- Nepal’e Gidiş-Dönüş ve Vize Rehberi
- Nepal ve Hinduizm Anlayışı (Din, Reenkarnasyon ve Kast Sistemi)
- Nepal ve Budizm Anlayışı (Din, Temel Öğreti ve Nirvanaya Ulaşma)
- Nepal’de Bulunan Tapınak Çeşitleri
- Şarkı Söyleyen Kaseler “Singing Bowl”
- Nepal’de Yaşam ve Karşılaştığım Tezatlar
- Phoolbari’de Kollywood ile Tanışmam
- Nepal’de Ölü Yakma Töreni
- Namo Buddha Manastır Kompleksi
- Kailashnath Mahadev Tapınağı
- Bhaktapur, Katmandu Vadisi’nde Orta Çağ Gezisi
- Güzel Sanatlar ve Zanaatkarlar Şehri Patan
- Budistler İçin En Önemli Hac Yeri Boudhanath Stupası
- Katmandu’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Sonbaharda Yaptığım Katmandu Gezisi
- Tanrı Şiva’nın Evi Pashupatinath Tapınağı
- 7 Saatlik Katmandu Pokhara Ulaşımı
- Pokhara Hippileri ya da Himalaya Çiçek Çocukları
- Machhapuchhare Manzaralı Shree Bindhyabasini Tapınağı
- Sarangkot Tepesi, Himalayalar’da Gün Doğumu ve Paragliding
- Phewa Gölü Tal Bahari Tapınağı Gezisi
- Gurkha Müzesi (Gurkha Memorial Museum)
- Uluslararası Dağ Müzesi (International Mountain Museum)
- Himalayalardaki Cennet Phewa Gölü (फेवा ताल)
- Pokhara’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Pokhara, Himalayalarda Bir Efsane
Nepal ve Hinduizm Anlayışı (Din, Reenkarnasyon ve Kast Sistemi) adlı bu yazıyı yazmamın sebebi ülkeyi gezmeye başlamadan önce ülkedeki başlıca inanç şekli olan Hinduizm anlayışını bilmeden yapılacak tüm anlatımların altlarını doldurmanın zorluğu.
Nepal, küçük bir ülke olmasına rağmen 30 milyonluk bir nüfusa sahip. Bu nüfusun inanç olarak % 87’si Hinduizm’i, % 9’u Budizm’i ve % 3’ü İslam’ı tercih etmiş durumda.
Ülke, Hindistan ile Çin arasında tampon bir bölge oluşturmakla birlikte gözlemlediğim kadarıyla hem ekonomik hem de dinsel yönden Hindistan’a daha yakın bir ülke. Bu nedenle de Hinduizm’e inananların oranı da çok yüksek. Hatta Dünya’da oransal olarak Hinduizm’e inananların en çok olduğu ülke de Nepal. O zaman bu ülkeyi anlamak için ilk olarak Hinduizm felsefesini anlamakta fayda var.
Ben de size gördüklerim ve yaşadıklarım çerçevesinde Hinduizm ile ilgili temel bilgileri, tapılan önemli tanrıları, bilinmesi gereken kavramları ve dayanılan kast sistemini aşağıda anlatmaya çalıştım.
Nepal ve Hinduizm
Hinduizm
Hinduizm, Hristiyanlık ve İslam dininden sonra halen Dünya’da inanılan en büyük üçüncü din. Asya’da ise inanılan en büyük din. Bu dine inanan kişilere Hindu deniyor. Hindistan’ın adının kaynağı da Hinduizm.
Kesin bir kayıt yok ama Hinduizm’in dünyanın en eski dini olduğu iddiası Nepalli arkadaşlarım tarafından da dile getirildi. Söylediklerine göre Hinduizm’in geçmişi en az 5000 yılmış.
Bu dinin en önemli özelliği ise çok fazla tanrısı olması. Hatta tanrılar bile sınıflandırılıyor. Bazıları ön planda yer alırken bazıları geri planda kalıyor. Arkadaşlarımın söylediğine göre 330 tanrı varmış. Katmandu’da bindiğim taksilerin her birinin ön camında farklı tanrı asılıydı. Çok tanrılı bir din yani.
Dönerken son kez bindiğim taksinin şoförüne “Herkesin farklı tanrısı var ama hepiniz aynı dine inanıyorsunuz bu nasıl iş? diye sorduğumda şoför gülerek “Bizde böyle” dedi. Burada herkes Hinduizm inanç sistemi içerisinde kendi işine daha yakın olan tanrıya inanıyor. Yani işine geldiği gibi diyebiliriz. Hatta gördüğünüz gibi herkes kendi tanrısına adağının kanını sunuyor.
Hinduizm’in Tanrıları
Hinduizm inancında tanrıları 3 kategoriye ayırmışlar.
-Brahma (Tanrıların Tanrısı)
Onu yaratıcı ve tek olarak görüyorlar. Bizim için vahiy de diyebileceğim Kutsal Vedaların çıkış noktası. Nepalliler diğer tanrıların da ona hizmet ettiğini düşünüyorlar. Vişnu ve Şiva ile birlikte Trimurti denilen tanrı üçlemesini oluşturuyor.
Genel olarak bir nilüfer çiçeğinin üzerinde durmuş olarak betimleniyor. 4 yöne bakan 4 kafası var. 4 tane de eli. Bu 4 elinde kurban etmek için 3 başlı mızrak, kutsal kitap Veda, bir su testisi ve bir tesbih var. Eşi ise öğrenmenin tanrıçası Saraswati.
-Vişnu (Koruyucu)
Evrenin sistemsel olarak devam etmesini sağlayan tanrı da diyebiliriz. Canlıların doğum ile ölüm arasında kalan tüm süreci Tanrı Vişnu’nun yönettiğine inanılıyor. Vişnu döngüde 9 kez Dünya’ya gelmiş ve bu gelişlerinin hepsi farklı bir bedende Sarasvati, Rama, Krişna, Buda vb. farklı bir tanrı olarak olmuş. Trimurti denilen üçlemenin dışında kalan tanrılar da bu sınıfa sokuluyor ama o tanrılar üçlemeye göre ikinci hatta üçüncü seviye tanrılar kategorisinde. Dile kolay 330 tanrı var ve bazıları da doğal olarak yardımcı tamamlayıcı tanrılar.
Dikkatinizi çektiği üzere Vişnu, Dünya’ya 9. gelişinde Buda olarak vücut bulmuş. Hindulara göre bu konu tamamen Budistlerin Hinduları kendi dinlerine çekmeye çalışmaları ile ilgili ama Buda da Nepal’de doğduğu için Hindular tarafından tanrı olarak kabul ediliyor.
-Şiva (Yok Edici ve Tekrar Yaratıcı)
Nepal gezim süresince en çok adını duyduğum Tanrı Şiva idi. Genelde dualarında onu kızdırmamayı amaçlıyorlardı. Çünkü Şiva bir yıkım tanrısı.
İnsan kafataslarından oluşmuş bir zincir taşıyor. Yani Şiva evreni yok ederek yaşam döngüsünü bitirirken Brahma evreni tekrar yaratıyor.
Benim ise en çok dikkatimi Tanrı Şiva’nın aynı zamanda Nataraja yani Dans Tanrısı olarak kabul edilmesi çekti. Zaten kendisini ateş çemberi içinde bitmeyen yaşamı simgeleyen Tandava Dansı’nı yaparken gösteren tanrı heykelciklerini her yerde görebilirsiniz.. Hinduların bu kadar dans etmeyi sevmesinin de altında yatan sebep sanırım bu.
-Ganeşa
Fil suratlı insan vücuduna sahip olan Tanrı Ganeşa aynı zamanda Tanrı Şiva’nın da oğlu. Bu tanrı hayatın içerisinde engelleri kaldıran ve şans getiren bir tanrı olarak biliniyor.
Fil olarak görülmesinin hikayesi şöyle. Şiva ve Parvati’nin Ganeşa adlı toprak ve çamurdan yaratılan bir oğulları olmuş. Yaratılış sırasında Şiva, Parvati’nin yanında değilmiş. Şiva bir gün geri döndüğünde evde Ganesha ile karşılaşmış. Parvati o sırada banyodaymış. Şiva, Ganeşa’yı görünce kim olduğunu sormuş. Kendi oğlu olduğuna inanmayınca başını keserek uçurumdan atmış. Banyodan çıkan Parvati, Şiva’ya kendi oğullarını öldürdüğünü söyleyince Şiva hemen en yakındaki filin kafasını kesip Ganeşa’nın başına koymuş ve Ganeşa’yı yeniden yaratmış. Böylece Ganeşa, fil başlı tanrı olmuş. Şimdi ise Dharma denen ilahi düzeni sağlıyor.
-Hanuman
Hanuman, Hinduizm inancında maymun tanrısı. Halk arasında Tanrı Şiva’nın maymun yüzü olarak da kabul ediliyor.
Bir dağ kadar iri ama bir o kadar da çevik çok uzun kuyruğu olan bir maymun tanrı. Kükremesi gök gürültüsünü andırdığı için Hint mitolojisinde gök gürültüsünün de sebebi olarak görülüyor.
Maymun yüzlü Tanrı Hanuman’ın ordusu da maymunlardan oluşuyormuş. Bu yüzden Hinduizm’de maymunlar çok saygı görüyor. Tüm Hindu tapınaklarında istedikleri gibi takılan maymunlar görebilirsiniz.
Temel Hinduizm Kavramları
Hinduizm’in kutsal kitabı yok. Sadece tanrılardan geldiği ve binlerce yıldır sözlü olarak Brahminler arasında aktarıldığı söylenen Kutsal Vedalar var. Bunlara Hinduizm’in vahiyleri de demek mümkün. Bu vahiyler ile ortaya konan Hinduizm’in 8 bileşeni var.
-Gerçeklik
Soyut bir kavram olmakla birlikte niyetin iyi olması halinde her türlü inancı ve ibadeti tanrıya ulaşmanın bir yolu olarak görülmesi. Bu kavram nedeniyle Hinduizm içerisinde tanrı olan diğer tüm inanç ve ibadetlere de hoşgörülü.
-Brahma
Evrenin bizzat kendisi. Yaratıcı Brahma’nın olduğu yer. Görülen görülmeyen her şey. Ruhun yaşam döngüsünden kurtulup ulaşmaya çalıştığı yer. Anladığım kadarıyla bizim inanışımızdaki cennete tekabül ediyor.
-Dharma
Tüm insanların Dünya’ya gelme sebebi ve mutlaka yapması gereken görevleri. Buna kısaca ilahi düzen de diyebiliriz. Bu görevleri 3 bölüme ayırıyorlar.
İlki evrenle ilgili görevler, ikincisi kast sistemi içerisindeki görevler ve üçüncüsü bireyin uyması gereken ahlaki kurallar. Aslında bu kavram biraz da kast sisteminin tamamlayıcısı olan bir kavram ya da kast sisteminin alt yapısı.
Fil kafalı Tanrı Ganesha’nın, karmalara engeller koyarak/engelleri kaldırarak rehberlik ettiğine inanıyorlar. Yani bir konuda başarısızlarsa onun izninin olmadığını, başarılılarsa onun yardımıyla olduğunu düşünüyorlar.
-Karma
Hangi bedende doğacağınızın önceki hayatlarınızda yaptıklarınıza bağlı oluşu. Nepalliler buna sebep sonuç yasası da diyor. Yani geçmişteki drahma başarınız ile kaderiniz arasında bir ilişki var.
Basitçe anlatayım buradaki insanlar çok fakir olmalarını ya da çok zengin olmalarını önceki hayatlarındaki iyilik ya da suçlarına bağlıyor. Buna da cidden inanıyorlar. Kıskanmıyorlar. Kabul ediyorlar. Kader diyorlar. Örneğin ahimsa inancı nedeniyle kurbanı kabul etmiyorlar. Yasak ya da haram anlayışı olmamakla birlikte alkol, sigara, uyuşturucu vb. vücutlarına zarar verecek her türlü maddeden uzak durmaya çalışıyorlar.
Çünkü ahimsaya tezat oluşturacak her davranışın karma seviyelerini de düşürebileceğine inanıyorlar. Böyle olunca da bir daha dünyaya geldiklerinde fakir, hastalıklı ya da engelli olmak istemiyorlar. Sanırım bizim dinimiz ile Hinduizm arasındaki fark bizler gelecek yani ahiret için ibadet ederken onlar karmalarını düzeltmek ve bir daha hayata geleceklerse kast sisteminde daha iyi bir yerde olmak için uğraşıyorlar.
-Mokşa
Drahmasını yerine getiren ruhun hayat döngüsünden çıkarak mokşaya diğer bir deyiş ile özgürlüğüne ulaşması. Anladığım kadarıyla bizim inanışımızdaki cennete kabul edilmeye tekabül ediyor.
-Atman
Ruhun yok edilemezliği. Çünkü ruh yaratılamaz, öldürülemez.
-Reenkarnasyon
Ruh, mokşaya ulaşana kadar tekrar tekrar Dünya’ya geliyor. Görüldüğü gibi Hinduizm inancında bir döngü var.
Yani aslında burada amaç tekrar tekrar dünyaya gelmek değil. Bir an önce mokşaya ulaşıp döngüden çıkmak. Döngüden çıkan olgunlaşmış ruh Brahma’ya ulaşıp Brahman ile bütünleşiyor. Olgunlaşamamış olan ruhlar ise reenkarnasyon ile sebep sonuç yasası da diyebileceğimiz karmalarına bağlı olarak başka bir bedende Dünya’ya dönüyor. Her yeniden doğuş ile ruh olgunlaşıp mokşaya daha fazla yaklaşıyor.
-Varanasi
Varanasi bilindiği üzere kutsal bir şehir. Hinduizm inancına göre bir insan burada ölürse reenkarnasyon olmadan Brahman ile bütünleşebiliyor. Bu nedenle de yaşlılar buraya gelip ölmeyi bekliyor.
-Ahimsa
Herkesin yaşama bir bedende tekrar döneceği için tüm canlıların hayatının kutsal olması ve kesin hayata saygı esası.
Hemen aklınıza inek ve kutsallığı geldi tabii ki. İneklerin kutsal olmasının sebebi yüz yıllardır tezeğinin ev yapımında, ısınmada, toprakta kullanılması, sütünün içilmesi, fizik gücünün tarlada kullanılması yani insana en yardımcı hayvan olarak kabul edilmesinden kaynaklanıyor. Yani bizde köpeğin insan dostu olduğu kabul edilirken Nepal’de köpeğin yerini inek almış durumda. Bu konuyu yemeklerde de yaşıyorsunuz. Nepal’de ana yemek ürünü kesinlikle tavuk. Dana eti çok yaygın değil.
Kast Sistemi
Hinduizm’in karma inancına dayandığını değerlendirdiğim kast sitemi Hindistan’da olduğu gibi Nepal’de de 3000 yıldır uygulanıyor. Sistemi zamanın ruhban sınıfı diyebileceğimiz brahminler kurmuş. Sanırım o zamanlar kendilerini garantiye alacak bir sistem olarak görmüşler. Bugün gençler arasında genel olarak saçma bir sistem olarak görülse de anladığım kadarıyla hayatın bir gerçeği haline gelmiş.
-Kast Sisteminin Katmanları
Günümüzde Nepal’de kast sisteminin 4 katmanı var.
–Brahminler
Bizim çok eleştirdiğimiz ruhban sınıfı diyebiliriz. Neyin doğru neyin yanlış olduğuna onlar karar veriyor. Bunların Brahma’nın başından yaratıldığına inanılıyor.
–Kshatriyalar
Krallar, prensler, komutanlar, savaşçılar, avukatlar vb. daha çok toplumu yöneten ya da yönlendirenler. İşin garip tarafı bunların baş görevi ruhban sınıfını korumak ve Hinduizme hizmet etmek. Bunların Brahma’nın kollarından yaratıldığına inanılıyor.
–Vaishyalar
Ticaret ile uğraşıp ekonomiyi döndüren iş adamları, tüccarlar, esnaflar… Bu grubun işi sistemin işlemesini sağlamak. Bunların Brahma’nın bacaklarından yaratıldığına inanılıyor.
–Shudralar
İşçiler, çiftçiler, köylüler vb. bedensel hizmetlerle uğraşanlar. Bu grubun işi ilk 3 gruba hizmet etmek. Bunların Brahma’nın ayaklarından yaratıldığına inanılıyor.
–Dokunulmazlar (Dalit)
Aslında sistemin içerisine alınmayacak kadar değersiz görülenler ya da bu sistemi kabul etmeyenler de bu sistem içerisinde görülmemekle birlikte bu sınıfta gösteriliyor. Genel olarak çöp, kanalizasyon, tuvalet vb. temizliği gibi en pis işleri yapanlar ya da yazdığımız gibi bu sistemi hiç bir şekilde kabul etmeyenler bu sınıfa giriyor.
-Kast Sisteminin İşleyişi
Burada en garip bulduğum kısım ise bahse konu kast sisteminin işleyişi. Kast sisteminde üst sınıfta yer alan birisinin dokunulmazların kendisine hatta gölgesine bile değmesinin/temas etmesinin bir kirlenme ya da utanç olarak görüldüğü bir sistemden bahsediyoruz. Böyle bir durumda üst kasttaki zaatın arınmak için bir çok ibadet yapması gerekiyor. Doğal olarak da herkes kendi bölgesinde yaşıyor. Bunun dışarısına pek fazla çıkılmıyor.
Örneğin doğduğunuz anda hangi katmanda olduğunuz belli. İyi de patron ya da berber olarak doğulmazki….Hayır burada doğuluyor.
Özellikle kast sistemine tam itaat isteniyor. Şirketler, meslekler babadan oğula geçiyor. Kimse üst ya da ast katmana tahsis edilmiş işi yapamıyor. Bu nedenle de tüm gençler para kazanmak ve iş sahibi olmak için yurt dışına gitmeye çalışıyor.
Evlilik işi ise tam bir muamma. Gençlerin en nefret ettiği kısım. Kastlar arası evlilik yasak. Farklı kastan evlilik işi zor. Sıcakta bakılmıyor. Bu konulara nasıl itaat edilir anlam veremedim. Üstelik bu sisteme uymayanlar bir de ahlaksızlık ile suçlanabiliyor.
Bir Brahmin bir Shudranın kendisine sunduğu yemeği bile yemiyor. Bu durumda burada tanrı misafiri kavramı da olamaz değil mi?
–Ölü Yakma Törenleri
Beni en çok etkileyen ise kast sisteminin en net örneği olarak gördüğüm ve garipsediğim ölü yakma törenleri oldu. Ölülerin yakılma yerleri bile farklı.
Bakın Bagmati Nehri’nin karşı tarafında gördüğünüz ölü yakma törenleri zengin ailelere ait. Hemen ön tarafta gördüğünüz ölü yakma yeri ise fakir ailelere ait. Öldükten sonra bile ayırım. Yandığınız odun ya da yapılan tören her şey farklı. Bu konu gerçekten benim kafamı hayli karıştırdı. Bana bu tapınağı gezdiren arkadaşlarım ise kendilerinin de fakir oldukları için öldükten sonra aynı yerde yakılacaklarını gülerek söylediler. Bunun çok normal ve değiştirilemez olduğu da eklediler. Ben ise bu durumun karşı konulmadan kabul edilebilmesine gerçekten üzüldüm.
Bu sistemin en büyük düşmanı para. Her ne kadar ticaret ile uğraşabilen bir kast sınıfı olsa da dokunulmazların da ticarete başlaması ile birlikte özellikle şehirlerde bu sistem ister istemez esnemeye başlamış. Kırsal alanda ise aynen devam ediyor. Bu sisteme devlet sahip çıkmasa da halk arasında malesef hala kabul ediliyor.
Hinduizmin Budizmden Farkı
Budizm ruhani sorumluluğu tamamen insana verip ruhban sınıfını tamamen reddederken Hinduizm’de bu sorumluluk Kast Sistemi içerisinde tanrılar ve sınıflar arasında paylaşılmış. Budizm’de Buda dışında tanrı/rehber yokken Hinduizm’de 330 tanrı var.
Bu çerçevede Nepal’de yaşanmakta olan Budizm ile ilgili tüm detayları Nepal ve Budizm Anlayışı (Din, Temel Öğreti ve Nirvanaya Ulaşma) başlıklı yazımda bulabilirsiniz.
Değerlendirme
Dilim döndüğünce ve anladığım kadarıyla biz gezginlere de çok yabancı olan Hinduizmi örnekler de vererek Nepal özelinde anlatmaya çalıştım. Bu yazının Nepal’i ziyaret edecek gezginler için çok yardımcı olacağını umuyorum.
Nepal ile ilgili diğer yazılarımıza Nepal Gezi Rehberi‘nden ulaşabilirsiniz. Sağlıcakla Kalın.
Comments (2)
Çok faydalıydı teşekkürler bundan sonra yazılarınızı okumaya çalışacağım
Fatma Hanım ilginiz için teşekkürler Nepal başlı başına bir hayat tarzı bu nedenle şehir yazılarına başlamadan önce sadece maneviyat yazıları yazdım ki google sıralamalarına göre oldukça fazla okunduğu görülüyor. Yakında şehirleri de yazmaya başlayacağım. Sizi bültenimize abone yaptım. Her salı bülten gelecek böylece yeni yazılarımızı da takip edebilirsiniz. Teşekkürler.