemde kurmuş. Ekonomik durgunluğu yenmek için girdiği 30 Yıl Savaşları en büyük hatası olmuş.
1626 yılında Alman İmparatorluk Ordusu’na yenilince İsveç bölgede tekrar en önemli güç haline gelmiş. Güç mücadelesi netleşince 1643-1645 yılları arasında İsveç ile savaşa girilmiş. Sadece Gotland ile Estonya ve Norveç’in bir bölümünü değil bir deniz muharebesinde sağ gözünü de kaybetmiş. 1648 tarihinde de ölmüş ve yerine Frederik III geçmiş.
Kendisi ile ilgili bizi ilgilendiren kısma gelince Kutsal Roma İmparatoru Rudolf II Osmanlı ile gireceği savaş (1593-1606) öncesinde 1592 yılında kendisinden yardım istediğinde bu isteği geri çevirmiş. Savaş süresince küçük bir para yardımı yapmış verdiği yardım sözlerini de parayı ülkesinin güvenliği için harcayacağı gerekçesiyle tutmamış.
Rosenborg Sarayı’nın Bahçesi
Rosenborg Sarayı oldukça geniş bir bahçeye sahip. Bahçeden sarayın güzel resimlerini çekmek mümkün. Havanın soğuk olması önemli değil ama maalesef ben bulutsuz ve güzel olmayan bir havada buraya geldiğim için böyle bir şansa sahip olamadım.
Sarayın bahçesinde dönemin kraliçesi Caroline Amalie’nin bir heykelini var. İşte meşhur Amalienborg Sarayı onun adına yapılmış.
Sarayın hendeği 400 yıl önce 1613 tarihinde kazılmış. O zamanlar hendek tüm sarayı çevreliyormuş. Yine gördüğünüz köprü o zamanlar bağlı zincirleri ile kaldırılıp indirilebilen bir sisteme sahipmiş.
Giriş Katı
Saraya girdiğinizde gezmeye başladığınız ilk oda. Bu oda döneminden bugüne en iyi korunmuş oda olarak gösteriliyor.
Zaten kralın en önemli üç odasından biriymiş. Christian IV mekanik olarak buradan asma köprüyü indirip kaldırabiliyormuş. Duvarlar ve tavan tamamen tablolar ile kaplı. Tablolar adları bilinmeyen Hollandalı ressamlara ait.
Odanın çıkışında sol tarafta oldukça dikkat çekici bir saat var. 1594 yılında yapılmış astronomik bir saat. Üzerinde müzikli ve hareketli olduğu yazılı.
Burası 1648 tarihinde Kral Christian IV’ün öldüğü oda. Gördüğünüz eşyalar da ona ve eşine ait. 1660’lardaki Frederik III ve Sophie Amalie odaya Çin tarzında duvar panelleri ve kapılar yaptırmış. Tavan resimleri, dünyanın tanrılarını, gökleri ve okyanusları betimliyor.
Dönemin krallarının tuvaletlerinin nasıl olduğuna ilişkin açık bir örnek olduğu için bu resmi de koyma gereği hissettim. Duvarlardaki mavi ve beyaz fayanslar Hollanda çinileriymiş ve 1705’te sarayın yenilemesi sırasında takılmış.
Odaya karanlık denmesinin sebebi direkt ışık almaması. Odada 1751’de yapılan Frederik III ve eşi Sophie Amalie ‘nin birer büstü var. Dönemin adetleri gereği kraliyet üyelerinin birer büstünün yapılması gelenek haline gelmiş. Daha önce gezdiğimiz Amalienborg Sarayı 1669-1673 tarihleri arasında onun adına yapılmış.
Duvarların mermerlerle kaplı olduğu oda gerçekten çok güzel bir oda. Dönemin en iyi Danimarkalı, Alman ve İtalyan ustaları çalışmış. Burası Christian IV’ün ikinci eşi Kirsten Munk’un odasıymış.
Bu koridor aslında Christian IV’e kadar olan tüm krallık tarihini özetliyor. Koridorda yer alan 1633 yapımı spiral merdiven ile üst katlara çıkılabiliyor.
1663 yılında yapılan spiral merdiven oldukça değişik figürleri barındırıyor. Merdivenin kenarlarında asılı resimler 1691-93 döneminde yapılmış çiçek tabloları.
Birinci Kat
Frederik IV tarafından kullanılan salon 1700’lü yıllardaki dönüşümü de yansıtıyor.
Salondaki kristallerin hepsi Austrian İmparatoriçesi Maria Theresia’nın hediyesi.
Oda daha çok Frederik IV’ün kız kardeşi tarafından kullanılmış. Duvar halıları 1600’lü yıllarda İspanya’dan getirtilmiş.
1684’de yapılan duvar süslemelerinde ise Büyük İskender’in hayatı tasvir edilmiş.
Odanın tarihi Frederik IV’e kadar gidiyor. Genel olarak akşam yemekleri için kullanılmış. Gördüğünüz 4 metrelik dolap sadece 1700’lü yıllarda Danimarka mobilya işçiliğinin en güzel örneklerinden biri değil aynı zaman da müzik kutularının atası. Kral Frederik V misafirlerini akşam yemeğinde bu oyuncakla etkilemeye bayılıyormuş. Dolabın içerisine otomatik olarak çalışan trampeti, flüt ve çembalo yerleştirilmiş.
Yarım saatte bir orkestra edasıyla çalıyormuş. İsteğinize bağlı olarak 14 farklı parçayı seslendirebiliyormuş. Yapımı 2 yıl süren bu dolabın o dönemdeki değeri küçük bir saray almaya yetiyormuş. O dönem Danimarka başlıca güçlü krallıklardan biriymiş. Bu dolapta hem teknolojik hem de kültürel bir güç gösterisi olarak kullanılıyormuş.
Oda daha çok Frederik IV’ün erkek kardeşi tarafından kullanılmış. Duvar halıları 1750 yıllarına ait.
Oda daha çok Frederik V ve Frederik VI tarafından kullanılmış. Oda bu günkü görünümünü 1782-1784 yılları arasında almış.
Oda bu günkü görünümünü 1782-1784 yılları arasında almış. Sanat müzesinde resimlerini gördüğümüz C.W. Eckersberg’in 1821 yaptığı resimde Frederik VI ve ailesi tasvir edilmiş. Frederik VI bu resimde giydiği üniforma ile Napolyon ve Fransa ile olan siyasi ittifakı da göstermiş. Gerçi bu ittifak Danimarka’ya çok pahalıya mal olmuş. Bütün Danimarka filosu İngiltere’nin eline geçerken Norveç de İsveç’in eline geçmiş.
Rosenborg Sarayı Şövalyeler Salonu (Riddersalen)
Sarayın ikinci katında yer alan büyük salondaki eşyaların en yenisi 1624 yılına ait.
Salon öncelikle balo salonu ve ziyafetler için kullanılmış.
Gördüğünüz tahtı ise sarayda ikamet eden tüm kral ve kraliçeler kullanmış. Kral ve kraliçeyi sembolik olarak 3 arslan koruyor. Arslanlar, l665-1670 tarihleri arasında Kopenhag’da yapılmış.
Bodrum Katı
Hazineler, sarayın hemen altında bulunan süper güvenlikli bodrumda tutuluyor. Yine bodrum katında bulunan diğer bölmelerde ise döneminde kullanılan silahlar, teçhizatlar, bilimsel araç ve gereçler, model oyuncaklar vb. sergileniyor.
-Silahlar ve Şaraplar
Silah koleksiyonu ilk olarak kral Frederik III tarafından kurulmuş. Rosenborg Sarayı (Rosenborg Slot) silah koleksiyonu
Christian V ise koleksiyonu geliştirmiş. Özellikle de zaferlerde kullanılan silahları koleksiyona dahil etmeye çalışmış.
Gördüğünüz askerler Frederik V’in “Romans and Africans” savaş oyununa ait. Aynı zamanda satranç oynarken de kullanılmak üzere 1700 ‘lü yıllarda yapılmış. Prenslerin aldıkları eğitimde savaş oyunlarına oldukça önem veriliyormuş.
Christian V’in kullandığı av silahları da koleksiyona alınmış. 1698’de bir av esnasında yaralanan bir geyik gördüğünüz boynuzu ile Christian V’i neredeyse öldürüyormuş. Kral ağır yaralanmış ama kurtulmuş.
Rosenborg Şarabı sadece yılbaşı ziyafetlerinde ya da çok özel olaylarda içiliyor. Burada yazılana göre aynı tüketim oranı korunursa daha 300 yıllık şarap stoku varmış. Burada 1600 yıllarından kalma dolu şişeleri bile görebiliyorsunuz.
-Fildişi
1654 yılında fil dişinden yapılmış “Norveç Aslanı” adlı firkateynin maketi.
Frederik II döneminde Danimarka Avrupa’nın en iyi filolarından birine sahipmiş. Ancak 30 Yıl Savaşlarından sonra donanma oldukça zayıflamış.
-Yeşil Oda
Bu odada yer alan parçalar kraliyet ailesinin kişisel eşyaları olup miras olarak kraldan krala geçen parçalardır ve parçaların tarihleri 1200-1718 yıllarına kadar dayanmaktadır.
Gördüğünüz eğer Christian V ‘in 1634 yılında düğününde kullandığı atının eğeri. Eğerin yan cepleri halka atacakları paralar için çok geniş olarak yapılmış.
-Ole Rømer’in Odası
Astronom Ole Rømer 1644-1710 tarihleri arasında Kopenhag Üniversitesi’nde çalışmış. Ününü ise Jupiter’in uydularını tespiti ve ışık hızını bularak kazanmış.
Sol tarafta görülen tasarladığı planetaryum ile gezegenlerin güneşin etrafındaki konum ve yörüngelerini ortaya koymuş. Sağ tarafta görülen tasarladığı eklipsaryum ile de ayın yörüngesini ve eklipsini ortaya koymuş.
Gördüğünüz ağırlıklar Ole Rømer’in talep üzerine geliştirdiği ve 1683-84 yıllarında Christian V’e sunduğu ulusal standart ağırlık prototipleri.
-Hazine Dairesi
Rosenborg Sarayı’nın en değerli yeri hazine dairesi. Hazine dairesi halka 1975 yılında açılmış. 3 odadan oluşuyor.
İlk odada en dikkat çeken parça Christian III’ün Devlet Kılıcı. Kılıç en son 1648’de Frederik III’ün taht giyme töreninde kullanılmış.
İkinci odada en dikkat çeken parça Christian IV’ün Tacı. Taç, 1596 yılında taç giyme töreninde kullanılmış.
Üçüncü odada en dikkat çeken parçalar mutlakiyetçi kral ve kraliçe taçları. Christian V tan Christian VIII ‘e kadar tüm krallar bu tacı kullanmış. Danimarka’da son taç giyme töreni 1840 yılında yapılmış 1848 yılında mutlak monarşiler son bulunca gördüğünüz hazinenin çoğu bir daha kullanılmamış. Günümüzde kraliçe gördüğünüz mücevherleri yılda bir kaç kez (Sadece Danimarka’da) kullanabiliyormuş. Taçlara gelince onlar ise sadece ölüm halinde tabutun üstünde kullanılabiliyormuş.
Değerlendirme
Sarayda gezerken 400 yıl öncesine dönüp kral ve ailesinin günlük yaşamını gözlemleyebiliyorsunuz. Sarayın en çok dikkat çeken bölümleri ise şövalyeler salonu ile muhteşem hazine dairesi.
Sarayı gezince Osmanlı ile savaş kapsamında istenen yardım talebinin reddinin gerçek sebebini daha iyi anlayabiliyorsunuz.
Amalienborg Sarayı’ndan önce Kopenhag tarihinin merkezi ve Danimarka’nın yönetildiği bu saray şehre yapılacak gezilerde öncelikle görülmesi gereken yerlerden.
Amalienborg Sarayı ile ilgili tüm detayları Amalienborg Sarayı’nda Bir Gezi başlıklı yazımda bulabilirsiniz. Buraya yapılacak rahat bir gezi için en az yarım gün ayrılmasın uygun olacağını değerlendiriyorum.
Kopenhag ile ilgili diğer yazılarımız için Kopenhag Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.