Mardin gezimize Mardin’in Simgesi Ulu Cami ile devam ediyoruz. İnşa tarihi bilinmemekle birlikte 1176 tarihinde var olduğu kayıtlarda geçen cami Mardin’deki en eski, Anadolu’daki en eski camilerden birisi.
Mardin Ovası’na hakim bir konumda bulunan cami; aynı zamanda Mardin’de en çok fotoğrafı çekilen yapı unvanına da sahip.
Cami, her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Bu nedenle bahse konu cami bölge ve civarında yapacağınız gezilerinizde ziyaret etmeniz gereken önemli bir yer. Özellikle de Mardin hakkında bir şeyler öğrenmek isteyen tarihçi arkadaşlarım için.
Ulu Cami Gezisi
Ulu Cami’ye Ulaşım
Camiye ulaşım çok kolay çünkü şehri batıdan doğuya ikiye bölen ana caddenin güneyinde eski şehrin merkezinde çarşı içerisinde yer alıyor. Minaresi ise neredeyse tüm şehirden görünüyor.
1. cadde Kuyumcular Çarşısı’na varmadan, Pamuk Camisi’nin yanından aşağı doğru inen çarşıdan camiye girebilirsiniz.
Şehir merkezinde büyük bir otopark sorunu var. Cami de eski şehir merkezinde olduğundan buraya yürüyerek ya da taksi ile gelmeniz daha doğru olur diye düşünüyorum.
Adres: 1. Cadde Altı Artuklu-Mardin, Tel: (0482) 208 10 61
Int: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/mardin/gezilecekyer/ulu-cami104232
Ulu Cami’nin Tarihi
İnşa tarihi bilinmeyen caminin minaresindeki kitabede 1176 tarihinde var olduğu geçtiğinden başlangıç olarak bu tarih kabul ediliyor. Bu binanın tarihinin Mardin’in kuruluşu ile bir olduğunu söyleyenler de var.
Cami, Diyarbekir Meliki 2. Kutbüddin İlgazi tarafından yaptırılmış ancak mimarı ile ilgili hiç bir bilgi yok.
1400 yılında Timur’un Anadolu’yu istilâsı sürecinde zarar görmüş ve bir minaresi yıkılmış.
Tahrip edilen cami Akkoyunlu ve Memlükler döneminde onarılarak tekrar ibadete açılmış.
Caminin her taraftan görünmesini sağlayan ünlü dilimli minare 1888/1889 yıllarında inşa edilmiş.
Son olarak ise 2010 yılında ciddi bir restorasyon geçirmiş.
Ulu Cami’nin Mimari Yapısı
Biraz da mimariden bahsedelim.
Mezopotamya’yı karşılayan caminin her tarafında ve Akkoyunlu dönemine ait izler görmek mümkün. Örneğin Artuklu mimarisinin en önemli özelliği olan avluyu bu camide de görebiliyorsunuz.
Cami enine dörtgen planlı olarak düzgün kesme taş ile doğu batı istikametinde inşa edilmiş ki bu da bir Artuklu mimari anlayışı.
Tam mihrap önüne gelecek şekilde dıştan yivleme tekniğiyle yapılmış dört pencereli dilimli bir kubbeye sahip. Bu dilimli kubbe mimarisini Mardin’deki daha sonra inşa edilen diğer eski ibadet yerlerinde de görebilirsiniz.
Avluya doğudan ve batıdan 2 kapıyla giriliyor.
Avludan camiye ise doğu ve batıdan ikişer olmak üzere dört kapıdan giriliyor. Bu kapılar gördüğünüz gibi oldukça basit işlemeli ağaç kapılar.
Mardin’deki medrese ve cami gibi ortak yapılarda görülen insan ömrünü simgeleyen geleneksel Artuklu çeşmesini bu avluda da görmek mümkün. Yerli halk bu çeşmelere filozof çeşme de diyor.
Hayatı simgeleyen bu çeşme sisteminde su, kaynak olarak görülen musluktan akıp küçük havuza doluyor yani çocukluk günlerini tamamlıyor. Genç olunca daha büyük olan ikinci havuza doluyor. Buradan da yaşlılığı ve ölümü simgeleyen mezar şeklindeki üçüncü havuza akıyor. Havuzlardaki dar ve geniş kanallarda hızlı ve yavaş akan su ise ömrün geçiş hızını gösteriyor.
İç yapı ise dikdörtgen kesitli kalın taş payelerle mihraba paralel üç nefe ayrılmış.
Niş alınlığı Artuklu süslemelerini barındıran mihrap ve ahşap minberi görebiliyorsunuz. Mihrap alınlığında yine Artuklu süslemeleri var. Mihrabın solunda bir Sakal-ı Şerif bölümü bulunuyor.
Ulu Cami ve Fotoğraf
Sembol yapılar her şehirde olduğu gibi kendi fotoğraf sektörünü de üretiyor tabii ki. İşte bir örnek daha merkez çarşının batı çıkışında küçücük bir çocuk beni çevirip caminin minaresi ile fotoğrafımı çekebileceğini söyledi.
İşi bildiği çevrece de desteklenince ben de ona yazının kapak fotoğrafını çektirdim. Bu çocuk harika kaçırmayın derim.
Mardin ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımız için Mardin Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Yeni yazılarımda görüşmek üzere…