- Rıdvan’ın Yeri, Hem Deniz Hem Balık İsteyenlere
- Copacabana, Çeşme Altınkum Plajı’nda Güzel Bir Beach Club
- Roka 35 Güzelbahçe’de Bir Tebessüm
- Çeşme’de Nerede Yüzülür?
- Balıklıova Tüm Gezi Detayları | Urla – İzmir
- Sezonda Yapılan Bir Çeşme Gezisi
- Döneminin New York’u Efes Antik Kenti Gezim
- Teos Plajı ve Teos Antik Limanı Gezisi
- Teos Antik Kenti Gezisi
- Ege’nin Uyuyan Güzeli Sığacık Gezisi
- Denize Girebileceğiniz Sığacık Plajları
- Sığacık’ta Ne Yenir? Nerede Yenir?
- İzmir Atatürk Müzesi Gezisi
- Tarih Kokulu Ödemiş Birgi Köyü
Seferihisar her ne kadar tarih ile iç içe yaşayan bir ilçe olsa da bir özet yapmamak adına Teos Antik Kenti Gezisi için ayrı bir yazı kaleme almakta fayda var.
Diğer taraftan ilçeye 5 km uzaklıkta olan Teos Antik Kenti, ilçenin hem en eski ve hem de en önemli tarihi kalıntılarını barındırıyor zaten.
Çünkü gördüğünüz anda sizi büyüleyen, gezerken sizi 2000 yıl öncesine götüren zeytin ağaçları içinde kaybolmuş antik kentin her tarafından tarih akıyor.
İzmir sınırları içerisinde bulunan en önemli antik kentlerinden biri olan Teos Antik Kenti, aynı zamanda döneminde oldukça önemli de bir liman kentiymiş. Bugün ise kentin çevresinde bir çok plaj, kamp ve site bulunuyor.
Koskoca bir alana yayılmış antik kentin koruma ve kontrol altında olmaması ise ayrıca ele alınması gereken konu. Yani isteyen herkesin elini kolunu sallayarak dolaşabildiği antik kent için bir bakıma Türkiye’nin Yaşayan Antik Kentlerinden Biri! desem çok da yanlış olmaz.
Yaşayan derken Teos Antik kenti için yaşayan park da diyorlar. Burada asılan tabelalara göre antik kent bölgesinde hala domuz, tilki ve gelincik görmek olası. Bu kadar insanın tatil yaptığı bir yerde bu durum açıkçası bana biraz ilginç geldi.
Ancak şunu net olarak söyleyebilirim. Teos Antik Kenti; tiyatrosu, agorası, tapınakları, limanı ve son olarak da plajı ile gerçekten gidilip gezilmesi gereken önemli bir tarihi miras. Elinize bir dal alıp toprağı azıcık kazsanız altından bir şeyler çıkacakmış gibi duruyor.
Ben de foto ve gezi sever arkadaşlarıma yardımcı olmak adına size gezebildiğimiz ölçüde harita üzerinden kenti, limanı ve en iyi fotoğraf çekim noktalarını anlatmaya çalışacağım.
Teos Antik Kenti ve Çevresi
Teos Antik Kenti’ne Ulaşım ve Giriş Ücreti
Seferihisar İlçesi’nin Sığacık Mahallesi’nde yer alan Teos Antik Kenti, İzmir’in yaklaşık olarak 60 km güneybatısında bulunuyor. Eğer arabanız yoksa antik kentin yakınlarından otobüsler geçse de sefer sıklığını bilmediğim için bunu tavsiye etmiyorum.
Antik kente en kolay ulaşım şekli Sığacık Taksi Durağı’ndan taksiye binmek. Mesafe 3,5 km 20 TL (2019). Dönerken de taksinin numarasını mutlaka alın çünkü işiniz bitince aramanız gerekecek. Antik kentin girişinde otopark imkanı var. Giriş ücreti ise kişi başı 5 TL (2019). Müzekart geçerli.
Teos Antik Kenti’nin Tarihi
Teos Antik Kenti, Isthmos adı verilen küçük bir yarımada üzerinde M.Ö. 1080 yılında Akalı Komutan Athamas tarafından kurulmuş.. Kent tarih içerisinde ise önemli 12 İyon kentinden biri olmuş.
M.Ö. 600’lü yıllarda hem konumu hem de ekonomik durumu nedeniyle İyonya’nın başkenti olması teklif edilse de kabul edilmemiş. Aynı dönemde Teos, eski Mısır ile bile deniz ticari yapıyormuş.
Şehir M.Ö. 545 yılında Perslilerin eline geçmiş. Baskılar karşısında dayanamayan Teoslular o dönemde göçmek üzere koloni olarak bugünkü İskeçe yakınlarındaki Avdera ve Kırım’daki Phanagoria kentlerini kurmuşlar. Ancak zamanla göç edenler geri dönmüş.
Kent M.Ö.129 yılında Romalıların egemenliğine girince kentin talihi de değişmiş. Bu dönemde Teos Mermeri ile öne çıkan kent mermer ticareti sayesinde oldukça zenginleşerek gelişmiş. Antik çağın önemli filozof ve sanatçıları Teos’ta yaşamaya başlamış. Hatta M.Ö. 3. yy.da şair, müzisyen, tiyatrocu ve şarkıcılardan oluşan Dionysos Sanatçılar Birliği kurulmuş.
Romalıların bölgede hakimiyeti kaybetmesinden sonra da kentin önemi azalmış ve kent Bizans döneminde terk edilmiş.
Teos Antik Kenti
Açıkçası tarih kokan antik liman beni o kadar büyüledi ve değişik geldi ki gördüğüm görüntüleri size daha iyi aktarabilmek adına Teos Antik Limanı ile Teos Antik Kenti yazılarımı ayırmaya karar verdim. Yine de yazımıza limandan kısaca bahsederek başlayalım.
-Teos Antik Limanı
Antik kentin tüm ekonomik kazanımlarını sağlayan antik liman bence bölgenin en dikkat çekici yeri. Aynı zamanda da bizim gezimizin de başlangıç noktası.
Burası Romalılar döneminde inşa edilmiş ve kentin ticaretinin yürütüldüğü iki limandan biri olan güney limanı. Kuzeyde Sığacık Körfezi’nde de bir liman varmış ancak bu limandan günümüze gelen herhangi bir kalıntı kalmamış.
Bugün güney limanın kuzey iskelesi balıkçılar için bir bağlama ve balık avlama yeri haline gelmiş durumda. Burada herhangi bir koruma önlemi de yok.
Çevrede ise çeşitli sitelerin özel plajları bulunuyor. Buradaki deniz de gerçekten çok güzel. Antik kente giriş yapmak için kullandığımız bölge ile ilgili detaylı bilgi ve fotoğrafları Teos Plajı ve Teos Antik Limanı Gezisi başlıklı yazımızda okuyabilirsiniz.
Liman bölgesi ile ilgili çekimlerimizi bitirdikten sonra gördüğümüz bilgi levhasının fotoğrafını çekerek bize en yakın yoldan kuzeye antik kente doğru yürümeye başladık.
Yürürken de sağımızda kalan kanalı takip ettik. Sanırım antik dönemde burası da deniz ile kaplıydı.
-Küçük Bir Köy
Kuzeye doğru devam ederken karşımıza küçük bir köy çıktı. Ancak bu bizim bildiğimiz köylere benzemiyordu.
Etrafta kazlar ördekler envai çeşit hayvan sanki antik kente uygun şekilde eskiden olduğu gibi serbestçe dolaşıyordu. Sanırım burası 1. Derece Sit Alanı olduğu için müteahhit arkadaşlar pek uğramaya gerek görmemiş.
Köy evlerinde yaşayanlar ise bizim bildiğimiz köylüler değil sanırım hippilerdi. Nereden anladın diyeceksiniz..Bu tip insanları daha önce Nepal Pokhara‘da ve Danimarka Christiania‘da da görmüştüm. Çok benzer yaşam tarzları vardı.
-Helenistik Surlar
Adını bilmediğimiz bu köyden geçerek antik kente giriş kapısının tam tersinden doğu tarafından giriş yaptık. Ancak giriş yaptığımızı etrafta gördüğümüz kalıntılardan anladık.
Koskoca bir alana yayılmış antik kentin koruma ve kontrol altında olmaması ise gerçekten ayrıca ele alınması gereken konu. Hiç bir engel ile karşılaşmadan antik kente girdik. Biz kötü niyetli insanlar değiliz ama ya kötü niyetli olsaydık…. olmaz bu kadar yanlış olmaz….
Etrafta binlerce yıllık zeytin ağaçları var. Ölmez ağaç derler zeytin ağaçlarına..Zeytin ağacının bilinirliği, bilmeyenler olabilir bundan 39 bin yıl öncesine dayanıyor.
Zeytin sadece ticaretinin yapıldığı Karya’nın değil İyonya’nın da özeli. Yeryüzünde bilinen en eski zeytinyağı fabrikaları bile bu topraklarda İyonya da kurulmuş o kadar yani.
Biraz daha ilerleyince karşımıza ilk sur kalıntıları çıktı. Bu surların Hellenistik Dönemde M.Ö. 304 yılında bölgede meydana gelen depremden sonra inşa edildiği değerlendiriliyor. O dönemde 6 km uzunluğu ile tüm kenti çevreliyormuş.
-Agora Tapınağı
Biraz daha yukarı doğru yürüyünce bu sefer de Agora Tapınağı’na geldik. Tapınak Tanrıça Apollonis Eusebes Apobateria’ya adanmış.
İlk defa 1924 yılında Fransızların bölgede yaptığı çalışmalarda kayıtlara giren tapınak o tarihte M.Ö. 2. yy.a tarihlenmiş.
-Bouleuterion
Agora Tapınağı’nın kuzeyinde yer alan Bouleuterion kentin en iyi korunmuş yapısı dolayısı ile de en çok fotoğraf çekilen sahnesi.
34 m x 18 m boyutları ile dikdörtgen bir yapıya sahip olsa da oturma bölümü yarım daire şeklinde.
16 oturma sırasının bulunduğu Bouleuterion M.Ö. 300’lü yıllara tarihleniyor ve kayıtlara göre en az 500 sene politik toplantıların yanı sıra eğitim ve kültürel amaçlı olarak da kullanıldığı değerlendiriliyor.
-Dionysos Tapınağı
Bouleuterion’un batısında yer alan Dionysos Tapınağı aynı zamanda Şarap ve Eğlence Tanrısı Dionysos adına Anadolu’da inşa edilmiş en büyük tapınakmış. Tapınağın mimarı döneminde çok ünlü olan Prieneli (Güllübahçe/Söke) Hermogenes.
Tapınak değerlendirmelere göre M.Ö. 2. yy.a tarihleniyor. Malesef tapınak bugün ayakta değil ama tapınağın su deposu hala kullanılabilir halde.
Değerlendirme
Bu kent ile ilgili tek üzüntüm gerekli önemin verilmediğini görmek. Kötü niyetli kişiler kenti götürse inanın kimsenin haberi olmaz. Tam bir gezinin 2 saat sürebileceğini değerlendiriyorum.
Dilim döndüğünce gezgin ve foto severlerin işini kolaylaştırıcı bir yazı yazmaya çalıştım. Umarım işinize yarar.
Sığacık ve İzmir ile ilgili diğer yazılarımız için İzmir Gezi Rehberi‘ne bakabilirsiniz. Sağlıcakla Kalın…