Mardin gezimize Mardin’in Rasathanesi Zinciriye Medresesi ile devam ediyoruz. 1386 yılında inşa edilen medrese Mardin’deki en eski yapılarından birisi.
Mardin Ovası’na hakim bir konumda bulunan medrese; aynı zamanda Mardin’in en yüksek konumlarından birinde bulunuyor. Bunun nedeni ise o dönemde şehrin rasathanesi de olması. Burada yetişen öğrencilere sadece din değil astronomi, mantık ve edebiyat gibi diğer dersler de okutuluyormuş.
Zinciriye denmesi ile ilgili pek çok rivayet var ama bana en mantıklı geleni avluda göreceğiniz zincirin aynı zamanda bir paratoner görevi görmesi. Böylece en yüksekte bulunan bu binaya yıldırım düşmesi engellenmeye çalışılmış.
Medrese, günümüzde her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Çünkü hem tarihiyle hem şehre hem de ovaya hakim konumu ile belki de Mardin’de yeni bir şeyler öğrenebileceğiniz ve en iyi fotoğrafları alabileceğiniz yerlerden biri. Yani bölge ve civarında yapacağınız gezilerinizde ziyaret etmeniz gereken önemli bir yer.
Zinciriye Medresesi Gezisi
Zinciriye Medresesi’ne Ulaşım
Medreseye ulaşım çok kolay çünkü şehri batıdan doğuya ikiye bölen 1.Cadde’nin kuzeyinde Mardin Kalesi’nin önünde Ulu Cami’nin ise üst tarafında yer alıyor.
Şehir merkezinde büyük bir otopark sorunu var. Medrese de eski şehir merkezinde olduğundan buraya yürüyerek ya da taksi ile gelmeniz daha doğru olur diye düşünüyorum.
Adres: 1. Cadde Üstü Artuklu-Mardin, Tel: (0482) 208 10 61
Int: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/mardin/gezilecekyer/zinciriye-sa-bey-medresesi
Zinciriye Medresesi Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri
Medreseye her hangi bir giriş ücreti ödenmiyor.
Pazar günü hariç medrese her gün 09:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açık.
Zinciriye Medresesi’nin Tarihi
Medrese, son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından Ulu Cami’nin bir tamamlayıcısı olarak 1385 yılında caminin kuzeyine inşa ettirilmiş. İşin ilginç tarafı şehri işgale gelen Timur ordusu ile savaşıp yenilince bir süre bu medresede hapsedilmiş.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde hapishane olarak kullanılmış. 1925 yılında tekke-zaviye ve medreseler kapatılınca burası da bir süre askerlik şubesine çevrilmiş.
1994 yılında ise turistlerin ziyaretine açılmış. Son olarak ise 2005 yılında ciddi bir restorasyon geçirmiş.
Zinciriye Medresesi’nin Mimari Yapısı
Biraz da mimariden bahsedelim.
Mezopotamya’ya hakim bir konumda bulunan medresenin her tarafında Artuklu dönemine ait izler görmek mümkün. Örneğin Artuklu mimarisinin en önemli özelliği olan avluyu bu medresede de görebiliyorsunuz.
Medrese dikdörtgen şeklinde düzgün kesme taş ile doğu batı ekseninde 2 katlı olarak inşa edilmiş ki bu da bir Artuklu mimari anlayışı.
Medresenin doğu ve batı uçlarındaki Ulu Cami ile başlayan akımdan etkilenen dilimli kubbeler var.
Medresenin doğu tarafında ise binayı oldukça zengin gösteren yüksek anıtsal bir portali var. Portalide Artuklu ve Selçuklu süsleme anlayışını görmek mümkün.
İnşaatta tüften kesme taş ve tuğla kullanılmış. Medresenin bünyesinde ise bir avlu, bir cami ve bir türbe var.
-Cami
Cami kısmı ibadete açık ancak ara saatlerde rahatlıkla gezebiliyorsunuz.
Caminin çok güzel bir mukarnaslı kubbesi var.
Minber ise alışılanın aksine kesme taştan yapılmış.
En çok dikkatimi ise mihrabın çevrildiği taşlar çekti. Nevşehir bölgesinden getirilen taşlara cep telefonu tuttuğunuzda ışığı geçirip yeşile döndüğünü görüyorsunuz. Tüm camiye bölüştürülmüş bu kesme taşlar sayesinde içerisi her zaman aydınlık oluyor.
Bunun dışında bir sürpriz daha var. Caminin giriş duvarlarındaki alelade deliklerden fotoğraf çekerseniz fotoğraflar bir gözden bakılıyormuş gibi çıkıyor.
-Türbe
Avlunun batısında ise bir türbe var.
Bu türbede son Artuklu Sultanı aynı zamanda medreseyi yaptıran Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih yatıyor.
-Avlu
Mardindeki medrese ve cami gibi ortak yapılarda görülen insan ömrünü simgeleyen geleneksel Artuklu çeşmesini bu avluda da görmek mümkün. Yerli halk bu çeşmelere filozof çeşme de diyor.
Hayatı simgeleyen bu çeşme sisteminde su, kaynak olarak görülen musluktan akıp küçük havuza doluyor yani çocukluk günlerini tamamlıyor. Genç olunca daha büyük olan ikinci havuza doluyor. Buradan da yaşlılığı ve ölümü simgeleyen mezar şeklindeki üçüncü havuza akıyor. Havuzlardaki dar ve geniş kanallarda hızlı ve yavaş akan su ise ömrün geçiş hızını gösteriyor.
O dönemde bu havuz sistemine yansıyan gök cisimleriyle astronomi dersleri de yapılmış. İşin gerçeği zaten bu medrese o dönem için bir rasathane imiş. Bu nedenle Mardin’in en yüksek yerlerinden birine yapılmış.
Avludan Mardin ovasına bakan balkon ise medresenin en çok fotoğraf çekilen yeri.
Buradan baktığınızda Ulu Cami fonda bütün Mardin Ovası ayaklarınızın altında kalıyor.
Mardin ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımız için Mardin Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Yeni yazılarımda görüşmek üzere…