Bugün size Efes Antik Kenti’nden sonra en büyük antik kentlerimizden biri olan Kral Antiokhos’un Eşine Adadığı Laodikya Antik Kenti’ni tanıtmak istiyorum.
Şehir, M.Ö. 261-263 yılları arasında kurulmuş. Farklı medeniyetlere, tarihe pencere aralamak ve ören yerleri keşfetmekten keyif alanlar için burası gerçekten önemli bir yer.
Özellikle de benim gibi fotoğraf çekmeyi de çok seviyorsanız Unesco’nun Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan bu antik kente kaç kere geldiğinizi bile unutabilirsiniz.
Laodikya Antik Kenti Gezisi
Laodikya Antik Kenti’ne Ulaşım
Laodikya Denizli il merkezine 6 km mesafede bulunuyor. Kente ulaşmak için Ankara Bulvarı yolunu üzerinden Laodikeia tabelalarını takip etmeniz yeterli. Antik kente ister kendi aracınızla isterseniz merkezde bulunan ve saat başı hareket eden minibüslerle ulaşabilirsiniz.
Laodikya Antik Kenti’ne Giriş
Antik kenti 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Kişi başı giriş ücreti 20 TL (2018).
Laodikya’ya ulaştığınızda hemen girişte aracınızı park edip gezmeye başlamadan önce mola vermek isterseniz kahvenizi yudumlayabilecek güzel bir kafe karşılıyor sizi.
Laodikya Antik Kenti
Çok açık yönerge ve tabelalar sayesinde rehbere gerek durmadan bir gün içinde doya doya gezebileceğiniz harika bir yer burası.
Ayrıca burayı farklı kılan ise Hristiyanların kutsal kitabı olan İncil’de adı geçen 7 büyük kilisesinden birinin burada olması ve bu nedenle buranın Hristiyanlarca kutsal ibadet yeri hatta hac yeri olarak kabul edilmesi. Dolayısıyla antik kent hafta içi ve hafta sonu demeden ayin ve dua için birçok kültürden insanın ziyaretçi akınına uğruyor.
Laodikya’nın ilk girişinde yer alan kral yoluna sabahın ilk ışıkları ile birlikte ulaşırsanız eğer, sütunlar üzerinde beyaz güvercinler sizi karşılıyor. Muhteşem bir şehir planlaması, mimarisi ilk dikkatimizi çekenlerden oluyor.
5 km’lik bir alanda yer alan antik kentte Anadolu’nun en büyük antik stadyumu, 2 antik tiyatro, 4 hamam ve 4 agora ve tapınaklar bulunuyor.
Şehrin doğu tarafında Suriye Caddesi adı verilen 900 metre uzunluğunda karşılıklı dükkanlar ve iş alanları olan bölüm karşınıza çıkıyor.
Şehir döneminde kültürel ve ticaret alanında çok gelişmiş ve ticari merkezlerden biri haline gelmiş.
Kentin en güzel toplumsal özelliklerinden biri de, tamamen şifalı olan minareli suların bulunması, bu sayede göz merhemleri ve birçok hastalık için şifa kaynağı bulmuşlar ve dünyanın ilk su kanunları burada yazılmış.
M.S. 494 yılında meydana gelen depremden sonra , özellikle tiyatro, tapınak ve agoralar maalesef çok tahribat görmüş.
Antik kentte kazı çalışmaları halen devam etse de bütçe kısıtlamaları nedeniyle bu çalışmalar yeterli hızda ilerleyemiyor. Yetkililerden aldığımız bilgilere göre bir bu kadar daha alanın gün yüzüne çıkarılması gerekiyor.
Antik kentte gün batımının muhteşem manzarasını beyaz sütunlar arasında kızıla çalan gölgeleriyle buluştuğu bu ölümsüz anı yaşamanızı tavsiye ederim.
Evet arkadaşlar benim Laodikya Antik Kenti ile ilgili sizlere anlatabileceklerim bu kadar. Denizli ile ilgili diğer yazılarımız için Denizli Gezi Rehberi‘ne bakabilirsiniz. Yeni yazılarda görüşmek üzere…