- 1200 Yılından Kalan Gol Stave Kilisesi
- Norveç Kültürel Tarih Müzesi, Dünya’nın İlk Açık Hava Müzesi
- Viking Gemi Müzesi (Vikingskipshuset)
- 2 Kutbun Kaşif Gemisi Fram Müzesi (Fram Polarskip Museet)
- Oslo Botanik Bahçesi (Oslo Botaniske Hage)
- Oslo Ulaşım Sistemi
- Modern Kaşifler Kon-Tiki Müzesi (Kon-Tiki Museet)
- Müzeler Yarımadası Bygdøy
- Oslo’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Munch Müzesi (Munchmuseet)
- Grünerløkka, Muhteşem Bir Kentsel Dönüşüm Örneği
- Vigeland Heykel Parkı (Vigelandsparken)
- Holmenkollen, Norveç’in Kayak Merkezi
- Sognsvann Gölü, Kuzeyde Bir Cennet
- Heggholmen Gressholmen Rambergøya Adası Gezimiz
- Lindøya Adası Gezimiz
- Hovedøya Adası Gezimiz
- Baharda Yaptığımız Oslo Gezisi
Oslo Fiyordu’ndaki ikinci yazım en çok yerleşimin olduğu Lindøya Adası Gezimiz ile ilgili olacak. Başkentin hemen güneyinde yer alan Lindøya Adası Gamle Oslo ilçesi’ne bağlı.
Adada yaşam 1700’lü yıllardan itibaren başlamış. 1920’li yıllarda ada Norveç havayolu şirketi Det Norske Luftfartrederi ve bahse konu şirkete ait deniz uçakları için üs görevi görmüş.
Bugün ise kırmızı, sarı ve yeşil yaklaşık 300 kadar yazlık ev ile sanırım fiyordun en pastoral ve bana göre ise en güzel adası. Genel olarak adalar içerisinde nüfus bakımından en çok yerleşim olan yer.
Adalılar burada o kadar güzel bir düzen kurmuşlar ki sanki her şeyimiz var tek isteğimiz burada ölmek gibi bir hava hakim.
Adanın kuzey ve orta bölgeleri ise doğa rezervleri olarak kabul ediliyor.
Adanın doğu bölgesi daha çok tekne bakım işlerine ayrılmış durumda. Bu teknelerin çoğu da görülen ev sahiplerine ait zaten.
Ayrıca gördüğüm kadarıyla buradaki adalar içerisinde yaşam da olması sebebiyle balıkçılık yapılan tek ada da bu ada. Evet artık yolculuğumuza başlayabiliriz sanırım.
Norveç para birimi Norveç Kronu (NOK). Burada ödeyeceğiniz her 1 Norveç Kronu (NOK) = 0,67 TL (2020). Hesaplarınızı bu değere göre yapabilirsiniz.
Lindøya Adası Gezisi
Lindøya Adası’na Ulaşım
Ada Oslo Fiyordu B1 Adalar Hattı üzerinde bulunuyor.
B1 Adalar Hattı Aker Brygge-Hovedøya-Bleikøya-Gressholmen-Lindøya øst-Lindøya vest-Nakkholmen-Hovedøya-Aker Brygge rotasında 1 saatte tamamlanan bir hat.
Feribot seferleri 07:30’da başlıyor. Adalarda bilet satışı yok. Bu nedenle ücreti gidiş dönüş olarak alıyorlar.
Tek yön feribot bileti 36 NOK (6-17 yaş çocuklar için ücret yarıya düşüyor.), teknede alırsanız 56 NOK.
Oslo Pass Kartı ya da Günlük Kart sahibiyseniz ücret ödemiyorsunuz. Lindøya vest ve Lindøya øst olmak üzere adanın 2 iskelesi var. Tekne gelirken önce doğu sonra dönerken batı iskelesine uğruyor.
Adaya varmak 15-20 dakika sürüyor. Son feribot seferi 17:58’da bitiyor. Saatler ve iskeleler için tıklayınız.
Lindøya Adası
Planımız adanın Lindøya øst İskelesi’nde inip bütün adayı kat ettikten sonra Lindøya vest İskelesi’nden geri dönmek. Bu çerçevede ilk olarak yokuş yukarı batıya doğru yol alıyoruz.
-Adanın Güneydoğu Bölümü
İlk olarak danın güneydoğu bölümünü gezeceğiz.
İlk dikkatimizi çeken sarı boyalı evler oluyor. Özellikle hava açık iken bu renk harika gözüküyor.
Ben de dayanamayıp burada bir fotoğraf çekiliyorum.
Gördüğünüz gibi dışarıya kardan yağmurdan etkilenmeyen oturma grupları koymuşlar. Hemen yanında da barbekü donanımı var.
İşte başka bir ev. Burası Norveç olmasına rağmen Nisan ayında insanlar evlerinin bahçesinde çıplak oturabiliyor.
Biz bağımsız olarak gezerken etrafta rehberli tur yapan turist gruplarına rastlıyoruz. Selamlaşıp devam ediyoruz.
Şu an adanın en yüksek tepe konumundayız. Adanın tüm güney bölümünü buradan izleyebiliyoruz.
Biraz daha batıya gittiğimizde yeni bir bot iskelesine rastlıyoruz. Hemen üzerinde de bu görüntüye. Aklıma İstanbul geliyor. Bizim insanımız yazlık bölgelerde bile site adıyla iç içe otururken böyle bir yaşama sahip olmak….
Adada yüzmek için en iyi yerler adanın bu bölümünde bulunuyor. Kabel Sokağı da denen bu bölüm tamamen kayalık sağlam bir zemine sahip.
Tekrar geri döndüğümüzde tepede bu güzel çizgi film evi ile karşılaşıyoruz. Baharda çiçek açan ağaçlarla birlikte harika bir sahne oluşturmuş.
Geri dönerken evlerin girişleri dikkatimi çekiyor. Kapıların giriş bölümlerine tablo asabilecek kadar estetik sahibiler.
Aslında bu ev bizim belki de ileride oturmak istediğimiz hayalimizdeki sarı panjurlu ev. Anı olması ve ileride bu renkleri kullanmak maksadıyla fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyoruz.
İnanılmaz değil mi? Bu muhteşem fotoğrafları da çekildikten sonra artık tepeden inip adanın orta bölgesine geçiyoruz.
-Adanın Orta Bölümü
Tepeden indikten sonra yat limanı için oluşturulan alanın kenarından geçerken adanın ne kadar sağlam bir zemine sahip olduğunu kendi gözümüzle görüyoruz.
Bu konu ile ilgili soru sorduğum bir adanın yerlisi de düşüncelerimizi kesin olarak teyit ediyor.
Adanın orta bölümünde daha değişik şekilli çiftlik evleri ile karşılaşıyoruz. Bu gördüğünüz ev ise 1750’li yıllarda bir han olarak kullanılan adaya gelenlerin konakladığı “Stamhuset”.
Evin kapısında yazan bu işaret hepimizi gülümsetiyor.
ve yine basit ama muhteşem bir ev.
Kim böyle bir evde oturmak istemez ki…
Adanın artık doğa rezervleri olarak kabul edildiğinden orta bölgelerinde ilerliyoruz. Burada bir futbol sahası/etkinlik alanı ile karşılaşıyoruz.
Videoda da göreceğiniz gibi bu bölgede flora ve fauna ciddi şekilde korunuyor. Bu nedenle burada kamp kuramaz veya ateş yakamazsınız! Ancak uyarılara göre böğürtlen ya da mantar toplayıp balık tutabiliyorsunuz.
Etkinlik sahasının biraz ilerisinde bir doğal gölet ile karşılaşıyoruz. Böyle küçük bir adada bir de gölet olması gerçekten harika.
Burası sanırım aynı zamanda adanın toplanma yeri de. Bir süpermarket ve çocuklar için lunapark aletleri bile var. Adanın orta bölümünde yer alan doğa rezervleri de bitirip artık adanın batı tarafına geçiyoruz.
-Adanın Kuzeybatı Bölümü
Adanın batı tarafında dikkatimizi çeken şey güneydoğu tarafında olduğu gibi dağınık bir yerleşim yerine toplu bir yerleşim olması.
Buradaki evler de doğudaki evler gibi hayatın tüm tadını çıkarmak için yapılmış rengarenk evler.
Buradaki evlerde de en çok dikkatimi çeken husus evlerin hepsinin tam donanımlı olması ve bu donanımların da dışarıda olması oldu.
Açıkçası bu kadar soğuk bir ülkede bu donanımlar dışarıda ve özgür iken ülkemizde hala geçerli olan site anlayışının ne kadar hayat fakiri olduğunu görüyorsunuz.
Burada da adadan ayrılmadan önce son fotoğraflarımızı çekiliyoruz.
Lindøya Adası Geri Dönüş
Yaptığımız gezi sonucunda geri dönmek üzere batı iskelesine ulaştık ve malesef istemesek de artık geri dönme vakti geldi.
Oslo’ya yolu düşen herkesin bu adayı görmesini tavsiye ediyorum. Adaları gezmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki gezi noktamız Hovedøya Adası olacak. Sağlıcakla Kalın.
Oslo ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımız için Oslo Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın.