Bugün Dara Antik Kenti Gezisi yapacağız. Dara’da altın bir sikke var desem…hem de kaybolmuş desem..ne dersiniz!!!
Yaklaşık 1500 yıl önceki bir altın sikkenin yolculuğu üzerine bir hayal kuralım hadi 😂😂
İngiltere’de bir darphanede basılmış olsun ,,
İngiltere’nin kuzeyinde tarçın almak için kullanılsın,,
Tarçın tüccarının elindeki parayı da Justinyanus’un vergi memurları zorla almış olsun 🙄
Justinyanus sevgili müstakbel karısı Thedora’yı memnun etmek için Çin’den ithal edilen bir ipek elbise almış olsun,
İpek tacirinin elindeki altın sikke Hindistan’daki liderlere altın sikke bakın oymalarının güzelliğine çok güzel diye sunulmuş olsun ,
Liderin hayretten gözleri kocaman açılmış olsun,
Hemen kopya sikkeler bastırmaya başlasın,
Bir sürü kopya olunca gerçek olan araya kaynasın ve bir çocuğun eline geçsin,
Çocuğun da babası onu bulsun,,
O sıralarda çocuğun babasının Dara’ya işi düşsün,
Dara da bu parayı bir güzel harcayıp türlü çeşit yemeklerden yesin,,
O sıralarda bir baskın olsun, paranın sahibi param çalınmasın diye bir sürü altın sikke ile beraber onu da gömmüş olsun 😳😳😳 para halen oralarda,,,,
Tüm bu hikayenin hepsi gerçek 😳 gerçekten 😂😂,,,
Dara tüm zamanların tarihini anlatıyordur belki kim bilebilir… Hz.Hızkıl, Persler, İskender, Bizans, Osmanlı derken günümüz Türkiyesi,,
Biz en başından alalım o zaman hikayemizi,,, En merak edilesi zamanlardan başlayalım…
Dara Antik Kenti’nin Hikayesi
Şüphesiz ki tarihteki en gelişmiş medeniyetlerden birisi Perslerdi.
Persler komşularına hükmetmiş, topraklarını alabildiğince genişletmiş.
Peki Persleri bu kadar güçlü ve özel kılan şey neydi bilir misiniz?
Persler yabancıların geleneklerine karşı açık fikirliydi. Mesela düşmanlarının kıyafetleri daha mı kullanışlı daha mı mantıklı kendi giyim tarzlarını değiştiriyorlardı. Düşmanlarının silahları daha mı çok iş görüyor hemen kendi silahlarına bir çeki düzen veriyorlardı.
Bu sayede de bürokrasi olarak, hukuk olarak; yolları, şehirleri ile her konuda çok çok ileri bir medeniyet seviyesine erişmişlerdi.
Hükümdarları kesinlikle çok akıllıydı asla bencil değildi.
Pers İmparatorluğu bir bolluk diyarıydı.
Bin bir gece masallarındaki gibi bir yerdi….
Heredot bile mesajların hızlı aktarımı konusundaki tecrübelerinden, tarım konusundaki ilerlemişliklerinden, sulama tekniklerinden hayranlıkla bahsetmiş durmuştu.
Persler kendilerini bir istikrar bir adalet feneri olarak tanıtıyordu. Farsça, Akadca ve Elamca yazılmış yazıtta Pers diyarının en ünlü hükümdarı Büyük Darius’un ayaklanmaları ve isyanları nasıl bastırdığını, işgalcileri nasıl geri püskürttüğünü, zengin fakir demeden herkese nasıl adaletli davrandığını anlatır….
Yazıt emreder ki; ülkeyi güvenli kıl…
Azınlıklara karşı tolerans efsanevi bir boyuttaydı..Babil’de sürgün olan Yahudileri özgürlüklerine kavuşturduğu için Büyük Darius bildiğin Mehdi gibi bir şeydi onlar için…
Yunan komutanlar doğuya hem korkuyla hem saygıyla bakıyor, Perslerin savaş taktiklerini öğrenmek teknolojilerini bilmek istiyorlardı..
Fakat hiç kimse doğuya Makedonyalı İskender kadar hayran belki de aşık olmamıştı..Babasının suikasta uğramasının ardından tahta geçtiğinde genç generalin gideceği yön konusunda hiçbir şüphe yoktu..Hiçbir şeyi olmayan şehirsiz kültürsüz parasız pulsuz Avrupa’ya bir an bile dönüp bakmamıştı..
Bütün kültürel gelişmeler, teknolojik ilerlemeler doğudan geliyordu. Bir baskınla Mısır’ı ele geçirip ardından muhteşem bir uyku uyuduktan sonra Mezopotamya’nın kalbine doğru yol almıştı Büyük İskender..
Büyük Dariusun devri bitmiş sırada 3. Darius Perslerin hükümdarlığını yapıyordu..
Aristo’nun öğrencisi İskender’e nihayet Babil teslim olmuş ve onu şehrin sakinleri ellerinde çiçekler ve çelenklerle karşılamıştı,,
Yaklaşık 1800 yıl sonra Akşemseddin’in öğrencisi Fatih’i de Konstantinopolis şehri aynı böyle karşılayacaktı..Çünkü Fatih’in tek rüyası, tek amacı, belki de tek aşkı Konstantinopolisti… Gerçek bir aşk ile fethetmişsen çiçeklerle karşılanıyordun…Tüm zamanların kuralı buydu…Vee tarih işte böyle bir şeydi….
Tarih M.Ö. 331
Kentin bulunduğu bölge iki yarım dünyanın savaşına tanık olmuştu nihayet,, 33 bin kişilik ordusuyla İskender yaklaşık 100 bin kişilik ordusuyla Persleri çok ağır bir yenilgiye uğratmış.. 3.Darius Dara kentinde savaş sırasında İskender’in teğmenlerinden biri tarafından öldürülmüş ve değersizce bedeni bir at arabasına öylesine atılıvermişti..,
İskender, 3. Dariusun rütbesine uygun bir cenaze töreni yapılmasını emreder ve cenazesini diğer Pers hükümdarlarının yanına gömülmesini emreder…
….Dara adını da işte bu zaman almış..3.Darius onuruna bu kente Dara denilmiş…
Dara çok eski bir antik kent… Kurucusunun kim olduğu belli değil…
Fakat Dara dünyadaki en büyük savaşlardan birine tanık olmuş.. Büyük İskender yürüyüp geçmiş oralardan..Düşünülünce bu muhteşem bir şey..,
Pekiii kim derdi ki girdiği tüm savaşları kazanan ,,,dünyanın nerdeyse yarısını fetheden İskender’in boyunun 1 metre 50 santim olduğunu… hadi sizde şaşırın şimdi benim gibi buna…
Dara Antik Kenti erken Bizans döneminde imparatorluğun doğu sınırındaki en önemli şehirlerinden biri olmuş. Bir garnizon şehri olan Dara Justinianus döneminde imparatorluğun doğu sınırının en sağlam kalesi olmuş…
Dara daha sonra önce Arapların istilasına uğramış sonra Osmanlının hakimiyeti altına girmiş..,
Hz.Hızkıl’a (AS)
2009 2010 yıllarında Dara Antik Kenti’nde yapılan kazılar yüzlerce insana ait bir mezarlığı ortaya çıkardı… Bu mezarlar kutsal kitaplarda adı geçen Hz.Hızkıl’a (AS) ithaf edilmişti..
Hz.Hızkıl kocakarının oğlu diye anılıyor..
Yahudilerin önemli bir peygamberiymiş.. rivayete göre annesi çok yaşlanıp çocuk doğuramaz duruma gelince Tanrıdan bir oğul dilemiş ve doğan oğluna Hz.Hızkıl adını vermiş. Bunun için de Hz.Hızkıl kocakarının oğlu diye anılırmış.
Kur’an onun adını vermeden, binlerce ölüyü dirilttiğini söylemektedir…Allah ölüleri diriltebileceğini göstermek için Hz.Hızkıl’ı 4000 ölünün bulunduğu bir mezarlığa göndermiş. Onların kemikleri darmadağınık bir durumdaymış..
Hz Hızkıl kemiklere Allah’ın onların toplanmasını buyurduğunu söylemesi üzerine, kemikler bir araya gelmişler, ete bürünmelerini söyleyince de hepsi canlanıp ayağa kalkmışlar.
Dünyada başka hiçbir örneğinin bulunmadığı bu galeri mezarlık yeniden dirileceklerine inandıkları için yapılmış. Milattan sonra 6. yüzyılda yapılan bu alanın Hristiyanlık inancındaki “yeniden diriliş ayinleri” için Romalılar tarafından inşa edilmiş …
Büyük galeriye muhteşem bir kapıdan giriliyor..Kapının üzerindeki kabartmalarda ölülerin yeniden diriltilmesi sahnesi işlenmiş.
Oyma kaya evleri, tavanlarındaki süslemeler, duvarlarına işlenmiş Meryem İsa ve haç figürleriyle kaya kiliseleri Dara’nın Hristiyanlık macerasını da anlatıyor. Dara çok çeşitli dinlere de ev sahipliği yapmış..Tüm bunların hepsi bir bütün olarak Dara’nın nasıl muhteşem bir medeniyet olduğunu gösteriyor bize…
,,, Su sarnıçları, su depoları olağanüstü bir sanatla yapılmış …O dönem suyun akışını, oranını, bekletilmesini kontrol edebilen bir sistem geliştirmişler ..Kent gelişmiş bir su medeniyetiymiş…
Dara’nın Çocukları
Dara’yı gezerken gezilmemesi gereken alanlar bantla çevrilmiş ve çoğu yere uyarı levhaları konulmuş..Buna rağmen iki kadın bu alanın içine girip yüksek bir duvarın üstüne çıkıp ben buraların hakimiyim edasında poz verip fotoğraflarını çektiler birbirlerinin.. Çok çirkin bir görüntüydü… Çok utanç duydum.. Muhteşem bir su medeniyetinden kalan parçalar üzerinde yüzyıllar sonra gelebildiğimiz içler acısı medeniyet seviyemiz…
Bu kadınları kim uyardı bilir misiniz?
Dara’nın çocukları… Abla sen orada fotoğraf çekersen herkes girip fotoğraf çekmek istemez mi? Abla ya sen o tarihe zarar verirsen? Abla ya sana orada bir şey olursa ? ve kadınlar utanarak o alandan çıktılar…
Tüm samimiyetimizle tarihimize saygı duyacağımız bir zamanlar çabuk gelsin istiyorum…Antik kentin hemen komşusu köydeki çocuklar tarihin içinde antik kentin hikayeleriyle büyüyorlar… Ve bence bu çocuklar bu günleri getirecek…
,,,,Dev bir hazineye sahip bir kent Dara çünkü daha ortaya çıkarılan alan şehrin üçte biri bile değil…
Mardin’e 30 km uzaklıkta ..Mardin ile Nusaybin arasında… Mardin’e gitmişseniz Dara’yı görmemezlik olmaz diyorum ben… Antik kenti Büyük İskender’in izinde ve onun hayranlığıyla gezmelisiniz hatta…..
Kim bilir belki bir gün siz hayranlıkla Dara’yı gezerken kayıp altın sikke ayağınızın ucuna geliverecektir tüm ihtişamıyla..
Mardin ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımız için Mardin Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.
Yorumlar (1)
Çok hoş… fazla yorum yapmaya gerek yok.. bir kandil de siz yaksaydiniz..