- Porto Katedrali (Sé do Porto)
- Dünya’nın En Güzel Kitapevi Livraria Lello
- Porto’nun Simgesi Ponte Dom Luís I Köprüsü
- Douro Nehri’nin Rabelo Tekneleri
- Porto’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Porto Ulaşım Sistemi
- Porto’nun Merkez Semti Vitória
- Riberia, Porto’nun Eski Pitoresk Limanı
- Douro Nehri’nin Karşısı Vila Nova de Gaia
- Kış Ortasında Porto Gezisi
Şehrin en az 2000 yıllık tarihi var. Şehrin orijinalliğini o kadar güzel korumuşlar ki 1996 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmış.
İşin ilginci burada 15. yy.’dan kalma evler bile var. Tarihi eser demiyorum, insanların içinde yaşadıkları evler bunlar hala. Saygı duymamak elde değil, hep aynı aile, onlarca nesil, büyük bir gelenek aynı evden geçmiş. Evlerin duvarında yapım yıllarının yazılı olduğunu görüyorsunuz.
Ah ah…Yönetim kentsel dönüşüm demiyor, yüzlerce yıl aynı evde yaşayan nesiller rantsal dönüşüm derdinde değil. Alışık olmadığımız bir olay anlıyorum aslında ama bir yandan da anlamakta güçlük çekiyorum.
Tabii ki bu koruma anlayışı ve devlet destekli müthiş tanıtım Porto’nun turizm kapasitesini de etkilemiş. Son yıllarda Avrupa gezi destinasyonlarında hep ön planda. 2012 ve 2014 yıllarında en iyi destinasyon ödülü almış. Kesinlikle de hak ediyor.
THY’nin direkt uçuşları ise meraklı Türkleri de buraya çekmiş. Francisco Sá Carneiro Havaalanı’nda Güldür Güldür’den Alper Kul (İsmail Canevimden) ve Aylin Kontente Kul (Burcu Yerler) ile karşılaştık. Merhabalaşıp geçtik.
Porto’nun Tarihi
Şehrin en az 200 yıllık tarihi olsa da Dünyaca tanınması bir evliliğe dayanıyor. 1387 yılında Portekizli John I ile İngiliz Kralı III Edvard’ın torunu Philippa of Lancaster Porto’da evlenmiş.
Açıkçası birden aklıma bizim Game of Thrones dizisindeki kral ailesi olan Lannisterler geldi. Çünkü bu evlilik; aslında dünyanın kayıtlı ilk askeri müttefiklik anlaşması olarak kabul edilen Windsor Anlaşması’nı (Portekiz-İngiltere askeri ittifakı) sembolize ediyor.
Yani ülkelerden birine saldırı olursa bu iki ülkeye de yapılmış sayılıyor ve diğeri yardıma koşuyor. Hatta NATO oluşumunun da bu anlaşmadan ilham aldığı söyleniyor.
İşte bu evlilik aynı zaman Dünya tarihindeki dönüm noktalarından biri. Hani Lizbondaki Keşifler Anıtı’nın en önünde bulunan tüm keşiflerin alt yapısını hazırlayan ünlü Prens Denizci Henri varya işte bu anlaşmalı evlilik neticesinde 1394 yılında Porto’da doğmuş.
Prens Denizci Henri’nin iki de kardeşi var. Prens Duarte ve Prens Pedro. Portekiz denizciliğinin emekleme aşamasında olduğu o yıllarda Kuzey Afrika Fas kıyılarındaki Septe büyük bir ticari limanıymış. Afrika’yı boydan boya geçen deve kervanları buraya altın, fildişi, abanoz ve köle getiriyorlarmış. Prensler büyüyünce veliaht prensler arasında sürtüşme de başlamış. Kral John I, oğullarının birbiriyle savaşmasından korkuyormuş.
İşte bu yüzden Porto’da donanma inşa ettirerek 1415 yılında Prens Denizci Henri’yi yıllarca egemenliği altında yaşadıkları Mağrip topraklarını ele geçirmek için Afrika’ya göndermiş. Prens Denizci Henri Septe’yi ele geçirince o büyük keşifler çağı da başlamış. Yani keşifler çağının başlangıç noktası Porto.
Portolulara işkembeci diyorlar. Çünkü Prens Gemici Henry’nin Fas seferinden başlayıp keşifler süresince geçen 200 yıl boyunca sefer için hazırlanan filoların kumanyalarını sağlamak üzere Porto ve civarında bulunabilen tüm hayvanlar kesilmiş. Etler gemilere yüklenirken Porto halkına sadece işkembeler kalmış. Porto usulü Dünyaca ünlü işkembe yemekleri işte ta…bu dönemden kalma.
Portolulara işkembeci diyorlar. Çünkü Prens Gemici Henry’nin Fas seferinden başlayıp keşifler süresince geçen 200 yıl boyunca sefer için hazırlanan filoların kumanyalarını sağlamak üzere Porto ve civarında bulunabilen tüm hayvanlar kesilmiş. Etler gemilere yüklenirken Porto halkına sadece işkembeler kalmış. Porto usulü Dünyaca ünlü işkembe yemekleri işte ta…bu dönemden kalma.
-Porto-Osmanlı İlişkisi
Bu 200 yıllık dönem İmparatorluk donanması ile Osmanlı İmparatorluğu donanması arasında Afrika, Arap Yarımadası ve G.Asya denizlerinde mücadelelerle geçmiş.
İmparatorluğun zenginleşmesinin de tarihten silinmesine de Osmanlı İmparatorluğu sebep olmuş. Bu olayın ayrıntılarını Jerónimos Manastırı ve Portekiz’in Simgesi Belem Kulesi yazılarımızda okuyabilirsiniz.
-Napolyon Savaşları
Napolyon Savaşlarını hepiniz duymuşsunuzdur. 1807-1814 yılları arasında Napolyon Savaşlarının İber Yarımadası’ndaki bölümünde yukarıda bahsettiğim Windsor Anlaşması işlemiş ve Fransızlara karşı İngilizler, Portekiz kuvvetleri ile beraber savaşmış.
Hikayesine gelince Napolyon İngiltere’yi tam abluka altına almak için Portekiz’den “limanlarını İngiltere’ye kapatmasını ve İngiltere’ye savaş ilan etmesini istemiş. Böylece İngiliz ticaretini engelleyerek, bu ülkeyi barışa zorlamak için oluşturulan Kıta Ablukasını tamamlayacaklarmış. Daha önce anlattığım üzere Gemici Henri bile İngiliz-Portekiz bağının eseri. Portekizliler bunu kabul etse de harekete geçmekte çok ağır davranmış. Hatta baskı yapılınca da bunu reddetmiş.
Napolyon 30000 kişilik bir kuvveti talebini reddeden Portekiz’i fethetmek için göndermiş, Çok kan akmış. Portekiz kraliyet ailesi Brezilya’ya kaçmış. İşte burada tarihi müttefik İngilizler ortaya çıkarak Portekiz’i savunmuş, 1809 yılında Fransızları Porto’dan çıkarmışlar.
Abluka sonrasında ise Porto hızla gelişme başlamış. Egemen olunan kolonilerden gelen ticaret kaynaklı para ile Avrupa’nın önemli ve zengin kentlerinden biri haline gelmiş. Bugün de şehrin sokaklarında dolaşırken işte o zenginliği hissedebiliyorsunuz.