- Bodrum Akyarlar Gezisi
- Yazın Yaptığımız Gümüşlük Gezisi
- Gün Batımında Bodrum Değirmenleri
- Tanrıların Tahtı Beşparmak Dağları
- Aşk Adına Kurulan Kent: Stratonikeia
- Cennet Koyu ; Bodrum’un En Güzel Koyu
- Huzuru Bulduğum Yer Akyaka
- Türkbükü, Sosyetenin Gözdesi Televole Kültürünün Merkezi
- Uygarlıklar Başkenti Milas’ta Bir Gezi
- Bir Günlük Dalyan Gezisi
- Aklımda Kalan Bodrum Gezisi
- Hayalet Şehir Kayaköy ve Afkule Manastırı
- Bodrum’un Gizli Cenneti Çökertme
- Bafa Gölü Kıyısında Bir Köy: Kapıkırı
- Likya Yolu’nun Anlatılmazı Kelebekler Vadisi
- Cennetten Bir Köşe Kabak Koyu
- Yamaç Paraşütçülerinin Gözdesi Babadağ
- Adı Üstünde Fethiye Cennet Koyu
- Labraunda Kutsal Alanı
- Alternatif Bir Rota Olarak Girdev Yaylası Gezisi
- Iasos Antik Kenti, Güllük Körfezi’nde Koca Bir Tarih
- Milas’ta İki Çiçek: Biri Çomakdağ Diğeri Etrim
- Karya’da Bir Kış Günü Turu
- Euromos Antik Kenti Gezisi
- Pandemiye Uygun Bungalov Tatili
- Barglos’un Anısı Bargilya Antik Kenti
- Göcek’in Simgesi Yassıca Adaları Turu
- Kleopatra Hamamı Koyu
- Göcek Sıralıbük Koyu
- Göcek Tersane Adası
- Bedri Rahmi Koyu
- Domuz Adası – Simavilerin Özel Mülkü
- Göbün Koyu Gezisi
- Size Özel Göcek Tekne Turu
- Ölüdeniz, Dünya’nın En Güzel Plajı
- Datça Vineyard Gezisi
- Datça Bademleri
- Eski Datça’da Bir Gezi
- Datça’da Ne Yenir? Nerede Yenir?
- Yazın Yaptığımız Ovabükü Gezisi
- Yazın Yaptığımız Palamutbükü Gezisi
- Knidos Antik Kenti Gezisi
- Yazın Yaptığımız Datça Gezisi
- Gökova’daki Cennet Akbük Koyu
- Çınar Beach Club
- Akyaka Kitesurf Kampı
- Akçapınar Gezisi
Bugün yazın bunaltıcı sıcaklarından kaçmak için Alternatif Bir Rota Olarak Girdev Yaylası Gezisi yapacağız. Yıllardan beri sahil kentlerinin ve köylerinin yaptığı gibi yaylaya kaçıyoruz.
Girdev Yaylası, 3015 m yüksekliğindeki Akdağlar’ın kuzey yamaçlarında yer alıyor. Söz konusu yayla; gölü ve sahip olduğu sulak alan nedeniyle kuşların da uğrak yeri. Hava ne kadar sıcak olursa olsun sizi rahatsız etmeyen bir havası var yaylaların.
Ayrıca yörük kültürünü yerinde görebileceğiniz doğa severlerin ve fotoğrafçıların tercih ettiği, gelenin tekrar tekrar gelmek istediği ender yerlerden biri.
Girdev Yaylası ve Çevresi
Girdev Yaylası’na Ulaşım
Girdev Yaylası ve Gölü’ne ulaşmak için üç farklı seçeneğiniz var:
1-Fethiye-Antalya karayolunun 74. km. sinde Seki Beldesi sapağından ayrılıp Temel Köyü-Döğer Yaylası-Kıncılar Yaylası güzergahı üzerinden devam etmek. Ben bu yolu tercih ediyorum. Yol, Temel Köyü’ne kadar asfalt. Köyden sonra düzgün stabilize yani normal bir araçla bile gidilebilir. Yol boyunca sağ tarafımızda 2860metrelik yüksekliğiyle Eren Dağı bize eşlik ediyor. Eren Dağı 2000li yılların başında bir kayak merkezine sahipmiş. Günümüzde maalesef yok.
2-Kaş-Gömbe-Yeşilbarak-Yayla Kılınçlı rotası. Dönüş yolu olarakta bu rotayı kullandım. Girdev Yaylası’ndan Yeşilbarak’a kadar stabilize yol. Yeşikbarak’tan sonra asfalt. Altı yüksek bir araba tercih etmenizi öneririm.
3-Antalya-Elmalı-Yuvaköy yolu.
Girdev Yaylası
Fethiye yöresinde yaylacılığın çok eski bir geçmişi var. Hatta Antik Dönemde Xanthos Vadisi’ndeki yerleşimcilerin yaz aylarında Girdev Yaylası’na göç ettikleri rivayet edilmekte.
Yüzyıllar boyu devam eden ,yaz başlarında yaylalara çıkma, kış aylarında sahil kesimine inme olayı bu yörede güçlü bir göçebelik ve yaylacılık kültürü oluşturmuş.
Geçmişte konar-göçer yaşantının bir sonucu ortaya çıkan yaylacılık, günümüzde yerleşik yaşantı sürdüren kırsal kesimin mevsimlik hareketine dönüşmüş.
1970’li yıllardan itibaren yaylacılık faaliyetine katılanlarda azalma olmuş. Bunda sosyo-ekonomik değişikliklerin etkisi büyük.
Girdev Gölü
Girdev Yaylası, ortalama 1750 m yükseklikte yaklaşık 25 km2 büyüklüğünde bir alanı kapsayan etrafı sırtlarla çevrili polye özelliğinde bir çukurluk.
Yaylanın ortasındaki bu geniş karstik çukurluğun bir kısmını suları ilkbaharda genişleyen yazın daralan Girdev Gölü kaplıyor. Gölün kabul edilen büyüklüğü 3 km2. Göl, oldukça sığ. En derin yeri 3,5 m.
Gölün çekilen yerleri tarım alanı olarak kullanılıyor. Küçükbaş hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı yaylada geniş otlaklar bulunuyor.
Yaylaya gelmek için en ideal dönem suların en fazla olduğu Mayıs-Haziran.
Girdev Gölü,Doğa Koruma ve Milli Parklar tarafından yayınlanan Türkiye’nin Uluslar arası Öneme Sahip Sulak Alanları listesinde yer alıyor.
Girdev Sulak Alanında yaklaşık 128 kuş ile 50 bitki türü tespit edilmiş. Kuş göç yolu üzerinde yer alan göl,kuşların önemli bir üreme alanı.
Yayla Evleri
Girdev Yaylası’na geldiğimizde seyrek de olsa yayla evlerini görüyoruz. İlk karşımıza çıkan evlerden birine konuk oluyoruz. Yayla insanı çok sıcakkanlı ve misafirperver. Bizi en güzel şekilde konuk ediyorlar. Çayımızı,kahvemizi içiyor, yemeğimizi yiyoruz bu güzel insanlarla. Hatta kalmamızı istiyorlar ama ben çadır kurmak istediğimi söyleyince çok ta ısrar edemiyorlar. Bol bol sohbet ediyoruz.
Bizi misafir eden Mehmet Amca’ya bana yaylanın tarihini anlatmasını rica ediyorum. İlk söylediği cümleyi hafızama kazıyorum. ’’66 pınarlı,7 aslanlı,çifte turnalı Zirzop Yaylası’’ Neden böyle dendiğini soruyorum. Kendinin, hatta babasının ve dedesinin de burada doğduğunu ve bu sözün eskilerden beri söylendiğini anlatıyor.
Yaylada 66 su kaynağı varmış ve halen mevcut. Yan yana duran 7 aslan kabartmasına gelince bugün hiç biri yerinde değil. Yok olan kültür değerlerimizden. Son aslan Fethiye müzesine taşınmış, diğerlerinin akıbeti belli değil. Çifte turnalar diyorum, onlara ne oldu? Maalesef onlar da yok. Yaz kış yaylada olan bu çifte turnalar ya öldüler ya öldürüldüler ya da başka bir yer buldular kendilerine. Kim bilir?
Mehmat Amca, her yıl Nisan sonu yaylaya göçtüklerini, Kasım sonuna kadar kaldıklarını anlatıyor. Kasımdan sonra kalırsan kar yağışından dolayı mahsur kalınırmış. 1970’li yılların sonuna kadar büyük bir Pazar kurulurmuş yaylada. Çevre yayla köylerden atlarla, develerle bu pazara gelinirmiş. En güzel koç, en büyük boğa gibi yarışmalar, şenlikler yapılırmış. Bugün bu alana Pazarlık diyorlar.
Pazarlık, Antik Dönemde yayla yerleşimi olan Kerdebota’nın agorası üzerinde yer alıyor. Yüzlerce yıl devam eden bu kültür artık yok.
Günümüzde gölün kuzey ve batısında antik taş bloklar, yıkık ev kalıntıları dışında pek iz görünmüyor. En etkileyici antik eser,ön yüzünde ‘’üç kadın’’ kabartması olan kapaksız bir lahit.
Mehmet Amca ve ailesine teşekkür ediyor ve söylediklerini not alarak göl etrafında turuma başlıyorum. Göl çevresi 22 km stabilize yol ile çevrelenmiş.
İster arabayla ister yürüyerek gezebilirsiniz. Zamandan kazanmak için arabayla devam ediyorum çünkü hava kararmadan çadırımı kurmak istiyorum.
Çadır Yeri
İlk durağım Yörük Muhtar’ın Yeri. Girdev Yaylası’na gelirseniz çadır kurabileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz yerlerden biri. 15 yıldır açık olan işletmede 10 köşk var. Köşk başı ücret 30 TL (2020). Elektrik, su ve tuvaleti mevcut. Yaylada elektrik bu işletmeye kadar geliyor. Yörük Muhtarın Yerinde çay ikramlarını geri çevirmiyor ve biraz sohbet ediyoruz. Güzel bir aile işletmesi. Kendi yetiştirdikleri koyunlardan elde ettikleri tereyağı, peynir ile kahvaltı, kuzu çevirme, kavurma, toprak havuzlarında yetişen alabalık zengin menülerini oluşturuyor.
Kısa bir çay molasından sonra yolumuza devam ediyoruz. Yol kenarında kırık bir lahit dikkatimi çekince durup fotoğrafını çekiyorum. Yola devam etmek istiyorum ama önümde başka bir araba geçit vermiyor. Ellerinde tele objektifli kameralar, çekim yapıyorlar. Sonradan tanıştığımız çift Antalya’dan kuş gözlemciliği için geldiklerini anlatıyorlar. Burada yapabileceklerinizden biri de kuş gözlemciliği. Fotoğraflar çekildikten sonra ilerlemeye devam ediyoruz.
İkinci durağımız Yörükoğlu İdris’in Yeri oluyor. Burası göle en yakın işletme. 13 köşkü var. Köşk başı ücret 30 TL (2020). Elektirik, su, tuvalet mevcut. Elektiriği güneş panelleri ile sağlıyorlar. Yaylada Hz.Ali Mevkii diyorlar bu mevkiiye. Kahvaltı,kuzu çevirme,kavurma,alabalık buranın menüsünde de yer alıyor .Çadırımı buraya kurmaya karar veriyorum. Ama önce göl etrafındaki turumu tamamlamak istiyorum.
Yol boyunca bol bol koyun sürüleri içerisinden geçiyorum. Seyrek de olsa yayla evleri görüyorum.Başladım noktaya yakın bir işletme daha var. Sanırım henüz yeni hizmete hazırlanıyor.
Su İçen Koyunlar
Göl kıyısında bolca çadır kurabileceğiniz alan var. Ama ben oğlumla çıktığım bu gezide işletmede kalmayı tercih ediyor ve havanın hafiften kararmaya başlaması ile tekrar Yörükoğlu İdris’in Yeri’ne dönüyorum.
Yaylada Sabahlamak
Yaylaya gece çöktüğünde sessiz ve huzurlu bir ortamda sadece doğanın sesi eşliğinde dinlenmeye çekilmişken çadırıma giren birkaç sivrisinek bölüyor dinlencemi. Alerjiniz varsa böcek kovucularınızı unutmayın derim. Çünkü bolca sivrisinek var.
Sabah erken saatlerde kalkıyorum. Hem de hiç olmamış kadar dingin bir şekilde. Yayla havasından mıdır bilmem ama kendimi daha dinç hissediyorum. Fotoğraf makinemi alıyor ve kısa bir fotoğraf turu yapıyorum etrafta.
Yaylada hayat çoktan başlamış (bir de kendime erkenci diyorum). İşletme sahipleri çoktan kuzu çevirme için hazırlıklarını yapmışlar. Onları izliyorum bir süre.
Kahvaltı siparişini veriyorum. Buraya gelip tereyağını, peynirini tatmadan dönmek olmaz tabii. Güzel bir sohbet eşliğinde kahvaltımızı yapıyoruz. Tek alışamadığım yufka ekmek neyse ki yanımızda ekmek getirmiştik. Sohbet uzadıkça uzuyor. Oysaki yeni rotalar için ayrılmam gerek. Müsaade isteyip toparlanıyor ve ayrılıyoruz Girdev Yayalası’ndan.
Bu kez geldiğim güzergahtan farklı bir rotayla dönüyorum. Yayla Kılınçlı-Yeşilbarak-Gömbe-Sinekçi-Sütleğen-Arsaköy-Bağlıağaç-Döğer üzerinden Seydikemer‘de bitiriyorum yolculuğumu. Her biri birbirinden güzel yaylalardan geçiyorum. Sadece bir tanesini anlatabiliyorum size. Kim bilir belki başka bir yayladan yeniden merhaba derim size….
Muğla ile ilgili diğer yazılarımızı Muğla Gezi Rehberi‘nden okuyabilirsiniz.