Kuyucak Lavanta Köyü Gezisi Göller Bölgesi programımız kapsamında lavanta yolu güzergahımızın önemli merkezlerinden biriydi. Biz de temmuz ayı olması nedeniyle programımıza lavanta yolunu eklerken konaklama için de bu güzel köyü seçtik.
Her ne kadar lavanta üretimi Burdur Gölü kıyılarında yoğunlaşsa da Kuyucak Lavanta Köyü son dönemde sosyal medyadaki yoğun etkileşimi ile Fransa’nın Provence İli’nin Valensole Köyü gibi oldukça öne çıkmış durumda.
Genel olarak köyün sadece İstanbul, Ankara ya da İzmir çıkışlı tatil programlarının yolları üzerinde olması nedeniyle tatilciler için sadece 1-2 saatlik bir uğrak yeri olduğunu söyleyebilirim.
Ancak daha önce Provence’i gördüğümüz için bir foto sever olarak bu tür bir yaklaşımın oldukça yanlış olduğunu bildiğimden 1 gece de olsa burada konaklamayı tercih ettik.
Kuyucak Lavanta Köyü’ne Ulaşım
Havayolu düşünürseniz en yakın havalimanı 27 km uzaklıktaki Keçiborlu ilçe sınırlarındaki Süleyman Demirel Havalimanı. İzmir-Aydın Demiryolu’nun bir uzantısı olan Isparta Demiryolu da Keçiborlu’dan geçiyor ancak Keçiborlu’da durmuyor. Isparta Gümüşgün İstasyonu’ndan buraya tekrar dönmeniz gerekiyor.
Biz buraya Ankara’dan geldik. Otobüs derseniz Ankara’dan Isparta’ya yolculuk yaklaşık 7 saat sürüyor. Oradan da köye toplu ulaşım oldukça zor. En iyi alternatif kendi arabanız ya da araba kiralamanız. Biz de araba kiraladık ve 5 saatte buraya ulaştık.
Yol olarak ise Afyon üzerinden değil Polatlı’dan itibaren girdiğimiz Yunak-Akşehir istikametinden devam ettiğimiz D695-D330 Numaralı Yolları tercih ettik. Bu yola kısmen Burdur-Isparta-Konya yolu da diyebilirim.
Değişik yol deneyimi ve trafiksiz olarak doğanın içerisinde sürüş yapıp mutlu olmak isterseniz bu yolları sizlere de tavsiye ederim.
Köyde sokaklar dar olduğu için park yapmak sıkıntılı. Köyün tam merkezinde kocaman bir otopark alanı var. Burayı rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Kuyucak Lavanta Köyü ve Çevresi
Burdur Gölü’nün hemen kuzeyinde Isparta ve Burdur merkezlerine 50 km mesafede bir köy. En yakın merkez 15 km uzaklıktaki Keçiborlu.
Toplam 250 kişinin yaşadığı köy son dönemde ekonomisini lavanta kadar turizme de yönlendirmiş durumda. Köy halkı özellikle haziran-temmuz döneminde lavanta gibi turizmden de oldukça büyük bir gelir elde ediyor. Bu dönemde köyde yürürken bile mis gibi lavanta kokularını burnunuzda hissedebiliyorsunuz.
İlk lavanta fideleri köy çevresine 1975 yılında dikilmiş. İşin ilginci bu fideler ile lavanta üretimi yanında bölgede turizmin gelişimi de hedeflenmiş.
Özellikle hanımlar olmak üzere köy halkı bu işe soyunmuş, eğitim görmüş ve her biri bu işte uzman olmuş. 50 yıl sonra baktığımızda hedeflere de kısmen ulaşılmış görünüyor. Devam edilirse bir Provence olmamak için bence bir sebep göremiyorum.
Köyün merkezinde bir de Manas Otağı denen Orta Asya kültürünün tanıtıldığı bir bölge oluşturulmuş. İsterseniz burada kılıç kalkan kuşanıp ata binebiliyor hatta ok bile atabiliyorsunuz. İsteyene Kırgız Mantısı bile var.
Kuyucak Lavanta Tarlaları
Lavanta tarlaları hemen köyün batısında ve güneyinde Burdur Gölü kıyılarında yer alıyor. İstatistiklere göre Türkiye’deki lavanta üretiminin %90’ı tek başına bu bölgeden sağlanıyor.
Lavanta üreten köylüler bu işi biraz da üretim dışı turizm gelirine dökmek için tarlalarına lavanta diyarı, lavanta durağı, lavanta çardağı vb. isimler vererek sosyal medya görünürlüğü sağlamışlar.
Tarlalarını çeşitli objelerle birer sahne ortamında fotoğraf çekilir hale getirmişler. Böylece sosyal medya fenomenlerini de buraya çekmeyi başarmışlar. Pandemi öncesinde 1 milyon ziyaretçiye ulaştıkları konuşuluyor.
Bu duruma özellikle haziran temmuz döneminde sosyal medyada sanırım hepiniz şahit oluyorsunuz. Her bir fenomen çektikleri fotolarla o anları ölümsüzleştiriyor.
Yine aynı dönemde buraya profesyonel fotoğrafçı akını da oluyor. Gelin damat adaylarını da unutmayalım tabii ki…Bu fotolar o kadar dikkat çekmiş ki son dönemde özellikle turistler olmak üzere Ruslar da tarlalarda boy göstermeye başlamış.
Benden de size ayrıca bir tüyo. Eğer köyü bu dönemde ziyaret ederseniz kendi ellerinizle lavanta toplama deneyimini yaşayabilirsiniz.
Diğer taraftan köyüm güneyine Burdur Gölü’ne inerseniz orada da göl sahneli çok güzel lavanta tarlaları sizleri bekliyor.
Kuyucak Lavanta Köyü’nden Ne Alınır?
Lavanta bitkisi kokusu ve güzel tadı dışında özellikle cilt bakımı gibi şifalı özellikleri olan bir bitki. Hal böyle olunca da çok çeşitli ürünleri üretiliyor.
Hem tarlalarda hem köy içerisindeki dükkanlarda çok çeşitli lavanta ürünleri satılıyor.
İster köyden ister tarlalardan olsun benim size tavsiyem köyden lavanta suyu, lavanta çayı ve lavanta yağı almanız.
Kuyucak Lavanta Köyü’nde Ne Yenir? Nerede Yenir?
Bu kapsamda klasik yiyeceklerden bahsetmek istemiyorum. Köyde bu kapsamda gözleme, pide vb. bir şeyler yiyebileceğiniz çok yer ve seçenek var zaten. Size bunun yerine buraya has lezzetlerden bahsetmek istiyorum.
Bunlardan ilki lavanta dondurması. Ailece denedik bu dondurmayı. Çok beğendik mi derseniz beğenmedik ama bu sizin beğenmeyeceğiniz anlamına gelmez. Köyün merkezindeki dondurmacıda satılıyor. Bir deneyin.
İkincisi Lavanta Gazozu. Bunu da aynı yerde bulabilirsiniz. Bu gazozu da ailece beğendik. Bunların dışında lavanta keki, lavantalı kurabiye ve lavanta kahvesini denemedik onları da sizlere bırakıyorum.
Yemek içinse hamur işi dışında çok fazla bir alternatifiniz yok. Bu nedenle size tavsiyem en yakın ilçe merkezi olan Keçiborlu’ya gitmeniz. İlçenin merkezinde Aslan Et II denen bir kasap restoran var. Restoran dediysem basit bir yer.
Et ve tavuk ürünleri satıyorlar. İsteyenler için de her türlü ızgara çeşitlerini yapıp size sunuyorlar. Mutfakta çok tatlı bir hanımefendi var. Bize kelebek önerdi. Hayatımda ilk defa tavuk kelebek yedim. Gerçekten de dediği gibi hayvanın en güzel yeriymiş. Kanattan bile güzel. Bugün şehirler de bile çok büyük marketler hariç bulamayacağınız bir ürün. O nedenle buraya gelirseniz mutlaka deneyin gerçekten çok güzel.
Buraya 3 kişi içecek, salata ve kelebekler için sadece 80 TL (2020) ödedik. Herkese tavsiye ediyorum.
Kuyucak Lavanta Köyü’nde Nerede Kalınır?
Daha önce bahsettiğim gibi biz burada bir gece geçirecek şekilde plan yaptık. Ancak özellikle lavanta çiçeklerinin açtığı haziran-temmuz döneminde burada yer bulmanın oldukça zor olduğunu belirtmeliyim. Çünkü buradaki yıldızlı yer sayısı halihazırda bir elin parmaklarını geçmiyor. Kalacak yerler daha çok şirin pansiyonlara dönüştürülmüş köy evleri şeklinde.
Bizim tercihimiz de oldukça zor yer bulduğumuz Lavanta Villa oldu. Kuyucak Köyü’nün ilk ve tek oteli olan Lavanta Villa köy merkezine çok yakın 12 odalı butik bir otel. Aile işletmesi olarak çalışıyor.
Otelin konumu güzel. Lavanta kokulu köye yakın olması büyük bir avantaj sağlıyor. Odamız gayet temizdi. Otel işletmecisi İsmail Bey ve personeli oldukça yardımsever insanlar. Turizmin bölgede gelişmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Burada 3 kişi kalmak için kahvaltı dahil 290 ₺ (2020) ödedik. Oldukça da memnun kaldık.
Temmuz Ağustos aylarında yolunuz Isparta’dan geçerse, Kuyucak Lavanta Köyü’ne uğramayı ve güneş batarken ya da sabah güneş doğarken mosmor lavanta tarlalarında güzel fotoğraflar çekmek için lavanta villa butik otelde konaklamayı ihmal etmeyin 🙂
Adres: Mehmet Akif Ersoy Sok No: 27, 32700, Kılıç/Keçiborlu/Isparta Tel: 0552 344 55 15
Köy ve çevresi ile ilgili anlatabileceklerim bu kadar. Eğer siz de Provence’e gitmeden lavanta tarlalarında özgürce dolaşmak, bisiklete binmek, fotoğraf çekmek ya da çektirmek isterseniz bu cennete saatler değil 1-2 gün ayırıp mutlaka köy ve çevresini keşfedin.
Isparta Gezi Rehberi‘ni okuyarak seyahatinizi adım adım planlayabilirsiniz. Sağlıcakla Kalın.