Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Yaşarken Yapılacaklar Listesi’ndeki Angkor Wat

This post is part of a series called Kamboçya Gezi Rehberi
Show More Posts

Yazar : Tülay Özbay

Bugünkü yazımın konusu Yaşarken Yapılacaklar Listesi’ndeki Angkor Wat. Bildiğiniz gibi 4 ülkeyi kapsayan 2009 tarihli seyahatimizin ilk etabına “Başkent Bangkok’tan Kamboçya Sınırına Tayland” yazısı ile başlamıştım. Şimdi 2. etaptayız. Kamboçya’ya, Seam Reap’e Angkor Wat’ı görmeye gidiyoruz.

Kamboçya benim için Angelina Jolie😊 yani Lara Croft diğer bir deyişle Angkor Wat demek. O filmi seyrettiğimden beri her yere yayılan ağaç kökleri arasından yükselen tapınağı ve bu tapınağa ev sahipliği yapan ülkeyi görmeyi hayaller olmuştum. Angkor Wat, Ölmeden Önce Yapılacaklar Listeleri’nin -ki ben ona Yaşarken Yapılacaklar😊 demeyi tercih ediyorum- demirbaşlarından biri.

Seyahatlerimizin Vazgeçilmezi Lonely Planet Kitapları

Tayland-Kamboçya-Vietnam-Laos’u içeren dört dörtlük seyahatimizin nasıl vücut bulduğunun hikayesini bir önceki yazımda anlatmıştım. Bu seferki seyahatte çekirdek ailemizin haricinde, can arkadaşımız Metin de bizimleydi. Tam anlamıyla dört dörtlük bir seyahat. 😊

2009 yılında, oğlumun ilkokul birinci sınıftaki sömestir tatilinin tamamına yayılan seyahatin akışını, nerede olduğumuzun daha iyi anlaşılması için tekrar hatırlatmak isterim:

Yola, karnelerin alındığı Cuma gününün gecesi çıktık. Dönüşümüz ise 2 hafta sonraki Pazar günü oldu.

  1. Gün, 23 Ocak Cuma : Türkiye İstanbul -Tayland Bangkok(uçak)
  2. Bangkok -Aran (Taksi)
  3. Tayland Aran – Kamboçya Siem Reap (tuktukla sınır – sınırdan Taksi)
  4. Siem Reap -Angkor Wat ( tuk tuk )
  5. Siem Reap – Phnom Phen ( otobüs)
  6. Phnom Phen – Vietnam Ho Chi Minh City (otobüs)
  7. Ho Chi Minh City(Saigon) -Mekong Deltası (otobüs, tekne)
  8. Ho Chi Minh City -Hanoi (uçak)
  9. Hanoi- Halong Bay (otobüs, tekne )
  10. Halong Bay-Hanoi ( tekne, otobüs )
  11. Hanoi
  12. Hanoi- Laos Luang Prabang (uçak)
  13. Luang Prabang
  14. Luang Prabang-Viantiane (uçak), Viantiane – Tayland sınırı-Bangkok(tren)
  15. Bangkok
  16. Bangkok
  17. Gün, 8 Şubat 2009 Pazar: Bangkok-İstanbul Türkiye (uçak)
Kamboçya

Bu yazıda ise gezimizin Tayland-Kamboçya sınırından başkent Phnom Phen’e gidiş için yola çıktığımız 3 günlük bölümünden bahsedeceğim. 

Kamboçya

Yeni bir ülkedeyiz. Dolayısıyla Seam Reap keşfi öncesi kısa bir Kamboçya tanıtımı yapalım:

Kamboçya, Uzak doğuda Çinhindi olarak bilinen bölgede bulunan bir Asya ülkesi. Komşuları ise seyahatimizin diğer 3 ülkesi yani Tayland, Laos ve Vietnam.

3 kara komşusunun haricinde batı yakasında Tayland Körfezi sayesinde su yüzü de gören bir ülke Kamboçya.

Türkiye ile kıyaslandığında alan olarak % 23, nüfus olarak ise % 30’una tekabül eden minik bir ülke.

Ülkenin başkenti ise Phnom Penh. Seam Reap’ten sonra başkente geçeceğiz. Yani bir sonraki yazımızın konusu Phnom Penh olacak.

Kamboçya’nın resmi dili Khmer. Ülkede, sömürge geçmişi nedeniyle Fransızca ve İngilizce de konuşuluyor.

Ülkenin resmî dini Budistlik. Nüfusun yaklaşık % 97’si Therevada Budist öğretilerini takip ediyor.

Anayasal monarşiye sahip ülkede Kral devletin, Başbakan ise hükumetin başı olarak görev yapıyor.

Tayland-Kamboçya Sınır Geçişi

-Vize İşlemleri

E-vize olarak ya da kapıdan alınabilir. Şu anda on-line alındığında 30 $ +7 $ hizmet ücreti alınıyormuş. On-line alındığında, sırada fazla beklemeden geçme avantajı var.

Biz seyahatimiz esnasında kara geçişi yapmış ve başvurumuzu da o esnada gerçekleştirmiştik. Sıkıntı yaşamadık. Az biraz kazık yedik ama süper hizmet aldık, kazığı helal ettik.😊

Vize hikayemiz şöyle… Tayland’ın sınır şehri Aran’da kaldığımız otelde kahvaltımızı ettikten sonra Kamboçya sınırına gitmek için tuttuğumuz tuktukçu amca bizi sınır diye başka bir yere götürdü (müş) ve oradaki görevli de resmi görevli olduğunu söyleyip ( belgesini de gösterip ) bizden 100$’a yakın para aldı. Elindeki broşürde Kamboçya vizesi için 1200 Baht ( yani 35 $) yazıyordu. Biz ise daha önce Internetten araştırdığımız her yerde 20 $ olduğunu okumuştuk. Fakat neredeyse adam başı (Oğlum Poyraz hariç) 35 $ verdik.

Türkiye’deyken Vietnam konsolosluğu, vize işlemleri esnasında oğlum için ayrı ücret almıştı; üstelik de benim pasaportuma kayıtlı ve daha 7 yaşını bitirmemiş olmasına rağmen. Bu nedenle burada Kamboçya için 4 kişi 80 $’ı zaten gözden çıkarmıştık. Şimdi ise 3 yetişkin için 105 $ ödemiş olduk. İyi tarafından bakacak olursak gayet rahat bir ortamda oturarak formlarımızı doldurduk. Poyraz’a ve bize elma ve su ikram ettiler. Poyraz resim çekti, etrafta böcek, kelebek araştırması yaptı ve oradan birileri Poyraz’a yardımcı oldular, eşlik ettiler. Yani ortada bir organize işler durumu varsa da aradaki farkı “customer service”😊 ve buradaki “hoş tecrübe” için verdiğimizi düşünmeyi tercih ediyorum.

Tuk Tuk

Ardından esas sınıra getirdi bizi tuktukçu amca. Yürüyerek önce ara bölge, sonra Kamboçya’ya geçtik.

-Döviz İşlemleri

Kamboçya para birimi Riel, kısaca KHR olarak gösteriliyor. Bol sıfırlı bir kullanıma sahip.

1000 KHR=1,48 TL

Dolar karşısındaki pozisyonu ise 1000 KHR=0,24 $, yani kabaca 1 $=4.000KHR

-Sınır Geçişi

Etrafta Çin Yeni Yılı kutlamaları nedeniyle çatapatlar, tütsüler, adaklar ( tabii yiyecek ve süs babında), tek tük Budist rahipler göze çarpıyor. 

Aran, sınırdaki bir Tayland kenti olarak bizde varlıklı bir şehir izlenimi bırakmamıştı. Aslında hiç de fena olmayan bir ekonomik yapısı olduğunu ise Kamboçya sınırını geçince keskin bir şekilde fark ettik. 

Bu arada sınır birden çok kalabalıklaşmaya başladı. Tam vaktinde gelmişiz. Formlarımız da hazır olmasına rağmen ( bu arada etrafta form dolduracak yer ve kalem yok) yaklaşık 30 dk. sıra bekledik. Saat 12:30 gibi artık resmen Kamboçya’ya ayak basmış olduk.

Hoşbulduk Kamboçya

Tayland Kamboçya Sınırından Siem Reap’a Ulaşım

12:30 itibariyle ayak bastığımız Kamboçya sınırından, ücret ödemeden binilen otobüslerle ana otobüs firmalarının kalktığı yere geliniyor. 10-15 dakika uzaklıkta. Buradan Siem Reap’e otobüsle gitmeyi planlamıştık ama saat 15:00’e kadar olan otobüslerin tamamını bir tur firması kapatmış. Yol 4-5 saat sürüyor ve kişi başı 13 $. Klima da yok ve hava epey sıcak. Bu da en iyi ihtimalle 19:00’da Siem Reap’te olmak demek. Otele varmamız ise 19:30-20:30. 

Hemen elimizdeki B planını devreye aldık. 15:00’e kadar 2,5 saat burada bekleyip saat 20:00 gibi otelde olmak ve üstüne 52 $ vermek yerine aynı parayı taksiye vererek 15:00’te Siem Reap’e vardık. Daha doğrusu otelimize kadar geldik. Tabii ki bu tarz B ya da C planları bizim gibi bir taksiyi dolduran kişi sayısı olduğunda bazen toplu taşımadan bile daha ekonomik ve pratik hale gelebiliyor. Zaman tasarrufu ise zaten tartışılmaz. Siem Reap’e kadarki yolun neredeyse % 90’ı yapım halinde ve dolayısıyla toz toprak içinde. Arada bir yolu toz kalkmasını önlemek için ıslatan aralar görülüyor. Asfalt hiç yok. Etraf yemyeşil. İnsanlar burada Tayland’lılara kıyasla daha güzel. Güler yüzlülükte ise pek fark yok. Herkes çok güleryüzlü. 

Siem Reap’e vardığımızda otele gelmeden bir noktada araç değiştirdik. Bizi sınırdan getiren araç buranın yerel taksisine bizi aktardı ve otelimize öyle geldik.

Tara Angkor Oteli

2 gece Seam Reap’te konakladık. Biz oğlumla Tara Angkor Oteli’nin 208, eşim ise Metin ile 213 no.lu odasına yerleşti.

Tara Angkor Oteli

Otel harikulade. “Hoş geldiniz” içeceğimiz, orkideler ve sıcak ıslak havlular eşliğinde ikram edildi. Tam şımarma ve şımartılma durumundayız.

Otelden şehir merkezine yürümek yaklaşık 15 dakika. Tuk tuk ile otel ve şehir merkezi arası ise 2 $.

Tara Angkor Oteli

Eşyalarımızı yerleştirip mayolarımızı giydik ve havuza koştuk. Takvimler 25 Ocak’ı gösterirken açıkta yüzebilme keyfine bayılıyorum. Ayrıca bizim kaldığımız otel gibi havuzu olan bir yerde konaklarsanız, özellikle tapınak gezisini yaptıktan sonra dinlenmek için de fırsatınız olur. Hele de kış mevsimi gittiğinizde, alıştığınız ritmin aksine bir zamanda havuz keyfi yapabilmek müthiş.

Siem Reap Gezilecek Yerler

Bu ülkede tek bir gününüz varsa gideceğiniz tek adres şüphesiz Angkor tapınak kompleksi olur. Burası devasa bir antik şehirler silsilesi. Dilerseniz ve zamanınız uygunsa birkaç güne de yayabilirsiniz.

-Angkor Tapınak Kompleksi Turu

Bizi otelimize getiren taksi şoförü yolda buraya neden geldiğimizi ve planımızı da sormuştu. Doğal olarak Angkor’u gezeceğimizi öğrenen şoför bize hemen tuk tuk önerdi. Fiyat konusunda da anlaşınca ertesi sabah 05:30’da Jonny isimli bir tuk tuk şoförü otelden bizi almaya geldi.

Tuktukçu Jonny

Jonny’ye bütün gün bizi Angkor’da gezdirmesi ve otele getirmesi için 15 $ verdik.

Tuk tuk ile Angkor Keşfi

Otelden çıkışımız 05:30, dönüşümüz 19:30 sularıydı. Yani kabaca 14 saat için 15 $.

Angkor, 208 hektarlık devasa alana yayılmış bir Budist tapınaklar silsilesi.  İçinde gezilecek noktalar birbirinden epey uzakta. Yani yayan gezmeyi düşünmek mümkün değil ya da 10 gününüzü ayıracaksanız o başka…

Tuk tuk ile Angkor Keşfi

Bizim gibi tuk tuk kiralayabilirsiniz ya da bisiklet. Bu devasa alan içinde birbirinden uzakta farklı tapınaklar var. Aşağıda en ünlü 3 tapınakla ilgili bilgi ve fotoğrafları bulacaksınız.

–Angkor Wat Tapınağı

UNESCO kapsamında, eşsiz güzellikte bir yerdeyiz. Hayalini kurduğum yerlerden birinin daha kapısında olduğum için şükrediyorum ve çok heyecanlıyım.

Angkor Wat Tapınağı

Tapınak giriş ücreti kişi başı 20 $. Poyraz için ücret ödemedik. Bilet için fotoğrafımız çekiliyor. Biletler günlük ya da birkaç günlük, haftalık olarak da satın alınabiliyor. Biz sadece 1 günlük bilet aldık.

Angkor Wat Tapınağı

Tapınaktan girdiğimizde hala güneş doğmamıştı. Kalabalığı izleyerek bir köprüden geçtik. Tapınağın varlığını hissediyoruz ama detayları göremiyoruz. Derken güneş yavaş yavaş ışıklarını göstermeye başladı ve Angkor Wat Tapınağı sanki o anda, güneşin ışıklarıyla sihirli bir şekilde vücuda geliyormuşçasına ortaya çıktı. Büyüleyici… Belki daha da etkileyici olan ise, yüzlerce kişinin bu güzelliği görmek için sabahın köründe kalkıp karanlığın içinde heyecanla beklemesi. 

Angkor Wat Tapınağı’nın onlarca fotoğrafını gördüm ama böyle geceden gündüze dönerken, gözümün önünde karanlıktan var olmasını hayal etmemiştim. Deneyim denen şey tam da bu olsa gerek. 

Angkor Wat Tapınağı

Alan o kadar büyük ve o kadar etkileyici ki baktığınız her yerde bir güzellik saklı. İnsan nereye bakacağını neyin fotoğrafını çekeceğini şaşırıyor. Benim gibi fotoğraf çekenlerin fotoğrafını çekmeyi sevenler içinse adeta bir cennet. (Bu nedenle yüzlerce fotoğraf arasından burada kullanacağım az sayıda fotoğrafı seçmek benim için gerçekten çok zor oldu. ) 

Angkor Wat Tapınağı’nda Gün Doğumu

Aynı anda binlerce kişinin özellikle de önündeki Lotus Göleti’ni de alacak şekilde tapınağı çekme uğraşlarını izlemek çok eğlenceli. 

Doğal olarak göletin yansıttıklarıyla çekilen fotoğraflar da çok güzel. Burası dünya üzerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi. Söyleyenler abartmamış ve hatta eksik anlatmış. 

Angkor Wat Tapınağı

Gerçi güzellik görene de bağlıdır fakat buralara kadar yol kat edenin buradaki güzelliği takdir edeceğine de eminim. 

Angkor Wat Tapınağı
Angkor Wat Tapınağı

Buraya gelmek için 05:00’te uyandığımız için ufak bir mola verip oğluma biraz kahvaltı yaptırdım. Tapınağın ihtişamına rağmen yanındaki hediyelik satış yapan standlar ve kafeler neredeyse salaşın da salaşı çok kendi halinde yerler.

Angkor Wat Tapınağı İçindeki Kafe ve Hediyelik Eşya Alanları

Tapınağın yanında diyorum ama aslında buranın büyüklüğüne kıyasla yanındaki dediğim de tapınağa aslında epey mesafede oluyor. İnsan bu manzara karşısında bizim milli saraylar ve bahçelerdeki gibi havalı kafe ve restoranlar hayal ediyor ama garibim onlar ancak bu kadarını kotarabilmiş. Yani anlayacağınız ortada yapı falan yok. Herkes bir tezgah açmış; kafeler de plastik masa sandalyeler koyup hizmet veriyorlar. (2009’da böyleydi. Şimdi nicedir acaba?) 

Angkor Wat Tapınağı

Oğluma 2 $’a peynirli sandviç ve 1 $’a da Lipton çay aldım. Sandviç o kadar büyüktü ki tek sandviç ile ikimiz de doyduk.

Angkor Wat Tapınağı

Çay da poşet olmasına rağmen çok güzel geldi. Bu arada kenardaki tezgahlardan da oğluma 2 $’a bir Angkor hatırası tişört aldım.

–Ta Prohm Tapınağı

Angkor Wat Tapınağı’nın ardından meşhur Lara Croft Tomb Raider filminin çekildiği, dev ağaç kökleriyle sarılı Ta Prohm Tapınağı’nı gezdik. 

Ta Prohm Tapınağı

Açıkçası tapınak alanı içerisinde benim en çok merak ettiğim, hayalini kurduğum nokta burasıydı. 

Ta Prohm Tapınağı

Doğanın, özellikle de ağaçların gücünü gösteren bir tapınak.

Ta Prohm Tapınağı

Hani şu ağaçların canlı olduğu fakat nedense hep korkutucu işlendiği filmler vardır ya ister istemez burada o tür sahneleri hatırlıyor insan.

Ta Prohm Tapınağı
–Bayon Tapınağı

Ta Phrom’dan sonra Fil Terası, Baphon ve Bayon’u gezdik. 

Bayon Tapınağı

Benim için sürpriz Bayon Tapınağı oldu. Malum Angkor Wat Tapınağı bu devasa alanın en meşhur fotoğraf karelerinden biri ve o resmi canlı olarak gördüğüm an zaten olağanüstüydü. 

Bayon Tapınağı

Ta Phrom dersem Lara Croft’u izlediğim andan itibaren görmeyi arzuladığım bir yerdi ve gerçeğini görmekten heyecan duydum.

Bayon Tapınağı

Fakat Bayon Tapınağı hakkında hiçbir daha doğrusu pek bir fikrim yoktu. Bir sürü yüz formunda dev heykeller, kabartmalar olduğunu biliyordum.  Belki de bu yüzden bana göre tapınağın en gizemli ve etkileyici noktası Bayon oldu. 

Bayon Tapınağı

Böylelikle 06:00’da kapısından girdiğimiz tapınakta bahsettiğim yerleri gezmemiz 17:00’ye kadar sürdü. 

Bu esnada çok komik bir şey oldu. Öğle molası verdiğimizde yemek yemek için tuk tuk şoförümüz Jonny’nin bizi getirdiği yer ki -burada da bir sürü hediyelik eşya standı ve kafe var- tuvaletlerden epey uzaktaymış. Daha doğrusu tüm tuvaletler restoranlardan uzak. Belirtmeden geçemeyeceğim, hepsi de içinde bulunulan ortama çok uyumlu bir malzeme ve mimari tasarım kullanılarak yapılmış ve ücretsiz. Çok beğendim. 

Bayon Tapınağı

Biz yemek sonrası malum ihtiyaçtan dolayı gitmek isteyince şoförümüz ben sizi götüreyim dedi. Ben de yolu tarif edecek zannettim. Tuk tuk’u işaret edince iyice şaşırdım. “Garibim “dedim içimden. “Günde 14 saatlik hizmete 15 $ veriyoruz diye adam 3-5 metrelik yolu bile yürütmeyecek bize.“😊 Fakat iş öyle değilmiş. Yani adam bize kul köleliğinden değil hakikaten araçla gitme uzaklığında olduğu için teklif etmiş. Yürünür de ama vardığınızda durum acilse iş işten geçmiş olabilir. Sağlam bir 10 dakika yürümeniz gerekiyor çünkü. Yine de bu tuk tuk ile tuvalete gitme durumu bende derin bir sefahat duygusu yarattı. Gün içinde bir kere de Bayon’u gezerken oğlum “Anne acilen tuvalet “ deyince hemen tapınaktan çıkıp Jonny’ye el ettim geldi bizi tuk tukla tuvalete götürdü. Düşünün hizmetin böylesi. Tuvalete bile tahteravanla gittik… 😂

–Angkor’da Gün Batımı

Tüm Angkor gezilerinin finali gün batımı seyri oluyor ve gün batımını izlemek için çıkılan tepenin eteklerinde dilerseniz file binip o şekilde tepeye çıkabiliyorsunuz. 

Gün Batımı Tepesine Fille Yolculuk

Poyraz başından beri bu fikre bayılmış, sabahtan beri heyecanla bu anı bekliyordu. Fakat ne yazık ki bugün zarfında bizimle birlikte burayı gezen binlerce kişiden fille tepeye çıkmak isteyen başka meraklılar da varmış haliyle ve vardığımızda fil kalmamıştı. 

Gün Batımı Tepesine Fille Yolculuk

Ne kadar üzüldük anlatamam. Zaten topu topu 4-5 fil var. Ne yapacağız derken file binen bir çift oğlumuzu yanlarına almayı kabul etti. Poyraz da suratında kocaman bir gülümseme ile heyecanla file bineceği rampaya tırmandı ve filin üzerine bindi. Fil ile yukarıya çıkış 20, iniş ise 15 $. Bizden oğlumuz için sadece 15 $ aldılar. Biz ise filin bir önünde bir ardında onlarla birlikte yola düştük, hem yürüdük hem fotoğraf çektik. Gün doğumu çok etkileyiciydi ama belki de fillerle birlikte yokuş çıkıp bir taraftan da fotoğraf çekmenin yorgunluğu ile gün batımından o kadar etkilendiğimi söyleyemem. Bana hala İstanbul’da Adalar’a doğru sahil yolundayken batan güneş daha etkileyici geliyor. 

Gün Batımı Tepesine Fille Yolculuk

Dönüşü de yaya yaptık. Aşağıda file bindiğimiz noktada mahşeri bir kalabalık var. Bizim gibi tuk tuk kiralamış olanlar sürücülerini bulmaya çalışıyor. Araç kiralayanlar, bisikletliler ve yürüyenler… Binlerce insan sanki felaket filmlerindeki konvoylar gibi park kapanış saatinde adım adım yol alıyor. Tapınağın kendisi kadar dünyanın dört bir yanından gelen bu kalabalığın da bence ayrı bir büyüsü var. Artık hava iyice kararmış durumda ve biz de Jonny’yi epey bir bulamadık. Nihayetinde 19:00 gibi birbirimize kavuştuk ve yola koyulduk. 

Gün Batımı Tepesine Fille Yolculuk

Poyraz yolda uyudu, yarım saat sonra otele vardığımızda ise uyandı. File bindiği için o kadar mutlu ki! Defalarca hortumunu okşadı. Bu arada Poyraz gün boyunca bizim Jonny’den bahsederken “adamcağız” demelerimizi yanlış anlayıp “adamcihaz” diye tekrarlayıp bizi epey güldürdü. Parktan çıkmadan az önce de ağaçlar arasında zıplaşın oynaşan maymunlar görmüş ve çok sevinmişti. Hem gördüm diye hem de ilk o gördü ve bize söyledi diye…

-Seam Reap Şehir Keşfi

Angkor Wat’a en yakın yerleşim ve aynı zamanda konaklayabileceğiniz yer olan Siem Reap kasabası o kadar sevimli ki 1 günü sadece buraya ayırırsanız pişman olmazsınız.

Seam Reap

Tayland’ın Aran şehrindeyken her tarafta kaplumbağa heykelcikleri fark etmiştim. Buranın objesi ise fil.

Seam Reap

Siem Reap çok ama çok güzel bir yerleşim. Ruhu ve tarzı olanlardan. Ben bayıldım. Hem gecesi hem gündüzü ile 1 günü tatlılıkla geçirebileceğiniz bir yer. Çok güzel sokaklar, restoranlar ve mağazalarla dolu. Minik ve sevimli bir de müzesi var.

Tabii ki Siem Reap ve çevresindeki gezilecek yerler bu kadarla sınırlı değil. Ancak müthiş bir doğada zamana karşı bir yarış bu. Eğer buraya gelip vaktiniz yeterli olursa Tonle Sap Gölü ve Yüzen Köy Chong Khneas ile Phnom Kulen Dağ Şelaleleri’ni de programınıza almaya çalışın.

Seam Reap’te Ne Yenilir? Ne İçilir?

Bir kere neredeyse her yemeğin, salatanın içinde kişniş yani Çin maydanozu var. Ben başlarda hiç sevmemiştim. Şimdi ise bayılıyorum.

Tıpkı Tayland’da olduğu gibi sokak mutfağı çok yaygın. Etler, sebzeler, özellikle kaynar suyun içine atılıp azıcık piştikten sonra sulu sulu alınıp yenilen etli, sebzeli yemekler çok popüler.

Burada da böcekgiller sokaklarda avuç avuç satılıyor, çıtır çıtır yeniliyor.

Amok Restoran – Seam Reap

Akşam otelden yürüyerek şehir merkezine indik. Yol 15-20 dakika sürüyor. Epey dolaşıp yorulduktan sonra bizim Beyoğlu’ndaki Nevizade’yi andıran, restoranların yoğun olduğu bir yerde Amok isimli bir mekanı beğenip oturduk. Ben Amok isimli bir balık yedim, yanına da hiç adetim olmasa da yöresel olsun namına Tiger marka bira sipariş ettim. Poyraz da benim yemeğimden özellikle de pilavından yedi. Mekan, çok ama çok güzeldi.

Seam Reap’te Neler Alınır?

Seam Reap’te gözün gördüğü her yer birbirinden güzel. Harika objeler satan dükkanlar var. Bizim paramızla 5.5 TL’ye tişört, 4.5 TL’ye üzeri fil baskılı fular aldım. Oğluma da yaklaşık 12 $ harcayıp 4 adet hem dekoratif hem oyuncak olarak kullanılabilecek, müthiş yaratıcı ve estetik 4 obje aldım: Vidalardan yapılmış bir adam, bir anne bir de bebek fil ile bir tür kertenkele olan pufidik bir gekko. (Oğlumun odasının dekorları oldular.) Daha çok alacaktım ama kredi kartı çalışmadı ve daha fazla nakit harcamak istemedim. Ardından başka bir dükkandan oğluma 1$’a cüzdan, 2$’a magnet aldım. 

Süt 0.50 $. Büyük su 1 $. (1 doların 1.5 TL olduğu zamanlar. )   

Seam Reap

Burada 1$=4000 Riel ama herkes dolar kullanıyor. Fiyatlar da bu nedenle tam ve yarım dolarlar düşünerek hazırlanmış. Mesela Poyraz’a 1.5 $ vererek dondurma aldım. Dondurma parası için 5 dolar verdim ve bana 3 dolar ile 2000 riel para üstü verdiler. Genelde bozukluklar riel tamlar dolar olarak ödeniyor.

Seam Reap’e Veda

Angkor Wat Tapınağı hayalimdi ve ne mutlu ki gerçek oldu. Üstelik oğlum, eşim ve en iyi arkadaşlarımızdan birisiyle gidebilmek, bu seyahati daha da anlamlı kıldı. Hem muazzam bir mimari hem de Jumanji tadında bir doğa içinde yer alan tapınak şehri sadece biz yetişkinler için değil 7 yaşındaki oğlum için de çok keyifliydi. Ne kadar keyifle gezdiğini fotoğraflardan görebilirsiniz.

Angkor Wat Tapınağı gerçekten de çok güzeldi. Benim için esas sürpriz ise Seam Reap oldu. Bu kadar sevimli, güzel bir yer bulmayı beklemiyormuşum. Orayı sadece Angkor Wat Tapınağı’na gitmek için bir baz istasyonu olarak görmüştüm. Böyle yanılmaya can kurban. Resmen tadı damağımda kaldı. 

Ve şimdi sırada başkent Phnom Penh. Heyecanla bekliyorum.

Seam Reap-Phnom Penh otobüsü

Phnom Penh’e otobüsle gideceğiz.  Paramount Express firmasından 11.75 $’a (kişi başı) bilet aldık. Otobüsümüz 13:00’te kalkıyor. 5 saatlik yolumuz var, yani 18:00’de başkentte olmayı ümit ediyoruz. Detaylar bir sonraki yazıda. 👋

Exit mobile version