- Portofino Gezisi-Romantizmin Doruğu
- Roma’nın Arenası Kolezyum (Colosseo)
- Vatikan ve Castelgandolfo
- Milano’nun Çi Böreği: Panzerotti
- Pastel Binaları ile Ünlü Riomaggiore
- En Güzel Cinque Terre Köyü Vernazza
- Sciacchetrà’nın Vatanı Manarola
- Cinque Terre’nin Plajı Monterosso
- Como Gölü’nde Nerede Kalınır? ve Neden?
- Cinque Terre Gezisi
- Duomo di Milano, Dünya’nın Son Gotik Yapısı
- Rialto Köprüsü, Büyük Kanal’ın İncisi
- Levanto; Cinque Terre’nin Kapısı
- Portofino Komşusu Santa Margherita
- Ceneviz Başkenti Cenova Gezisi
- Sanremo; Sevr’in Hazırlandığı Yer
- İtalya’da Araba Kiralama
- Milano’da Ne Yenir, Nerede Yenir?
- Pietra Köprüsü Çevresinde Bir Gezi
- Venedik Deniz Taksileri
- Hem Venedik Maske Festivali Hem Floransa-Venedik Gezisi
- Venedik Ulaşım Sistemi
- Venedik’te Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Venedik Büyük Kanal Turu
- San Marco Meydanı
- Fornace Venier Cam Fabrikası
- Murano Adası’nda Bir Gezi
- Lagün Adalarının En Küçüğü Mazzorbo Adası
- Burano Adası Gezimiz
- Venedik Gezisi Gondol ve Adalar Turu ile Öneriler | Venedik Gezi Rehberi
- Milano Ulaşım Sistemi
- Galleria Vittorio Emanuele II
- Aperitivo İçin Gidilen Yer Navigli
- Milano Sanat Merkezi Brera Gezisi
- Sforzesco Şatosu (Castello Sforzesco)
- Sempione Parkı (Parco Sempione)
- Leonardo da Vinci Bilim ve Teknoloji Müzesi
- Moda, Sanat, Yemek ve Milano Gezisi
- Etna Yanardağı Gezim
- 10 Saatlik Kısa Roma Gezi Rehberi (Roma Yürüyüş Rotası)
- Cernobbio: Como Gölü’nde Huzurlu Bir Durak
- Bellagio, Dünya’nın En Güzel Yerlerinden Biri
- Varenna, Como Gölü’nün En Pitoresk Kasabası
- Balıkçı Adası Isola Superiore (dei pescatori)
- Como Gölü; Dünya’nın En Güzel Göllerinden Biri
- Borromeo Adalarının En Güzeli Isola Bella
- Maggiore Gölü; Lombardiya’nın Yazlık Sayfiyesi
- Garda Gölü, İtalya’nın En Büyük Gölü
- Günübirlik Sirmione Gezisi
- Romeo ve Juliet, Bir Verona Hikayesi
- Verona Gezisi, Gerçek Bir Roma Şehri
Sizler için Roma’yı masrafsız ve en hızlı bir şekilde gezebilmeniz maksadıyla 10 Saatlik Kısa Roma Gezi Rehberi (Roma Yürüyüş Rotası) hazırladım. Bu rehberi hazırlarken de şimdiye kadar üç kez gidip toplamda 15 gün kalma imkanı bulduğum Roma’da edindiğim tüm tecrübemi de ortaya koydum.
Burada gördüğünüz her şeyi eğer bir seyahat acentesi ile de giderseniz bir ekstra tur olarak onların rehberliğinde de yapabilir, kaldığınız otelden vb. satın alabilirsiniz. Ama bütçeniz kısıtlıysa, bu yazıyı yanınıza alıp gönül rahatlığı ile gezebilirsiniz Roma’yı…
Baştan söyleyeyim. Şimdiye kadar gezdiğim şehirler arasında en sevdiğim yerler listesinin bir numarası Roma.
Roma İmparatorluğu’nun ve bir zamanlar dünyanın başkenti konumunda olan 2800 yıllık kadim şehir, yurt dışı gezilerine başlayacak gezginler için ilk gidilecek nokta bence.
Bu şehri gördükten sonra normal olarak daha sonra gittiğiniz yerleri burası ile kıyaslamaya başlayıp sonra yine tekrar bu şehre geri dönmek için fırsat aramaya başlayabilirsiniz, benden söylemesi…
Tarih, sanat, hava, yemek, insanlar, atmosfer ve memnuniyet kriterlerinde benden en yüksek puanları alan bu imparatorluk şehrini kısıtlı bir zamanda hızlıca gezmek için kendimce hazırladığım en uygun rotayı bu yazıda bulunabilirsiniz.
Başlamadan Birkaç Yararlı İpucu
3 Milyona yakın nüfusu, bir o kadar da turisti de eklediğinizde dar sokaklar insanlar ile dolup taşıyor.
O yüzden Kısa Roma Gezi Rehberi kapsamını tamamlayabilmeniz için sabah erken saatlerde yola çıkıp bu turu yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Yazın giderseniz eğer, yerel halk yazlıklarında olduğu için adres sormak için bir tane bile Romalı bulamadığınız anlar olabiliyor, yanınızda harita ile dolaşan Venezüellalı gezginler ile yön tayin etmeye çalışırken bulabilirsiniz kendinizi…
Bu kadar yabancı ziyaretçiden sonra şehrin esnafı da artık bunalmış durumda. Adres sorma ve tuvalet kullanma konusunda pek yardımcı olmuyorlar. O yüzden rota üzerinde kullanabileceğiniz kaynaklar konusunda da yardımcı olmaya çalışacağım.
Öncelikle yanınızda mutlaka boş bir şişe bulunsun. Şehrin her yerinde soğuk ve güzel tadı olan sağlıklı suları içmeniz için çeşmeler bulunuyor.
Yalnız gezenler için selfie çubukları ne kadar kullanışlı olsa da “ben turistim” diye bağırmanıza sebep oluyor. Etrafta bunları 10 Euro civarı fiyatlara satan göçmenler de var. Unuttuysanız bunlardan da alabilirsiniz.
Paranızı uygun bir şekilde saklamanızı, pasaportunuzu da yanınızda dolaştırmaktansa otelde bırakmanızı her yazıda olduğu gibi burada da tekrarlayalım. Kimlik kartınız ve otel bilgileriniz yanınızda olsun ama…
Nerede kalmak sorusunun cevabı tamamen size kalmış, bütçenize göre merkeze yakın bir bölgede kalabilir ya da uzak ve ucuz otelleri seçip ulaşım alternatiflerini değerlendirebilirsiniz.
Termini İstasyonu civarındaki yerlerde kalırsanız metro ile istediğiniz yere ulaşmanız daha kolay olacaktır. Fakat bölgenin gece geç saatlerde çok da güvenli olmadığı konusunda duyumlar dolaşıyor ortalıkta. Ben her gidişimde şehir merkezinin dışında daha yeni otellerde karmaşadan uzak dinlenebileceğim yerlerde kalmayı tercih ettim. Seçim – ve bütçe- sizin…
10 Saatlik Kısa Roma Gezi Rehberi
Tiber Nehri’nin ikiye ayırdığı, dünyanın en küçük ülkesi Vatikan’a da ev sahipliği yapan Roma’da gezip görülecek o kadar çok şey var ki…
Müze ve ören yerlerini gezmeden bile sadece belli başlı noktaları ziyaret etseniz yine de 1-2 günde tamamlanamayacak kadar çok yer var. O yüzden Kısa Roma Gezi Rehberi kapsamında hızlıca gezilecek bir rota ile hem güzel kareler yakalama şansınız olacak, hem de “aaa onu görmemişim” demek zorunda kalmayacaksınız evinize döndüğünüzde…
Takip edeceğimiz tur rotamızı da basitçe çizdim. Hadi başlayalım o zaman.
-Piazza Del Popolo (Popolo Meydanı)
Kısa Roma Gezi Rehberi (Roma Yürüyüş Rotası) kapsamında başlangıç noktamız Piazza Del Popolo (Popolo Meydanı) olsun. Burası turuncu A hattı üzerindeki Flaminio Metro Durağı’na yakın.
Meydan ismini Santa Maria del Popolo kilisesinden alıyor. En büyük meydanlardan biri ve Halkın Meydanı anlamına geliyor ismi. Meydandaki ilk gözümüze çarpan eser bence dikilitaş. Mısır’dan dünyanın dört bir yanındaki kentlere giden bu eserlere Roma’da sık sık rastlayacağız.
Konserler ve etkinlikler düzenlenen meydandaki dikilitaş Firavun 1. Sethy adına yapılmış yaklaşık 24 mt. uzunluğunda. Bu meydanda ayrıca 3 çeşme de mevcut. Fontana del Obelisco, Acqua Vergine Nuovo ve Fontana del Nettuno.
Hemen bir hatırlatma yapalım.
Fontana = Çeşme
Piazza = Meydan
Obelisco = Obelisk, Dikilitaş
Via = Sokak
Basicila = Bazilika, Kilise
Ponte = Köprü
Museo = Müze
Castel = Kale
-İkiz Kiliseler
Meydanın diğer tarafında yol üçe ayrılıyor. Via di Ripetta, Meşhur markaların olduğu Via del Corso ve İspanyol Merdivenleri’ne giden Via del Babuino. Bu yol ayrımının başında ise 2 kilise daha var. “Chiesa di Santa Maria dei Miracoli” ve “Basilica di Santa Maria in Montesanto”
Bu kiliselere ikiz yakıştırması yapılmakta, küçük farklar dışında (çan kulesi, sundurma vs) birbirlerine çok benzemektedirler.
-Piazza di Spagna (İspanya Meydanı)
Her gidenin fotoğraf çektirdiği, basamaklarında sosyalleştiği İspanyol Merdivenleri’ne doğru yola çıkıyoruz. Via del Babuino’dan yürüyerek mağazaları geçiyoruz. “Chiesa di Sant’Atanasio dei Greci” ve “Fontana del Babuino” gibi yerler de bu cadde üzerinde. Çok fazla kilise ve çeşme var. Her birinde 2 dakika fotoğraf molası bile çok fazla zamanınızı alıyor. Hepsinden yazıda bahsetmek bile neredeyse bir ansiklopediye bedel. O yüzden rota üzerindeki yerleri yazalım, siz karar verin içine girip girmeyeceğinizi, ne kadar vakit harcayacağınızı…Biraz daha ilerleyince Piazza di Spagna (İspanya Meydanı)’ya varıyoruz.
İspanyol Elçiliği’nin yakınlarında olunca bu ismi alan meydandaki en popüler yer ise İspanyol Merdivenleri. Üst tarafta yer alan “Trinita dei Monti” Kilisesi’ne ulaşım için yapılan bu merdivenler, neredeyse tüm ziyaretçilerin ortak yeri. Yakın zamanda restorasyon sonucunda temizlendi ve yenilendi. 2019’da alınan bir karar ile artık oturmak yasaklandı. Daha önce de yemek ve içmek yasaklanmıştı. Devamlı düdük sesiyle uyarılan yapan görevliler yüzünden artık eskisi kadar ilgi çeken bir mekan olmayacağını düşünüyorum…
Meydanda ayrıca güzel bir çeşme de var, Fontana della Barcaccia. 1627 yılında Roma’nın bir çok eserini yapan Bernini’lerin yaptığı çeşme bir kayık şeklinde ve cadde seviyesinde…
-Colonna Dell’Immacolata
Caddeden devam ediyoruz, küçük bir meydan olan Piazza Mignialli’ye çıkıyoruz. Burada da bir sütunla karşı karşıya geliyoruz.
“Colonna Dell’Immacolata” 1857 yılında inşa edilmiş, üzerinde yılanın üzerinde duran Meryem Ana heykeli, İncil’den ayetler tutan 4 melek gibi tasvirler bulunmakta. Burası diğer yerler göre daha az kalabalık olduğu için güzel kareler yakalamak için ideal…
-Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi)
Via dei Due Macelli’den yolumuza devam ediyoruz. İlk aradan değil, ikinci aradan Via del Tritone caddesinden sola dönüyoruz. Biraz daha yürüyüp Piazza Poli’den sola dönüp Via Poli’den aşağıya doğru yürüyünce de Roma’da herkesin görmek için can attığı Fontana di Trevi’ye varıyoruz. Burası biz Türkler için “Aşk Çeşmesi” La Dolce Vita filminde dilimize öyle çevrilince bizim için hep öyle olarak kaldı.
Her şehirde olan para atma aktivitesi burada da mevcut. Eğer arkanızı dönüp parayı havuza düşürürseniz şehri bir kez daha ziyaret edebileceğinize inanılıyor. Koskoca havuza denk getirememek biraz zor. Hatta para ve sağlık da işin içine girince atılan paraların miktarı üçe çıkıyor. İkinci para bir İtalyan ile tanışacağınız, üçüncü para ise onunla evleneceğiniz anlamına geliyormuş.
Belediyenin buradan günde 2-3 Bin Euro topladığını düşünürsek, ziyaretçilerin buna gerçekten inandığını düşünebiliriz. O yüzden 1 kuruşluk madeni paralardan yanınızda bol bol götürmenizde fayda var.
2014 yılını 2015 yılına bağlayan Aralık ayının son günlerine denk gelen ikinci ziyaretimde hoş bir sürpriz ile karşılaşmıştım. Tüm eser kapsamlı bir bakımdan geçtiği için kapalıydı. Roma Belediyesi yine de para atıp dilek dilemek isteyen ziyaretçileri unutamamış, neredeyse bir küvet kadar olan bir alana su doldurup, para kaynaklarını işletmeye devam etmişti…
Biraz çeşmeden bahsedelim. Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi) Nicola Salvi tarafından 1732’de yapımına başlanmış ve 30 yıl gibi bir sürede inşa edilmiş. 30 metreye 20 metre ölçülerinde Poseidon’un kanatlı atların çektiği arabasıyla yanlarındaki Demeter ve Hygieia’ya hava attığı anı görmek için en güzel zaman kalabalığın olmadığı sabah saatleri ve ışıklandırmanın bir kat daha güzel gösterdiği gece vakitleri. Hemen karşısındaki dondurmacılar ise kısa bir mola için ideal…
-Pantheon ve Fontana del Pantheon
Via delle Muratte’den yolumuza devam ediyoruz. Mc Donald’s geleneksel ve hızlı yemek için bir seçenek daha. Pizza ve makarnanın başkentinde ne gerek böyle tarz yiyeceklere diyebilirsiniz. Kullanılan etlerden şüphesi olan gezginlerin genelde tercih ettiği diğer restoranlara göre uygun fiyatlı olan bu seçeneği yazmadan geçemedim, kusura bakmayın. Ayrıca bu saate kadar içtiğiniz sıvıları da yürümenin etkisiyle artık sizi rahatsız etmeye başlayacağından tuvalet molası için de uygun bir durak..
Via delle Muratte bitiyor o meşhur Via del Corso caddesine çıkıyoruz, buradan hiç bir yere dönmeyip direkt olarak karşı sokağa Via di Pietra’ya giriyoruz, bu dar sokak bizi Piazza di Pietra’ya çıkarıyor. Küçücük boşluklar bile bu dar Roma sokaklarında meydan olarak geçse de bizim gibi kocaman meydanları olan şehirde yaşayanlar için garip geliyor bazen…
Yola devam edip Via de Pastini’den devam edince de bu kez yine mutlaka görülmesi gereken bir yere Pantheon’a ve karşısındaki çeşmeye (Fontana del Pantheon) çıkıyoruz.
Antik Roma döneminden kalma olan bu yapı Pagan Roma tanrılarına adanmış ve günümüze kadar en iyi korunmuş yapılardan biri. Sebebi ise 609 yılında Vatikan tarafından Bakire Meryem Kilisesi olarak kutsanması.
Dışı ne kadar büyüleyici olsa da içi daha da eşsiz ve ilgi çekici. Kubbesindeki 9 metre çapındaki deliği, Vatikan’ın merkezi St. Peter’s Bazilikası’ndan daha büyük olan kubbesi, içindeki İtalyan şahsiyetlerinin mezarları ve bir çok sanat eseri ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken bu yerin girişin ücretsiz olması da cabası. Rönesans devrinin önemli ismi Raphael’in mezarı da burada hatırlatalım…
Fontana del Pantheon’dan da kısaca bahsedelim. Bu çeşme 1575 senesinde Papa XIII. Gregorius tarafından yaptırılıyor, 1711 de ise başka bir Papa, Papa XI. Clemens tepesine 2. Ramses’in dikilitaşını dikiyor.
-Piazza Navona (Navona Meydanı)
Şu ana kadar 2 km kadar yürümüş olduk. Fotoğraf molaları ve diğer aktiviteleri hesaplarsak 3 saatinizi alan bu rotada önemli 4 noktayı gördük. Şimdi bir diğer yere, Piazza Navona (Navona Meydanı)’ya geçme zamanı. 400 metrelik bir mesafeyi yine dar sokaklardan geçerek tamamlayacağız.
Çeşmeyi geçiyoruz, Via Giustiniani’den devam edip Via del Salvatore’ye giriyoruz. Dar, araç geçmeyen Corsio Agonale’den tabelaları takip edip Piazza Navona’nın tam ortasına çıkıyoruz. Burası Roma’nın ünlü meydanlarından biri. 3 adet çeşmesi, barları, cafeleri, sokak sanatçıları ile gece geç saatlere kadar cıvıl cıvıl olan bu mekan Roma’da en sevdiğim yerlerden biri.
Antik Roma döneminde bir stadyum olarak kullanılan bu alan, daha sonra 15. yüzyıldan itibaren papalığın himayesinde bir meydana dönüşmüş. Bernini ve öğrencilerinin tasarladığı 3 çeşme, kilise ve saraylar ile gezip görülecek yerlerin sayısı oldukça fazla.
Fontana dei Fiumi yani Dört Nehir Çeşmesi dünyadaki o zaman bilinen 4 nehri temsil ediyor. 1651 yılında biten eserde Ganj, Tuna, Nil ve Rio de la Platta nehirleri heykeller ile tasvir edilmiş. Çeşmenin üzerindeki dikilitaş ise sanılanın aksine Mısır değil, Antik Roma döneminden kalma.
Moro Çeşmesi (Fontana del Moro) ise aklımızda 2011’de yapılan bir saldırı ile kalmış. Hatta o zaman belediye başkanı çeşmeleri şeffaf bir koruma örtüsü ile kaplamayı düşündüklerini de söylemişti. Giacomo della Porta tarafından yapılan eser daha sonra Bernini tarafından yeniden düzenlenmiş. Bir yunus heykeli ve bir Moor (hristiyanlaşmış Arap) heykeli eklenerek bugünkü halini almış.
Diğer çeşme ise Neptün Çeşmesi (Fontana del Nettuno) daha önce Fontana dei Calderari adıyla biliniyordu. Önceleri heykelsiz olarak yapılan çeşmeye 1878’de Antonia della Bitta, vbsavaşan Neptün’ü ve diğer eserleri ekliyor. Bu arada bir çok Neptün Çeşmesi Roma’da ve İtalya’nın diğer şehirlerinde mevcut. Haritalardan ararken Piazza Navona (Navona Meydanı)’da olduğunu kontrol etmeyi unutmayın.
Pamphilij Sarayı (Palazzo Pamphilij) Sant’Agnese in Agone Kilisesi ve Braschi Sarayı (Palazzo Braschi) de meydanda yer alan diğer eserler… Vaktinize göre gezip görebilirsiniz…
-Castel Sant Angelo (Melekler Kalesi)
Sırada Castel Sant Angelo yani Melekler Kalesi var. Neptün Çeşmesi’nden yukarıya Via Agonale’den çıkıp, Via Giuseppe Zanardelli’ye çıkıp Ponte Umberto I Köprüsüne geliyoruz. Tiber Nehri’nin karşısına buradan da geçebiliriz ama Castel Sant Angelo (Melekler Kalesi)’nun ihtişamını Ponte Sant’Angelo’dan görmek daha güzel bence.
O yüzden sola dönüp ağaçlı nehir kıyısını takip edip Melekler Köprüsü ve Melekler Kalesi’ne gidiyoruz. Köprü zamanında Tiber Nehri’ndeki tek alternatifmiş. Bernini ve öğrencilerinin eklediği melek heykelleri ile bu isimle anılmaya başlanmış.
Castel Sant Angelo (Melekler Kalesi) ise Antik Roma döneminde İmparator Hadrian zamanında mezarlık olarak yapılmış, sonra güçlendirmeler ile papalığa ve Vakitan’a koruma hizmeti vermiş. Vatikan’dan buraya dar bir geçit var ve tehlike anında kullanılması planlanmış.
5 kattan oluşan kaleyi gezerken, bu geçidi ve zamanında hapishane olarak kullanılan hücreleri de görmek mümkün. Giriş ücretli (19,5 Euro) Meraklısı için 2-3 saatlik bir macera ve güzel kareler yakalayacağınız manzaralar sizi bekliyor.
-Vatikan
5 önemli noktayı hızlı hızlı geçtik. Şimdi ise başka bir ülkeye gitme zamanı. Evet yanlış duymadınız. Castel Sant Angelo (Melekler Kalesi)’dan 700 m yürüyerek Piazza San Pietro’ya geliyoruz.
Meydandan itibaren artık Vatikan topraklarındayız. Daha önce sorular olmuştu, pasaport kontrolü var mı, vize gerekli mi vb. diye. İçiniz rahat olsun, öyle aksiyonlar yok. Burası dünyanın en küçük ülkesi. Katolik mezhebinin merkezi. İçinde yaşayan papalığa mensup görevliler 500 civarında. Meydan harici diğer sınırlar ise yüksek duvarlar ile çevrilmiş.
Dünyaya Katolik inancı yaymak için yayın yapan dergi, gazete, TV ve radyo kanallarının merkezi de aynı zamanda. Geleneksel giysileri ile İsviçreli Muhafızlar tarafından korunan bu ülkenin tek mutlak yönetici ise tabii ki Papa. 1929 yılında İtalyan hükümeti ile yapılan anlaşma ile kurulan bu ülkeye tek giriş maalesef Roma içinden…
-San Pietro Bazilikası
Hem turistik açıdan hem de dini açıdan popüler olan bu ülkeye günlük ziyaretçi akını yaşanmakta. Ücretsiz gezebileceğiniz San Pietro Bazilikası’na girişte İtalyan Polisi tarafından arama yapılıyor. Yoğun günlerde içeriye girişlerin uzun sürdüğünü hatırlatalım.
Ayrıca dini bir mekan olması sebebiyle fazla açık kıyafetler, şortlar ile girilmesi yasak. Yanınızda taşıyacağınız yedek kıyafetler ile girerseniz sorun yaşamazsınız.
-Aziz Petrus Bazilikası
Michelangelo ve Bernini’nin tasarımı olan Aziz Petrus Bazilikası Katolikler için en önemli dini yapılardan biri olma özelliği taşıyor. Dünyanın her yerinden gelen Katoliklere kendi ülkelerinin bayraklarıyla meydanda rastlamak mümkün.
Meydandaki “Obelisco Piazza San Pietro Città del Vaticano” yani Vatikan Dikilitaş’ı da Mısır’dan önce Roma’ya getirilmiş, 1586 yılında ise buraya nakledilmiş.
-Vatikan Müzesi
Leonardo Da Vinci, Michelangelo, Bernini, Rafael ve Donatello gibi sanatçıların dünyaca ünlü eserleri hem bazilikada, hem de Vatikan Müzesi’nde sizleri bekliyor.
Vatikan Müzesi’nin sonunda yer alan Sistine Şapeli’nde sanat tarihinin en önemli eserlerini göreceksiniz. Ama burayı da gezmek için en az 1 günlük süre gerekiyor. Bu ülke ile ilgili ile ilgili ayrıntılı bilgi ve fotoğrafları Vatikan ve Castelgandolfo başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.
10 Saatlik Kısa Roma Gezi Rehberi (Roma Yürüyüş Rotası) burada sona eriyor. Buradan isterseniz tura başladığımız Piazza Del Popolo (Popolo Meydanı)’na metro ile dönebilirsiniz.
Biliyorsunuz bu turumuz bütçesi ve zamanı kısıtlı olan gezginler için hem hızlı hem ekonomik olması için planlandı. Yaklaşık 4,5 km gibi bir mesafeyi yürüyerek gezmeniz gerekiyor.
Şurada bu vardı, burada bu vardı, niye oraya gitmedin gibi eleştiriler olabilir. Her gittiğimde ziyaret ettiğim yerleri genelde paylaşmak ve rotayı o şekilde planlamak istedim.
Kolezyum’u da bu tura eklemek isterseniz konumunuza göre başına ve sonuna ekleyebilirsiniz. Kolezyum ile ilgili ayrıntılı bilgi ve fotoğrafları Roma’nın Arenası Kolezyum (Colosseo) başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.
Benim Roma Sıralamam
1- Trevi Çeşmesi
2- Vatikan ve Sistine Şapeli
3- Kolezyum ve çevresi (yoğun istek üzerine)
4- Pantheon
5- Navona Meydanı
6- Melekler Kalesi
7- Bocca della Verità ve Marcellus Tiyatrosu
8- Augustus Mozolesi
9- İspanyol Meydanı
10- Altare della Patria
Bana kalırsa 10 Saatlik Kısa Roma Gezi Rehberi (Roma Yürüyüş Rotası) ile 1 gün, Vatikan ve müze için 1 gün, Kolezyum ve çevresi için 1 gün ve kalan yerler için de 1 gün olmak üzere yoğun bir 4 günlük gezi programı ile Roma hakkında epey bilgi sahibi olabilirsiniz.
Bu linke tıklayarak Roma gezilecek yerler listesine göz atarsanız, dünyanın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri olan İtalya Roma’da gezilecek yerler hakkında detaylı bilgiler, fotoğraflar ve giriş ücretleri gibi bilgilere ulaşabilirsiniz.
Bu arada genelde turlar ile gidilmeyen, çok önemli görülmeyen yerleri ve de filmlerde romanlarda geçen ve merak ettiğim yerleri de bir başka yazıda sizinle paylaşacağım…
Gelecek Roma yazısında görüşmek üzere…