- Bafa Gölü’nde Adalar Turu
- Çiçeği Burnunda Kanyonumuz Arapapıştı Kanyonu
- Didyma Antik Kenti ve Muhteşem Apollon Tapınağı
- Gerga Antik Kenti
Bugünkü amacımız Bafa Gölü’nde Adalar Turu yapmak.
İzmir istikametinden Bodrum’a yolculuk yapanlar, Söke-Milas arasında sol taraflarında kısa bir süreliğine göl manzarası eşliğinde ilerler ama bahse konu gölün adı bir tarafa tarihiyle, doğal güzellikleriyle nelere sahip olduğunu bilmezler.
İşte o çok da dikkat etmeden kenarından geçip gittiğimiz göl, Bafa Gölü’dür. Hem de Ege Bölgesi’nin en büyük gölü.
Bafa Gölü; Aydın ve Muğla il sınırları içerisinde bulunuyor. Göl genel olarak Aydın İl sınırları içerisinde ancak sadece güney kıyıları Muğla’ya bağlı. Yüzölçümü 60 km2, derinliği ise 25 m. Gölün suları az da olsa tuzlu.
2000 yıl kadar önce Ege Denizi’nin büyük körfezlerinden biri iken Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar körfezin girişini kapatınca göl haline gelmiş.
1970 yılına kadar özel mülkiyet altında olan göl daha sonra hazineye devredilmiş.
1985 yılında ise Büyük Menderes’in taşkınlarını önlemek ve nehrin göle girişini denetlemek amacı ile gölün kuzey tarafına suni bir set inşa edilmiş. Ne olduysa ondan sonra olmuş. Gölün ekosistemi bozulmuş nehrin taşıdığı kirlilik gölü de kirletmiş.
Hem kirliliği azaltmak hem de gölün ekosistemini tekrar düzeltmek için 1994 yılında göl de dahil tüm havza Bafa Gölü Tabiat Parkı ilan edilmiş.
Su kuşları yönünden önemli bir barınma ve beslenme alanı olan bölge, uluslararası önemli kuş alanları listesinde yer alıyor. Bu kuşlar arasında nesli tükenmekte olan türler de var. Balıkçılık kooperatifi ise göldeki balıkçılığı denetliyor.
Bafa Gölü’nde Adalar Turu
Bafa Gölü’nde Adalar Turu kapsamında sırasıyla Çeri’nin Yeri’ne uğrayıp Kahveasar Adası, Menet Adası, İkiz Adalar ve Kapıkırı Ada’yı gezeceğiz.
-Bafa Gölü’nde Adalar Turu Çeri’nin Yeri
Bafa Gölü’nde Adalar Turu kapsamında ilk durağımız göl kenarında bulunan birçok restorandan biri olan benim de çok sevdiğim Çeri’nin Yeri.
Hem turu yapacağımız balıkçı teknesini bekliyor hem de göl kenarındaki kazları ve ilk durağımız olan Kahveasar Adası’nı izleyerek güzel bir köy kahvaltısı yapıyoruz.
Teknenin gelmesiyle birlikte aceleyle çayımızı yudumluyor ve heyecanla tekneye geçiyoruz.
-Bafa Gölü’nde Adalar Turu Kahveasar Adası
Ve ilk durak Kahveasar Adası..
Balıkçı teknesi adaya yaklaşıyor ve bizi Bizans Dönemi kalıntılar karşılıyor.
Adada manastır arazisini çevreleyen duvarlar, üstü tonozlu bir yeraltı sarnıcı, mutfak ve hücre yapılarına ait kalıntılar, manastır kilisesi ve şapel görebileceğimiz tarihi yapılar.
Fakat adadaki en etkileyici yapı, adanın tam ortasında ve aynı zamanda en yüksek noktasında yer alan manastır kilisesi.
Bu kilise dikdörtgen-haç biçimli tipte olup merkezi bir kubbeye sahip. Ayrıca haç kolları ve yan mekanlar da tonozla örtülmüş. İç mekanın tamamı resimlerle kaplıymış. Az da olsa izlerini görebiliyorum. Muhtemelen resmi kayıtlara göre 13. yy.da yapılmış.
Adaya çıkıştan itibaren yoğun bir kuş gübresi ve tüyleri görüyorum.
Biraz kokudan rahatsızlık hissetsem de adayı keşfetme heyecanı ağır basıyor.
Tüm adayı dolanıyor, tek tek yapıları inceliyorum. Bol bol fotoğraf çekip tekneye dönüyorum.
-Bafa Gölü’nde Adalar Turu Menet Ada
Ve ikinci durak Menet Ada..
370 metre uzunluğuyla turumuzun en büyük adası olan Menet Ada’da manastır yok. Yalnızca yoğun, fakat günümüzde çoğu tahrip olmış yapılar var. Kıyı boyunca kuleler ile tahkim edilmiş duvarlar görülüyor.
Adanın güney ucunda büyükçe bir kilise kalıntısı ve iki şapel izlenebiliyor. Kayıtlara göre Orta Çağ-Bizans Dönemi’nde burada küçük bir kasaba varmış. Su ihtiyacı kayıtlara göre işte bu kuyu ve sarnıçlarla sağlanıyormuş.
Menet Ada, tam anlamıyla kuş adası gibi. Ada üzerindeki ağaçlarda onlarca kuş yuvası var.
Şu an boş olan yuvaların ve çıplak ağaçların görüntüsü sanki hayalet adada geziyormuşsunuz gibi bir his bırakıyor.
Doğal olarak bu kadar yoğun bir kuş varlığının izleri bu yuvalar dışında, rahatsız edici koku ve sinekler.
Yine de adayı seri şekilde dolaşmayı başarıyor ve fotoğraflandırmanın sevinciyle tekneye dönüyoruz.
-Bafa Gölü’nde Adalar Turu İkiz Adalar
Ve üçüncü durak İkiz Adalar..
Adaları gezmeye başlamadan bir yemek molası verelim diyoruz. Adanın biraz ilerisinde güzel bir kayalık alana yanaşıyoruz. Yanımızda getirdiğimiz kumanyalarımızı hazırlıyoruz kayadan masamıza. Tam bu esnada balıkçı teknemizin kaptanı bize güzel bir sürpriz yapıyor.
Gölün en meşhur ve de en lezzetli balığını; yılan balığını bizim için pişiriyor. Bu lezzeti anlatmayacağım, tatmalısınız. Keyifli, sohbetli, molamızı bitiriyor ve gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Adı üzerinde İkiz Adalar 2 adadan oluşuyor. Burası Bafa Gölü’nün doğal güzellik açısından en güzel yerlerinden biri.
Adalardan küçük olan tamamen göl içinde olmasına rağmen büyük olan adanın karayla bağlantısı bulunuyor. Yaz aylarında yürüyerek geçilen bir plaja sahip. Kış aylarında ise diz boyu suya girmeyi göze almak gerekiyor.
Öncelikli adalardan küçük olana çıkmaya çalışıyoruz. Ama ne mümkün. Her yeri çalılar, dikenler kaplamış.
İlerleyebildiğimiz kadar gidip bolca fotoğraf çekiyorum.
Küçük ada üzerinde manastır, manastıra ait aşağı ve yukarı kale, kiler ve günlük kullanım mekanları kısmen korunmuş durumda.
Kilise 13. yy.da yapılmış. Ön mekanın kapı lentosunda kabartma harfli bir kitabe bulunuyor.
Kitabede kilisenin Meryem Ana Pantanassa‘ya adandığı ve keşiş Methodius tarafından yapıldığı yazılı.
Büyük olan adada ise, bu manastırı korumak amacıyla yapılmış bir kale yer alıyor. Kaleye sahilden bir patikayı izleyerek çıkıyorsunuz. Kaleden manzaranın müthiş olduğunu söylemeliyim.
Göl üzerindeki son adayı ziyaret etmek üzere tekneye dönüyoruz.
-Bafa Gölü’nde Adalar Turu Kapıkırı Ada
Ve dördüncü durak Kapıkırı Ada..
Bu ad, denizin göle dönüşmesi ve su seviyesinin yükselmesi sonucu oluşmuş.
O dönemde yapılan şehir surlarının bir kısmı ada üzerinde görülebiliyor.
Bugün kara tarafından bakıldığında ilk olarak kalenin duvarını görüyoruz.
Manastır kilisesi ,tonozlu bir şapel kısmen ayakta. Buradaki kilise de Meryem Ana Pantanassa ‘ya adanmış ve 13.yy.da yapılmış. Kapıkırı Ada gezimizi bitiriyor ve teknemize geçiyoruz.
Gezdiğimiz 4 ada üzerinde yer alan Bizans yapılarında yapı malzemesi olarak kullanılmış antik dönem mimari parçalar gördüm. Kapıkırı Ada’dakiler hariç diğerlerine, bir şekilde o dönem kentlerinden Herakleia ya da İoniapolis’den taşınmış olmalı.
Bafa Gölü’nde Adalar Turu tekne yolculuğumuz boyunca gözümde canlandırmaya çalışıyorum. 2 liman kentine sahip bir körfez hayli yoğun bir deniz ticaretine sahne olmuş olmalı.
Bugüne döndüğümde ise kirlilik oranı gün ve gün artan bir göl görüyorum. Bu doğal güzelliği koruyamadığımız ortada. Başladığımız noktaya geldiğimizde dönüp bir kez daha bakıyorum Bafa Gölü’ne.
Binlerce yıl çeşitli medeniyetlere kucak açan göle teşekkür ediyorum. Tarihin izinde yaptığım bir gezimi daha bitirmenin mutluluğuyla dönüyorum.
Aydın ve çevresi ile ilgili yazılarımız için Aydın Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayınız.
Yorumlar (2)
Çok faydalı buldum. Yol kenarından geçerken görülen adanın Kahveasar adası olduğunu öğrenmek beni mutlu etti. Belki bir gün biz de gezme şansı buluruz. Teşekkürler
teşekkür ederim.Gezmenizi öneririm.