Singapur Botanik Bahçeleri

Singapur Botanik Bahçeleri (Singapore Botanic Gardens), 160 yıllık tarihiyle Singapur denilince ilk akla gelen cazibe merkezlerinden.

1965 yılında bağımsız bir ülke olunca parkın uzmanları tüm Dünya’nın ülkeyi “Bahçe Ülke” olarak tanıması için bir strateji belirlemişler. Başarılı da olmuşlar.

İşte bugün bahse konu stratejinin en büyük görseli olan parkı her yıl 4,5 milyon kişi geziyor. UNESCO Dünya Mirası listesindeki tek tropik, üçüncü botanik park. 2013 yılında ise Asya’nın en güzel parkı seçilmiş.

Singapur Botanik Bahçeleri (Singapore Botanic Gardens) her gün 05.00-23.59 saatleri arasında açık. Belki şimdi sorabilirsiniz neden gece bile park açık diye. Sevgili arkadaşlar buradaki çiçeklerden bazıları sadece geceleri koku salıyormuş  da ondan. Bu sebeple de parkı gece bile ziyaretçilere açık tutuyorlarmış.

Şunu net olarak söyleyebilirim doğaya aşık olan insan bu parkta çok çok mutlu olur. Tabii ki sadece doğayı sevenler değil doğa fotoğrafçıları da. Ben de buraya gelecek gezgin arkadaşlarım için ne göreceklerini derleyip anlatmaya çalıştım.

Singapur Botanik Bahçeleri Gezisi

Singapur Botanik Bahçeleri’ne Ulaşım

Park kuzeyden güneye doğru 2,5 km uzunluğundaki bir alanı kapladığı için görünürlüğü artırmak adına haritayı kuzey ve güney olarak ikiye böldüm.

Parka metro ile ulaşım imkanı var ve halihazırda 4 girişi bulunuyor. En kuzeyden güneye doğru gidelim.

İlk kapı Bukit Timah Kapısı, parka ulaşmak için en kolay ve en kuzeydeki kapı. Biz de bu kapıyı kullandık.

Buraya ulaşmanın en kolay yolu Circle Line (Sarı Hat) hattını ya da Downtown Line (Sarı Hat) hattını kullanarak Botanic Gardens İstasyonu’nda inmek yine aynı yerde bulunan Bukit Timah Kapısı’ndan da parka girmek.  48, 66, 151, 153, 154, 156 ve 170 numaralı otobüsler de Botanic Gardens Durağı’ndan geçiyor. Butik Timah Kapısı’ndan parkın ortasında yer alan Ulusal Orkide Bahçesi (National Orchid Garden)’nin kapısı yaklaşık 1,5 km.

İkinci kapı Nassim Kapısı parkın orta doğu kapısı. Toplu ulaşım imkanı yok.

Üçüncü kapı Tyersall Kapısı parkın orta batı kapısı. Toplu ulaşım imkanı yok. Sadece Hop-On-Hop-Off servisi uğruyor.

Dördüncü kapı Tanglin Kapısı parkın güney kapısı. Buraya ulaşmanın en kolay yolu North South Line (Kırmızı Hat) hattını kullanarak haritada görülen Orchard Metro İstasyonu’na gelmek. Ancak buradan kapıya kadar mesafe 1 km. 7, 105, 123, 174 ve 174E numaralı otobüsler ise kapıya yakın Botanic Gardens Durağı’ndan geçiyor.

4 girişte de otopark imkanı mevcut. Bunu dışındaki ulaşım ile ilgili tüm detayları Singapur Ulaşım Sistemi başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.

Singapur Botanik Bahçeleri (Singapore Botanic Gardens)’ne Giriş ve Ücretleri

1 SGD=4,21 TL (2019)

Araba ile gelirseniz otopark ücretli. 07:00-22:30 arası 2 SGD.  

Park ise her gün 05.00-23.59 saatleri arasında açık. Ulusal Orkide Bahçesi (National Orchid Garden) hariç parkın her yerine giriş ücretsiz. 

Singapur Botanik Bahçeleri (Singapore Botanic Gardens)

Singapur Botanik Bahçeleri (Singapore Botanic Gardens), 74 hektar büyüklüğündeki bahçeleri ile 10.000’den fazla türde bitki ve çiçek barındıran harika bir park. Kuzey-Güney mesafesi ise 2.5 km. Senfoni Gölü (Symphony Lake), Eco-Lake ve Kuğu Gölü (Swan Lake) olmak üzere bünyesinde 3 adet de göl var. 

Botanik bahçelerinin içerisinde bölüm bölüm çeşitli temalı parklar var. Bir diğer anlatım ile Singapur botanik teknolojisinin tarihini de görebileceğiniz yer.

1859 yılında kurulan park o zamanlar bölgenin kauçuk ticaret merkeziymiş. Burada kauçuğa yönelik önemli araştırmalar yürütülürmüş. Bugün bile kullanılan kauçuk çıkarma tekniği de burada geliştirilmiş. Parkın içerisinde tropik ormanlar var. Zaten Singapur Rio de Jenario ile birlikte şehir sınırları içerisinde tropik ormanları olan 2 şehirden biriymiş. Neyse gezip gördüğümüz yerleri kuzey güney yönünde anlatamaya başlayalım.

-Ekolojik Bahçe (Eco-Garden)

Bukit Timah Kapısı’ndan girince ilk karşılaşacağınız yer Ekolojik Bahçe (Eco-Garden). İnsanlık tarihi boyunca ekonomik öneme sahip bitkileri burada keşfedebilirsiniz. Aynı zamanda Eco-Lake ile birlikte bahçelerin en büyük park ve gölüne de sahip. 

Eko burada sadece ekonomik anlamına gelmiyor. Aynı zamanda ekolojik anlamını da içeriyor. Baharatlar, boyalar, reçineler ve liflerden meyvelere; kerestelerden sayısız ürün veren ağaçlara, çalılara ve bitkilere bir çok tür bu parka yayılmış durumda. 

Vaktiniz olur gezerseniz Batı Avustralya’dan getirilen ve Eco-Lake’de yaşayan zarif siyah kuğuları da görüp fotoğraflayabilirsiniz.

Tabii ki nilüferleri de unutmamak lazım. Bizim ülkemizde gördüğümüz türlerden değiller. Kenarlıklı olanlar Uzak Doğu ve Afrika’da görülen türlerden. Biz yazın gittiğimiz için çiçek açma mevsimi de doğal olarak geçmişti ama yine değişik ve güzellerdi.

-Yeşillik Bahçesi (Foliage Garden)

Foliage Garden, daha çok karasal ve su içerisinde yetişen süs bitkilerinin sergilendiği bir park. 

Bu süs bitkilerinin içerisinden en dikkat çekici olan Nepenthes Rafflesiana’yı mutlaka burada görmelisiniz.

Özellikle bitkilerin değişken renkleri inanılmaz. Tabii ki bu çeşitlilik kendinden gelişen bir durum değil. Tamamen genetik veya pigmentasyon gibi birçok faktöre bağlı. Doğaya yönelik fotoğraf çeken arkadaşlarım temalı bu parkı mutlaka görmeli.

Benim burada en çok dikkatimi çeken ise tuvaletler oldu. Buradaki tuvaletler bile doğayla bütünleşmiş durumda. Tuvaletlerin duvarları bile yok.

Yürümeye devam ediyoruz. Bu bölgede çok fazla değişik bahçe var ama zaman yetersizliği nedeniyle en ünlülerini tercih etmek zorundayız.

Yeşillik Bahçesi (Foliage Garden) ile Ulusal Orkide Bahçesi (National Orchid Garden)’nin arası yaklaşık 1 km ve bu muhteşem ortamda yürümeye devam ediyoruz. İlk önce Palmiye Vadisi (Palm Valley)’ne uğrayacağız.

-Palmiye Vadisi (Palm Valley)

Sonunda Palmiye Vadisi (Palm Valley)’ne vardık.

Bizi ilk olarak burada ilginç bir betimleme örneği olan bu heykel karşıladı. Heykelin tasvirini anlayamadığımız için yola devam edip heykelin yanına kadar yürüdük.

Bu heykeli görünce aklıma ilk ne geldi biliyor musunuz? Belki güleceksiniz ama Eskişehir’deki çekirdek yiyen adam heykeli geldi. Hani çalınmıştı ya işte o. Sonra olay basına yansıyınca utanıp geri getirmişlerdi. Siz anladınız…Yorumu size bırakıyorum. 

Burası için bahçelerin en sosyal yeri de demek mümkün. Çünkü gerçekten adı gibi bir palmiye vadisi. Yeşil çim kaplı çok geniş bir vadi. Güneşli bir günde insanlar için bir oyun alanı. Hatta arkadaşlarınızla rahatlamak, bira içmek, oyun oynamak için harika bir yer bile olabilir. Aşağıda birazdan gezeceğimiz Senfoni Gölü (Symphony Lake) var.

Burada tüm gökyüzünü kaplayan ağaçlar yok. 115 cins, 220 tür ile adanın ana palmiye koleksiyon ve alt yapısını burada gözlemleyebiliyorsunuz. Zaten palmiyeye bu kadar önem verilmesinin sebebi adanın ana bitki grubunu temsil etmesi. 

Palmiye Vadisi (Palm Valley)

Ancak, bu vadide Meksika Palmiyesi, Washingtonia Robusta ya da Livistona vb. cinsi avuç içi büyüklüğündeki palmiyelerden bina yüksek binalar ile boy ölçüşen palmiyelere kadar Dünya’nın her yerinden palmiye çeşitlerine rastlamak mümkün. Vadinin içerisinden göle doğru yürüyoruz.

-Senfoni Gölü (Symphony Lake)

Vadinin diğer ucunda ise muhteşem görüntüsü ile Senfoni Gölü bulunuyor.

Yapay bir göl olmasına rağmen o kadar güzel çalışmışlar ki neredeyse yoktan bir cennet yaratmışlar.

Bu gölde de Eco-Lake üzerinde gördüğümüz nilüferler ile karşılaşıyoruz. Kenarlıklı olanlar Uzak Doğu ve Afrika’da görülen türlerden. Yapay da olsa gerçekten bu işi başarmışlar. Burada da aklıma Uzungöl geldi hani çevresini rehabilite edelim derken fazla beton kullanıp daha fazla para kazanmak için olimpik havuza çevrilen gölümüz….

Gölün bir kısmına orkestra performansları için Shaw Vakfı Senfoni Sahnesi inşa edilmiş. Hafta sonları burada halka ve turistlere ücretsiz konserler veriliyormuş. Ayda bir kez de Singapur Senfoni Orkestrası’nın halka açık ve ücretsiz performansı oluyormuş. Her şeyin yapay olduğu bu yerde göle ve etrafa şöyle bir bakınca kendi kendime düşünmeden edemiyorum. Üzülüyorum. Kızıyorum.

-Ulusal Orkide Bahçesi (National Orchid Garden)

Harita’da da görülen Ulusal Orkide Bahçesi (National Orchid Garden) ise neredeyse park kadar ünlü.

Bahçelerde paralı olan tek bölüm bahçe müze statüsündeki Ulusal Orkide Bahçesi (National Orchid Garden). 08:30-1900 saatleri arasında ziyarete açık. 

Kişi başı giriş ücreti ise 5 SGD. Üzerinizde çocuklarınızın öğrenci olduğunu kanıtlayacak bir şey varsa onlar da 1 SGD ödeyerek bahçeye girebiliyor. 12 yaş altı çocuklar ise ücret ödemiyor.

Burada yaşadığımız en ilginç olay ise girişteki memurun konuşmalarımızdan bizim Türk olduğumuzu anlaması ve İstanbul’dan hatta Çanakkale’den bahsetmesiydi. Zamanında dedesi Çanakkale Savaşlarına katılmış. O da belki dedesinin mezarını görebilirim ümidiyle Çanakkale’ye gitmiş. İstanbul’u da görmüş. Bize anılarından bahsetti. Türkleri çok sevdiğini söyledi. Çok hoş ve çok gurur vericiydi.

Buranın ünlü olmasının baş sebebi Dünya’da orkidelerle ilgili olarak bilimsel çalışmaların yapıldığı ilk yer olması.

1859 yılında Singapur Botanik Bahçeleri açıldığından beri ön önemli işlevi zaten orkideler üzerine olmuş.

1928’de başlayan orkide ıslah programı kapsamında hibrid orkideler geliştirmeyi başarmışlar.

Bahçenin içerisinde her birini görebileceğiniz bazıları belki de hazine değerinde 1000 çeşit orkide 2000 çeşit de hibrid orkide var. Zaten bu park aynı zamanda Dünya’nın en büyük orkide sergisi olarak da kabul ediliyor.

Bu çalışmalarda kapsamında her zaman en iyisi hedeflenmiş. Doğal olarak bugün Dünya’nın en önemli orkide ihracatçılarından biri olmuşlar.

Örneğin Renanstylis Bangkok Beauty adlı bu orkide Renanstylis Azimah ve Renanthera Bangkok Flame birleşimi bir melez orkide.

Etraftaki masalsı ağaçların arasından etrafa bakarak Burkill Hall’a tepeye doğru devam ediyoruz. 

-Tan Hoon Siang Sis Evi (Tan Hoon Siang Mist House)

Sanıyorum burada orkideler için bir sis evi oluşturulmuş. 

En güzel orkideler de buraya toplanmış. Biber kırmızısı, kan kırmızısı hep canlı renklerden oluşan muhteşem güzellikteki orkideler etrafınızı sarmış durumda. 

Ve ayrıca Paphiopedilum ailesinden özel orkideleri de unutmamak gerek. 

1981 yılında  Vanda Miss Joaquim milli çiçek seçilmiş. Zaten hediyelik eşyaların çoğunda bu orkidenin sembolize edildiğini görebiliyorsunuz. Bu orkide Dünya’da o kadar ünlü olmuş ki tüm Dünya’da başkanlar seviyesindeki üst düzey kutlamalarda, ziyaretlerde bu orkide kullanılmaya başlanmış. Şimdi bile burada orkide yetiştirilen bahçelere VIP Orchid Gardens diyorlar. 

Singapur Botanik Bahçeleri’nde Ne Yenir? Nerede yenir?

Ne yiyeceğinize gelince park içerisinde fazla seçeneğiniz yok. Burada yemek yemek için parkın tam ortasında Senfoni Gölü (Symphony Lake)’in kuzeyinde yer alan İtalyan Restoranı Casa Verde’yi tercih ettik. Burası bahçeleri gezdikten sonra dinlenmek için mükemmel bir yer.

Zaman yetersizliği ve bütçemizi de dikkate alarak basit düşünüp pizza sipariş ettik. Ancak, Singapur’da her yer olduğu gibi burası da çok pahalı.  15 SGD fiyatı ile neredeyse pizzanın vatanı Milano’nun bile 2 katı fiyatlı bir pizza ile karşı karşıyayız.

Singapur Botanik Bahçeleri’nden Ne Alınır?

Ziyaretçi merkezinde çok güzel sembolik orkidelerin betimlendiği anlamlı hediyeler var. Hediye ya da kullanmak için aksesuar alacaklara mutlaka bu merkezi görmesini tavsiye ederim.

Özellikle Singapur’un milli çiçeği olarak sembolize edilen Vanda Miss Joaquim görünümlü kolyelerden kendinize ya da çok sevdiğiniz arkadaşlarınıza alabilirsiniz. 28-30 SGD değerindeki bu kolyelerin herkes için unutulmaz birer anı objesi olacağına eminim.

Değerlendirme

Onlar bu parkı 1859 yılında kurmuş. 1965 yılında Singapur’un bağımsız bir devlet olmasından itibaren ortaya konan “bahçe şehir” konsepti uzmanlarca bizzat buradan yönetmiş. İstanbul için özenmemek elde değil. Düşünsenize şehrin merkezinde koşup eğlenebileceğiniz aynı zamanda bilimsel çalışmaların da yürütüldüğü koca bir parkınız olsaydı kötü mü olurdu? 

Tabii ki bir de yeri gelmişken şunu da belirtmem gerekiyor. Biz bu yeşil ve canlı renkli sahneleri yazın gördük. Sanırım kışın bu görüntülerin yerini çiçeksiz sade yavan görüntüler alıyor bu nedenle buraya yazın gelmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle fotoğrafçılar için bu konunun çok önemli olduğunu değerlendiriyorum. Bir de burası için planlarınızda yarım gün ayırmanız gerektiğini düşünüyorum.

Singapur ile ilgili diğer yazılarımız için Singapur Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.