- Kapadokya Balonların Uçuş Hazırlığı
- Kapadokya Güvercinlerinin Evi Güvercinlik Vadisi
- Kapadokya’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Dünya’nın İlk Gökdeleni Uçhisar Kalesi
- Kapadokya’da yaptığımız Avanos Gezisi
- Göreme Açık Hava Müzesi
- Kızıl Vadi’de Gün Batımı
- Zelve Açık Hava Müzesi Gezisi
- Kapadokya’nın Başkenti Göreme Gezisi
- Paşabağ Vadisi Gezisi
- Dervent Vadisi’nde Bir Gezi
- Ürgüp, Sarının 50 Tonunda Bir Gezi
- Alternatif Bir Kapadokya Gezisi
- Kapadokya Balon Turu
- Kaymaklı Yeraltı Şehri Gezisi
Herkesin fikrine saygılıyım tabii ki ama bir foto ve gezi sever olarak bence Zelve Açık Hava Müzesi Gezisi, Kapadokya‘da yapılması gereken en önemli gezi. Burası için Kapadokya’nın harikalar diyarı bile diyebilirim.
İşin ilginci programlarına ters sanırım turlar buraya uğramıyor. Nedenini bilmiyorum belki de güvenlik endişesi ile bazı yerlere erişimin olmaması.
Avanos İlçesi’ne bağlı olan Zelve Açık Hava Müzesi; 1950’ye kadar bir köymüş. Erozyon nedeniyle köy taşınınca burası 1967’de burası bir açık hava müzesine dönüştürülmüş çok da iyi yapılmış.
1985 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmış. Buradaki peri bacalarının diğer peri bacalarından farkı sivri uçlu ve geniş gövdeli olmaları.
Unutmadan Dünya’nın en kötü filmleri arasında gösterilen ancak benim için bir kült hatta evimde parayla alınmış tek CD film olan bilim kurgu filmi “DÜNYAYI KURTARAN ADAM” bile 1982 yılında burada çekilmiş.
Zelve Açık Hava Müzesi Gezisi
Burası, Kapadokya bölgesinin en eski ve en uzun süre kullanılmış yerleşim yeri ayrıca Kapadokya’da peri bacalarının en yoğun olduğu yer.
Zelve Açık Hava Müzesi’ne Ulaşım
Açık hava müzesi, Nevşehir’e bağlı Avanos İlçesi sınırları içerisinde Göreme-Avanos yolu üzerinde bulunuyor. Ücretsiz kocaman bir otoparkı var.
Buraya toplu ulaşım imkanı yok. Bölge arabanız varsa/kiralarsanız rahatlıkla gezebileceğiniz bir ortama sahip. Çünkü tüm Göreme Milli Parkı 20 km kenarlı olan eş kenar üçgen gibi.
Arabanız yoksa ve kalabalıksanız zaman kaybını asgari seviyeye indirmek ve direkt fotoğraf çekeceğinin noktaya ulaşabilmek için bir taksi ile anlaşmanızı tavsiye ediyorum.
Biz böyle bir anlaşma yaptık. Bias Bey ile tüm öğleden sonra bölgedeki tüm fotoğraf çekilmesi gereken noktaları gezdik. Hiçbir şekilde bekleme parası vermeden rahat bir şekilde foto çekimlerimizi yaptık.
Kendisi taksimetreyi açık tuttu. Turumuz bittiğinde taksimetre 300 TL (2018) gösteriyordu. Biz sadece 230 TL (2018) verdik. Bölgede yapılacak bu tip turlar için adam başı 60 TL (2018) alındığını ve kısıtlı zamanda kalabalık foto çekimi yapabildiğiniz düşünüldüğünde tamamen sizin planınız ve kestirme yolları daha eklerseniz dürüst ve nazik Bias Bey ile hareket etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Cep Tel 0541 509 61 77
Zelve Açık Hava Müzesi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti
Müzeyi 08:00-19:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Giriş için müze kart geçerli, kartınız yoksa tam bilet 10 TL (2018). Yine müzenin girişinde geniş bir otopark mevcut ve otopark ücreti 10 TL (2018). Maalesef gişelerde bir broşür bile yok.
Zelve Nedir?
Siz sormadan ben yazayım. Burayı gelmeden önce Zelve nedir? sorusunun cevabını aradık. Türkçe sözlükte “Öküzlerin boynuna geçirilen eğri, sağlam çubuklar” olarak geçiyor.
Bölgede yer alan bağlara baktığımız zaman bu ismin verilmiş olması mantıklı geldi. Oraya gittiğimizde bölgede yaşayanlara sorduğumuzda net bir cevap alamadık.
Tarihi Önemi
Hristiyanlık bölgede ilk olarak burada yayılmaya başlamış. Hristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri olmuş. Aynı zamanda, rahiplere ilk dini seminerler de burada verilmiş.
Hristiyanlık döneminin sonra ermesinden sonra da 1950’li yıllara kadar köy olarak kullanılmış.
O yıllarda kaya evler içinde yaşayanlar erozyon nedeniyle buradan taşınmışlar. Kiliseler, girilemeyen tüneller, yakın geçmişe ait cami ile enteresan bir tarih sizleri bekliyor.
Yerleşim
Zelve Açık Hava Müzesi, Göreme Açık Hava Müzesi‘nin aksine oldukça düzgün konumlanmış bir yer. İçeri girer girmez yapılan yürüyüş parkurunu takip etmeniz yeterli oluyor. Güzel ve uzunca bir parkurda geçmişe yolculuk ediyorsunuz. Bu 3-4 km uzunluğundaki inişli çıkışlı parkur tüm müzeyi size bir düzen içerisinde hiç bir şey kaçırmadan gezdirmeye yetiyor.
Yürüyüş parkurlarında oklarla gidilecek ve geri dönülecek yol güzergahları açık olarak belirtilmiş. Her kalıntının önünde o kalıntılara ait açıklamalar mevcut.
Müze, harita’da görüleceği gibi 3 vadiden oluşuyor. Bazı yerler şeritlerle kapatıldığı için kapıdaki tabelada tarif edilen rotada gezemiyorsunuz ama yine de bütün vadilere bir şekilde geçilebiliyor.
İlk vadide bulgur yapımında kullanılan seten, ikonaslastik dönem öncesine tarihlenen Balıklı ve Üzümlü Kilise ve bunların doğusunda şırahane yer alıyor.
İkinci vadide yan yana kaya oyma mekanlar ile Kutsal Haç Kilisesi bulunuyor. İkinci ve üçüncü vadi arasında 30 m uzunluğunda bir tünel var.
Üçüncü vadide köyün meydanı ve köy cami yer alıyor. Ayrıca, kubbe gibi bir kaya kütlesinin içerisine oyulmuş manastır kompleksi de var.
Birinci Vadi
Birinci vadide ilerliyor harita üzerindeki yolu takip ederek hem geziyor hem de fotoğraf çekiyoruz. Daha ilk giriş noktasından itibaren büyüleyici atmosferin etkisi altına girmeye başlıyorsunuz. İlk ulaştığımız yer seten.
-Seten
Burası bulgur yapılmak üzere önce kaynatılıp sonra kurutulan buğdayların öğütülmeden önce kepeğinin çıkartıldığı yer.
Bu işlem buranın ortasında bulunan döner bir mekanizma ile hareket eden fotoğrafta gördüğünüz 500 kg ağırlığındaki bir taş aracılığıyla yapılıyormuş.
Bulgurdan yapılan çorba ve pilav o zamanlar vadi mutfağının temel menülerini oluşturuyormuş. Burada tüm vadinin bulgur ihtiyacını karşılıyorlarmış.
Setenin hemen önü, fotoğraf çekmek için harika sahneye sahip. İkinci vadiyi arka sahne yaparak fotoğraflarımızı çekip birinci vadide ilerlemeye devam ediyoruz. .
-Üzümlü ve Balıklı Kilise
Burada 8. ve 9. yy. dönemine ait sivri uçlu ve geniş gövdeli olan peri bacası oluşumlarına oyulmuş 15 kilise bulunuyor. Vadideki en önemli kiliseler Balıklı ve Üzümlü Kilise.
Balıklı ve Üzümlü Kiliseleri İkonoklastik dönem (728-842) öncesine tarihleniyor. Müzenin en ünlü kiliseleri olan bu yapılar vadinin girişindeki peri bacalarına oyulmuş.
Üzümlü ve Balıklı Kiliseleri 2 bölüm halinde. Her 2 mekanın apsis alınlıklarında balık ve üzüm olduğu için yöre halkı tarafından bu isimler kullanılmış. Kayalar çok daha yumuşak olduğundan özellikle kiliselerdeki resimler aşınmış korunamamış.
İkinci Vadi
İkinci vadi birinci vadiye hâkim bir konumda. Yükseğe çıktıkça gördüğünüz manzara daha da güzelleşiyor.
Kaya kiliselerin bir kısmı tehlike nedeniyle kapalı olsa da burada da görülecek çok yer var. İkinci vadinin en büyük özelliği oyma güvercinlikleri.
-Güvercinlikler
Güvercinlikler güvercin gübresi üretmek için kullanılmış. Zelve köyünde yaşayanlar Hristiyanlık dönemlerinde oyulmuş mağaraların ağızlarını taşlarla kapatarak güvercinlik yapmış.
Zelve köyünde yaşayanlar Hristiyanlık dönemlerinde oyulmuş mağaraların ağızlarını taşlarla kapatarak güvercinlik yapmış. Aslında bu sayede birçok mağara kilise insan tahribinden de korunmuş. Güvercinliklerin ön kısımlarına boyanan süslemelerin hem uğur getirdiğine inanılıyor hem de güvercinlerin dikkatini çektiği düşünülüyor.
-Mağara Evler
İkinci vadide gezerken karşılaştığımız bir ev. Tek odalı yaşam alanı ve mutfak olarak kullanılan yerleri mevcut.
Zamanında insanların hangi şartlarda yaşadıklarını görün.
-Kayaçlar
Burası sadece foto ve gezi severler için değil jeoloji ile ilgilenen, okuyan, araştıran tüm arkadaşlarımın da görmesi gereken bir yer.
Kayaç oluşumları zamanın ta kendisi. Jeolojik yaşlanmanın izlerini bu kadar farklı bir şekilde gözleyebilmek önemli bir deneyim.
Üçüncü Vadi
İkinci vadi üçüncü vadiye de hâkim. İşte ikinci vadiden manastırın görünüşü. Üçüncü vadide de yine köy olarak kullanılmış birçok yaşama yeri ve kilise bulunuyor. Eğer yeterli vaktiniz varsa buradaki her noktaya girebilir ve enteresan yerler keşfedebilirsiniz. Kayaların içine oyulmuş çok katlı ev ve odalar mevcut.
-Manastır
Caminin hemen karşısında bir manastır bölümü mevcut. O dönemde manastırlar dini eğitim vermek için kurulmuş okullar. İçlerinde odalar, yatma yerleri, kiliseler, ders verilen yerler bulunuyor.
Hristiyanlığın ilk yayılma dönemlerinde Zelve Vadisinde Hristiyanlıkla ilgili eğitimler ve seminerler burada verilmiş.
Fotoğrafta gördüğünüz manastır geziye kapatılmış. Güvenlik endişesi ile bazı yerlere erişimin olmaması üzücü olsa da gerekli.
-Cami
Üçüncü vadinin girişinde 1952 yılına kadar yerel halk tarafından kullanılmış evleri ve eski dönem Osmanlı Camisini de mutlaka görmelisiniz. Minaresi belirgin, caminin içindeki yine kayaya oyulmuş mihrap, 9. yüzyıldan 1950’lere kadar süregelmiş olan bu mimari geleneğin bir göstergesi.
Vadinin köy olarak kullanıldığı dönemde yapılmış. Pek büyük bir cami değil ancak hem minaresinin ilginç yapısı hem de daha yeni dönemlere ait olan mimarisi nedeniyle görülmeye değer. Benzer bir caminin Ürgüp’te de olduğunu hatırlatmak isterim.
Çıkış
Tekrar vadinin girişindeyiz. Bayağı yorulduk ancak kesinlikle bu geziye değer. Burada zaman zaman konserler ve çeşitli etkinlikler düzenleniyormuş. Herhalde burada müzik dinlemenin zevki bambaşkadır. Müzenin giriş bölümünde çay içip gözleme yiyebileceğiniz yerler ile bölgenin kendine has ürünlerinin satıldığı stantlar var.
İçeri girerken çok dikkatinizi çekmese de çıktığınızda tatlı yorgunluğunuz ile karışık hafif açlığınızı gidermek ve alış veriş yapmak için buralara uğramak isteyeceksiniz. Nevşehir üzümü ve Nevşehir kabak çekirdeğini kesinlikle tavsiye ederim.
Değerlendirme
Bu kadar güzel bir yer ile ilgili eleştiri ve tavsiyelerime gelince bu güzelliği korumak tüm ziyaretçilerin görevi ve sorumluluğu olmalı.
Ancak, etrafa özellikle de çok ziyaret edilmeyen mağara-yerlerin içine atılmış pet şişeler ve ambalaj atıkları sinirleri bozmak için ideal.
Detaylı bir gezi ve fotoğraf çekimi için buraya sabahtan ve dinlenmiş olarak en az yarım gün ayırmalı, spor ayakkabısı ve rahat kıyafetlerle gitmelisiniz.
Turla gelmenizi kesinlikle tavsiye etmiyorum zaten turların buraya uğradığını da sanmıyorum.
Ulaşım ile ilgili seçeneği çok memnun kaldığım için yukarıda ilgili başlıkta belirttim.
Yapacağınız programa yakınlardaki Paşabağ ve Dervent Vadilerini de eklemeyi unutmayın.
Zelve Açık Hava Müzesi ile ilgili anlatabileceklerim bu kadar. Kapadokya ile ilgili diğer yazılar için Kapadokya Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.