“Eee ne var bunda binmişsin ETS gemisine gezmişsin adaları nesini anlatacaksın? biz de binsek aynı şeyleri göreceğiz” diye düşünenler olabilir. Ben başımızdan geçenleri anlatayım da, belki 1-2 küçük bilgi işinize yarar diye yazacağım.
Baştan söyleyeyim, bu yazı ETS reklamı değildir. Bazı şikayet sitelerine göz gezdirirseniz belki gitmekten vaz geçebilirsiniz bile! Ama biz çok eğlendik, çok da memnun kaldık. O yüzden bir göz atmanızda fayda var…
Her sene niyetlenip bir türlü gidemediğimiz Yunan Adaları Turuna 2017 senesinde de yine geç kaldık. Promosyonlu fiyatlar ve ucuz kabinleri kaçırdık. Ağustos ayında yine fiyatlara bakıp içi geçirirken, bütçemize uygun fiyatlara rastladık. Fakat bu kabinler ros kabin diye adlandırılan kabinlerdi. Yani numaramız belli değil, duruma göre iç kabin ya da bir üst sınıf kabin olabilecekti.
Bizim önceliğimiz fiyat olduğu için hiç düşünmeden kabul edip aldık. Bence gemilerde herkesin durumuna göre kabinden memnuniyet dereceniz değişebiliyor. Uykuyu seviyorsanız tiyatro salonu ve asansöre yakın kabin almamalısınız, alt kattaki kabinlerde motor gürültüsü daha fazla oluyor.
Dış kabinler tabii ki güzel ama onların dezavantajları da limana yanaşırken yaşanılan kargaşa vs… Biz çocuksuz, sigara içmeyen, uykuyu seven, merdiven sevmeyen bir çift olarak bize verilen kabinden memnun kaldık.
Yunan Adaları Turu
Çeşme Yolu
Turlar Çeşme çıkışlı. İstanbul’dan Çeşme’ye bir gün önceden gidip gece konaklamayı seçtik. Gece yola çıkmayı da kendi durumunuzu göz önünde bulundurarak tercih edebilirsiniz. Limana yakın 4 yıldızlı bir otelde yer ayırttık. Burayı seçmemizin sebebi aracımızı tur boyunca otele bırakabilecek olmamız.
Çünkü aracınız ile gelince liman otoparkına günlük 25-30 TL den 150 TL’ye yakın bir miktar ödeyeceksiniz. Biz bu parayı otele verip, hem otoparkı halletmeyi hem de otelde konaklayıp gece yorgunluğumuzu atmayı planladık. Otel ile de önceden konuştuğumuz ve onay aldığımız için de içimiz rahat bir şeklide İstanbul’dan yola çıktık.
İstanbul’da oturduğunuz yere göre gidiş yolu için Avrasya Tüneli – Körfez Geçiş Köprüsü – Yenikapı Bandırma Feribotu gibi alternatifleriniz var. Biz en uygun olan FSM Köprüsü Tem Gebze yönü Eskihisar Topçular feribotunu tercih ettik. Acelemiz yok, feribotta dinlenmiş olacağız, bir şeyler atıştıracağız vs…
Feribot sonrası Gemlik Bursa yolu ile Susurluk’a varıyoruz. Burada favori mekanımız YASA. Bir yandan tostlar yeniyor bir yandan araba yıkanıyor. Bir mola da burada veriyoruz. Yaklaşık 500 km yolu uzun molalar ile 9 saatte aldık. Hız sınırlamalarına uyduk, rahat rahat geldik.
Akşam otelimize varınca hemen dinlenmeye çekiliyoruz. Sabah kahvaltısı için erken uyanıp kahvaltımızı yapıyoruz. Otelden çıkış işlemlerimizi halledip hemen valizlerimizi alıp limana doğru yürümeye başlıyoruz.
Gemi girişi için liman öncesinde geniş bir alan var. İşaretleri takip edip sıraya giriyoruz. Burada pasaportlarımıza bakıp valizlerimizi teslim alıyorlar. Sonra limana geçip freeshop kısmında geziyoruz. İndirimde olan ürünler dikkatimizi çekiyor onlara bakıyoruz. Bu arada limandaki freeshop öncesi gemi personeli ellerindeki bir takım reklam broşürlerini dağıtıyorlar.
Geminin içinde de bir mağaza varmış ve ilk gün açılışa %20 özel indirim olduğu yazıyor. 1 şişe içkide gemi mağazası limandaki mağazadan 2-3€ daha ucuz, ayrıca ilk gün %20 indirimi de ekleyince fiyatlar daha uyguna gelmiş oluyor.
Limandaki mağazadan çıkıp gemiye gitmek için yola çıkıyoruz. Burada gemi görevlileri içecek ve kek ikramı ile pasaportlarımızı alıp yerine tüm tur boyunca kullanacağımız gemi kartlarımızı veriyor. Bu kartlar adalarda pasaport yerine geçecek, gemide de alışverişlerimizi bununla yapacağız ve aynı zamanda kapımızı açacağız.
Heyecanlıyız, çünkü internette şikayet sitelerinde okuduğumuz bir çok kötü yorum yüzünden gerildik, ama şimdiye kadar her şey yolunda gidiyor. Geminin içini merak ediyoruz. Gemi girişinde kartlar okutuluyor, böylece yoklama yapmaya gerek kalmıyor. Kartlarımızı alıp hemen kamaramız gidiyoruz.
Kamaramız
Odamız 7027. İç kabinde küçük bir oda. Penceremiz yok, onun yerine bir TV var ve geminin ön tarafındaki kameradan manzaramız var. Banyo küçük, tek kişi kullanımı için uygun. Ama sorun yok, geminin her yanı bizim, güvertede manzara çok, sadece odaya dinlenmeye geleceğiz.
İnternette okuduğumuz yorumların aksine oda tertemiz, çarşaflar, banyo, yatak ve dolaplar düzenli ve hijyenik gözüküyor. Odamızı her gün temizleyecek olan görevlinin ismini yazan bir kartımız da var. Her gün içecek sularımız yenileniyor. Şampuanlar duş jelleri oldukça kaliteli gözüküyor.
Gemi içinde yapılan anonslar odamızdaki hoparlörden net olarak duyuluyor. Bu anonslar kaptanın hoş geldin anonsu, liman bilgilendirme anonsları ve diğer gemi içindeki bilgilendirme anonslarından oluşuyor.
Hangi limana geldik, giriş çıkış nereden yapılacak gibi anonslar haricinde freeshop ve gazino açılış anonsları da buradan yapılıyor. Bir hatırlatma; Casino ve Free Shop mağazası limandan demir aldıktan sonra açılıyor, limana giriş yapınca kapanıyor.
İlk anonslardan biri de “Acil Durum Tatbikatı” hakkında. Olası bir acil durumda yapılacakları tüm yolcuları toplandığı bir alanda anlatacaklar. bunun için siren sesini duyunca can yeleklerimizi takıp bize bildirilen yönden üst güverteye doğru merdivenler ile çıkmaya başlıyoruz. Katılım zorunlu. İlgili personel tüm detayları anlatıp bizi bu konuda bilgilendiriyor. Tatbikat sonrası kamaramıza dönüyoruz. Odamızda varınca günlük programın anlatıldığı gemi gazetesini görüyoruz. Her gün yenilenecek ve tüm programı detaylı bir şekilde görebileceğiz.
Yunan Adaları Turu Programı
Gemi 14.00’te hareket ediyor. Programımız şöyle;
1. gün Çeşme ayrılış 14.00 Siros Varış 20.30
2. gün Siros ayrılış 03.00 Pire (Atina) Varış 11.00 – Pire (Atina) Çıkış 22.00
3. gün Mikonos Varış 08.00
4. gün Mikonos Çıkış 05.00 – Santorini Varış 11.00 – Santorini Çıkış 21.00
5. gün Çeşme Varış 07.00
Tur Başlıyor
Gemi hareketi sonrasında önce öğle yemeği için Mermaid Restorana geçiyoruz. Yemekler açık büfe ve çok çeşit var. 1’er soft içecek ya da alkollü içecek ücretsiz, kartınızdan geçiyor ama bir ödeme yansımıyor, 15.30’da Show Lounge’ta rehberlerin bilgilendirme toplantısına katılıyoruz. Burada gezi programımız ve istersek katılabileceğimiz ekstra turlar için fotoğraflar eşliğinde bilgi alıyoruz. Güzel bir show ile karşılıyorlar bizi…
Şimdiye kadar 215 sefer yapılmış. 880 kişilik gemide bu turda 860 kişi ile birlikteyiz. 325 kişilik personel, gezimiz boyunca bize eşlik edecek. Ekstra turlara gelince; almak zorunda değilsiniz, kendiniz de yapabilirsiniz, tur alanlar için bir ayrıcalık erken çıkma vb. yok. Eğer dil bilmiyorsanız, DAHA ÖNCE GELMEDİYSENİZ TURLARI ALMAK SİZE DAHA UYGUN. vaktinizi ekonomik kullanmak isterseniz turlar büyük avantaj sağlıyor, bir çok yeri görebiliyorsunuz. Bunu belirtmek isterim.
Bilgilendirme toplantısı sonrasında önce çay saati için Horizon Restorana geçiyoruz. Burada her yurtdışı seyahatinde özlemini çektiğimiz demleme çay ve kurabiyeler bizleri bekliyor. Hem de ince belli bardakta! Tüm gemi seyahatimizde kaçırdığımız zaman üzüldüğümüz tek etkinlik bu…
Buradan 18.00’deki Bayrak Geçiş Töreni için Venüs Pool Bar’a geçiyoruz. Tüm personel ülke bayrakları ile önünüzden geçiyor. Gemiyi yürüten personel Yunan, işleten personel Türk, show departmanı Ukrayna ve Rusya, hizmetliler ise bir çok farklı ülkeden oluşuyormuş.
Onları izledikten sonra bu kez sıra akşam yemeğine geliyor. Gemiye adım attığımızdan beri 2 yemek 2 çay ikramı yüzünden sanırım birkaç kilo aldık. Bunu kontrol etmek gerek.
Akşam yemeğini yine aynı restoranda alıyoruz. Yemeklere giderken şort yerine pantolon tercih etmemiz gerektiği kibar bir şekilde restoran girişlerinde yazıyor.
Yemek sonrası bar kısmanda alkollü ve alkolsüz içecekler haricinde sıcak içecekler de mevcut. Yemeklerde ayrıca su için de sebiller ile ücretsiz su içme imkanınız da var. Bizim gibi bavulunuza Türk suyu taşımanıza gerek yok.
İlk Durak Siros
Akşam yemeği sonunda güvertede vakit geçirip ilk limanımız Siros’a varışımızı izliyoruz. Siros şu ana kadar gezdiğimiz Yunan adalarına hiç benzemiyor.
Burası Ortaçağ’da Katolik anlayışını benimseniş. Bu da mimariye yansımış. Sırasıyla Sicilya, Arap, Venedik ve Osmanlı hakimiyetine giren ada 1800’lerin başındaki Yunan isyanına katılmayı reddedip uzun bir süre tarafsız kalmış. Birinci Dünya Savaşı sonrasında önce yine İtalyanlara sonra da Yunanistan’a devredilen ada, politikacıların tatillerini geçirmeyi tercih ettiği adalardan biri olmuş.
Yapıları görünce alıştığımız adalardaki mavi beyaz evler merkezdeki Ermoupoli Köyünde gözükmüyor. Gece manzarası harika. Karnımız da tok, o yüzden hemen fotoğraflar için adayı gezmeye başlıyoruz. Kartlarımızı okutup limana çıkıyoruz. Liman merkezde, gemiden inince bir kaç metre sonunda hemen istediğimiz yere varıyoruz.
Kafeler insan dolu, hediyelik alışverişi yapacağınız mağazalar ve bir kaç market açık. Gece yarısına kadar dolaşıp bol bol fotoğraf çektiriyoruz. Vaktimiz kısıtlı olduğu için hızlı bir tur atmış olduk.
Bana sorarsanız klasik Yunan adalarına benzemediği için bir daha gelmek istemem. Çünkü 1200’den fazla ada var Ege denizinde ve görebildiğim kadarıyla ada görmek istiyorum.
Gece olduğu için bir çok yer kapalı. Meydandaki Apollon Tiyatrosu, Milano’daki La Scala’ın küçük bir kopyası.
İleride ışıl ışıl parlayan Saint George Katedrali’ne gidiyoruz. Dışından fotoğraf alıp, yavaş yavaş gemiye dönüyoruz.
Kalkışımız gece 03.00 ama yarım saat önce gemide olmamız gerek. Biz 01.00 civarı odamızdayız, hazırlanıp dinlenmeye çekiliyoruz. Sabah 11.00’de Atina’nın liman kenti Pire’de olacağız…
İkinci Durak Pire
Pire, Atina’nın limanındaki semt. Başkent yaklaşık 25 km. Taksi ile Atina Merkez 40-50€ civarı tutuyor. Ayrıca limandan 1 km uzaklıkta bulunan tren ile 30 dakika civarında Monastraki Meydanı’nda olabilirsiniz. Günlük bilet alarak daha sonra metro ve otobüslere de binebilirsiniz. Gemiden de ekstra turlar ile (kişi başı 51-66€ civarı) Akropol, Plaka, Arkeoloji müzesi ve şehir merkezine gidebilirsiniz.
Atina daha önce geldiğimiz bir şehir ama yine de üstünden geçmek istiyoruz. Pire’de de vakit geçer ama yaklaşık 10 saat vaktimiz var, gideceğimiz yerleri planladık ve yola çıktık. Atina’da yapacaklarınız için yakında yazacağım Atina gezi rehberini okuyabilirsiniz.
Merak edenler için Atina Top 10 listem şöyle;
1- Akropolis & Müze 2- Monastraki Meydanı 3-Stadyum 4-Plaka (Yemek ve Alışveriş) 5- Anafiotika Mahallesi 6-Syntagma Meydanı ve Meclis binası 7-Kolanaki (Yemek ve Alışveriş) 8- Zappeion 9-Üniversiteler 10- Hephaestus Tapınağı
Gemiye dönmek için limana geldik. Limanda free shop var. Gemi kartınızı göstererek alışveriş yapabilirsiniz. Zeytin, zeytinyağı, magnet ve Mikonos için güneş yağı…
Üçüncü Durak Mikonos
Tüm gezi boyunca tam anlamıyla bir ada ziyaretimiz olacak Mikonos. Gece boyunca gemide dinlendik ve sabah 8.00’de adaya vardık.
Biraz ansiklopedik bilgi verelim. Ada 85 km2. Bu küçük ada Jet sosyetenin tatil yeri olduğu için tam işlevli bir havaalanına da sahip.
Klasik Yunan adalarında rastladığımız yapılar burada ünlü markaların butikleri ve restoranlar olarak hizmet veriyor.
Ayrıca adanın maskotu 50 yıldır burada yaşayan pelikan Petros (ya da onun çocukları, pelikanların ömürleri konusunda pek bilgim yok açıkçası)
Adada 4 adet ekstra tur yapılıyor. 1- Super Paradise Plaj Turu 2- Elia Plaj Turu 3- Paradise Plaj Liman Turu ve akşam Sirtaki gecesi .
Tur dediğime bakmayın, sizi sabah 10.30’da gemiden alıp plaja götürüp, oradan da akşam 18.30 ya da 19.30’da gemiye getiriyorlar. Gemi ada merkezine biraz uzak demirlediği için bu turun avantajı gemiden direkt olarak plaja gidebiliyorsunuz. Sonra da orada size uygun şezlong ayarlıyorlar. Bunlar dahil olarak Paradise ve Super Paradise Beach 29€, biraz daha uzak olan Elia Beach ise 36€.
Bir de gemiden merkeze yürümek istemeyenler için kişi başı 10€’ya gün boyunca istediğiniz kadar kullanabileceğiniz transfer alabiliyorsunuz. Biz bu transferi aldık. Kahvaltımızı rahatça yapıp sonra ada merkezini gezeceğiz. Kalan vakte göre de plajlardan birini tercih edeceğiz.
Mikonos Plajlar
Plajlarından çok plaj partileri ile ünlü Mikonos’ta bir çok plaj var. Ama öne çıkan 3 plaj genelde tatilcilerin tercihi oluyor. Tur şirketinde tavsiye ettiği bu plajlardan ilki Super Paradise Beach.
Saat 14.00 civarına kadar sessiz sakin bir yer olan plaj 16.00 sonrasında bir anda dansçılar, DJ müziği, kendini müziğin ritmine kaptıran tatilciler ve patlayan şampanyalar tarafından işgal ediliyor. Denize doğru bakan plaj sakinleri 180 derece dönüp tüm gün barı izliyor ya da oradaki eğlencelere katılıyor. Paradise beach bunun biraz daha az meşhuru, Elia ise bunun aile versiyonu olarak tanımlanıyor.
Ornos, Psarou, Cavo Paradiso, Agia Anna, Kalafati ve Fragnias adanın diğer plajları.
Mikonos Merkez
Kahvaltımızı ettik, acele etmeden servis ile merkeze gittik. Giderken kişi başı 4€’ya limandan merkeze giden küçük motorlar olduğunu da gördük. Bunu da bir alternatif olarak kaydedip, merkezde iniyoruz. Liman ile merkez yaklaşık 4 km. Yollar çok dar ve her yere araçlar ve motosikletler park etmiş. O yüzden yürümek mantıklı değil.
Merkeze gelince bizi Pelikan Petros karşılar sandık ama yerinde yoktu. Dar sokaklara girip ilk hedefimiz “Little Venice” tarafına gidiyoruz.
Burası meşhur fotoğraf yerlerinden biri. Küçük Venedik diye adlandırılıyor. Denize doğru çıkıntı yapan cumbalı evleri Venedik’e benzetmişler. Küçücük kafelerde daha pahalı bir kahve için poz vermek moda olmuş.
Biz biraz daha ilerleyip yel değirmenlerinin oraya gidip daha güzel kareler yakalamak istiyoruz. Yaklaşık 500 m yol, fotoğraf çekenler ve poz verenler yüzünden yarım saatte bitiyor…
Merkezde eski limanın oradan adanın her yerine otobüsler kalkıyor. Bizim Topkapı otogarı gibi, bağırıp çağıranlar, turistler, nereye gideceğini bilmeden otobüsün arkasından koşanlar gibi tipik manzaralar var.
Adanın plajlarına özellikle Super Paradise Plajına gitmek isterseniz daha ileride, Küçük Venedik ve yel değirmenlerini geçip diğer otobüs durağına gitmeniz gerekiyor. Bizim de fotoğraf işleri bitince hazır da kalkan bir araç bulunca Super Paradise tarafına geçmeye karar veriyoruz.
Midibüs tarzında bir araçlar tarifeye göre sizi götürüp geliyor ve bunun için kişi başı 9€ alıyor. Yaklaşık yarım saat sonra kendimizi Super Paradise Beach girişinde buluyoruz. 18.30 civarı dönmeyi planlıyoruz. Otobüs şoförü dönüşte bize kestiği fişi göstermemiz gerektiğini söylüyor. Onu cüzdanımıza koyup plaja geçiyoruz
Super Paradise Mykonos
Daha önce gördüğümüz “beach”lerden bir farkı yok. Thasoss adasındaki La Scala gibi, hatta daha da küçük. İlk dikkatimizi çeken kulağımıza çarpan DJ’in şarkıları. Sonra da market ve tabldot lokantası.
Evet yanlış okumadınız. Size alternatif olarak bir lokanta ve soğuk içecek ve atıştırmalık satan bir market de sunmuşlar.
Biz bar kısmından geçip plaj kısmına gidiyoruz. Bir çok yer boş. Bizim gemiden gelenler bizden önce gelmişler ama yine de yer var. Beğendiğimiz bir yere geçiyoruz. Görevli şezlong parası için fişi uzatıyor. 2 Şezlong 1 şemsiye 25€.
Şu ana kadar Yunanistan’da gittiğim 5. ada ve ilk kez bu kadar şezlong parası ödüyoruz. (Halkidiki, Dedeağaç, Kavala, Atina plajları da dahil)
Neyse giriş parası almıyorlar, yeme içme mecburi değil -hatta dışarıdan da getirebilirsiniz- ve tesis güzel… Tur ile gelsek sadece buraya gelip şezlong dahil kişi başı 29€ ödeyecektik, biz kendimiz gelip -önce merkezi gezip- sonra buraya gelip şezlong dahil 31€ ödedik. (Gece akşam gezmesi için sınırsız transfer de buna dahil) Tercih sizin…
Denize giriyoruz. Plaj kum, deniz kum, yavaş yavaş yükseliyor. Suyu orta derecede, bize göre biraz soğuk. Daha güzel plajlar ve deniz gördük. Sanırım plaj partisi dışında tercih etmek için bir sebep yok.
Saat 16.00’ya doğru müzik sesi yükseliyor, dansçı ablalar piste çıkıyor ve parti başlıyor. İlk başta herkes önce telefonla kaydetmeye ve izlemeye başlıyor. Piste çıkan yok. Dansçılar bizdeki gibi insanları dansa kaldırmaya çalışıyor. 1-2 kadın turist eşlik etmeye çalışıyor ama çok fazla durmuyorlar.
Biz de yemek için lokanta kısmına gidiyoruz. Sulu Yemek tarzı Yunan yemekleri, salatalar, sandviçler ve içecekler… Yemek sonrası yerimize dönünce ufak bir şaşkınlık geçiriyoruz. Tüm plaj barın oradaki pistte dans ediyor.
Dansçılar gözükmüyor kalabalıktan, şampanya patlatan Doğu bloğu turistlerine bakıp duruyoruz. Şişesi 900€ civarında satılan şampanyalar su gibi akıyor. Bize de denizin keyfini çıkarmak kalıyor. Koy boyunca ilerliyoruz.
Yan komşumuz Jackie O’ Beach daha lüks gözüküyor, şezlonglarda özel havlular ve şampanyalar için buz dolu kovaları görüyoruz. Daha da ilerleyince küçük bir nudist guruba rastlıyoruz. Super Paradise’ta sizler bekleyenler işte bunlar…
Mikonos Yel Değirmenleri
Minibüse binip yine merkeze dönüyoruz. Güneşi bu kez burada batıracağız. Gemi turunun eğlenceli kısımlarından bir de bence bu, her gün başka bir yerde güneşi batırmak…
Gemiye geçiyoruz. Akşam yemeğini burada yiyoruz. Sonra da gidip bir bar tecrübesi yaşayalım diyoruz. Servis ile yine merkeze gidiyoruz. Son servis 04.00 gemiye biniş ise 04.30.
Önce kısa bir alışveriş turu sonra da gemi görevlilerinden öğrendiğimiz Skandinavian Bar’a geçiyoruz. Her yer çok turistlik, Bodrum, Marmaris’i hatırlatıyor bize buralar…
Dördüncü Durak Santorini
Erken kalkıp kahvaltıya gidiyoruz, sonra da güvertede manzaranın tadını çıkarıyoruz. Kahvaltı bugün daha az kalabalık, çoğu gemi sakini yok, gelenler ise güneş gözlükleri ve bitkin halleriyle Mikonos’un hakkını verdiklerini gösteriyorlar bize… Saat 11.00 civarı Santorini’ye varıyoruz.
Burası romantizm temalı bir ada, Mikonos gibi çılgınlıklar yerini dünyanın her yerinden gelen turistlere ve mavi kubbeli beyaz binalara bırakmış.
Ada kabaca bizim hilal olarak nitelendirdiğimiz ay şekline benziyor. Merkez Fira. Buraya cruise gemileri giremiyor. Gemiler açıkta demirliyor. Tender Boat denilen küçük botlar sizi alıp ücretsiz olarak buraya bırakıyor.
Ada volkanik bir ada ve merkezin olduğu yer çökmüş, o yüzden yerleşimi yüksek yerlerde. Siz deniz kıyısından yürüyerek, katırlarla ya da teleferik ile merkeze çıkıyorsunuz. Yürümeyi özellikle çıkarken tavsiye etmiyorlar, hayvanlar yüzünden dar merdivenlerden çıkmak çok zor, üstelik kokuyormuş. Teleferik de yükseklik korkusu olanlar için tavsiye edilmiyor. Peki ne yapacağız? Biz değişik bir yol bulduk.
Gemide de ekstra turlar var. İlk Tur romantik olarak tanımlanıyor, bir dini merkez olan Profitis İlias Tepesi ve sonra bizim de gideceğimiz Oia Köyü kişi başı 45€. Diğer tur ise içinde plaj olan Perissia Turu; şezlong dahil 60€
Biz ise hem romantik hem de siyah volkanik kumlarıyla meşhur Perissa Plajı’nı görmek istiyoruz. O yüzden 2 turu da almayıp kendimiz yapacağız.
Önce limana tekne ile gidiyoruz (ücretsiz) Sonra oradaki ofisten biletlerimizi alıyoruz. Oia Transfer denilen tur ile limandan aynı tekne ile adanın kuzey ucunda meşhur Oia Köyü’ne gideceğiz, bol bol fotoğraf çektirip, otobüsler ile merkeze geri döneceğiz. Hepsi kişi başı 16€.
Oia’da güneşi batırmak çok moda. Biz adanın diğer tarafındaki plaja da gideceğiz. O yüzden güneşin batışı Fira’ya kalacak. Neyse tekneler bizi Oia Port’a bırakıyor.
Motorların yanaştığı küçük bir liman burası. Oia merkeze minibüsler ile ulaşıyoruz. Biliyorum kafanız karıştı. İşte size harita.
Oia romantik fotoğrafların çekildiği yer. Her yer mavi kubbeli meşhur manzaraya benziyor. Buralar otel ya da kafe olarak işletiliyor. Bazı yerler ise kilise ya da devlet binaları. Romantizm başkenti öğle sıcağında hiç çekilmiyor.
Fotoğraf çekeceğiz diye sıcaktan neredeyse bayılacağız. Keşke önce plaj işini halletseydik diyoruz. Neyse manzara süper, sokaklarda kaybolup yaklaşık 100 kadar tatilci ile en iyi görüntüyü yakalamaya çalışıyoruz.
Yaklaşık 1 saat fotoğraf için ayırmıştık. tekrar otobüslerin bizi bıraktığı yere gidip Fira merkeze götürecek aracı bekliyoruz. Bir otobüs geliyor. Apar topar biniyoruz. 15 dk’lık bol virajlı yola sonrası Fira merkezdeyiz.
Bu kez adanın doğu ucuna Perissa Köyü’ne gideceğiz. İndiğimiz yerden hemen başka bir otobüs ile kişi başı 2,40€ ile bu meşhur yere doğru yol alıyoruz.
Buraya 2 otobüs var. Biri ekspres olarak nitelendirilen ve hiç bir yere uğramayan, biri de girmediği yer kalmayan normal sefer. Biz normal sefere binmişiz. Önemli değil, vaktimiz var ve bizim için panoramik tur gibi oluyor. Prygos Kallistis, Emporio gibi yerlerden geçip Perissa’da son durakta iniyoruz. Muavin her durağın ismini bağırıyor. Kaçırmanız olası değil merak etmeyin.
İndiğimiz yerde gemiden bir çifte rastlıyoruz. Denizi ve plajı beğenmemişler. Biraz onlar ile laflayıp ilk plaja kendimizi atıyoruz. Görevli geliyor ve şezlong parası istiyor, çok az kalacağımızı ve yemek yiyeceğimizi söylüyoruz.
Kararı değişmiyor, pazarlık ile 10€ bırakıyoruz. Sonra daha kibar olan bir görevli yemek ya da içecek isteyip istemediğimizi soruyor. Siparişimiz veriyoruz. Yemekler geldiğinde nereden geldiğimizi falan soruyor kısa bir sohbet geçiyor. İstanbul’a hayran. Sanırım İstanbul’da yaşamadığı için böyle…
Denize gelince, biz çok sevdik, volkanik siyah kum yüzünden dibi gözükmüyor ve hemen derinleşen bir plajı var. Su Mikonos’a göre daha sıcak. Tam bize göre. Bol bol yüzüyoruz.
Otobüs saatine baktık. Ekspres olan otobüse göre kendimizi ayarladık. Daha Fira merkeze dönüp alışveriş yapacağız. O yüzden vakitlice çıkıyoruz.
Hediyelik işi volkanik taşlar üzerine kurulmuş. Takılar, sabunlar, taşlar gibi hediyelikler çok moda. Meydana gidince herkes güneşin batışını fotoğraflamaya çalışıyor.
Bu manzaraya karşı yemek yiyebileceğiniz restoranlar ve kafelerin girişleri bize çok enteresan geldi. Sonsuzluğa açılan kapı gibi bir tabir kullanıyorlar.
Neyse, güneşin batmasının ardından teleferik ile limana iniyoruz. Oradan da tender boat denilen küçük motorlar ile gemimize döneceğiz.
Teleferik için kişi başı 6€ ödeyip yaklaşık 1 dakikada aşağı iniyoruz. Vagonlar 4 kişilik öyle korkacak bir şey yok, rahat rahat iniyoruz aşağıya…
Gemiye biniş 20.30, biz 20.00’deki motora yetişiyoruz. Odamıza geçip son akşam yemeğimiz için hazırlanıyoruz. Yemek sonrası bavullar toplanacak, alınanlar yerleştirilecek ve gece 01.00’e kadar erkenden teslim edilecek. Bu arada 02.00’ye kadar gemi hesabımızı da kapatmamız gerekli.
Resepsiyona uğrayıp eksrta turlar, free shop alışverişi ve restoran ekstraları için tüm ödemelerimizi yapıyoruz. Nakit ya da kredi kartı ile ödeyebilirsiniz….
Beşinci Durak Çeşme
Sabah 7.00 civarı Çeşme’ye varıyoruz. Herkes telaş içinde inmeye çalışıyor, biz acele etmiyoruz. Bavullarımızı gece odamızın girişine bıraktık, aşağıda limandan alacağız, bavul indir taşı vb gibi işlerle gemi personeli ilgileniyor.
Limandan bavulları alıp pasaportlarımızı teslim almak için kuyruğa giriyoruz. Sonra bu kez liman free shop turu yapıp gümrükten geçiyoruz.
Aracımız yakında, kaldığımız otelin otoparkında, onu alıp eşyaları yükleyip, hiç vakit kaybetmeden İstanbul için dönüş yoluna çıkıyoruz. Cuma İstanbul trafiğine kalmamak için bu kez daha az mola verme niyetindeyiz.
Değerlendirme
Biz turumuzdan çok memnun kaldık. Yurtdışına çıkıp dil ve yemek konusunda problem yaşayanlardansanız bu tur tam size göre. Yemekleri gönül rahatlığıyla gemide yiyebilir, tecrübeli Türk rehberler ile istediğiniz yeri rahatça gezebilirsiniz.
Gemi odaları tertemiz ve kullanışlı. Bütçenize ve tatil anlayışınıza göre bir oda seçerseniz, bir otelde kalmışçasına rahat bir tatil olacak sizin için…
Sabah Kahvaltı 07.00-10.00 , Öğle yemeği 12.00-14.00 Çay Saati 17.00-18.00 Akşam Yemeği 19.00-22.00 ve gece yarısı snack 00.00-01.00 arasında. Aç kalmanız imkansız…
Ayrıca gemide spa, güzellik salonu, sağlık merkezi, Oyun salonu, Kütüphane, Fitness Salonu mevcut. Gazino ve Duty Free mağazası limanlar haricinde açık.
Gemide kalanlar için Sabah sporu, Dart Turnuvası, Mini Golf, Canlı Müzik, Dans Show’ları Fasıl geceleri, sinema gibi etkinlikler de var.
Tüm personel sıcakkanlı, yardımsever. rehberlere kendimiz gezmek istediğimizi söylediğimizde bile yardımcı oluyorlar.
Güvenlik herkes için çok önemli, o yüzden lütfen gemi kurallarına uyun.
Mikonos ve Santorini ulaşım ve konaklama bakımından pahalı adalar konumunda, bu tur ile bu 2 adayı çok hesaplı bir şekilde görebilir, aynı zamanda plaj ziyaretleri ile deniz kum güneş tatilini her gün başka bir adada geçmek suretiyle rahatça gerçekleştirebilirsiniz.
Yunan Adaları ile ilgili diğer yazılarımız için Yunan Adaları Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. İyi tatiller…
Yorumlar (5)
Merhaba,yunan adalari turunuzdan önce hangi otelde kaldiniz acaba? Tesekkurler
Merhaba, limana yakınlığı, aracımızı bırakabileceğimiz ücretsiz bir yer sağlaması ve ekonomik olması sebebiyle Akpınar Otel’de konakladık. Biraz pansiyon havasında bir yer. Bilginiz olsun.
Merhaba ,seyahat için size schengen vizesi gerekti mi ve hiç balayı yapan bir çiftle konuşma şansınız oldu mu memnuniyet açısından ? Teşekkürler .
Merhaba, öncelikle vizesiz seyahat adı altında adalara giriş yapıp gecelemeyi gemide yapmak için, pasaportunuzun en az 6 aylık geçerlilik süresi olması ve daha önce alınmış Schengen Amerikan ya da İngiliz vizesi olması gerekiyor. Bunun yanında da 60€ ödeyip bu kez Vizesiz Dolaşım Bedeli ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Benim tavsiyem Yunan Konsolosluğu’ndan ya da Kozmoz Vize hizmetleri şirketinden geçerli bir Schengen vizesi almanız. Her adada ayrı giriş yapacağınız için size çoklu giriş vereceklerdir. Siz de tatiliniz dönüşü verilen izin süresine göre belki bir kez daha Schengen ülkesini ziyaret edebileceksiniz. Vizeyi alacağınız yere göre 20 ile 60€ fark verebilirsiniz.
Balayı çifti ile görüştük. Yaklaşık 10’dan fazla balayı çifti ile tanıştık. Hatta biri ücretli balayı paketi almış (İlk sabah yatağa kahvaltı, odada ikram vs) Hiç şikayet edeni görmedim. Bu arada şikayetvar sitesinde yazan yorumlardan gözüm korkmuştur ama biz çok memnun kaldık. Deniz keyfini doyasıya yaşayabilir ve bol bol fotoğraf çektirebilirsiniz. Atina’nın olduğu turu alırsanız tarihi yerleri görme şansınız da olacak.
Gümüldür Aquapark Yalı Castle ‘da; web sitemiz üzerinden online bilet satın alarak VIP ayrıcalıklı geçiş imkanı ile sıra beklemeden eğlenmeye başlayabilirsiniz. VIP geçiş kapıda sıra beklemeden tesisimize girmenize imkan sağlayan ayrıcalıklı bir hizmetimizdir.