Brugge Gezisi-Belçika’nın En Güzel Kenti olması nedeniyle önemli bir geziydi benim için. Brüksel konaklamalı olarak yaptığımız ülke turunda söz konusu muhteşem şehre de günübirlik bir gezi yaptık.
Zaten görünce siz de hak vereceksiniz. Bu şehri görmeden Belçika’ya gittim demek gerçekten anlamsız. Şehir Dünyaca da ünlü olduğundan son dönemde seyrettiğimiz bir çok filme de ev sahipli yatı.
Brugge “köprüler” anlamına geliyor. Gerçekten de şehirde sayısız tarihi köprü var. Brugge, orta çağdan gelen tüm özelliğini bugün de aynen muhafaza etmesiyle ünlü.
Şehirdeki çoğu bina 1100-1500 dönemine ait ve aynen korunmuş. UNESCO Dünya Mirası listesinde de yer alıyor.
Bazı fotoğraf sahneleri çok özel, nefes kesici ya da benzersiz. İnsanları ise kuzey kibirliliğinin aksine güler yüzlü ve turizmin şehre getirisinin farkında.
Brugge Gezisi
Brugge’de Ulaşım
-Oostende-Brugge Uluslararası Havaalanı (OST)’ndan Brugge Merkeze Ulaşım
Havaalanından şehre ulaşmak için önce taksi ya da 6 numaralı otobüs ile 15 dakikada Oostende Tren İstasyonu’na ulaşabilirsiniz. Buradan da tren ile Brugge Tren İstasyonu’na kişi başı 4,3 € karşılığında 15 dakikada ulaşmanız mümkün. Değişken fiyat ve zaman planlaması için tıklayınız.
İstasyondan ise otobüs başlığındaki numaralı otobüslere binerek şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Tercihinize ve kişi sayısına bağlı olarak havaalanından şehre taksi ile direkt gitmek isterseniz 70 € karşılığında 40 dakikada gidebilirsiniz.
-Brüksel’den Brugge Merkeze Ulaşım
Brüksel’den Brugge’e ulaşmak için en kolay yol tren ile gitmek. Bruxelles-Central Tren Garı’ndan Brugge Tren İstasyonu’na 15-20 dakika da bir kalkan trenlerle kişi başı 14.8 € karşılığında 1 saatte ulaşmanız mümkün. Yol manzarası da gerçekten harika. Değişken fiyat ve zaman planlaması için tıklayınız.
-Otobüs
İstasyon ile şehir merkezi arasında 5 dakikada bir hareket eden bir ring otobüs servisi var. Bilet fiyatı 3 €. Bu bilet 60 dakika içerisinde tüm aktarma yapacağınız otobüslerde de geçerli. Bunun dışında 1, 2, 3, 4, 6, 11, 12, 13, 14, 16 ve 23 numaralı otobüs hatları ile Brugge Tren İstasyonu’ndan şehir merkezine; 2, 4, 5, 7, 9, 13, 14, 15, 17, 23, 25 numaralı otobüs hatları ile şehir merkezinden Brugge Tren İstasyonu’na ulaşabilirsiniz.
Şehir merkezindeki duraklar ’t Zand , Sint-Salvatorskerk, O.L.V. Kerk, Dijver, Markt ve Stadsschouwburg.
-Bisiklet
Tüm Benelüks ülkelerinde olduğu gibi burada da bisiklet kiralayıp şehri gezebilirsiniz. Çok da uygun bir ortam var.
Brugge’de Gezilecek Yerler
-Markt
Markt, şehrin ana meydanı. 1200’lü yıllarda Brugge, Flaman kumaş endüstrisinin önemli bir merkeziymiş. Alım satımlar ise genel olarak bu meydanda yapılırmış.
Meydanın en ünlü yapısı ise yüzyıllardır savaş, afet ya da yangına karşı mükemmel bir gözetleme noktası olan Belfort van Brugge (Çan Kulesi). 1240 yılında yapımına başlanan bina son görünümünü 1487 yılında almış. Kulenin bir özelliği daha var. Orta çağda şehrin en değerli hazineleri ve fon paraları da burada tutuluyormuş.
1999’dan beri UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan yapının 83 m yüksekliğindeki çan kulesine çıkmak için 366 basamak çıkmanız gerekiyor ama şehrin panaromik fotoğrafını çekmek için en ideal nokta da burası. Yapı 09:30-18:00 saatleri arasında ziyarete açık. Kişi başı ücret ise 12 €.
Meydandaki diğer bir önemli yapı ise şehir mahkemesi ( Provinciaal Hof ). Bina 1887-1921 tarihleri arasında 2 dönemde inşa edilmiş. Hemen sol taraftaki bina ise valinin ikametgahı.
Meydanın ortasında Jan Breydel and Pieter de Coninck’in heykelleri var. İkisi de Fransız işgaline karşı çıkması ile ünlü.
-Burg
Bu meydan ise şehrin en eski meydanı. Burada 2. yy.dan beri yaşam olduğu iddia ediliyor. 14. yy.dan kalma Brugge Belediye Binası’nın (Stadhuis van Brugge) sol tarafında Brugge Özgürlük Sarayı (Brugse Vrije), sağ tarafında ise Kutsal Kan Bazilikası (Basiliek van het Heilig Bloed) var.
Belediye binası, 1376-1420 arasında inşa edilmiş. Şehir 600 yıldan fazla bir süredir buradan yönetiliyor. Özgürlük Sarayı orta çağdan 1795’e kadar bölgenin yönetildiği yer olmuş. Daha sonra ise bu binalar 200 sene hukuk mahkemeleri olarak kullanılmış. Her 2 binayı da 09:30-17:00 saatleri arasında kişi başı 6 € ödeyerek gezebilirsiniz.
12. yy.dan kalma Kutsal Kan Bazilikası (Basiliek van het Heilig Bloed) hem Meryem Ana’ya ve hem de Aziz Basil’e adanmış 2 kiliseden oluşuyor.
Burada kutsal kanın kalıntılarının korunduğuna inanılıyor. Bazilikada İsa’nın kanının olduğu iddia edilen küçük bir şişe var. Ancak bilimsel olarak kanın incelenmesi din adamlarınca kabul görmemiş.
Bu arada gördüğünüz sarılar da saf altınmış. Çok sayıda değerli sanat eserlerinin olduğu hazine de görülmeye değer. Kiliseler 09:30-17:30 saatleri arasında ziyarete açık. Burası ile ilgili detaylı bilgi için Kutsal Kan Bazilikası başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.
-Groenerei
Şehirdeki en güzel kanal bölgelerinden biri. Eski köprüleri ve etrafındaki doğanın dokunduğu tarihi binaları inanılmaz sahneler oluşturuyor.
Bölgedeki köprülere gelince onlar da anlatılmaz yaşanır. Meestraat Köprüsü, Groenerei’yın tam ortasında fotoğraf çekmek için ideal bir noktada bulunuyor.
De Meebrug ise bu bölgedeki en güzel ve en eski köprülerden biri. Kapak fotoğrafınızı burada çektirebilirsiniz.
Belçika’da az vergi ödemek isteyenler balkonlarına veya iskelelerine vazo koymak/yetiştirmek zorunda….Bu görüntü kontrol sonrası ödenecek vergiden düşülüyor. Bu durum da tabii ki görüntülere yansıyor.
Köprüyü çevreleyen alan özellikle fotoğraf çekimi için oldukça güzel.
Kanal boyunca devam ederseniz sağ tarafta eski kanal depolarını da görebilirsiniz.
Bir tarafta yüzen ördekler bir tarafta muhteşem bir doğa, bir tarafta tarih ve bir tarafta turlar işte Groenerei….
-Rozenhoedkaai
Burası açık ara şehirde en çok fotoğrafının çekildiği yer. Burası için şehrin sembolü demek yanlış olmaz.
Groenerei’a komşu ikinci kanal bölgesi Rozenhoedkaai. Yaz ya da kış, sabah veya akşam, güneş veya yağmur hiç fark etmez Rozenhoedkaai her zaman çarpıcı her zaman güzel.
Burada bir mola verip sevdiklerinizle birlikte mutlaka fotoğraf çekilmelisiniz. Foto severler ise özellikle gece çalışmaları ile buraya odaklanmalı..
-Dijver
Dijver, Rozenhoedkaai bölgesinin diğer tarafı. Buradaki kanal Bizim Leydi Kilisesi ve Begijnhof’a doğru gidiyor. Hemen sol tarafında Dijver Parkı var.
Dijver Parkı’nın bitiminde de rengarenk tekne iskeleleri.
Tekne turu yapan ziyaretçiler bu iyi korunmuş orta çağ kanalının keyfini çıkartıyor.
-Bizim Leydi Kilisesi (Onze Lieve Vrouw Brugge)
Kilise 116 metrelik tuğla kulesiyle dönemindeki inşaat ustalığını net şekilde gözler önüne seriyor. Bünyesindeki müze ise oldukça önemli. Michelangelo’nun dünyaca ünlü “Madonna ve Çoçuk” (Madonna and Child) tablosu bu kilisede bulunuyor.
Bu tablo sanatçının yaşarken İtalya dışına çıkarılmış tek eseriymiş. Kilise 09:30-17:00 saatleri arasında ziyarete açık.
-Begijnhof
Begijnhof bölgesi 1245 yılında kurulmuş bir manastır bahçesi. Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Beyaz cepheli evleri ile dikkat çekiyor. Foto severler burayı mutlaka görmeli. Begijnhuisje ise zamanında bir manastırmış.
O dönemde burada dindar ve hayatları boyunca bekar kalan kadınlar yaşıyormuş. Bugün ise rahibeler ve yine dindar ve hayatları boyunca bekar kalan kadınlar burada yaşamaya devam ediyor.
Begijnhof bölgesinin en güzel tarafı yüzen kuğuların sahne ile özdeşmesi. Bir foto sever başka ne ister ki.
Begijnhof’a girerseniz 17. yy.da nasıl bir hayat yaşandığını da görüp değerlendirebilirsiniz. Burası ile ilgili detaylı bilgi için Brugge Begijnhof Gezisi başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.
-Aziz Kurtarıcı Katedrali (Sint-Salvatorskathedraal)
Şehrin es eski katedrali. İnşasına 12 yy.da başlanmış 15 yy.a kadar sürmüş. İçeride orta çağ mezarları ve zengin bir Flaman tabloları koleksiyonu var.
Katedral 10:00-17:30 saatleri arasında; hazine dairesi 14:00-17:00 arasında ziyarete açık.
-Minnewater
Minnewater eskiden mavnaların demirleme yeri olarak kullanılıyormuş . Mavnalar buradan hareketle Ghent’e kadar gidebiliyormuş.
Bugün ise burası şehrin en romantik yerlerinden biri. Aşıklar gölü de burada. Foto severler burayı mutlaka görmeli. Adına gelince o da ilginç. Burada orta çağdan beri su perilerinin köprü altında yaşadığına inanılıyor. Minnewater, Türkçe su perisi suyu demek.
Brugge Turları
-Kanal Turları
Yapacağınız turlar ile şehrin altın çağını görüp yaşayabilir, kanallarda harika fotoğraf sahneleri yakalayabilirsiniz.
Bu kanallarda bir tura katılmak ise anlatılmaz yaşanır cinsten. Gondolsuz Venedik geziniz ne ise tekne tursuz Brugge geziniz de o.
Turlar 10:00-18:00 saatleri arasında devam ediyor ve yarım saat sürüyor. Ücreti ise kişi başı 8 €.
Turların başlangıç noktası ise Begijnhof ‘a giderken hemen sağ tarafta göreceğiniz iskele…
-Atlı Araba Turları
Brugge’nin tarihi caddelerini tarih bilgisi de verebilen arabacılar ile 09:00-18:00 saatleri arasında gezebilirsiniz.
Turlar Markt kalkışlı ve yarım saat sürüyor. Tur ücreti azami 5 kişi için 50 €.
-Shuttle Turları
Markt kalkışlı 50 dakikalık turlar ile şehrin önemli tarihi noktalarını 10:00-19:00 saatleri arasında gezebilirsiniz. Tur ücreti kişi başı 20 €.
Brugge’de Ne Yenir? Nerede Yenir?
Kafe konseptinde li-o-lait, Gulliver Tree, Gruuthuse Hof ve Café Vero ön planda yer alan mekanlar.
Café Vlissinghe ise ayrı bir ekol. Burası sadece kafe değil aynı zamanda bir tarih. Brugge’nin en eski kafesi. Kuruluşu 1515 yılına kadar gidiyor.
Şehir yemek konusunda iddialı. En az 40 Michelin yıldızlı restoran var.
Öne çıkan uygun fiyatlı restoranlar ise Nomad, Forestière, Books and Brunch, Merveilleux, De belegde boterham, De Mangerie, Assiette Blanche, Kok au Vin, Bonte B, Bistro Bruut, Huyze DieMaene, Kwizien Divien, Bhavani, Refter, Rock-Fort, De Torre ve Lieven.
Bu restoranlarda 4-6 kişilik günün menüleri 50-70 € civarında alınabiliyor. Genel olarak ana yemek, mezeler ve tatlıdan oluşan menüler ise 20-30 € arasında veriliyor.
Brugge’de Alışveriş
Markt’a çok yakın olan Steenstraat ve Geldmunstraat şehrin ana alışveriş caddeleri. Bu caddelerde daha çok esnaf dükkanları var.
Burada ‘Handmade in Brugge’ anlayışı çok gelişmiş hatta bu ürünlerin satıldığı haritalar bile yapılmış. Turizm ofislerinden bu haritaları temin edebilirsiniz.
Belçika’nın genel olarak çikolataları ünlü. Brugge ise Belçika’da çikolatanın başkenti olarak kabul ediliyor. Çok fazla çikolata satan esnaf dükkanı görebilirsiniz.
The Chocolate Line, Sukerbuyc, Sweertvaegher, Spegelaere ve Depla öne çıkan dükkanlar ama çok geniş bir seçeneğe de sahipsiniz.
Değerlendirme
Bu şehri görmeden Belçika’ya gittim demek gerçekten anlamsız. Şehirdeki çoğu bina 1100-1500 dönemine ait ve aynen korunmuş.
Bu nedenle yolunuz buralara düşerse en az bir geceyi de burada geçirmek kaydıyla planlamalısınız. Özellikle foto severler burada mutlaka gece fotoğrafları çalışmalı.
Brüksel ile ilgili planlama yapacaksanız Brüksel Gezisi-Avrupa’nın Başkenti yazımıza da mutlaka bakın. Bölgesel bir planlama için Benelüks Gezi Rehberi‘ne bakabilirsiniz. İlginiz için teşekkürler…