Vigeland Heykel Parkı (Vigelandsparken)

Vigeland Heykel Parkı (Vigelandsparken), Gustav Vigeland’ın eserlerinin sergilendiği bir park. Tek sıkıntısı fazla çağdaş olması :). Doğal insan yaşamı bütün çıplaklığı ile anlatılmış. Yine de gezmeye değer.

Park, Oslo’nun en büyük parkı olan Frogner Parkı’nın bir bölümünü oluşturuyor. Heykel parkı Gustav Vigeland’ın granit, bronz ve ferforje olmak üzere 200’den fazla heykeline ev sahipliği yapıyor. 

Heykeller 1940-1949 döneminde parka yerleştirilmiş olsa da tüm heykeller 40 yılı aşkın bir çalışmanın ürünleri.

Parkta Vigeland’ın heykellerinin yanı sıra yine sanatçının heykellerinin sergilendiği 1947 yılında açılmış Vigeland Müzesi (Vigeland Museet) de bulunuyor.  

Vigeland, Dünya literatüründe en önemli heykel sanatçılarından biri olarak gösteriliyor.

İlk çıkışını 1883 yılında yapan Vigeland 1943 yılında ölümüne kadar heykel, çizim ve gravür alanında binlerce çalışma yapmış.

Ancak Dünyaca meşhur olmasını yaşamın evrelerini temsil eden çalışması “Çeşme” sağlamış.

Norveç para birimi Norveç Kronu (NOK). Burada ödeyeceğiniz her 1 Norveç Kronu (NOK) = 0,67 TL (2020). Hesaplarınızı bu değere göre yapabilirsiniz.

Vigeland Heykel Parkı Gezisi

Vigeland Heykel Parkı’na Ulaşım

Burası yürüyerek Oslo’nun merkezine 3 km uzaklıkta bulunan Başkentin merkez ilçelerinden Frogner İlçesi sınırları içerisinde buluyor. 

Adres: Nobels gate 32, 0268 Oslo, Norveç Tel: +47 23 49 37 00

Int: https://vigeland.museum.no/en

Buraya 12 Numaralı Tram ile Vigelandsparken Tram Durağı’nda, 20 Numaralı Otobüs ile Vigelandsparken Otobüs Durağı’nda inerek 5 dakika içerisinde ulaşabilirsiniz.

Tek yön bilet ücreti biletmatiklerden ya da satış noktalarından alırsanız 36 NOK, şoförden alırsanız 56 NOK. Oslo Pass sahibiyseniz ücret ödemiyorsunuz.

Biz ise buraya Oslo Halkı’nın yaşam anlayışını görmek amacıyla Briskebyveien Caddesi üzerinden yürüyerek geldik. 

Böylece hem yürürken hem de bölge halkının yaşam kalitesini yerinde görebildik. Yaklaşık yarım saatlik hafif bir yağmurlu yürüyüş sonunda parka vardık. Size de tavsiye ederiz.

Vigeland Müzesi Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri

Vigeland Museet’e kişi başı 100 NOK ödeyerek girebilirsiniz. 18 yaş altındaki çocuklardan 50 NOK alınıyor. Oslo Pass sahibi olanlardan ücret alınmıyor.

Müze pazartesi hariç her gün 12:00-16:00 saatleri arasında ziyarete açık. Eğer arabanız varsa dışarıda ücretli otopark imkanı var.

Gustav Vigeland (1869-1943)

Gustav 11 Nisan 1869 tarihinde Mangal’da doğmuş.

15 yaşına geldiğinde bir ağaç oymacısı dükkanında çırak olarak çalışmak üzere bugünkü Oslo’ya yani Kristiania’ya gelmiş.

1888 yılında yeteneğine de güvenerek bir heykeltıraş olmaya karar vermiş. Stüdyo çalışmaları ve aldığı dersler ile kendini geliştirmiş.

Çalışmaları ilk kez 1883 yılında Kristiania’daki büyük Sanayi ve Sanat Sergisinde halk ile buluşmuş.

Bundan sonra çeşitli büyük sergilerde sergilenen çalışmaları büyük ressamlarca ve sanat severler ile tanışmasını sağlamış.

İlk sergi gösterimini 1889 yılında Kristiania’da Yıllık Sonbahar Sergisi yapmış. 1894 yılında ise ilk kişisel sergisini açmış.

Bundan sonra çeşitli Avrupa kentlerindeki sergilere eserleri ile katılmış. Floransa’da ise antik sanat ve Rönesans sanatından etkilenmiş ve oradaki çalışmalardan ilham almış.

Para sorunu ortaya çıkınca Trondheim’daki Nidaros Katedrali’nin heykel dekorasyon işini kabul etmek zorunda kalmış. 1898-1902 döneminde Katedral için 44 heykel yapmış.

Elde ettiği gelirler ile 1889 yılında Norveç’in önde gelen heykeltıraşlarından biri olarak Kristiania’da ikinci ve son kişisel sergisini düzenlemiş.

1901 yılında çalışmalarından dolayı Norveç Kraliyet Nişanı ile ödüllendirilmiş.

1906 yılında yaptığı çeşme modeli yaklaşık 30.000 ziyaretçiyle muazzam derecede ilgi görmüş. Böylece sanatçı uluslararası alanda da tanınmış.

1909 yılında Edvard Munch ile birlikte Kopenhag’daki Sonbahar Sanatçılar Sergisi’ne katılmış ve ikisi de sergide Norveç’in yetiştirdiği iki büyük çağdaş sanatçı olarak tanıtılmış. 

1921 yılında bir çalışma stüdyosu tahsisi ve ölümünden sonra kendi adıyla yapılacak bir müzede sergilenmesi şartıyla tüm sanat eserlerinin mülkiyetini Kristiania Şehri’ne bağışlayan bir sözleşme imzalamış. 

1924 yılından itibaren ise belediyenin onayıyla kendi çalışmalarını yapmak üzere hayatının geri kalanını heykel parkına adamış.

1929 yılında başyapıtları için St Olav Nişanı’na layık görülmüş ve öldüğü 1943 yılına kadar da çalışmalarına devam etmiş.

Vigeland Heykel Parkı (Vigelandsparken)

Vigeland’ın ölümünden sonra belediye bağış şartlarına uyarak 1950 yılında heykeltıraşın kullandığı parkta yer alan stüdyoyu müzeye çevirmiş. Bugün buradaki koleksiyonda 1.600 heykel, 12.000 çizim ve 420 gravür sergileniyor. 

Parkta yer alan unsurlar ise 4 başlıkta toplanıyor. Monolitten, Broen (Köprü), Fontenen (Çeşme) ve Smijernskunsten (Dövme Demir Sanatı).

-Monolitten

Vigeland Park’ın en yüksek noktasında ve yerden 17 m yükseklikte bulunuyor. Heykel Norveç’in Iddefjord Taş Ocağı’ndan çıkarılan bir taş bloktan oyulmuş.

Blok taş 1920’lerin sonunda parka taşınmış. Sanatçı 1924-25 yıllarında heykeli modellemiş. 1929 yılında üç taş oymacıyla başlayan çalışmalar tam 13 yıl sürmüş. 

Heykel, birbirine yapışan ve yüzen 121 insan figürünü tasvir ediyor. Farklı yaşlardaki kadınlar ve erkekler var ve en tepede çocuklar betimleniyor.

Heykel, bir tür diriliş vizyonu ve maneviyat için özlemimiz ve çabamız olarak yorumlanmış.

-Broen (Köprü)

Köprünün 58 bronz heykeli, farklı yaşlarda çok çeşitli çocuklar, kadınlar ve erkekler gösteriyor.

Burada ikonik küçük çocuk Sinnataggen’i (Kızgın Çocuk) bulabilirsiniz.

Köprüdeki heykeller için paylaşılan temalar oyun, şehvet, enerji ve canlılıktır.

-Fontenen (Çeşme)

Parktaki en eski heykel birimi. Broen (Köprü) ile Monolitten arasında yer alıyor. Bu çeşme, heykeltıraşın hayatının büyük bir parçası olmuş.

Havzanın ortasında farklı yaşları temsil eden erkeklerin betimlendiği 6 dev büyük heykel var. Bunlar ellerindeki daire şeklindeki kapları yukarı doğru tutuyor. Bu kaplardan etrafına bir su perdesi dökülüyor. Bu heykeller ile yaşamın getirdiği yük olarak yorumlanmış.

Doğurganlığın evrensel bir sembolü olan su, çevredeki korkuluk ve 20 ağaç ile yaşamın üç anlamını tasvir ediyormuş. Ağaç grupları insanın doğa ile ilişkisinin romantik bir ifadesini temsil ediyormuş. Ayrıca, çocukluk ve ergenlikten yetişkinliğe, yaşlılığa ve ölüme uzanan yaşamın evrimleşme evrelerini oluşturuyormuş.

–Smijernskunsten (Dövme Demir Sanatı)

Her ne kadar çoğu kişi tarafından kabul edilmese de buradaki kapılarda görebileceğiniz dövme sanatı da parkın bir tamamlayıcısı olarak kabul ediliyor.

Değerlendirme

Gustav Vigeland, Norveç’in yetiştirdiği önemli sanatçılardan biri. Heykelleri gerçekten dikkate değer. Eğer bu konuya ilginiz ve zamanınız varsa mutlaka bu parkı görmenizi tavsiye ederim. 

Oslo ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımız için Oslo Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla kalın.