- Nepal’e Gidiş-Dönüş ve Vize Rehberi
- Nepal ve Hinduizm Anlayışı (Din, Reenkarnasyon ve Kast Sistemi)
- Nepal ve Budizm Anlayışı (Din, Temel Öğreti ve Nirvanaya Ulaşma)
- Nepal’de Bulunan Tapınak Çeşitleri
- Şarkı Söyleyen Kaseler “Singing Bowl”
- Nepal’de Yaşam ve Karşılaştığım Tezatlar
- Phoolbari’de Kollywood ile Tanışmam
- Nepal’de Ölü Yakma Töreni
- Namo Buddha Manastır Kompleksi
- Kailashnath Mahadev Tapınağı
- Bhaktapur, Katmandu Vadisi’nde Orta Çağ Gezisi
- Güzel Sanatlar ve Zanaatkarlar Şehri Patan
- Budistler İçin En Önemli Hac Yeri Boudhanath Stupası
- Katmandu’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Sonbaharda Yaptığım Katmandu Gezisi
- Tanrı Şiva’nın Evi Pashupatinath Tapınağı
- 7 Saatlik Katmandu Pokhara Ulaşımı
- Pokhara Hippileri ya da Himalaya Çiçek Çocukları
- Machhapuchhare Manzaralı Shree Bindhyabasini Tapınağı
- Sarangkot Tepesi, Himalayalar’da Gün Doğumu ve Paragliding
- Phewa Gölü Tal Bahari Tapınağı Gezisi
- Gurkha Müzesi (Gurkha Memorial Museum)
- Uluslararası Dağ Müzesi (International Mountain Museum)
- Himalayalardaki Cennet Phewa Gölü (फेवा ताल)
- Pokhara’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Pokhara, Himalayalarda Bir Efsane
Güzel Sanatlar ve Zanaatkarlar Şehri Patan, meraklılarının Katmandu Vadisi’ndeki en güzel geleneksel sanatları ve en iyi taş, ahşap ve metal işçiliğini görebileceği yer. Bu nedenle de bölge gezi planlarının olmazsa olmazlarından.
Bir zamanlar bağımsız bir şehir devleti olan Patan, yakınlığından dolayı bugün neredeyse Katmandu’nun bir banliyösü gibi. Yerli halk şehre hala çevre banliyöleri ile birlikte orijinal Sanskritçe adı olan Lalitpur (Güzellik Şehri) diyor.
Şehir 2250 yıl önce hac için bölgeye gelen Hindistan İmparatoru Ashoka zamanında kimliğini bulmuş. Bunun anlamı şehrin vadideki en eski şehir olduğu. Daha sonra ise genel bir Budist akını görülmüş.
Zaten bugün şehre dağılmış 1200 adet çeşitli büyüklük ve mimari tarzda Budist anıtı var. Tabii ki bunlardan en önemlisi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Durbar Meydanı (Durbar Newar dilinde meydan demek).
Çoğunluğu Newar kökenli halk tarihine çok bağlı. Festivaller hala yüzyıllar önce olduğu gibi kutlanıyor. Hatta yerli halk bir zamanlar atalarını yöneten unutulmuş kralları bile temsil ediyor.
Bugün 200 bin kişinin yaşadığı şehirde geleneksel sanat turizm ile birlikte ana gelir kaynağı. Zaten şehirde bulunan artist, sanatçı ve zanaatkar sayısı neredeyse tüm ülkenin geri kalanından daha fazla. Katmandu’ya olan yakınlığına rağmen eskiden olduğu gibi ressamlık, ahşap oymacılığı ve metal el sanatları bir meslek olarak hala korunuyor. Bugün ülkede bulunan tapınaklarda göreceğiniz thanka, ahşap oyma ve metal işçiliği çoğunlukla Patan esnafı ya da ressamları tarafından yapılmış ürünler.
Patan’da bulunan saray kompleksi ise diğer vadi saraylarına bakıldığında bugün orijinal düzenini ve kentsel bağlamını koruyan tek yapı. Bu da şehri yönetim bağlamında da özel kılıyor.
Ben de sizlere gördüğüm ve anladığım kadarıyla bu güzel şehri aktarmaya çalışacağım.
Nepal para birimi Nepal Rupisi (NRP). Burada ödeyeceğiniz her Nepal Rupisi (NRP) = 0,059 TL (2020). Hesaplarınızı bu değere göre yapabilirsiniz.
Patan Gezisi
Patan’a Ulaşım
Şehir, başkent Katmandu’nu yaklaşık olarak 5 km güneyinde bulunuyor. Arada sadece Bagmati Nehri var. Tabii ki bu mesafe ulaşım imkanı çok kısıtlı olan Nepal için kısa bir mesafe değil. Trafik de cabası. Nepal’de yollar çok bozuk olduğu ve araçla saatte ortalama hızınız 5-10 km arasında değiştiği için tüm taksi şoförleri, havaalanı ve otogar hariç her yere gidiş-bekleme-dönüş olarak çalışmak istiyor. Bu nedenle Katmandu’dan buraya gelmeyi düşünüyorsanız taksiler ile yarım günlük olarak anlaşmak dışında bir seçeneğiniz yok. Ben de böyle yaptım.
Patan için gidiş-dönüş 10-15 km bir yol yapacağımız için şoförüm Krişna (Hinduizm’de Bir Tanrı Adı) ile bekleme dahil 20 $ karşılığında anlaştım. Bu da benim için asgari gidiş dönüş 2 saat ulaşım ve 3 saatlik net gezi demek. Bu kapsamda arabayı da fotoğraf çekimi dahil istediğim gibi kullanabildim.
Şehre girdikten sonra Patan Durbar Meydanı’na yakın sol tarafta bir park alanı var. Meydana arabayla giremezsiniz. Arabanız varsa orayı kullanabilirsiniz.
İlla daha ucuz olsun derseniz Katmandu’da Ratna Park’tan kalkan minibüslere 20 NPR ödeyerek buraya 1 saatte kafayı yemiş içiniz dışınıza çıkmış olarak varabilirsiniz. Şehrin girişinden de Durbar Meydanı’na toz toprak içinde yürümeniz gerekiyor. Tercih sizin.
Patan Durbar Meydanı (काठमाडौं दरबार क्षेत्र) Giriş Ücreti
Durbar Meydanı bir müze. Bu nedenle meydana girişte yabancılardan 1000 NPR alıyorlar. Bu ücrete tüm girişler dahil. Bunun karşılığında da boynunuza asabileceğiniz bir hafta geçerli bir bilet veriyorlar.
Meydanda gezerken görevliler devamlı olarak boynunuzda bileti görmek istiyor göremezlerse soruyorlar. Bu konuda tartışmayın tek gelirleri turizm olduğu için bu konuya çok önem veriyorlar.
Patan Durbar Meydanı (काठमाडौं दरबार क्षेत्र)
Patan’ın Durbar Meydanı şehrin en önemli cazibe merkezi. Katmandu’ya gelen hemen hemen herkes Patan’ın muhteşem Durbar Meydanı’nı ziyaret ediyor. 1928 yılında şehre gelen İngiliz gezgin Percival London notlarında bu meydan için doğunun en güzel yapı kompleksi ifadesini kullanmış. Gerçekten de etkileyici bir meydan. 1979 yılında sadece meydan olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş.
Tabii ki 2015 depremi meydana oldukça zarar vermiş. Ancak yine de bu meydan Nepaldeki en iyi tapınak ve saray koleksiyonlarından biri olmaya devam ediyor. Meydandaki tapınaklar özellikle Kral Siddhinarsingh Malla (1619-60) dönemi olmak üzere Malla döneminde (14-18. yy.) inşa edilmiş. Bu yoğun tapınak kompleksi için belki de Newari mimarisinin Nepal’de görülebilecek en mükemmel örneği diyebilirim.
Ben gittiğimde çok değerli bir çok tapınak yerle bir olmuştu. Dolayısıyla hummalı bir onarım ve restorasyon çalışması yürütülüyordu.
Meydanın hemen bitişiğinde de bir yerel pazar var. Zamanınız varsa şehri daha iyi anlayabilmeniz için sadece meydanı değil dükkanları ve pazarı gezmenizi tavsiye ediyorum.
–Patan Kraliyet Sarayı
Meydanın tüm doğu tarafını oluşturan saray, mimari olarak da zengin bir tarih içeriyor. Patan Kraliyet Sarayı aslen 14. yy.da inşa edilmiş.
Sarayın genişletilerek yeniden inşasına 17. yy.da Kral Siddhinarasimha Malla tarafından başlanmış ve onun planına uygun olarak oğlu Kral Srinivasa ve torunu Vishnu Malla tarafından devam edilmiş. O dönemde saray Katmandu ve Bhaktapur’daki saraylara göre daha öne çıkan bir saraymış.
1792 ve 1820 yıllarında sonradan eklenen güney ve kuzey kanat binaları pencereleri, panjurları, şömine ve resepsiyon salonları ile dönemin Avrupa etkisini yansıtıyor.
Kompleks bünyesinde 3 çatılı sekizgen bir kulenin tepesinde bulunan Degutalle Tapınağı ve 3 çatılı Taleju Tapınağı bulunuyor. Bunların dışında her biri kendine özgü ve farklı zamanlarda düzenlenmiş 3 avlu var. Bunlar Sudari Chowk (1647), Mul Chowk (1666) ve Keshav Narayan Chowk (1734). Tüm avlulara meydandan ayrı ayrı kapı yapılmış. Ancak ben gittiğimde deprem onarım ve restorasyon faaliyetleri nedeniyle avlulara sadece altın kapıdan giriş yapılabiliyordu.
–Sudari Chowk
Sudari Chowk kapalı meydan kapısı gördüğünüz ahşaptan yapılmış. Burada Tanrı Ganeşa’nın kabartma bir heykeli var.
Bu heykelde Ganeşa bir iblisin bağırsaklarını yırtıyor. Hinduizme inananlar ise burada kabartmaya adaklarının kanlarını sürüyorlar.
Üç avlunun en eskisi olan Sundari Chowk Tusha Hiti olarak bilinen muhteşem taş banyosu ile ünlü.
Avludaki taş ve ahşap işçiliğini görüyorsunuz. Kim bilir bu sonuca ulaşmak için kaç yıllarını harcadılar.
Hele 1647 yılında inşa edilen ve Tanrıları tasvir eden 3 sıra 72 oyma taş plakaya sahip Tusha Hiti taş ve demir işçiliğinin zirvesini gösteriyor zaten. Düşünün Kral Siddhinarasimha Malla dinsel abdestini burada alıyormuş. Şahsen Patan’da benim en dikkatimi çeken yer bu taş banyo oldu.
Sundari Chowk’un arkasında kalan Bhandarkhal Basamaklı Kuyusu ise Licchavi döneminden (300-879) kalma ve Tusha Hiti ile birlikte şehrin sofistike su temin sisteminin bir parçasıymış.
–Mul Chowk
Meydandan sarayın en büyük avlusu Mul Chowk avlusuna giden Bhairab Geçidi ben gittiğimde kapalıydı.
Geçitin 2 yanında çok güzel bir işçiliğe sahip 2 taş aslan var.
Aslanların arkasında ise renkli Tanrı Şiva duvar resimleri var. Kapının üzerinde ise Manda bağırsakları betimlenmiş.
Kral Srinivasa Malla’nın emriyle inşa edilen Mul Chowk ise bugün Patan Arkeoloji Bölümü’ne ev sahipliği yapıyor.
Bu avluda da mükemmel ağaç işçiliğini görebiliyorsunuz.
Sundari Chowk ile Mul Chowk arasındaki bağlantıyı gördüğünüz altın bir kapı sağlıyor. Bu kapı da deprem onarım ve restorasyon faaliyetleri nedeniyle kapalıydı.
Bu kapının sol tarafında ise demirden bir Tanrı Vişnu heykeli bulunuyor.
—Patan Müzesi
Müze aynı zamanda sarayın da üçüncü bölümünü oluşturuyor. Keshav Narayan Chowk ise bugün kraliyet koleksiyonu için Patan Müzesi avlusu olarak kullanılıyor.
1997 yılında Kral Birendra Bir Bikram Şah tarafından açılmış. Eskiden Malla krallarının ikametgahı olan Keshav Narayan Chowk’u çevreleyen Kraliyet Sarayı bölümü şimdi Asya’daki en iyi dini sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Koleksiyon, dik ve dar merdivenlerle birbirine bağlanmış bir dizi tuğla ve ahşap odada sergileniyor.
Diğer avluların meydana çıkan kapıları açık olmadığından tüm avlulara ulaşmak ve müzeye girmek için Altın Kapı (Sun Dhoka) kullanılıyor. 1734 yılında inşa edilen bu geçit Tanrı Şiva, Parvati, Ganeş ve Kumar’ı gösteren altın bir torana ile kaplı. Geçidin hemen üzerinde ise kralın o zamanlar halkına seslenmek üzere kullandığı etrafı altın folyo ile kaplı bir ahşap pencere var.
Müzede yüzlerce heykel, oyma ve adak nesnesi var. Vadi çevresindeki tapınaklarda tasvir edilen tanrıların çoğunu burada görebiliyorsunuz. En üst katta, 19. yüzyılın sonunda Patan’ın büyüleyici fotoğrafları var.
Müze, ulusal bir hazine. Katmandu Vadisi’nin sanat anlayışını ve mimarisini anlamanız için harika bir yer. Ayrıca halkın da oturup etrafa bakmaktan zevk aldığı bir yer. Gezinizin en az 1 saatini mutlaka buraya ayırın.
Sarayın bünyesinde bulunan 3 pagoda tapınağı ve Patan Kraliyet Sarayı’nın birçok mabedi bugün hala aktif. Dolayısıyla yapısal bozulma ve kentsel gelişme tehdidi altında bulunuyor. Bu nedenle de saray 2003 yılında UNESCO Dünya Mirası Tehlike Altındaki Miras Listesi’ne alınmış.
Yönetim ise durumunun farkında olmasına rağmen hem kaynak hem de uzmanlık kapasitesi olmadığından bir restorasyon başlatmamış. Neyse ki World Monuments Watch (WMF), saray için çok aşamalı bir koruma planı ve bütçe hazırlayıp Nepal hükumetinin onayını almış. Yapılan çalışmalar da meyvesini vermiş ancak 2015 depremi nedeniyle sarayın bazı bölümlerinde gözle görülebilir hasarlar oluşmuş. Ben oraya gittiğimde sarayın her tarafında hummalı bir onarım ve restorasyon çalışması vardı.
-Chyasi Deval Krishna Tapınağı (च्यासी देवल कृष्ण मन्दिर)
Durbar Meydanı girişinde hemen sol tarafta bulunuyor. 1723 yılında Kral Vishnu Malla döneminde inşa edilmiş.
Shikhara tarzı ters tomurcuk şeklindeki yapının Hindistan tapınaklarından esinlendiği düşünülüyor. Mimari zarafeti görebiliyorsunuz. Tapınak Tanrı Vişnu’ya adanmış. Taş olduğu için 2015 yılındaki depremde zarar görmeyen ender tapınaklardan.
-Taleju Çanı (च्यासी देवल कृष्ण मन्दिर)
Kraliyet Sarayı’na bakan devasa, eski bir çan. Meydanın sol tarafında Chyasi Deval Krishna Tapınağı (च्यासी देवल कृष्ण मन्दिर)’ndan sonra yer alıyor.
1736’da Kral Vishnu Malla tarafından bağımsız olarak inşa ettirilmiş. 2015 depreminde çanın uğursuzca çaldığı söyleniyor.
-Kral Yoganarendra Malla Heykeli
Durbar Meydanı’nın sol tarafından 2015 depreminde yıkılan ve bugün restore edilen Harishankar Tapınağı’ndan sonra yer alıyor. Sütun ve heykel 1700 yılında inşa edilmiş.
Sütunun üzerinde Kral Yoganarendra Malla (1684-1705)’nın ve kraliçelerinin pirinç heykelleri var. Kralın başında bir kobra kobranın başında da bir kuş var. Efsaneye göre kuş orada kaldığı sürece kralın saraya dönmesi mümkün olacakmış. Bu nedenle de sarayın bir penceresi ve kapısı her zaman açık tutulurmuş.
Ne yazık ki ben gittiğimde 1590 yılında inşa edilen ve meydandaki en eski tapınak olan Vişnu Tapınağı ile birlikte bu haldeydi. Deprem hem heykele hem de tapınağa zarar vermişti. Hummalı bir restorasyon çalışma vardı.
–Krishina Mandir Tapınağı (कृष्ण मन्दिर)
Durbar Meydanı’nın sol tarafından 2015 depreminde yıkılan ve bugün restore edilen Jagannarayan Tapınağı’ndan sonra yer alıyor. Nepal’in shikhara tarzındaki en eski taş tapınağıymış.
1637 yılında Kral Siddhinarsingh Malla tarafından Lord Krişna adına inşa ettirilmiş. İnşaatta tuğla ve kereste yerine oyma taş kullanılmış. Bu tarz da tapınaktaki Hint tapınak tasarımının net etkisini gösteriyor. Bu arada bu tapınağın 2 yanındaki depremden oldukça zarar görmüş tapınağın arasında dikkat çekici şekilde ayakta kaldığını da belirtmeliyim.
Tapınak, sütunlarla destekli bir shikhara kulesini oluşturan 3 katmandan oluşuyor. Karşısındaki sütunda ise tapınağa doğru diz çökmüş insan kuşu Garuda bulunuyor.
Tanrı Krişna’nın doğum gününün kutlandığı büyük Krishna Jayanta festivali Nepal’in Bhadra ayında (Ağustos-Eylül) burada kutlanıyormuş.
Tam ben oradayken bir anaokulu grubu geldi. Tam istediğim sahneler ben de fırsatı kaçırmadım tabii ki.
Yalnız çocuklar çok şeker oldukları kadar bir o kadar da yaramazlar ki öğretmenleri bir yandan kaçanları yakalıyor bir yandan da kafayı yiyordu.
Patan Pazarı
Şehri tanımak için bence en güzel yerlerden biri. Mangal Bazaar da deniliyor. Durbar Meydanı’nın çevresinde kuruluyor.
Pazarda tüm yerel halkı bir arada görebiliyorsunuz. Halk zaten çok fakir. Bir de deprem vurmuş. 5 sene geçmiş ama hala tüm izleri etrafta.
Köylü kadınlar da tarlalarında kendi ürettikleri malzemeleri burada çok düşük fiyatlara satmaya çalışıyor. Meyve ve sebzelerin hepsi çok taze ve organik olarak şehrin hemen dışındaki arazilerde yetiştiriliyor. Almaktan çekinmeyin ama yıkamadan da yemeyin.
Sanatçılar ise tablolarını, thankalarını, ahşap oymalarını ya da metal işçilik ürünlerini burada satmaya çalışıyor. Fiyatlar ise bizim pazarlarla karşılaştırılabilecek gibi değil. O kadar ucuzlar ki bizim emeklilerimiz bile burada zengin muamelesi görür.
Patan’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
Baştan söylemeliyim. Burada yemek yemedim çünkü buna zamanım olmadı. Ancak Katmandu Vadisi’nde genelde yemekler ve pişirme tarzları aynı. Mutfak Hint ve Tibet yemek tarzlarından etkilenmiş.
Bunun dışında bölgede hakim olan Newari Mutfağı’nı deneyebilirsiniz. Bu mutfakta bufalo etinden çok fazla faydalanılıyor. Patates ve sebze çorbası da bu ete eşlik ediyor. Et yemeklerinde bizim gibi hayvanın ciğer ve bağırsaklarını da kullanıyorlar. Favorilerim, choila ve chiura (baharatlı tavuk ve dövülmüş pirinç) ve samay baji (Newari dal baht diyebilirim). Baharatlı yiyecekleri sevmiyorsanız. Newari Mutfağı inanılmaz baharatlı olduğundan fast food yemeyi tercih edin.
Patan’da Alışveriş
Patan’da alışveriş yapmak her zaman yaptığınız gibi bir markanın mağazasına girip indirimdeki ürünlerden hoşunuza gidenleri almaya pek benzemiyor çünkü etrafınızdaki her şey size yabancı.
Enfes işçilik görebileceğiniz el sanatlarını meydanın diğer tarafında ya da pazarda bulabilirsiniz. Eviniz için taş ve metal, gümüş ve altın biblolar ya da sanatsal değeri çok yüksek taş ya da ahşap oyma eşyalar alabilirsiniz. Özellikle magnetlerin kalitesi ve ucuzluğu beni çok şaşırttı.
Hediyelik düşünüyorsanız Nepal Çayı, Himalaya Kahvesi, baharatlar, ünlü Gurkha bıçağı, dua tekerlekleri, şarkı kapları, maskeler, thankalar, paşmin şallar, halı, mücevher vb. bakabilirsiniz. Ancak ne alırsanız alın 100 yaşından büyük herhangi bir şeyin ülke dışına çıkarılamayacağını unutmayın.
Patan turlar ile gelirseniz genel olarak kalınmayan sadece günübirlik olarak gezilen bir yer. O da sadece Durbar Meydanı ile sınırlı. Burada ben de kalmadım ama kesinlikle kalınması gereken bir yer. Çevresi ile birlikte değerlendirilirse ve imkanınız da müsaitse burada 2 gün kalabilirsiniz. Sağlıcakla kalın.
Katmandu ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımıza Nepal Gezi Rehberi‘nden ulaşabilirsiniz. Sağlıcakla Kalın.