Rıdvan’ın Yeri, Hem Deniz Hem Balık İsteyenlere

İzmirlilerin balık yemek için en çok tercih ettiği yerlerden biri olan Balıklıova’da yer alan Rıdvan’ın Yeri, hem deniz hem balık isteyenlere hitap eden müdavimlerinin kendini bulacağı bir yer.

2005 yılında buraya geldiğimizde yediğimiz balık, meze ve manzaraya hayran kalmıştık. Yıllar sonra tekrar Balıklıova’ya gitmeye karar verince İzmirli bir arkadaşımızın ısrarlı tavsiyesi üzerine Rıdvan’ın Yeri’ne gittik.

Düşünün hem denize girebiliyor hem de rakı balık yapabiliyorsunuz.

Rıdvan’ın Yeri, Mordoğan-Karaburun Yolunda Balıklıova Köyü’nde sahilde. Gördüğüm kadarıyla İzmirlilerin de bildiği ve sevdiği bir yer.

Halihazırda adı Rıdvan’ın Yeri olsa da aslında artık buraya Mehmet’in Yeri de denebilir. Çünkü Rıdvan Bey artık işleri oğlu Mehmet’e devretmiş ama sadece mekanı değil tüm bilgisini görgüsünü de. Mehmet Bey sadece bir işletmeci değil. Ettiğimiz uzun sohbetten anladığım bu konuda çok da bilgili de.

Gördüğünüz gibi Rıdvan’ın Yeri denize sıfır bir yer. Lüks bir yer değil. Tamamen salaş. Bir yandan bir şeyler yiyip içerken bir yandan da denize girebiliyorsunuz. Kabin ve duş imkanı var.

Biz Rıdvan’ın Yeri’ne  hafta sonu değil hafta içi gittik. Ne kadar da iyi yaptık. Her yer neredeyse bizim. Zaten söylediklerine göre hafta sonu çok dolu oluyormuş. Gerçi biz oradayken de müdavimler gelip gidiyordu ama rahatsız edici bir yoğunluk yoktu.

Rıdvan’ın Yeri Mezeler

Önce yemeklerden başlayalım. Faaliyetin adı rakı balık olsa da gündüzleri çok da balıkçı değiliz. Bu nedenle denize gireceğimizi de düşünerek sadece meze ve ara sıcak almaya karar verdik.

Aldığımız mezeler deniz fasulyesi dışında hepimizin bildiğimiz mezeler. İzmirli arkadaşlarım affetsin deniz fasulyesini ise ilk defa gördük ve tattık. Oldukça değişik ama güzel bir tatmış.

Genelde bizler deniz börülcesi müdavimi olduğumuz için deniz fasulyesi biraz değişik geldi. Girit mezesiymiş. Deniz börülcesine benzer şekilde Ege semt pazarlarında demet demet satılıyormuş.

Limon, sarımsak ve zeytinyağı ile gayet leziz bir meze olmaya aday zaten. Görünümü biraz taze kekiğe benziyor, kısa demetler halinde. Deniz börülcesi gibi tombik değil daha yassı fakat yaprakları börülceden daha etlice sanki. Aynen deniz börülcesi gibi haşlanmış ve yine börülce gibi kılçığı sıyrılarak ayıklanmış. Biraz araştırınca öğrendim ki Cunda’da adı ada börülcesiymiş. Yazın geldiğini bile bundan anlarlarmış.

Yazdık bari yapılışını da yazalım. Bir demet fasulye alıp önce yıkıyoruz. Eğer varsa köklerini kesiyoruz. Tencerede kaynamış 2 litre suda 10 dakika haşlıyoruz. Kevgir yardımıyla tencereden alıp süzülmeye bırakıyoruz. Bu arada rengi yeşil olsun istiyorsanız süzer süzmez soğuk suya atıyoruz. Sarımsak dövüp zeytinyağı ile karıştırıp üzerine de limon sıkıyoruz. Sonra da bu sosu süzülen fasulyenin üzerine boca edip afiyetle götürüyoruz.

Rıdvan’ın Yeri Ara Sıcaklar

Gelelim ara sıcaklara bizim gibi rakıcılar balıktan çok mezecidir aslında hatta o kadar mezecidir ki balığa yer de kalmaz zaten.

Öncelikle belirtmeliyim son derece başarılı buldum. Karides güveç de kalamar da kıvamında ve harikaydı. Ara sıcaklardan sonra merak edip mutfağa girdim.

İşletmeci Mehmet Bey mekanın girişinde bir yandan müşterilerini karşılarken bir yandan da oturmuş elinde bıçak yeni gelen kalamarları işleyip akşam için hazırlıyordu.

Bölgeyi tanıtım amaçlı geldiğimi söyleyince Mehmet Bey de başladı içini dökmeye. Anlattı durmadan. Öncelikle kendinden bahsetti. Babasından çok şey öğrenmiş. Mesela o da babası gibi mutfakta kesinlikle yerli ürün kullanıyormuş. Bunun kendisi için çok önemli olduğundan bahsetti.

Diğer bölge lokantaları uygun fiyatlara Avrupa’dan, Kore’den ya da Endonezya’dan hatta Yunanistan’dan ahtapot, kalamar vb. getirtip burada yerli diye satıyormuş. Mehmet Bey ise sadece ve sadece kendi sularımızdan çıkan yerli ürünü kullanıyormuş. Bu da tabii ki ister istemez fiyatlara yansıyormuş.

Ben kendisine hemen karşımızda Yunanistan’daki fiyatlardan bahsedince kendisi de fiyatların yüksekliğini kabul ederek maalesef yerli ürün çok pahalı diyor. Örneğin (2018) yerli kalamarın giriş kg. fiyatı neredeyse 100 ₺’ye civarındaymış. Hatta dolaba kadar götürüp akşam için aldığı barbunları gösterip kilosu 250 ₺’den satacağını çünkü kendisine geliş fiyatının da 150₺ olduğundan bahsetti.

Bunun sebebini sorduğumda yıllarca devam eden ama düzenlenmeyen tüketim dedi. Onlar nadasa bırakmışken yıllarca Avrupa’ya hatta Yunanistan’a yerli ürün satmışız onlarda bunu desteklemişler yanlış tüketim alışkanlığımız da eklenince kendi denizlerimiz bitmiş. Bu arada Ege’nin karşı kıyısında bile deniz ürünü bol. Sebebi buymuş. Yani yıllarca yabancıların kendi denizlerini koruma altında tutarken bizim denizlerimizin deniz tarlası gibi parayla kullanması.

Çözüm önerisi ise basit. Olta balıkçılığı hariç bizim de denizlerimizi nadasa bırakmamız. Zamanında bize yapıldığı gibi denizlerimiz tekrar zenginleşene kadar parayla deniz satın almamız.

Bir bilen olduğu için kulak verilmesi gerektiğini düşünüp kaldığımız yerden devam ediyorum. Karnımız tok keyfimiz pek artık denize girebiliriz.

Rıdvan’ın Yeri Deniz

Mekanın denize uzanan bir de iskelesi var. Buradan denize girmeniz mümkün. Akşamını görmedik ama sanırım gün batımında çok güzel oluyordur.

Rıdvan’ın Yeri’nde deniz çok güzel. Temiz, berrak ve serinletici.

Fiyatlara gelince kesinlikle pahalı. Ancak sebebini de zaten Mehmet Bey’in söylemiyle anlatmaya çalıştım. Denize girip serinleme imkanı da var. Özetle Rıdvan’ın kalabalıklardan uzak, sahil kenarında sakin bir aile restoranı. Kesinlikle buralara gelirseniz tavsiye ediyorum.

Adres: Balıklıova Köyü Balıklıova Cad. 102 Urla, İzmir  Tel: +90 539 764 68 56

İzmir ile ilgili diğer yazılarımız için İzmir Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla kalın.