Bugün çoğu tarih kitabında Moskova; Napolyon’un Aşkı, Rusya’nın Kalbi aynı zamanda ihtişam ve görkemin merkezi olarak tanımlanıyor.
850 yıllık geçmişiyle 12. yy.daki bir kasabadan gelip dünya tarihinde yüzyıllar boyu iktidarın, gücün, sanatın simgesi olan şehir; artık günden güne içinde doğu ile batının birlikte yapılanma sürecini yaşıyor.
Şehir, artık tarih kokan, eğlenceli, pahalı da olsa aradığınız her şeyi bulabileceğiniz, Rusların özellikle de kadınların metroda ve her oturdukları yerde çılgınlar gibi kitap okuduğu Dünya’nın en büyük beş sanat, kültür ve ticaret metropolünden biri.
Moskova, Dünya’daki en özel ve kendine özgü karizmatik bir şehir. Amsterdam ile Prag’ı ve Paris ile Londra’yı bazı açılardan birbirine benzetebilirsiniz ancak Moskova’yı benzetecek bir şehir bulamıyorum, başka türlü bir şehir.
Moskova Gezisi
Moskava’ya Gidiş
4 gün olarak planladığım seyahatim değişimin hızla sürdüğü bir dönemde 90’ların sonuna doğruydu. Moskova seyahatim;1989’da başlayan değişim rüzgarlarının etkileri dönem dönem genellikle siyasi bazen de ekonomik açıdan hızını kesse de o günlerden bu yana devam ediyordu.
İstanbul’dan 3 saatte ulaşılan Moskova Sheremetyevo Havaalanı’nda garip bir değişim olgusu yaşadım. Ülkenin para birimi Ruble ama $ ve €’yu metro hariç her yerde kabul ediyorlardı. İstanbul’dan saat farkı ise sadece -1 idi.
Eski bir havaalanı olan Sheremetyevo Havaalanı’nda o dönem duvarlardaki renkler soluk ve tavanda 1950’li yılları hatırlatan kesilmiş variller tarzında fazla ciddi aynı zamanda soğuk savaşı hatırlatan bir dekorasyon göze çarpıyordu.
Bununla birlikte duvarlarda Mc Donald’s ve Coca Cola reklamları Soğuk Savaş’ın ardından yaşanan Rusya’nın yaşadığı entegrasyon dönemini en iyi şekilde ortaya koyuyordu. Havaalanı şehire 30 km uzaklıktaydı. Shuttle servisi kullanarak yaklaşık 30 $ karşılığında şehir merkezine gidebilmiştim.
Havaalanından bir taksi kiraladım ve şehir merkezine kadar taksi şoförü ile hiç konuşmadan hatta merhaba bile demeden yolculuğu bitirdim. Bu kabalık derecesindeki sessizlik; Rus erkeklerinin ve genelde eski demir perde erkeklerinin en net özelliklerinden biri olsa gerekJ
Bu arada yol boyunca görebileceğiniz özellikle Amerikalı, İtalyan ve Fransız şirketlerinin reklam panoları bir an insana ben nereye geldim, nerede bu demir perdeden kalanlar, nerede bu millet dedirtiyordu J
Cosmos Hotel
Şehirde kalacağım otel olan Cosmos Hotel’e geldiğimde birçok açıdan şaşkınlık geçiriyordum. O dönem; Batılı ülkelerin, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali nedeniyle katılmadıkları 1980 Moskova Yaz Olimpiyatları için yapılan dev Cosmos Oteli, 1777 odalı, 5.000 yataklı ve içinde kolayca kaybolunacak kadar büyüktü.
Otel fiyatı; gecelik 150 $ civarıydı ama oda Kremlin’i görüyorsa ücret 450 $’a kadar çıkabiliyordu! Fuar zamanları ise fiyatlar 3000 dolara kadar çıkabiliyordu.
Otel lobisinde otururken son derece güzel hayat kadınları sanki bir defile yaparmışçasına lobide dolanıyor ve turistlerle birkaç dilde pazarlık yapabiliyorlardı.
Birkaçıyla konuşma fırsatı bulduğum da bu kadınların, hemen hemen hepsinin üniversite mezunu olduğunu aralarında doktor ve mühendislerin dahi bulunduğunu öğrenmiş çok şaşırmıştım. Yaptıkları işi sevmeseler de bir anlamda doğu ile batı arasındaki entegrasyon sürecinde ciddi ekonomik sıkıntıların bir anlamda kurbanı olmuşlardı.
Gece olup da Cosmos Hotel’in Casinosuna indiğimde; çok fazla kumarhane görmesem de bir bu kadar ciddi bir kumarhane ortamı ilk defa görmüştüm.
Sonradan öğrendiğim kadarıyla ve bana anlatılan o ki; o dönemler de Casino’dan kazanarak çıkan pek olmuyormuş, kazananın peşine takılan bir takım adamlar kazanılan parayı otelden çıkıldıktan sonra bir şekilde alıyorlarmış. Hatta kesin olarak doğrulayamasam da o dönem 10.000 $ kazanıp Casino’dan çıkan bir adamın otel çıkışı dövülüp hastanelik edildiğini duydum (tabii bu yaklaşık 20 yıl önceki bir durum)
Gecenin ilerleyen saatlerinde odama çekilip uyumuştum. Gece yarısı kapının çalınmasıyla fırladım ve 40 yaşlarında bir kadın ile 20 yaşlarında bir kadın otel odamın kapısında duruyordu, Daha yaşlı olan kadın,20 yaşlarında bir kız için “sizde kalmasını ister misiniz, 100 $” diye sormuştu. Neyse onları da gönderdikten sonra rahatça uyuyabilmiştim.
Moskova’da Gördüğüm Hayat
-Moskova Kışı
Şehirde bulunduğum Aralık ayı boyunca, yılın diğer 6 ayı gibi karlar içindeydi.
Otobüs ile yaptığım şehir turunda şehir içindeki küçücük tepelerde bile kayak yapan Rusları şaşkınlıkla ve keyifle izlemiştim.
Böyle soğuk bir havada en güzel şey sıcak bir kahve. Tur sonrası tavsiye edebileceğim tarihi ve otantik Puşkin Cafe’de bir kahve içmiştim.
-Moskova’nın Güzel Kadınları
Kış mevsiminin soğuk ve karlı havalarında giyilen kürkler ve pahalı deriler ise Rus kadınları arasında tam bir zenginlik ve statü göstergesiydi.
Hemen belirtelim Rus kadınları gerçekten çok güzel ve bakımlı, kendi hayat koşuşturmaları içinde bu güzel kadınların en çoğunu görebileceğiniz yer de Moskova Metrosu. Metroda sürekli kafalarını kaldırmadan kitap okuyorlar.
Rus kadınları, bakımlarına o kadar çok önem veriyorlar ki ihtiyacını duydukları ya da istedikleri bir parfümü, çantayı ya da ayakkabıyı alabilmek için otobüsle gittikleri 3-4 kilometrelik bir yolu her gün yürümeye ya da öğlen yemeklerini yememeye razılar.
Bütün bunlara rağmen sokakta ya da metro da karşılaştığınız 45-50 yaş üzeri Rus kadınları ise beyaz tenlerinin yıllar içinde yıpranması nedeniyle o ünlü güzelliklerini kaybediyor.
Moskova’da Trafik
Moskova Dünya’da trafiği ile ünlü bir şehir. Trafik bir felaket ve taksi sayısı çok az ama evden işe ya da işten eve arabasıyla dönen birini el işaretiyle durdurup, bir pazarlık aşamasından sonra kendinize bir taksi oluşturabiliyorsunuz.
Arabasına bindiğiniz kişi bir doktor, yönetici, avukat ya da işçi de olabilir ancak bu işin Rusların geliri arttıkça daha ne kadar süreceği belli değil, belki de bu taksi sistemi yakında çökebilir.
Bu arada organ mafyası söylentilerinin bitmek bilmediği metroya da gece geç saatlerde sakın binmeyin. Moskova’da en güzeli gündüz metro ve gece taksi ile ulaşım sağlamak.
Moskova’da Eğlence
Dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olan Moskova’da gece hayatı çok hızlı ve keyifli olsa da hem çok harcamamak hem de beklenmedik birçok kötü sürprizle karşılaşmamak için dikkatli olmak şart.
Rus Halkı genelde maaşları az olsa da bir şekilde gelirlerinin üzerinde yaşayabilen insanlar, işte bunun nasıl olduğunu 30 yıldır bende anlayamıyorum.
Bu arada gece eğlenmek için tavsiyem, Propaganda Gece Kulübü ve Night Flight Gece Kulübü’nden dönem dönem biraz uzak durmak gerekebilir, bazen biraz tehlikeli olabiliyor. Bu arada gece kulüplerinde kapıdaki güvenlik görevlileriyle ve içeridekilerle tartışmamak lazım hem sizi anlamıyorlar hem her konuda haksız çıkabilirsiniz, Aman dikkat!!
Devamlı Pasaport Kontrolü
Gece 22:00‘den sonra tek başına dışarı çıkmak ve günün her saatinde olası pasaport soran bir polisle tartışmak yanlış olabilir, bir dikkat daha!! Bana Kremlin’de Pasaport soran polis biraz sevimsiz görünse de aynı ciddiyetle pasaportumu gösterip yoluma devam ettim.
Baltacı Mehmet Paşa ile Çariçe Katerina
Yeri gelmişken tarihimizde sansasyonel bir anlam taşıyan Baltacı Mehmet Paşa ile Çariçe Katerina arasında ki aşkı ve Osmanlı Ordusu’nun neden Rusya Kuşatması’ndan geri döndüğünü sorduğum birkaç Rus böyle bir aşkın hiçbir zaman yaşanmadığını, Katerina’nın Osmanlı paşasına geri çekilmek için hiçbir zaman hazine ve mücevherler vermediğini ayrıca çirkin bir kadın olduğunu ve kuşatmanın da askeri şartlar nedeniyle kalktığını söylüyorlar.
Moskova’da Gezdiğim Yerler
-Kızıl Meydan
Mozkava’da ilk gezi durağım içinde Kremlin’ide barındıran Kızıl Meydan’dı. Rusya’da merkez Kızıl Meydan ve bütün uzaklıklar Kızıl Meydan’dan hesaplanarak ölçülüyor.
Moskova deyince ilk akla gelen yer olan Kızıl Meydan (gerçekte adı Cresna yani Güzel Meydan, zamanla o dönemin ve rejimin etkisiyle Türkçeye Kızıl Meydan olarak çevrilmiş) 6-7 futbol sahası büyüklüğünde Kremlin Sarayı’nın surlarının önünde görkemli ve insanın içinde heyecan uyandıran bir meydan.
Kızıl Meydan’ın içindeki Kremlin Sarayının önünde bayrak çekiliyse bu Devlet Başkanı Putin’in o anda sarayda çalıştığını gösteriyor.
Kızıl Meydan’da çok sayıda turist yer alıyor. Alanın ihtişamı ve belki de turistler defalarca televizyonda askeri törenlerde ki Rus askerlerinin muhteşem geçiş törenlerini izledikleri için bu alanda kimse mutluluğunu gizleyemiyor. Zaten çekilen Moskova tatil resimlerinin neredeyse tamamı hep burada çekiliyor.
Meydanın tam ortasında yer alan ve bir odadan girilen bölümde, yerin iki kat altında ünlü Rus devlet adamı Lenin’in mumyasını görebilmek mümkün ancak bir iki saniye için ve fotoğraf çekmeden!
Bu arada fazla ve dikkatli bakarsanız arkadan gelen bir asker sizi dürterek hemen Lenin’in önünden yolcu ediyor.
Kızıl Meydan’ın hemen yanındaki 24 saat boyunca yanan ve sürekli bir manga askerin nöbet tuttuğu adı ‘’Edebi Ateş’’ olan meşale 2. Dünya Savaşı’nda kaybettikleri Rus Askerlerin anısı için gerçekten etkileyici bir görüntü veriyor.
Moskova’da Kremlin’in içinde Kızıl Meydan ve şehir merkezinde çok sayıda turistin ziyaret ettiği tarihi Katedrallerde bulunuyor. Bunların en ünlüsü ise Dünyaca ünlü ve Kremlin’in simgelerinden Aziz Vasil Katedrali,Katedral şeklen ve rengiyle soğana benziyor ve 1561’de yapılmış.
-Moskova Metrosu
Moskova’da tur programlarında yer almasa da görülmesi gereken belki de en önemli yer Moskova Metrosu’dur.
2. Dünya savaşı sırasında esir askerlere yaptırılan Moskova Metrosu, yürüyen merdivenlerinden aşağıya baktığınız zaman 100-150 m yükseklikten başınızın dönmesi muhtemel bir yer.
Moskova Metrosu’nda Kiril Alfabesi kullanılsa da doğaçlama olarak gideceğiniz yeri bulabilmeniz mümkün ayrıca metro da istasyonlar arasında kaybolmaktan korkmayın çünkü bu da çok keyifli.
Moskova Metrosu bulunan gördüğüm tüm istasyonlar da dev tablolar birkaç insan büyüklüğünde ki dev bronz heykeller ve diğer sanat eserleriyle paha biçilmez müzeleri andırıyor.
Moskova Metrosu’ndaki bir istasyonda ki tüm sanat eserlerini net bir şekilde görebilmek için en az birkaç saat gerekli çünkü Moskova’da yüzlerce istasyon yer alıyor. Moskova’ya Türkiye’den sadece metro turları bile düzenlenebilir.
-Arbat Sokağı
Moskova’ya gelen turistlerin uğrak yeri ve mutlaka görülesi bir bölge.
Moskova’ya giden hemen hemen tüm Türkler’in İstiklal Caddesi’ne benzettiği ünlü Arbat Sokağı hem tarihi binaları hem de mistik ortamı ile insanı birkaç yüzyıl öncesine götürüyor.
Ünlü Puşkin Tiyatro ve Balesi de bu sokakta bulunuyor.
Arbat Sokağı araçlara kapalı olsa da yanınızdan hızla birkaç Range Rover geçerse tepki göstermemiz de yarar var, kim ve neden orada olduklarını ve o sokağa nasıl girdiklerini anlamak çokta zor olmasa gerek!
-Moskova Uzay Müzesi
Her yaştan turistin keyifle gezebileceği ve uzay araçlarıyla fotoğraf çektirebileceği eşine ancak ABD’de rastlayabileceğiniz şehir merkezinde bir müze.
-Nazım Hikmet Ran
Gezimin son günü Moskova’ya giden bir çok Türk’ün uğradığı ünlü Türk şair ve düşünce adamı Nazım Hikmet Ran’ın bulunduğu mezarlığa gittim.
Çok bakımlı ve Rüzgara Karşı Yürüyen Adam Nazım Hikmet’in mezarının başında bu konsepti yansıtan heykelinden mezar taşı bulunuyor. Ayrıca Moskova’da son yıllarını birlikte geçirdiği güzeller güzeli Vera’da yanında yatıyor. Şehir merkezine uzak değil ve Mavi Gözlü Dev’in hayranları için görülmesi gereken bir yer.
Moskova’da Ne Yenilir? Ne İçilir?
Rus yemekleri için çok güzel kelimeler kullanamayacağım. Yağsız, tuzsuz ve bu özellikleriyle Türk mutfağından çok uzakta.
Genellikle de yemeklerinde kırmızı ete daha az yer veriyorlar. Ispanak ve lahana türü yemeklerin ağırlıkta olduğu için, benim gibi bir Türk’ün 10 gün boyunca sadece tavuk eti yediğine şaşırmamak gerek.
Ruslar lüks restoranlarında her dönem Sushiye bayılıyorlar. Rusların favori içkisi Votka diye bilinse de Bira’yı daha fazla içiyorlar. Eğer araba kiralarsanız trafik kontrolünde yarım bardak biraya bile ceza kesiliyor, bir dikkat daha!!
Moskova’da Alışveriş
Daha sonra ise Londra ve Paris’teki Alışveriş merkezlerinden bile markalar ve keyifli gezmek açısından üstün olan ve Türk Mütahitlerinin Renovasyonunu gerçekleştirdiği Tverskaya Ulitsa Alışveriş Merkezi’ne gittim.
Gerçekten kaçırılmaması gereken bir yer ve bizim alışveriş merkezlerinden çok daha farklı bir konsepti var.
Yine Arbat Sokağı’nda çok sayıda turistik eşya mağazası ve her çeşidinden matruşkaları da bulabilmek mümkün.
Sonuç olarak Moskova, Dünya’da mutlaka görülmesi gereken en özel birkaç şehirden biri ve bir kere gördükten sonra yine görmek isteyebileceğiniz bir şehir.
Her mevsim güzel ve en az 5 gün ayırarak keyifle gezebileceğiniz bir şehir, tabii daha fazlası da olabilir. Moskova benim en etkilendiğim bir numaraya koyacağım yer ve defalarca gezmek istediğim mekan ise kesinlikle sanat, tarih ve gerçek Rusya’yı anlatan inanılmaz Moskova Metrosu. Yeni yazılarda görüşmek üzere…