- Başkent Bangkok’tan Kamboçya Sınırına Tayland
- Yolculuğun Başladığı ve Bittiği Şehir Bangkok
- Tayland’ın Başkenti Bangkok Gezim
- Tayland’da Pattaya Diye Bir Yer
Burası, Yolculuğun Başladığı ve Bittiği Şehir Bangkok.
Olağanüstü güzellikteki KAMBOÇYA-VİETNAM-LAOS gezimizin ana üssü, Tayland’ın başkenti Bangkok’tu. 2 haftalık ömre bedel anların ardından bu hikayenin mutlu sonu, sezon finali🥰 için tekrar TAYLAND’da, BANGKOK’tayız.
Söz konusu rotanın geride bıraktığımız etaplarını daha önce 6 yazı halinde bu adreste paylaştım. Bazı bilgileri, yazıların sadık okuyucuları🙏 için tekrarlayıp zihinleri yormak istemem. Umarım, okumaya buradan başlayacaklar için de arada boşluklar oluşmaz. Seyahatin gün be gün programı için daha önceki yazılarımdan herhangi birini açıp bakmanız yeterli.
Bu arada, yaşanan bir aksilik nedeniyle eşim gezimizin Laos etabına katılamamış, onun yerine bizden evvel Bangkok’a gitmişti. Milyon Fil Ülkesinin Budist Şehri Luang Prabang başlıklı yazımda, yaşanan aksiliği detaylarıyla anlatmıştım.
Dönüp dolaşıp Laos’tan Tayland’a nasıl ulaştık, önce onun hikayesi ile yola koyulalım.
Daha önceki 6 yazılık serinin ilk yazısı Başkent Bangkok’tan Kamboçya Sınırına Tayland kapsamında yine Tayland’ın Kamboçya sınırındaki bir şehri olan Aran’ı konu aldığı için orada ülke hakkında epey ön bilgi vermiştim. İlgililere duyurulur. 😊
Bangkok Gezisi
Viantiane-Bangkok (Gece Treni) Ulaşımı
5 Şubat 2009 Perşembe gecesi Laos’un başkenti Viantian’e şehir merkezinden servis araçları ile Tayland sınırına gittik. Burada bizim gibi trene binecek olanlar sınıra taşındı. Açıkçası, bu kısımda epey oyalandık. Sınır kapısından sonra tekrar başka otobüsle bu sefer dostluk köprüsünden geçerek karadan Tayland’a geçtik. Burada 18:00’de kalkacak yataklı trenimize bindik. İlk defa yataklı bir trende yolculuk yaptık.
Oğlum Poyraz bu işe bayıldı. Hele 10 saniyede yatakları yapan, olağanüstü güleryüzlü ve becerikli görevliler harikaydı. Kompartıman açık; ilk başta eşyalar konusunda biraz huzursuz hissetsek de bir süre sonra duruma adapte olduk ve oğlumla trenin sesi eşliğinde huzurlu bir uyku uyuduk.
Hemen kısa bir dip not. Bu seyahat oğlumuzun ilkokul 1. sınıfa başladığı yılın sömestir tatilinde yani 7 yaşındayken gerçekleşti. Seyahatte ben, eşim ve oğlumdan oluşan çekirdek ailemize çok yakın bir arkadaşımız eşlik etti. Laos kısmında ise eşim hariç 3 kişiydik. Dolayısıyla Bangkok’a doğru yola çıkan gece treninde ben, oğlum ve arkadaşımız Metin var.
Yaklaşık 13 saat sonra Cuma sabahı 07:00 sularında Bangkok’taydık.
Buddy Lodge Hotel
Otelimiz Buddy Lodge, Khaosan Road üzerindeki tek otel. Burası tam da çiçek çocuklar dönemini anımsatan bir atmosferde; sanki az sonra Woodstock konseri başlayacak. Sokakta öyle bir kalabalık var ki! 72 çeşit milletten paralı, parasız turistler her tarafta.
Gezi öncesi internet araştırmalarımda bu kadar kısa süre için kalınacak en “atmosfer” yerin Khaosan Road olduğuna karar vermiştim, yanılmamışım. Üstelik de şehrin en çok gezilen tarihi yerlerine de yürüme uzaklığında.
Khaosan Road, İstanbul’u bilenler için bir tür İstiklal ya da Bahariye Caddesi karışımı, müthiş canlı, hareketli, renkli, otantik bir bölge.
Buddy Lodge ilginç bir otel. Mesela havuzu bile var ama kahvaltı salonu yok. Otelde konaklayanlar için kahvaltı mekanı aynı sokaktaki bir İrlanda pubı. Bence mükemmel bir karışım olmuş. Ne kadar keyif aldığımı anlatamam.
Khaosan Road, çok fazla turist çeken bir nokta ve de çok merkezi olduğu için (İstanbul Taksim gibi düşünün) buradan havaalanına shuttle kalkıyor. Dolayısıyla havaalanı erişimi de oldukça ekonomik ve rahat. Buralarda zaten ulaşım o kadar ucuz ki! Toplu taşımayı keşfedip kullanınca hem ülkeyi daha iyi tanıyor hem de çok ekonomik çözümler ortaya koyduğumuz için çok mutlu oluyoruz. Bu sayede bir sonraki seyahatin fonu için de tasarruf yapmış oluyoruz. 😊
Bangkok’ta Nereler Gezilir?
Tayland aynen Türkiye gibi 4 bir köşesi ayrı güzellikte bir ülke. Biz gezimizde sadece başkent Bangkok ve Kamboçya sınırındaki Aran şehrine gittik.
Tayland’da deniz tatili yapmak isteyenler için efsane güzellikte bir çok ada var. Phuket ve Pataya kulağa en tanıdık gelen isimler. James Bond adası olarak ünlenen Phi Phi Lee’nin fotoğraflarından birini mutlaka görmüşsünüzdür. Tay dilinde “Ko” ada anlamına geliyor. Dolayısıyla haritaya baktığınızda neden adaların ismi hep Ko ile başlıyor diye artık merak etmezsiniz.😊
Tayland’ın kuzeyindeki Chang Mai bölgesi de ünlü seyahat rotalarından birisi. Bu bölgenin en ikonik fotoğrafı ise zürafa boyunlu kadınlar.
Tayland ne yazık ki uzun yıllar Asya’nın seks turizminin merkezi oldu. Ülke, bir çok firmanın, hem ekonomik hem de vizesiz olmasının yanı sıra özellikle bu sebeple bayi toplantıları için seçtiği en popüler adreslerden birisiydi.
Şimdi, bizim seyahatimizin ilk ve son noktası başkenti kuş bakışı dolaşalım.
Eşim bir aksilik nedeniyle Vietnam’ın ardından seyahatimizin Laos kısmına katılamamış ve bizden önce doğrudan Hanoi üzerinden Bangkok’a geçmişti. Biz ise Laos-Tayland sınırında bindiğimiz gece treniyle ulaşmıştık Bangkok’a. Eşim, bizden önce keşfettiği Bangkok’u çok sevdiğini söyleyerek bizim için bir tür tur rehberi oldu. 😊
-Büyük Saray (Grand Palace)
Saray, Bangkok gezisinin 1 numaralı adresi. Saray gezisi evvelinde sizi kısa bir Tayland tarihçesi ile tanıştırayım.
1939’a kadar Siyam olarak bilinen ülkenin ilk tomurcukları 13. yüzyıldaki Budist Suhhotrai Krallığı ile başlar. Siyam öncesi ise 9-13. yüzyıl arası Kamboçya’da hüküm süren Kmer İmparatorluğu’nun kontrolü altındaydı.
Siyam denince aklıma çocukluğumun efsane dizilerinden Kral ve Ben gelir. O dizide Siyam Kralını canlandıran Yul Brynner’ı benim yaşıtlarım hemen hatırlayacaktır. Bu dizi kurmaca olmayıp Mongkut olarak bilinen Kral IV. Rama’nın hayatını konu alır. Mongkut’un o dönemde uyguladığı politikalar sayesinde Hindiçin olarak bilinen coğrafyada, kolonileştirilemeyen tek ülke Tayland olmuştur ve günümüzde de bu durum Tayland’lılar için bir gurur kaynağıdır.
Mongkut’un oğlu V. Rama Çulalongkorn ise Tay halkı için adeta Atatürk’ün bizdeki yeri ölçüsünde kıymetli ve yüce bir liderdir. Babasının izinden giden Çulalongkorn döneminde, ülke pozisyonunu korumakla birlikte toprak kaybı yaşanmış, Laos ve Kamboçya Fransızlara bırakılarak ülkenin bugünkü sınırlarına çekilinmiştir.
Ülke 1932 yılında mutlak monarşiden parlamenter monarşiye geçip adını da 1939 yılında Tayland olarak değiştirmiştir.
İşte böylesine güçlü ve gururlu bir geçmişe sahip ülkenin Kraliyet Sarayı, gerçekten de adına yaraşır büyüklükte.
İstesek ve vakit olsa koca bir gün sadece sarayı gezmeye yetmez.
Saray’ı gezerken bir grup Taylandlı okul öğrencisi oğlum Poyraz ile fotoğraf çektirmek istedi. Tam da körün aradığı bir göz misali biz de teklifin üzerine atladık. Asya’da bir çok ülkede bu tarz tekliflerle karşılaştık. O bölgedeki insanların Batılı görünümlü ziyaretçilerle özellikle de çocuklarla fotoğraf çektirme isteği oluyor.
Saray civarında da sokakları arşınladık. Hatta bir bölgede bir okulun içini görme şansımız bile oldu. Tayland’ın dili adı üzerinde Tayca. Yazımı ise epey kargacık burgacık türden.
-Uzanan Buda (Reclining Buddha)
Tıpkı Louvre Müzesi’nin Mona Lisa’sı gibi Büyük Saray’ın da şüphesiz en çok merak edilen noktası Reclining Buddha yani yan gelip yatmış dev Buda ki gerçekten olağanüstü. Bu arada hemen belirtelim, Tayland’da resmî bir din yok. Diğer taraftan halkın çoğunluğu Budist.
Hem Saray hem de Buda Heykeli adeta Güliver’in Devler Ülkesi gibi. Her şey aşırı büyük.
-Yemek Pazarları
Öğle yemeğimizi Arkan’ın öve öve bitiremediği pazar yerinde yedik. Yemekler yanı başımızda pişiyor. O kadar ucuz ve leziz ki! Özellikle Tayland yemekleri gerçekten çok güzel.
-Yüzen Pazar
Bangkok’un en popüler gezi noktalarından birisi de Yüzen Pazar. Biz klasik bir yüzen pazar turu yapmak istemedik. Onun yerine kanal teknelerine atlayarak canımız istediği noktalarda inip, dolaştık.
O kadar keyif aldık ve o kadar da ucuza mal oldu ki! Teknelerden indiğimiz noktalarda da ara ara mola verip bir şeyler içtik.
-Modern Bangkok
Güneşi batırıp bu sefer şehrin gökdelen ve lüks alışveriş merkezlerinin olduğu yere gitmek için skytrain’e bindik. Burası da çok güzel. Aynı gün içinde bu kadar gelenek ve modernliği bir arada görmek çok etkileyici. Üstelik tüm halk ve görevliler olağanüstü güleryüzlü ve yardımcı. Alışveriş merkezinde oğluma o dönem en sevdiği olan Ben10 oyuncağı aldım; doğal olarak bayıldı. Aşağıdaki fotoğrafta gözlerine yansımış sevincini görebilirsiniz.
Alışveriş merkezinden çıkıp otelimize en yakın nasıl gideceğimizi araştırırken bir trafik polisine yolu sordum. Meğerse en başta yolun ters tarafında bekliyormuşuz. O anda trafiği durdurup bizi karşıya geçirdi, bize uyan otobüsü bizimle bekledi ve aracı durdurdu. Otobüs şoförüne gideceğimiz yeri söyledi. Ardından tekrar görev yerine döndü. Bu ve bunun gibi olağanüstü yardımsever ve konuksever girişimlere gün boyunca sayısız kereler tanık olduk. Arkan da Hanoi’den bineceği Tayland uçağının lounge alanına girdiği andan itibaren aldığı hizmetin tüm yorgunluğunu aldığını söyledi. Açıkçası bir zamanlar Türkler için söylenen “geleneksel konukseverlik” lafını ben aynen alıp “Tayland’lılar”a veriyorum. Ben bu kadarını biz de bile görmedim.
Özetle, Tayland’a bayıldık ve Tayland’lıları çok sevdik.
Bangkok’ta Ne Yenilir? Ne İçilir?
En başta sokak yemekleri fevkalade lezzetli ve sudan ucuz olan bir ülkedesiniz. Tüm Asya bölgesi ülkeleri gibi burada da tavuk fena halde seviliyor. Bu nedenle Burger King ve Mc Donalds yerine bolca KFC gördüğünüzde şaşırmayın.
Burası bir noodle yani erişte cenneti ve içinde envai çeşitte malzeme var. Canınız neyi çekerse.
İnsanların evleri çok küçük olduğu için mutfağa yer yok. Evinin önünde yemek pişirenleri gördüğünüzde şaşırmayın. Aynı sebeple bir çok kişi dışarıdan yemek satın alıyor. Kapalı restoranlardan çok sokak tezgahları var bu ülkede. Çorbanın plastik torbaya konulup satıldığını gördüğümde çok şaşırmıştım.
Bir de tüm bölge ülkeleri gibi böcekgiller çok seviliyor. Her türlü hoplayan, zıplayan, sürünen, bizde olsa terlikle, süpürgeyle çığlıklar arasında hakkından gelinmeye çalışılan haşarat, burada ay çekirdeği pozisyonunda. Müthiş protein deposuymuş. Merakınıza yenik düşerseniz, denemesi bedava olmasa da çok ucuz. Bizdeki pazarcı mantığıyla tazeliğini denemek için bir çekirge ağzınıza atıp devamını isteyip istemediğinize karar verebilirsiniz.😊
Bangkok’ta Ne Alınır?
Tayland’dayken sokaklardaki yemek pazarları zaten o kadar dikkatimizi çekti ki neredeyse tüm odağımız mümkün oldukça çok sayıda ve damak tadımıza uyumlu ürünleri tatmak yönünde oldu.
Bunun haricinde alışveriş isteğini en çok duyduğum yer ise Bangkok’ta otelimizin bulunduğu Khaosan Road oldu.
Khaosan Road üzerindeki mağazalarda neredeyse yok pahası fiyata olağanüstü güzel tişörtler satılıyor. Desenler, verilen mesajlar o kadar güzel ve yaratıcı ki. Fiyatlar 1-2 $ aralığında.
Ayrıca benzer rakamlara takılar ve değişik objeler almak da mümkün.
Veda Ederken…
Tayland, Bangkok…
Arasına Kamboçya, Vietnam ve Laos’un yerleştiği büyüleyici seyahatimizin başlangıç ve final destinasyonu.
Zihnimizde o kadar güzel anılar var ki!
Tayland’ı deniz tatili için düşünenler belki Bangkok’u es geçmeyi bile düşünebilir. Sonuçta burası bir metropol. Çok dar vaktiniz varsa iyi bir planlamayla ama çok koşturarak ekspres şekilde 1 gün, tatlı tatlı gezip keyfini çıkarayım derseniz 2 gün gayet yeterli olacaktır.
Bana göre bir yeri güzelleştiren, mekandan ziyade insanlar. Tayland, bu açıdan baktığımda olağanüstü bir konukseverlik ve güler yüzle karşılaştığımız bir ülke. Sanırsınız ki her gece siz oteldeki odanıza çekildiğinizde tüm ulus gizlice eğitimden geçiriliyor. 😊 “Konuk Nasıl Ağırlanır” üzerine. Sonra da sabah erkenden taptaze bilgiler ve motivasyonla size tüm öğrendiklerini gönülden sergiliyorlar. Gezdiğim onlarca ülke arasında vatandaşlarını en içten ve hizmeti genetik kodlarına en çok nakşetmiş olarak gördüğüm ülkelerin başında gelir Tayland. Kesinlikle ilk üçte.