Vecrīga (Eski Riga) Gezisi yapmadan Riga‘yı gezdim demeniz ya da Letonya‘yı gördüm demeniz olanaksız. Burası, Letonya’nın Riga kentinde, Daugava Nehri’nin doğu yakasında bulunan oldukça tarihi bir bölge.
Vecrīga, 1997 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine eklenmiş. Bölgeyi yürüyerek gezmek en doğrusu çünkü Belediye Meydanı (Rātslaukums) merkez kabul edilirse gezilecek her yer 1 km içerisinde bulunuyor.
Ayrıca, 1980’den beri burası trafiğe kapalı. Burada kalmayı düşünüyorsanız neredeyse her yerin arabalara kapalı yayalaştırılmış bölge olduğunu da bilmenizde fayda var. Bir diğer önemli konu da Riga Merkez Tren Garı (Rīgas Centrālā Dzelzceļa Stacija) ve Riga Otobüs Terminali (Rīgas Starptautiskā Autoosta) de bölgenin tam güneydoğu köşesinde bulunuyor.
-Belediye Meydanı (Rātslaukums)
Belediye Meydanı şehrin en önemli meydanı. Meydanda solda arkada Aziz Peter Kilisesi (Rīgas Sv. Pētera Baznīca) ve ön görünümde iki bina Kara Kafalılar Evi (Melngalvju Nams) görülüyor. Hemen ön tarafta yerde bir daire görüyorsunuz. O daire Dünya’da yılbaşı ağacının etrafında ilk kutlamanın yapıldığı yer.
1510 yılında eğlenceler Kara Kafalıların Evinden taşmış, eğlenenler meydandaki çam ağacına ellerindeki süsleri atıp ağacı yakmışlar. Bu durum daha sonra gelenek haline gelmiş. Bu süslenen ilk Noel ağacı olarak kabul edilmiş. Böyle bir kutlama aslında bir pagan inancı ancak kuzey ülkelerinde sürdürülüyor.
Vecrīga; biraz Brugge, biraz Viyana, biraz Prag, biraz Paris karışımı. 23 Ağustos 1989’da 650 km uzunluğunda Estonya-Letonya-Litvanya’y
14 yy. başlarında tüm esnaf ve sanatkarlar birleşerek büyük bir lonca kurmuş ve adına da Kara Kafalılar demiş. Bunun sebebi bu tüccarların siyah şapka takmalarıymış. Kara Kafalılar Evi, Vecrīga (Eski Riga) nın en görkemli binası ve sembolü olarak kabul ediliyor. Burası sergiler, konserler ve Letonya Cumhurbaşkanı’nın geçici konutu olarak kullanılıyor.
Ev 1334 yılında Riga’daki çeşitli kamu kuruluşlarının düzenlediği toplantı ve ziyafetlere yönelik bir mekân olarak inşa edilmiş. İçerideki konferans salonu gerçekten görülmeye değer. Oldukça süslü ve güzel yapılar. Saatin altında görülen armalar o zamanlarda bölgeye gelen iş adamlarının armaları. Ne ilginç değil mi sanki günümüzden bahsediyoruz.
Arkamızdaki heykel ise bir Roland Heykeli. Bu heykel bir Hansa şehri olan Riga’nın imtiyaz sahibi bir şehir olduğunu simgeliyormuş. Heykelin orijinalini Aziz Peter Kilisesi’nde görebilirsiniz. Evi ziyaret etmek isterseniz kişi başı 3 € ödemeniz gerekiyor.
Meydanda sağ tarafta kısmen görülen siyah bina ise Letonya İşgal Müzesi (Latvijas Okupācijas Muzejs). Özellikle siyah bırakılmış ve Sovyet ya da Nazi ayrımı yapılmadan her şey sergileniyor. Müzeye giriş için ücret alınmıyor.
Bu bina Sovyet döneminde de müzeymiş ama biraz farklı bir müze. O dönemde müzede 1917 Rus Devrimi sırasında Rusya’ya hizmet eden Litvanyalıların eşya ve hayatları sergileniyormuş. Gördüğünüz anıt ise onları simgeleyen bir anıt. Sanırım ülkede hala ciddi bir Rus azınlık yaşaması vesilesiyle bu heykel yıkılmıyor.
Ön görünümü gördüğümüz Aziz Peter Kilisesi’nin arka tarafına geçip kilisenin arka tarafından da fotoğraflar alıyoruz. 1209 yılında inşa edilen kilise Riga’nın en eski kilisesi. Görünen halini 1690’da almış. 72 m yükseklikteki kuleye asansör ile çıkmanız mümkün.
Eski Riga’nın panaromik olarak en iyi fotoğraf çekilecek yeri bu kule. Kuleye çıkmak için kişi başı 3 € ödemeniz gerekiyor. Buradaki işimiz bitince Riga Belediye Binası’nın sağ tarafından devam ediyoruz.
-Riga Katedrali (Rīgas Doms) ve Katedral Meydanı (Doma Laukums)
Krāmu Sokağı’ndan devam ederek Katedral Meydanı’na ulaşıyoruz. Katedral, 1211 yılında Daugava Nehri yakınında inşa edilmiş.
Letonya’nın en çok bilinen yerlerinden biri. Baltık ülkelerindeki en büyük orta çağ kilisesi olarak kabul ediliyor. 1939-1989 yılları arasındaki işgal döneminde Sovyetler burada tüm dini hizmetleri yasaklamış hatta o dönemde katedral bir konser salonu olarak kullanılmış.
Burası aynı zamanda Riga Başpiskoposunun yaşadığı yer. Hatırlarsanız daha önceden yazmış olduğumuz yazılarda Sigulda ve Turaida Kaleleri devamlı rekabet halindeydi. İşte bu rekabette Livonyalılara karşı savaşan Turaida Kalesi işte bu başpiskoposluğa bağlıydı.
Gördüğünü bina ise 1855 yılında inşa edilen eski Riga Borsası şimdiki Riga Sanat Müzesi (Mākslas muzejs Rīgas Birža). Müze Baltıkların en geniş yabancı sanat koleksiyonlarına sahip. 10:00-18:00 saatleri arasında ziyarete açık. Giriş ücreti ise kişi başı 6 €.
Meydan, Vecrīga’daki en büyük meydan. Meydanın etrafında hoş vakit geçirebileceğiniz kafe ve restoranlar var. Kafelerde günün önemli bir kısmında Letonyalı müzisyenler canlı müzik ziyafeti veriyor. Dünyanın bir numaralı baleti Mihail Barishnikov, Ünlü besteci Wagner, Liszt’ten Rubinstein’a kadar zamanın önemli müzik adamları buranın ünlüleri olduğu düşünülürse müziğin ve dansın bu kentteki yerini anlamak hiç zor değil.
Ayrıca, tüm Sovyet ekolünde de olduğu gibi yüksek katlı binaların düz cepheleri resimleştirilmiş. Eski arabalar ise süs objesi olarak kullanılıyor.
Burayı merkez kabul ederek Riga Sanat Müzesi’ni sağımızda bırakıp Pils İela Sokağı’ndan devam ediyoruz.
-Küçük Kız Heykeli (Meitenes Statuja)
Pils İela Sokağı’nın tam ortasında duvarda değişik bir heykel görüyoruz.
Sanırım kuzey ülkelerinin hepsinde bir küçük kız heykeli var. Ancak hikayesini öğrenemedim.
-Aziz Kurtarıcı Kilisesi (St. Saviour’s Anglican Church)
Danimarka Büyükelçiliği’nin olduğu sokakta Aziz Kurtarıcı Kilisesi var. Burası Riga’daki tek Anglikan kilisesi.
-Meryem Ana Kilisesi (Chiesa della Madonna Addolorata di Riga)
Pils İela Sokağı’nın sonunda bulunan Meryem Ana Kilisesi 07:30-18:00 saatleri arasında ziyarete açık. Bu güzel kilise reform hareketlerinden sonra Eski Riga’da yapılan ilk taş kiliseymiş.
Kilisenin hem arkasında ise Riga Kalesi (Rīgas pils) yer alıyor. Buradan Mazā Pils Sokağı’na giriyoruz.
-Üç Kardeşler (Trīs brāļi)
Üç Kardeşler üç evden oluşan bir bina kompleksi. Evlerin farklı zamanlarda inşa edilmiş olması nedeniyle kentin orta çağ mimari tarihinin izlenebilmesi açısından önemli yapılar. 17, 19 ve 21 numaralı evler Maza Pils Sokağı üzerinde bulunuyor. Evler, Vecrīga’daki en eski konut evleri kompleksini oluşturuyor. Kardeş olsalar da her birinin yapım tarihi farklı.
Geçmişi 1400’lü yıllara dayanan 17 numaralı ev sokaktaki en eski ev. Döneminden ayakta kalabilen kalan tek yapı. Evin ön sundurmasında bulunan işaret ev adresi olarak kullanılmış. Bu binanın sahibinin evde bulunan armadan dolayı bir fırıncı olduğu anlaşılıyor. 1687. yılında Riga’nın ilk fırını (pastanesi) bu binada faaliyete geçmiş.
Gördüğünüz şahıs isteğimiz üzerine saksafonuyla istiklal marşını çaldı çok şaşırdık ama çok gururlandık diğer turistlere karşı da havamız oldu yani..Tabii ki bayağı da bahşiş aldı.
Komşu ev olan 19 numaralı sarı ev ise dış cephesinden de anlaşılacağı gibi 1646’dan kalma. 21 nolu yeşil evi ise diğer evlerin en yenisidir. 18. yy. ortasında inşa edilmiştir. Diğer kardeş binaların en darı olan bu ev döner merdivenlerle üç kat birbirine bağlanmıştır. Üç Kardeşler kompleksi bugün devlet koruması altında Letonya Mimarlık Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Maza Pils Sokağı’ndan devam ediyoruz.
-Aziz James Katedrali (Rīgas Svētā Jēkaba Romas Katoļu Katedrāle)
Maza Pils Sokağı’ndan Jēkaba Sokağı’na dönünce 1225 yılında yapımına başlanan Aziz James Katedrali’ni görüyoruz. Katedral 1300 yılında bitirilmiş. Kulenin yüksekliği 86 m. Bünyesinde Eski Riga’nın ilk okullarından birini barındırıyor. 07:00-18:30 saatleri arasında ziyarete açık.
-Trokšņu İela
Sanırım şehrin en güzel foto sahnesi burası. Eski Riga arnavut kaldırımlı yolları ve sakin sokaklarıyla insana doyumsuz bir yürüyüş ve fotoğraf çekimi keyfi veriyor.
Renkler çok güzel seçilmiş. Soğuk havasına rağmen insan yürümeye devam etmek ve bu eşsiz güzellikteki kenti daha çok içine sindirmek istiyor.
Çok basit bir evi stüdyo haline getirebilmek inanılmaz bir sanat anlayışı. Şu anda göremiyorsunuz ama hemen arkamda İsveç Geçidi var. Eskiden Riga’yı işgalden korumak için şehrin çeşitli yerlerine surlar yapılmış ve kapılar açılmış. O kapılardan bugün sadece 1698 yılında inşa edilen İsveç Geçiti (Zviedru Vari) ayakta kalmış.
-Barut Kulesi (Pulvertornis) ve Letonya Savaş Müzesi (Latvijas Kara Muzejs)
Jēkaba Sokağı’ndan sağa dönüp Torna Sokağı’na devam edip Barut Kulesi ve Letonya Savaş Müzesi’ne ulaştık.
Müze Letonya’nın en eski müzelerinden biri. 1916 yılında 1300’lü yıllardan kalma şehir surlarının bir parçası olan Barut Kulesi’nde kurulmuş. Hala da burada hizmet veriyor.
Müzede öncelikle 1918 ve 1991 yıllarında iki kez bağımsızlığını ilan eden Letonya’nın bu süreçlerdeki askeri ve politik tarihine yer verilmiş. Silahlar, fotoğraflar, dokümanlar, madalyalar ve üniformalardan oluşan 25400 parçalık bir koleksiyon burada sergileniyor. Müze 10:00-17:00 saatleri arasında açık ve giriş ücretsiz. Barut Kulesi’nin solundan Meistaru Sokağı’ndan devam ediyoruz.
-Kedi Evi (Kaķu Nams)
Kulenin sol tarafındaki Meistaru Sokağı’ndan devam ederek Kedi Evi’ne ulaştık. Bu evin özelliği çatısındaki kara kediler.
Efsaneye göre görülen evin sahibi tüccar kara kafalıların loncasına başvurmuş ancak reddedilmiş. Loncaya üye olmasına izin verilmeyen tüccar bu evi yaptırıp çatısına da karakafalıların locasına popoları dönecek şekilde görülen kara kedileri yaptırmış. Lonca esnafı sebebini sorunca “uğursuzluk getirsin diye demiş”. Daha sonra locaya kabul edilince de kedilerinin popolarının yönlerini düzelttirmiş.
Söylenene göre “Aralarına kara kedi girdi” ya da “Kara kedilerin uğursuzluğu” ilk defa burada ortaya çıkıp dünyaya yayılmış. Meistaru Sokağı’ndan devam ederek turumuzun son durağı olan taş heykellere doğru gidiyoruz.
-Taş Heykeller
Burası Roccabilly House’nin hemen yanı. Rigalılar gerçekten sanatçı insanlar. Ağaç ve taş işçiliğinde mükemmeller.
Adamlar Zaten ülkenin net olarak yarısının ormanlarla kaplı olduğunu düşünürseniz bunun normal olduğunu da tahmin edersiniz.
Sanatla barışık bir toplum olmak gerçekten çok önemli. Bunun şehre etkisini hemen görebiliyorsunuz. Gerekirse yoktan bile var edebiliyorlar. Evet eski şehir turumuz maalesef burada bitiyor.
Değerlendirme
Vecrīga, oldukça tarihi bir bölge. Riga denilince öncelikle bu bölgenin görülmesi şart.
Bu nedenle bu bölgeye mutlaka bir günün ayrılması lazım. Bölgeyi yürüyerek gezmek en doğrusu çünkü Belediye Meydanı (Rātslaukums) merkez kabul edilirse her yer 1 km içerisinde bulunuyor.
Riga ve Letonya ile ilgili diğer yazılarımız için Letonya Gezi Rehberi‘ne, bölgesel planlama için Baltık Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.