- Portofino Gezisi-Romantizmin Doruğu
- Roma’nın Arenası Kolezyum (Colosseo)
- Vatikan ve Castelgandolfo
- Milano’nun Çi Böreği: Panzerotti
- Pastel Binaları ile Ünlü Riomaggiore
- En Güzel Cinque Terre Köyü Vernazza
- Sciacchetrà’nın Vatanı Manarola
- Cinque Terre’nin Plajı Monterosso
- Como Gölü’nde Nerede Kalınır? ve Neden?
- Cinque Terre Gezisi
- Duomo di Milano, Dünya’nın Son Gotik Yapısı
- Rialto Köprüsü, Büyük Kanal’ın İncisi
- Levanto; Cinque Terre’nin Kapısı
- Portofino Komşusu Santa Margherita
- Ceneviz Başkenti Cenova Gezisi
- Sanremo; Sevr’in Hazırlandığı Yer
- İtalya’da Araba Kiralama
- Milano’da Ne Yenir, Nerede Yenir?
- Pietra Köprüsü Çevresinde Bir Gezi
- Venedik Deniz Taksileri
- Hem Venedik Maske Festivali Hem Floransa-Venedik Gezisi
- Venedik Ulaşım Sistemi
- Venedik’te Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Venedik Büyük Kanal Turu
- San Marco Meydanı
- Fornace Venier Cam Fabrikası
- Murano Adası’nda Bir Gezi
- Lagün Adalarının En Küçüğü Mazzorbo Adası
- Burano Adası Gezimiz
- Venedik Gezisi Gondol ve Adalar Turu ile Öneriler | Venedik Gezi Rehberi
- Milano Ulaşım Sistemi
- Galleria Vittorio Emanuele II
- Aperitivo İçin Gidilen Yer Navigli
- Milano Sanat Merkezi Brera Gezisi
- Sforzesco Şatosu (Castello Sforzesco)
- Sempione Parkı (Parco Sempione)
- Leonardo da Vinci Bilim ve Teknoloji Müzesi
- Moda, Sanat, Yemek ve Milano Gezisi
- Etna Yanardağı Gezim
- 10 Saatlik Kısa Roma Gezi Rehberi (Roma Yürüyüş Rotası)
- Cernobbio: Como Gölü’nde Huzurlu Bir Durak
- Bellagio, Dünya’nın En Güzel Yerlerinden Biri
- Varenna, Como Gölü’nün En Pitoresk Kasabası
- Balıkçı Adası Isola Superiore (dei pescatori)
- Como Gölü; Dünya’nın En Güzel Göllerinden Biri
- Borromeo Adalarının En Güzeli Isola Bella
- Maggiore Gölü; Lombardiya’nın Yazlık Sayfiyesi
- Garda Gölü, İtalya’nın En Büyük Gölü
- Günübirlik Sirmione Gezisi
- Romeo ve Juliet, Bir Verona Hikayesi
- Verona Gezisi, Gerçek Bir Roma Şehri
Bugünkü yazım Venedik Fornace Venier Cam Fabrikası ve sanatsal cam eşya üretimi ile ilgili. Gerçeği söylemek gerekirse tamamen rastlantısal olarak karşımıza çıkan bir durum.
Murano dendiğinde Dünya’da herkesin aklına ilk olarak cam sanatı gelir. Hatta burası için cam sanatının beşiği de denir. Ancak zamanımız çok kısıtlı olduğu için bu alanda bir planlamamız yoktu.
San Marco Meydanı (Piazza San Marco)‘nda gezerken Fornace Venier Cam Fabrikası’nda yetkili olduğunu söyleyen biri gelip bizi ücretsiz olarak deniz taksileri ile Murano Adası’ndaki fabrikaya götürebileceğini, burada sanatsal cam üretim seansına katılabileceğimizi ve zorunlu değil ama beğenirsek sergi salonundan alışveriş yapabileceğimizi söyleyince düşünüp teklifi kabul etmemiz 5 dakika bile sürmedi.
Gördüğünüz biletleri alıp hemen yetkilinin peşine düştük. Böyle bir teklif gelirse hemen kabul edin. Şüphelenmenize gerek yok.
Tek sıkıntımız hiçbir şey satın alamayanlar için deniz taksi ile geri dönüş olmamasıydı ama adalara da gidebilmek için günübirlik kart aldığımızdan geri dönüş de bizim için sorun değildi.
Zaten en azından vakit durumuna göre Murano ya da Burano Adalarından birine bir gezi yapmayı planlıyorduk. Resmen şans ayağımıza geldi. Böylece hızlıca Murano Adası’na gidebileceğimizden Burano Adası’na da gitme şansı yakaladık.
Fornace Venier Cam Fabrikası’na Ulaşım
San Marco Meydanı’nda bulunan iskeleden yola çıktık.
İtiraf etmek gerekirse daha çok su sporları dışında ilk defa bir sürat motorunu (onlar deniz taksisi diyor) ulaşım için kullanıyoruz.
Biraz şehirden uzaklaşınca bu fırsatı da bir yazıya çevirme fırsatını kaçırmayıp durumdan çıkardığımız sevinç fotoğraflarını tedavüle soktuk. Nasıl sokmayalım ki normalde böyle bir motor ile bu mesafede yapacağınız hareket en az 100€ civarında.
Yarım saatlik harika bir yolculuktan sonra Murano Adası’nın doğu kıyısında bulunan Fornace Venier Cam Fabrikası iskelesine vardık.
Murano Adası’na geldiğimiz deniz taksisi bizi Fornace Venier Cam Fabrikası İskelesi’ne bıraktıktan sonra tekrar şehre dönmek üzere ayrıldı.
Size bir ipucu vermek istiyorum. Murano Adası’na Venedik Santa Lucia Tren Garı (Stazione di Venezia Santa Lucia)’nın karşısında bulunan Ferrovia Feribot İskelesi’nden kalkan 3 Numaralı Vaporetto ile 17 dakikada ulaşabilirsiniz.
Murano Adası Sanatsal Cam Üretiminin Tarihi
Burayı ve önemini anlamak için konu ile ilgili bir özet çalışması da yaptım. Bu özeti okuduktan sonra camın bu adanın tarihindeki önemini sanırım çok daha iyi anlayacaksınız.
Sanatsal Cam Üretiminin Tarihi
-Domenicus Fiolarius
Cam ustalığı aslında 10. yy.dan beri Venedikte bir sanat koluymuş. Şehrin çeşitli noktalarında aktif olarak çalışan birçok cam atölyesi varmış. Bu konunun doğruluğu Venedik cam yapımcılığına ilişkin en eski yazılı kayıt kabul edilen MÖ 982 tarihli bir el yazmasına dayandırılıyor. O zamanlar bu ustalara cam üfleyicisi yani “Domenicus Fiolarius” deniyormuş. Domenicus” cam üfleyici, “fiola” ise şişe demek.
O dönemde cam ustaları o kadar el üstünde tutuluyormuş ki fakir bile olsalar soylu bir ailenin kızıyla evlenmeleri bile mümkün olabiliyormuş.
-Adanın Cam Üretim Merkezi Olması
Adada cam yapma geleneğinin başlangıcı ise 13. yy.ın sonlarına dayanıyor. 1265 yılında dönemin Doçu Reniero Zeno cam fırınlarının felaket boyutuna yangınlara yol açması nedeniyle aktif olarak çalışan tüm cam atölyelerinin Venedik şehrinin yanı başında bulunan Murano Adası’na taşınmasını emretmiş.
Ada neredeyse hiç ayrılmadan 1000 yıldır Venedik toprağı. Venedikliler de ticaret üstadı. Doçun aslında gerçek amacı cam konusundaki üstün oldukları bilgi birikimini bir araya toplayıp kontrol edilebilir bir marka sanayi haline dönüştürmek ve bu sinerji ile cam endüstrisinden paraya çevrilebilir bir güç yaratmakmış. Bugün bu düşünceye en iyi örnek sanırım silikon vadileri olabilir.
Yapılan çalışmalar sonucunda istenen sinerji yakalanmış ve Murano camı bir marka haline gelmiş. Hatta usta camcılar sırlarını yaymasınlar diye şehirden özel izin almadan ayrılamaz olmuşlar. 1291 yılında cam ustaları loncası kurularak üyelerin isimleri tek tek kaydedilmiş. Kaçmanın cezası ise idam ile ölüm ya da ömür boyu kürek cezası olmuş.
Bu önlemlerin sonucunda Venedik, 14. yy.ın ortalarına kadar üfleme yöntemiyle sanatsal cam üretiminde (kadeh, lamba, fincan vb. hassas cam eşyalar) tek merkez durumuna gelmiş.
Tabii ki burada şunu belirtmek gerek. Venedik Cumhuriyeti ticaret ile büyüyen bir cumhuriyet. Hem ticaret gemileri hem de onları koruyacak, onlara yol açacak savaş gemileri için özellikle seyir aletleri çok önemli. İşte bu cam üretiminin seyir sistemleri ile desteklenmesini de unutmamak gerek.
Her türlü cam üfleme tekniği, dürbün, ayna vb. yapımı Mısır, Fenike, Suriye, Bizans, Selçuklu dönemi vb. etkileşimin ürünleri. Özellikle ilk camın Fenikelilerce bulunduğu biliniyor.
Bu nedenle zaten Ortaçağ Döneminde Avrupa doğuya oranla oldukça geri kalmış iken Venedik bir Cumhuriyet olarak ayakta kalıp neredeyse kara deniz fark etmez tüm haçlı savaşlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun karşısına en önde çıkmış.
–Angelo Barovier
Murano’nun en büyük cam yapımcısı ailelerinin birinden gelen Angelo Barovier bu dönemde hem kristal camı hem de Çin porselenine benzeyen Lattimoyu üretmiş ve bu konuda bir devrime imza atmış. Özellikle kristal camın bulunmasından sonra önlemler daha da sıkılaştırılıp sadece Murano vatandaşı olan kişilerin cam yapımcısı ve çırak olarak cam işlemeleri yönünde yasa bile çıkarılmış.
Bir de bir rivayete göre özel üretilen bazı kadehler zehre karşı duyarlıymış. Tek damla zehir bile konsa çatlıyormuş. Bu da Murano camının özellikle soylular tarafından daha fazla tercih edilip markalaşmasına yol açmış.
-Rekabetin Ortaya Çıkması
Tabii ki o dönemde korkunç bir endüstriden bahsediyoruz. Alınan tüm tedbirlere rağmen ustaların çoğu büyük paralar karşılığında ya kendi kaçarak ya da kaçırılarak cam üretmek için fırınlar kurmaları ve bu tekniğin bir şekilde Avrupa’ya yayılması sağlanmış.
Bunun ilk örneği de 15. yy.da ortaya çıkan ve Murano camının bir türevi olan Bohemya kristal camı olmuş. Bu durum adayı uzunca bir dönem krize bile sokmuş ama Muranolu ustalar rakip olarak popüler hale gelen pazara öyle bir ürün ile karşılık vermişler ki bir anda eski günlerine geri dönmüşler. Saraylarda ve evlerde çokça kullanılan avizeleri, şamdanları yaratmışlar.
Doğal olarak 16. yy. Murano cam sanatının en görkemli dönemi olmuş. Cam üretiminden camsı malzeme üretimine geçilmiş. Üfleme cam sanatında da zirveye ulaşılmış. Tabii ki işletmeci ailelerce bu teknikler babadan oğula doğru geçebilsin diye el yazmaları olarak kasalarda saklamaya başlamışlar. Bu dönemin sonucunda da refahlarının hızla artması ile Murano cam soyluları ortaya çıkarken cam üretiminde endüstriyel casusluk hat safhaya çıkmış. Şimdi adlarını duyduğumuz o ünlü cam markaları işte bu soylu ailelerin adları aslında….
-Ayna Üretimi
16. yy. sonlarında Muranolu ustalar ayna üretmeyi de başarmış. Bu da daha spesifik üretimleri ön plana çıkarmış. Mesela 1609 yılında Galileo bile ürettiği teleskobunda Murano camını kullanmış. Tanıtımını da Venedik’te San Marco Çan Kulesi’nde yapmış.
Ancak 1797 yılında Venedik’in Napolyon tarafından işgali ile birlikte Murano Adası’nın kaderi de değişmiş. Ada artık sırlarını koruyamaz hale gelmiş ve üretim teknikleri malesef tüm Avrupa’ya yayılmış. O dönemden itibaren de doğal olarak Fransız camları Muranolu üreticilere rakip olmaya başlamış. Ancak bugün bile Murano, cam konusunda bir marka. Bunu da bugün yüzlerce yıl önce cam üretimine girmiş ailelerin şahsi yatırımlarına borçlu.
Fornace Venier Cam Fabrikası
Evet sonunda daha önce gelenler ile birleştirip bizi içeri aldılar. Anladığım kadarıyla başka yerlerden gelenler de var. İçeri girerken fotoğrafını çektiğim girişte yer alan fabrikanın hikayesini aynen çeviriyorum.
Murano camı yaratıcılık ve ustalıkla eş anlamlıdır, ancak aynı yoğunlukta nesilden nesile aktarılan gelenek, tutku ve özveriyle de eş anlamlıdır.
Venier’in tarihi, 1938’de kurucusu Enzo Laggia’nın doğumu ile başlamış. Enzo’nun doğumundan 2 yıl sonra anne ve babası 1940 yılında Murano’ya taşınıp Franchetti Cam İşleri Atölyesini kiralayıp çalışmaya başlamışlar.
Enzo, 11 yaşına geldiğinde ateşçi olarak atölyede çalışmaya başlamış. Cam üretimi ile ilgili her bölümde donanım sahibi olmuş. Yeterince bilgi sahibi olduğuna inanınca da ürünleri pazarlamak üzere Avrupa’yı gezmeye başlamış. Ancak, esas hayali kendisinin işlettiği bir atölyeye sahip olmakmış ve 1975 yılında Estevan Rossetto Cam İşleri Atölyesini satın alıp adını Vetreria Venier olarak değiştirmiş.
Enzo’nun konu ile ilgili olarak çok iyi yetiştirdiği 2 çocuğu Elisabetta ve Marino Roberto Laggi babalarının izinde şirketi sadece sanatsal cam üretiminde Dünya’da söz sahibi bir şirkete çevirmeye odaklanmış ve başarmışlar. İlk önemli üretimlerini uluslararası Venedik otelleri için yapmışlar. Murano’nun en iyi cam üfleme ustaları ile yaptıkları üretimleri zamanla öne çıkmış ve bilinen ünlü sanatçıları da kullanarak bilinirliklerini artırmışlar.
2000 yılında ürünlerini sergilemek ve satmak üzere Murano Adası’nın en kapsamlı sergi salonunu açmışlar. Bugün ise aynı alanda donanım sahibi torunlar ile birlikte Dünyaca ünlü bir marka haline gelmişler. Şimdi ise en son projeleri adada cam işleri üzerine bir mükemmeliyet merkezi kurmak. Açıkçası yaptıklarını gördükten sonra bu hedeflerini de çok zaman almayacağını düşünüyorum.
Fornace Venier Cam Fabrikası Sanatsal Cam Eşya Üretimi
İlk olarak fabrikanın sanatsal cam eşya üretiminin yapıldı atölyeye geliyoruz.
Atölyede bize önce üretim sistemi anlatılıyor sonra da bir örnek üretim canlı ve ücretsiz olarak gösteriliyor. Gördüğünüz gibi yaklaşık olarak 15 kişiyiz.
-Üfleme Çubuğu ve Cam Harmanı
İşte tüm sanatın icra edildiği meşhur üfleme çubuğu. Sanatsal üretimin temel elemanı.
Cam harmanına gelince, Venedik camı antik Akdeniz geleneğini sürdüren kalsiyum oksit bir cam. Kum, soda, kireç taşı, nitrat ve arsenikten oluşan camın ham maddesi akşamdan karıştırılıp cam harmanı haline getiriliyor ve harman fırında gece boyunca 1400°C sıcaklıkta eritiliyor.
Cam ustası sabah geldiğinde harmanı biçimlendirmeye hazır oluyor. Ekip başı usta ve ekibine piazza deniyor. Ergimiş cam, 500°C sıcaklığa kadar esnek yani şekil verilebilir halde kalabiliyor. Piazza sıcak işleme teknikleri konusunda ustalaşmış olan yardımcılarından ve çıraklarından oluşuyor.
Bundan sonrası cam ustasının koordinesinde hayallerin mükemmelleştirilmesine kalıyor. Cam ustası ilk önce üfleme çubuğunu yaklaşık olarak 1400 derece sıcaklıkta yanan fırının yan tarafındaki küçük ağızdan içeri sokuyor.
Fırından çıkardığı erimiş cam kütlesi tam bir kor halinde lamba gibi ışık veriyor. Cam parçasına üflerken ya da ona şekil verirken esnekliğini korumak amacıyla onu sık sık tekrar ateşe sokmak gerekiyor.
-Camın Renklendirilmesi
Cam ustası, erimiş camı renklendirmek için renkli desenleri olan madeni para şeklinde dilimlenmiş cam çubuklarının ya da çubuk parçalarının üzerinde gezdiriyor.
Böylece sıcak camın dış yüzeyi bu değişik renkteki çubuklarla kaplanıyor.
Daha sonra camı tekrar fırına sokuyor. İşte bu sırada biraz önce üzerinde yuvarlanıp camı kaplayan cam çubuk parçaları eriyerek cam ile bir oluyor.
Cam ustası, şimdide erimiş camı metal masanın üzerinde yuvarlayarak silindir şeklini veriyor.
-Cam Üfleme ve Şekil Verme
Bu işlem bitince diğer cam ustası içi boş çubuğa hafifçe üfleyerek cam kütleyi baloncuk gibi şişiriyor.
Bu sırada ek yapılacaksa yan tarafta aynı işleme devam ediliyor.
Cam ustası, üfleme çubuğunu üzerine yerleştirip yuvarladığı 2 yatay kol arasında oturuyor ve bir eliyle çubuğu döndürürken diğer eliyle kerpeten ve makasla yaptığı ustaca hareketlerle şekilsiz cam parçayı eğip bükerek el ustalığı ile son şekli veriyor.
İzlediğim için biliyorum bu bazen bir atın başı, bacakları ve kuyruğu da olabiliyor.
Ve sonuçta ortaya harika rengarenk bir vazo çıkıyor. Bir cam vazonun yapılışını seyretmek çok ilginç bir deneyim. Elde edilen cam parçası gerekiyorsa taşlama atölyesinde soğuk olarak işlenebiliyor; cama figürler oyulacak ise bu da bağımsız atölyelerde gerçekleştiriliyor.
İsteyen olursa buradan da işlemin videosunu seyredebilirsiniz.
Fornace Venier Cam Fabrikası Showroom Bölümü
Fabrikanın sergi salonu ya da büyük züccaciye diyebileceğim showroom bölümünde heykeller, avizeler, vazolar, plakalar, aynalar , tarihsel çalışmalar, resim mücevherleri vb. hayal bile edemeyeceğiniz tasarımlar sergileniyor.
İşin ilginç tarafı kendilerine olan güvenden olsa gerek bu kadar modelin olduğu yerde içeride fotoğraf çekiminde de sakınca görmüyorlar. Söylediklerine göre bu fabrika Murano Adası’ndaki en çok sanatsal cam ürünü tedarik edilen fabrikaymış. Gerçekten de içeride 3 kuşak Laggia Ailesinin özverisini ve başarısını görebiliyorsunuz.
O kadar pahalılar ki herhangi bir şeyi düşürüp kıracağız diye son derece temkinliyiz ama sonuçta alışılmadık bir yerdesiniz. Her bir parçayı sonsuza kadar hayranlıkla seyredebilirsiniz.
Bölüm gerçekten çok büyük. Üretim şovu da dahil edilirse fabrikada kalış süreniz 1 saat gibi. Fiyatlara gelince korkunç. Ancak karşınızda bir marka ve gerçek sanat var. Tok satıcı misali buraya ücretsiz olarak bir lüks botla getirilmiş olmanızdan dolayı size bir şeyler satın alma zorunluluğu hissettirmiyorlar ama en basit bir çay bardağı setinin bile 500€’dan başladığını da söylemek zorundayım. Örneğin burada üretilen avizelerin ücretleri 45000€’ya kadar çıkabiliyor.
Tabii ki bir şeyler satın almaya karar verirseniz çok küçük parçalar hariç ödeyip çıkamıyorsunuz. Kırabileceğinizi düşündükleri için paketleyip evinize gönderiyorlar. Kutulanmış gönderilmeyi bekleyen bazı paketler gördüm. Teksas, Güney Afrika, Avustralya ve daha birçok adrese gönderilecek çok sayıda kutu vardı. Bu da iş anlayışlarının ne kadar müşteri memnuniyetini amaçladığını gösteriyor.
Değerlendirme
Fabrika gezimiz bittiğinde hiçbir fikrimiz olmayan bir alanda bir yazı yazabilecek kadar çok şey öğrenmiş olmak gerçekten çok güzel oldu. Buradaki cam ustaları öğrenmiş oldukları tekniklere hayal gücü ve mükemmeliyet ekleyerek hala bu mirası inanılmaz şekilde ölümsüzleştirmeyi başarıyorlar. Böyle bir tur teklif edilirse sakın kaçırmayın ama bir şeyler satın almazsanız da geriye kendiniz döneceğinizi unutmayın.
Venedik ile ilgili diğer yazılarımız için Venedik Gezi Rehberi‘ne, bölgesel gezi planlıyorsanız Veneto Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.