Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Helsinki’nin Yeşil Kalbi Esplanadi Parkı

Yazı Dizisi : Helsinki Gezi Rehberi
Daha Fazla Yazı

Yazar : Serhat ÇELEBİOĞLU

Helsinki‘nin Yeşil Kalbi Esplanadi Parkı 1818 yılından beri Finlilere şehir parkı olarak hizmet veriyor. Bizim gezi parkı benzeri bir park da diyebiliriz.

Helsinki’nin merkezindeki en büyük şehir parkı olan Esplanadi aynı zamanda Finlandiya’nın da en ünlü parkı olarak görülüyor. 

Halk arasında “Espa” olarak anılan park, şehre gelen siz gezginler için Finlilerin yaşam anlayışlarını tam da yerinde görebileceğiniz en iyi yerlerden biri. 

Esplanadi Parkı

İşin bizi ilgilendiren yanı ise bizdekilerin tersine 200 kusur senedir kimse azıcık kenarından arazi tahsis edip AVM, kilise, toplu konut, rezidans yapayım da dememiş. Hatta daha farklı söylemek gerekirse önce halkı ön planda tutan bir park olmuş.

Esplanadi Parkı

Biz de bu parkı aynı Finliler gibi yaşadık. Çok da özendik aslında. Bana da şimdi burada yaşadıklarımı size aktarmak düşüyor.

Esplanadi Parkı’na Ulaşım

Park, şehir merkezinde Erottaja Meydanı ile Pazar Meydanı (Kauppatori) arasında yer alıyor. Bu nedenle de ulaşımı oldukça kolay. 

Kauppatori Tramvay Durağı

Yapacağınız tek şey 2 Numaralı (Yeşil Hat) Tramvaya binip Kauppatori Tramvay Durağı’nda ya da 24 Numaralı Otobüse binip Erottaja Otobüs Durağı’nda inmek. 

Bölgeye kiraladıysanız bile mümkünse araba ile gelmeyin. Helsinki’de otopark ücretleri inanılmaz yüksek. Toplu taşıma bence en uygun ulaşım yöntemi. 

Esplanadi Parkı’nın Tarihi

Parkın ilk oluşturulma süreci 1810-1818 yıllarına dayanıyor. Parkın mimarı aynı zamanda Helsinki’nin de mimarı olarak kabul edilen Carl Ludwig Engel.

Esplanadi Parkı

Parkın bugünkü tasarımını ise Helsinki’nin ilk şehir bahçıvanı kabul edilen Svante Olsson yapmış. Tasarım yaparken de parkın etrafını tamamen geniş caddelerle çevirmiş. Bunun nedeni o dönemde şehrin mimarisinin ahşap yapılara dayanması ve ağaçlarla kaplı parkın olabilecek bir yangına karşı korunabilmesiymiş.   

Esplanadi Parkı

Parkın doğu ucunda bulunan Kappeli Restaurant 1867 yılında, bahse konu restoranın karşısında bulunan Esplanadin Lava ise 1930 yılında açılmış.

1800’lerde elit, yani beyaz Finlilerin gezdiği bu parkta, 1. Dünya Savaşı’nın yokluk yıllarında ise patates, lahana vs. yetiştirilmesi ise bizim için ilginç bir not oldu.

Esplanadi Parkı

Bir şehir parkı olarak çok iyi dekore edilmiş ağaçları ve çiçekleri ile oldukça güzel pitoresk bir park. Park aynı zamanda şehrin en önemli caddesi Aleksanterinkatu Caddesi ile de paralel. 

Esplanadi Parkı

İnsanlar buraya özellikle yaz aylarında görmeye ve görünmeye, müzik dinlemeye, performans izlemeye ve piknik yapmaya geliyorlar. Bu kapsamda sokak sanatçıları ve kültürel etkinlikleri ile çok fazla faaliyete ev sahipliği yapıyor. 

Esplanadi Parkı

Dünya’nın her tarafından gelen sokak sanatçıları parkta istedikleri gibi müzik yapabiliyor. Burada daha önce hiç görmediğiniz müzik aletlerini de görebiliyorsunuz.

Esplanadi Parkı

Özgür olmak kimse kaldırmadan çimlere uzanabilmek ve özellikle kimsenin kimseyi rahatsız etmemesi… ne güzel değil mi?

Esplanadi Parkı

Burada tüm parklarda da dikkatimi çeken bir adeti sizlere de aktarmak istiyorum. Nasıl ki bizim hanımlarımız bir evde toplanıp gün yapıyorsa burada da hanımlar parklarda toplanıyor. 

Esplanadi Parkı

Bizimkiler çay börek vb. taşırken buradaki hanımlar içkisini getiriyor ve hep beraber içip eğleniyorlar. İlginç değil mi? Tabii ki bunlar olurken en ufak bir rahatsızlık ya da taciz olmuyor. Bu ortamı bile izlemek insanı gerçekten mutlu ediyor. 

Esplanadi Parkı

Yaz aylarında banklarda yer bulmak çok zor, yer bulursanız da etrafınızı kuşatmış sapsarışın ırktan gözünüzü alıp kalkmanız çok zor. 

Esplanadi Parkı

Ayrıca gençler tarafından da çok fazla sevilen vakit geçirilen bir park burası. Bu da çok normal çünkü akşamları burada gençlere yönelik çok güzel gösteriler de oluyor.

Ravintola Vespa

Bölgedeki kulüp, bar ve eğlence yerleri daha çok bu park civarında toplanmış durumda. Genel olarak parka gelirseniz göreceğiniz bina ve yapıları ise doğu batı ekseninde şöyle özetleyebilirim.

-Havis Amanda Çeşmesi

1908 yılında heykeltıraş Ville Vallgren tarafından Paris Art Nouveau tarzında bronzdan yapılan Havis Amanda Çeşmesi, Esplanadi Parkı’nın hemen girişinde bulunuyor. 5 m yüksekliğindeki çeşmenin yapımı sonrasında Helsinki’nin sembolü olması düşünülmüş. 

Havis Amanda Çeşmesi

Paris’te inşa edilen heykel o kadar beğenilmiş ki Fransızlar söz konusu heykeli Helsinki’ye göndermek yerine Champs-Élysées‘e yerleştirmeyi bile düşünmüş.

Havis Amanda Çeşmesi

Vallgren’in kendisine göre, denizden yükselen kadın figürü Helsinki’yi simgeliyormuş. Çeşme kompleksinde çıplak kızlık figürüne ek olarak havuzun kenarında su püskürten 4 deniz aslanı var.

Havis Amanda Çeşmesi

Merkezi platformda ise balık püskürten su tasvir edilmiş. Finliler genel olarak her türlü kutlamayı bugün burada çeşmenin etrafında yapıyor.

Kappeli

Helsinki’deki en tarihi restoranlardan biri olan Kappeli, parkın doğu kısmında bulunuyor. Aslında bir şapele benzetilen yapı 1840 yılında bir şeker fırını olarak açılmış. Ancak 1867 yılında mimar Hampus Dahlström tarafından bugünkü haline getirilmiş.

Kappeli

O dönemde şehrin bir numaralı buluşma yeri olmuş. Tüm şairler ve müzisyenler burada buluşuyor tüm şehir dedikoduları burada yapılıyormuş. 

Kappeli

159 yıldır faal olan restoran, 09:00-00:00 saatleri arasında açık bulunuyor. Tercih ederseniz fiyatların bayağı pahalı olduğunu belirtmeliyim. Menü ve fiyatları internet adresinde görebilirsiniz.

Adres: Eteläesplanadi 1, 00130 Helsinki, Finlandiya Tel: +358 10 7663880

Int: https://www.raflaamo.fi/en/helsinki/kappeli

-Esplanadin Lava

Parkın doğu kısmında Kappeli’nin hemen karşısında tarihi Esplanadin Lava adlı sanatçılar tarafından performanslarının sergilendiği bir sahne var. 

Esplanadin Lava

Bu sahne her yıl Mayıs ayının başından Ağustos ayının sonuna kadar Finlandiya’da yapılan en uzun müzik festivaline ev sahipliği yapıyor. Her yaz yaklaşık 200 sanatçı ve grup bu sahneye çıkıyor. 

Esplanadin Lava

Tabii ki koca bir gösteri merkezi beklemeyin. Burası tarihi anlamı da olan sembolik bir yer sonuç olarak… 

Esplanadin Lava

Helsinki’ye gelen tüm profesyonel ya da amatör üstü sanatçılar mutlaka bu sahnede yer alıyor. Oda orkestralarından salsa dansçılarına kadar her türlü yerel yetenek burada gösteri yapıyor. Halk ise beğensin ya da beğenmesin tüm gösterilere ilgi gösteriyor.

-Johan Ludwig Runeberg Heykeli

Parkın merkezinde, Finlandiya’nın milli şairi ve Finlandiya milli marşının yazarı Johan Ludwig Runeberg’in bir heykeli var. 1885 yılında yapılan heykel Helsinki’de dikilen ilk halk anıtı. Açılışına 20.000 Finli katılmış. Heykelin mimarı şairin oğlu Walter Runeberg.

Johan Ludwig Runeberg Heykeli

8 m yüksekliğindeki heykelin kaidesinde, Finlandiya marşının ilk ve son kıtalarının yazılı olduğu bir taşa sarılmış Finlandiya Kızı var. Sağ elinde bir defne çelengi tutuyor. Sol tarafında ise Runeberg’in bir yığın kitabı var.

Eino Leino‘nun Heykeli

Parkın batı tarafında, Fin şairi ve gazeteci Eino Leino‘nun bir heykeli var. Kendisi Fin dilini tüm sanatsal amaçlar için akıcı bir şekilde kullanan ilk yazar olması ile ünlü.

Eino Leino’nun Heykeli

1953 yılında yapılan 4 m yüksekliğindeki bronz heykelin mimarı şairin arkadaşı Lauri Leppänen.

Svenska Teatern (İsveç Tiyatrosu)

İsveç Tiyatrosu, Finlandiya’nın İsveç dili ulusal sahnesi. Rus mimar Nikolaj Benois tarafından tasarlanmış ve 1866 yılında açılmış. Tiyatronun asıl görevi, ülkenin diğer resmi dillerinden biri olan İsveççe’de performans göstermek.

Svenska Teatern (İsveç Tiyatrosu)

Görkemli beyaz tiyatro, Helsinki’nin tam kalbinde yer alıyor. Üç sahnesi olan tiyatronun en büyük salonunun kapasitesi 700 seyirci.

Değerlendirme

Esplanadi Parkı bir şehir parkının nasıl olması gerektiğine ilişkin güzel bir örnek. Park hem sanat hem de tarih yönüyle önemli bir cazibe merkezi. Bu nedenle gezgin arkadaşlarımın Fin yaşamını yerinde görebilmeleri için buraya mutlaka uğramaları gerektiğini düşünüyorum.

Helsinki ile ilgili diğer yazılarımız için Helsinki Gezi Rehberi‘ne, Baltıklar ile ilgili planlama yapıyorsanız Baltık Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.

Exit mobile version