Cennetten Bir Köşe Kabak Koyu

Likya Yolu’ndaki ikinci durağımız Cennetten Bir Köşe Kabak Koyu. Kendinizi doğaya bırakmak diyorlar ya işte burası tam da öyle bir yer. 

Koy beni rahat bırakın der gibi sandal ve çam ağaçları ile kaplı çok yüksek kayalıklarla çevrelenmiş durumda. Ulaşımı zor.

Dolayısıyla alternatif tatilin, doğa severlerin, kuş ve horoz sesleri ile uyanmak isteyenlerin, şezlongların olmadığı, teknelerin uğramadığı, ıssız ada modunda plaj arayanların, ben plajdan sıkıldım birazda şelale göletlerinde yüzeyim diyenlerin tercih ettiği yüce dağların eteğinde masmavi deniziyle, huzur ve doğanın bütünleştiği bir yer.

Şu meşhur Likya Yolu normalde buradan da geçiyor. Denizden 400 m yükseklikteki Faralya Köyü’nden aşağı inilip çıkılması gerekiyor. 

Kabak Koyu Gezisi

Kabak Koyu’na Nasıl Gidilir?

Bizim gibi değil de normal yollardan Kabak Koyu’na gitmek istiyorsanız önce Fethiye’ye gelip Fethiye Otogarı’ndan Faralya Kabak minibüslerine binip 1 saatte koya ulaşabilirsiniz. 

Şayet kendi aracınızla geliyorsanız Fethiye-Kabak Koyu 32 km. Önce Fethiye Ölüdeniz’e ulaşıp oradan sahilden Kelebekler Vadisi’ni de sıyırıp Faralya Köyü’ne ulaşmalısınız. Haritaya bakarsanız Faralya değil Uzunyurt Köyü’nü göreceksiniz çünkü artık resmi adı o.

Uzunyurt Köyü’ne vardıktan sonra Kabak Koyu’na varmak ayrı bir iş. Özel aracınızla geldiyseniz şayet aracınız 4×4 değilse toprak ve kum yoldan belirli bir mesafeye kadar inebilirsiniz çünkü iniş yolu felaket. Ancak bu yolu da sadece işletme sahipleri kullanabiliyor, sıkıntı çıkabilir yani. Aracınızı köye bırakıp kampinglere 20 dakika kadar keçi yollarından yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Likya Yolu’nu kullanarak yürüyerek gelecekler için Uzunyurt Köyü’nden 2 alternatif var. Birisi dağ yolu, daha yükseklerden devam eden ve muhteşem manzaralarla karşılaşacağınız yol, diğeri ise sahil yolu, Kelebekler Vadisi’nin solundan inen biraz daha zorlu ancak denize yakın gitmenizi sağlayan yol. Tercih sizin. 

Tabii ki o muhteşem manzaraları direkt geçmeyin yol zor zaten siz de sık sık durup bu bol manzaralı yolun keyfini sürün. 

Kabak Koyu ve Plajı

Koya vardıktan sonra yaklaşık 200 m uzunluğundaki muhteşem bir plaj sizi bekliyor. Plaj biraz çakıllı ama yine de çok güzel. 

Turkuaz renkli, berrak bir denizi var. Kalabalık olan Temmuz, Ağustos dönemi hariç bunu net görebiliyorsunuz. Bu dönemlerde malesef berraklık kalmıyor.

Kumsalın sol tarafı Caretta caretta bölgesi. Aman onlara dikkat. Plajı beraber kullanacaksınız. Lütfen onlara dikkat edin ve rahatsız etmeyin. 

Bir de lütfen onları beslemeyin özellikle de etle. Bunu neden yazıyorum daha sonra bu hayvanlar insanlara saldırıp ellerini ayaklarını ısırabiliyor, bu dediğimi ciddiye alın lütfen.

Bunun dışında mesela bir sonraki koy olan Cennet Koyu’na yürüyebilir ya da tekne ile gidip akşama kadar yüzebilirsiniz.

Bir de Aladere Şelaleleri ve göletleri var.

Bunun için ayrı bir gün ayırıp orman içi keşif yapıp, göletlerde kısa kısa yüzmeler de harika olabilir.  

Yüzme dışında koyun çevresi trekking için de ideal. 

Vadiye daha yükseklerden bakayım derseniz uzunca bir yürüyüş yapıp, Alinca Köyü’ne çıkıp muhteşem manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. 

Doğası harika, elinizde fotoğraf makinası, etrafınızda koşturan sincapların fotoğraflarını çekebilirsiniz. 

Şanslıysanız Birsen Tezer, Jehan Barbur konserlerine denk gelebilirsiniz.

Ağaç altı hamakta uyuma keyfini de unutmayın. 

Kabak Koyu’nda Nerede Kalınır?

Kalma kısmına gelince koyda kampingler var. Bu kampinglerde bir bungalov hatta oda bile kiralayabilirsiniz. Yok ben çadırda kalacağım derseniz yataklı çadırlar da var. Kampinglerde her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz market ve restoranlar bulunuyor.

Yok ben ayrı çadır kuracağım derseniz sahilin sol taraftaki tepede ve koyun merkezinde çadır alanları var. Gidince çadırları göreceksiniz zaten. Bu alanların dışında bağımsız çadır kurmayın, Jandarma buna izin vermez haberiniz ola.

Bunlar bana uymaz deyip biraz da bütçeniz yüksekse üst taraflarda Kabak Koyu manzaralı havuzlu ve konforlu otellerde de kalabilirsiniz. 

Böylece tüm alternatifleriyle, 5 yıldızlı otellerde yemek peşinde koşmaktansa çocuklarınızla birlikte doğayla kucaklaşmış olursunuz. 

Sonuç olarak buralara gelecek yol yokken tesis çok azdı. Kamp ve çadır dışında konaklama alternatifiniz yoktu. İsim yapan her yer gibi talep arttıkça tesisler artmaya, doğa zarar görmeye başladı malesef. Hala ülkemizin en güzel yerlerinden biri ve daha da bozulmadan kesinlikle herkesin görmesi gerekir.

Olur da sonbahar ya da kışın buraya gelmek isterseniz sakin ve huzurlu bir koy ile karşılaşacaksınız ama buralar soğuk ve rüzgarlı olacağından mutlaka sıkı giyinin. Doğa ve sevgi ile kalın. Likya Yolu ile ilgili diğer yazılarımızı Likya Gezi Rehberi ‘nden, Muğla ile ilgili diğer yazılarımızı Muğla Gezi Rehberi‘nden okuyabilirsiniz. Yeni yazılarda görüşmek üzere…