- Bafa Gölü’nde Adalar Turu
- Çiçeği Burnunda Kanyonumuz Arapapıştı Kanyonu
- Didyma Antik Kenti ve Muhteşem Apollon Tapınağı
- Gerga Antik Kenti
Bugünkü durağım, 3000 Yıllık Tarihi ile Didyma Antik Kenti ve Muhteşem Apollon Tapınağı.
Didyma Antik Kenti, ülkemizin Dünya’ya sunduğu en özel tarihi alanlardan biri ve İyon kentlerinden daha eski bir tarihe sahip.
Antik kentin içerisinde yer alan Apollon Tapınağı dönemin ünlü kehanet merkezi, görkemli yapısı ve ustalıkla yontulmuş süslemeleriyle hayranlık uyandıran bir yer.
O dönemde kehanet insanların yaşamlarında çok önemli bir yere sahipmiş. Geleceğe dair bilgi sahibi olmak isteyen insanlar kâhinlere danışırmış. Dünya’nın her tarafından, en yüksek mertebeden en düşük mertebeye kadar her insan, kâhinlere danışmak için buraya gelir, birçok konuda danışır ve yol gösterilmesini beklerlermiş. Öyle ki Apollon Tapınağı Lidya Kralı Kroisos tarafından bile ziyaret edilmiş.
Bu kadar güzel bir yapının, insan gücünün ve emeğinin günümüze kadar gelebilmesi büyük bir şans ve eskiden olduğu gibi bugün de insanları kendisine hayran bırakıyor.
Didyma Antik Kenti Gezisi
Didyma Antik Kenti’ne Ulaşım
Adres: Yenihisar Mh., 09270 Didim/Aydın
Didyma Antik Kenti, Aydın ilinin Söke İlçesi Yenihisar (Yoran) Köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Didim merkezinin sadece 1 km kuzeyinde bulunuyor.
Söke’ye mesafesi ise arabayla 47 km. Bu mesafeyi 50 dakikada alabilirsiniz. Arabanız yoksa Söke Otogarı’ndan Didim’e giden dolmuşlarla da ulaşım sağlayabilirsiniz.
Didyma Antik Kenti’ne Giriş Saatleri ve Ücretleri
Antik kent her gün 09.00-18:00 saatleri arasında ziyarete açık. Giriş ücreti 18 TL (2020) ve müze kart ile ücretsiz giriş sağlayabilirsiniz.
Didyma Antik Kenti
Arkeologlarca Didyma kelimesinin, ’’ikizlerin tapınakları’’ ya da ‘’ikiz tapınaklar’’dan türediği şeklinde değerlendirmeler var.
Gerçekliğini kanıtlayan kesin bir tezi olmasa da Miletos’u Didyma’ya bağlayan kutsal yol kazılarında ortaya çıkan Artemis Kültü bu görüşün doğruluğunu güçlendiriyor.
Kutsal Yol, Miletos ve Apollon Tapınağı arasındaki mermerden yapılmış yaklaşık 16 km uzunluğunda bir yol. Günümüzde bu yolun büyük bir kısmı toprak altında.
Didyma, bir antik kentten ziyade aslında dönemi itibariyle kutsal bir mekan.
Burası antik dünyanın en önemli kehanet merkezi olarak kabul ediliyor çünkü Apollon’nun Evi olan Apollon Tapınağı bu antik kentin bünyesinde yer alıyor.
Kimdir bu Apollon? Apollon mitolojide güneşin, ışığın, tıbbın, müziğin, sanatın ve biliciliğin (kehanet) tanrısı. Yalan söylemediği için gerçeğin tanrısıdır aynı zamanda.
Yunan mitolojisinde Zeus ve Letos’nun oğlu, Ay tanrıçası Artemis’in ikiz kardeşi. Efsaneye göre Artemis, kardeşi Apollon’dan bir gün önce doğmuş. Fakat Letos’un Apollon’u doğuracak gücü kalmamış. Artemis kardeşi Apollon’un doğum sırasında annesine yardım etmiş.
Artemis’e adanan tapınak ise Efes Antik Kenti’nde bulunan Dünya’nın 7. Harikası’ndan biri kabul edilen Artemis Tapınağı. İkiz kardeş olmalarından dolayı tapınaklarının da aynı olması gerektiğini düşünmüşler ve Apollon Tapınağı’nı da Artemis Tapınağı’nın bir benzerini yapmak istemişler.
Apollon Tapınağı
Efsaneye göre Tanrı Apollon İda Dağı’ndan inip Didyma’ya gelmiş.Orada çobanlık yapan Brankhos ile karşılaşmış. Onun nazik tavırlarından hoşlanan Apollon, ona biliciliğin (kehanetin ) sırlarını öğretmiş. Öğrendiği tanrısal sırları insanlara aktarma amacındaki çoban Brankhos, bugünkü Apollon Tapınağı’nın bulunduğu yerdeki defne ormanı ve su kaynağının hemen yakınına tanrısı Apollon adına ilk tapınağı kurmuş. Çoban Brankhos’un soyundan gelenler uzun yıllar bu tapınağın yöneticiliğini yapmışlar. Bu soydan gelenlere ‘’Brankitler’’ , Didim’e de “Brankhidai” de denmiş.
Daha sonra Miletoslular Tanrı Apollon adına MÖ 8. yy.da kerpiçten yapılmış küçük ve gösterişsiz yeni bir tapınak inşa etmişler. Tapınak Pers Kralı Darios ile yaptıkları savaşta yakılıp yıkılmış.
Çatısız iç avludaki bronzdan yapılmış 25 m yüksekliğindeki Apollon Heykeli ise Pers Kralı Darius’un emriyle yok edilmiş.
Makedonya Kralı Büyük İskender Persleri yenince tapınağın yeniden ve çok daha büyük olarak yeniden inşa edilmesini emretmiş.
M.Ö. 300 yılında ´de günümüzdeki Tapınak, Efesli Paionias (Efes’teki Artemis Tapınağını’nın inşasında da bulunmuştur) ve Miletos´lu Daphnis tarafından inşasına başlanmış.
Tapınağın ölçütlerini o kadar büyük tutmuşlar ki bu yüzden üstü kapatılamamış ve çatısız olarak kalmış. Yapımı yüzlerce yıl sürmüştü ve savaşların sürekli devam etmesiyle hiçbir zaman tamamlanamamış. Tamamlansaydı eğer belki de 8. Harika olarak anılıyor olurdu. Apollon Tapınağı bugün Efes’teki Artemis Tapınağı ve Sisam Adasındaki Heraion Tapınağı’ndan sonra Helenistik çağın en büyük 3. Tapınağı.
Medusa Heykelleri
Apollon Tapınağı’nın bahçe giriş bölümünde Medusa heykelleri yer alıyor. Medusa, Yunan mitolojisinde yılan saçlı, sivri dişli, dişi canavar ve Gordon adı verilen üç kız kardeşten biri.
Kardeşlerinden farklı olarak Medusa ölümlü. Gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılıyor.
Tapınaklarda Medusa kabartmalarının, resimlerinin kullanılmasının amacı ise antik çağlarda bulundukları yerleri kötülüklerden korumasıymışdır. Pek çok örneği bulunan Medusa başı kabartması İstanbul’daki Yerebatan Sarnıcı’nda ve Efes Antik Kenti’nde görmek mümkün.
Kehanet Ayini
Kâhin ve kâhineler ayin yapmadan önce kutsal su ile yıkanmak zorundaymış.
Bilgi almak için gelen kişiler ise konuya göre belli bir ücret verme mecburiyetindeymiş.
Tapınağa kurban da sunulurmuş ancak Apollo’nun kararına bağlıymış.
Kurban edilecek hayvan önce kutsal su ile yıkanırmış. Eğer hareketsiz kalırsa istek yerine gelmeyeceğine inanıldığından hayvan serbest bırakılıyor, kurban eğer ki çırpınır mücadele verirse sunağa yatırılıp kesiliyormuş. Daha sonra kurbanla birlikte istekler rahipler tarafından Apollon’a gönderiliyormuş. Daha sonradan bu ayinler şeytani olduğu düşünüldüğünden tek tanrı inancına inanlar tarafından yasaklanmış.
Apollon Tapınağı’nda ilk kazı çalışması, İngiliz Arkeolog Charles Thomas Newton başkanlığında 1858 yılında başlamış ve bugün ise Alman arkeologlar tarafından halen kazı çalışmaları sürdürülüyor. Eğer Didim tarafına yolunuz düşerse mutlaka antik kenti gezin ve o kehanet günlerini tekrar hayal edin. Yeni yazılarda görüşmek üzere..
Aydın ve çevresi ile ilgili yazılarımız için Aydın Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayınız.