Site icon Gezer Döner – Gezi Rehberi Sitesi

Anavarza Antik Kenti

KİLİKYA'NIN EFESİ ANAVARZA

KİLİKYA'NIN EFESİ ANAVARZA

Yazı Dizisi : Adana Gezi Rehberi
Daha Fazla Yazı

Yazar : Demet Kurt

Kilikya’nın Efesi Anavarza Antik Kenti, Çukurova’nın tam ortasında tüm heybeti ile yüzyıllara meydan okuyor ve bugünkü gezimizin de hedefini oluşturuyor.

Kent tam olarak Adana Osmaniye sınırında Delikkaya Köyü Deliçay kıyısında bulunuyor. Köyde insanlar taş ve sütunlarla örülmüş evlerde tarihin içinde yaşıyorlar. Deliçay ise kentin hemen güneyinde Ceyhan Nehri’ne kavuşuyor.

Tarihi 11. yy.a kadar uzanan Anavarza Antik Kenti, kaynaklarda Anabarza, Ayn-Zarba veya Anazarbus olarak da geçiyor. Anavarza Ovası’nın güneyinden geçen Ceyhan Nehri çakıl taşlarını sererek kıvrılarak yayılıyor ovaya. Gökyüzüne bakıyorum… Çukurova’nın güneşi keskin ışınlarını yollamaya başladı. Yavaşça yüzyıllar öncesinde oyulan taş basamaklardan geçerek tırmanmaya başlıyorum.

Gezginler için belirtmekte fayda var. “İkinci Efes Antik Kenti” olarak da bilinen Anavarza Antik Kenti; 143 dönümlük bir alana yayılan büyük bir Anadolu kenti.

Antik kent kapsamında 1500 m uzunluğunda 20 burçlu sur duvarı, sütunlu yol, hamam ve kilise, tiyatro, amfiteatr, stadyum, su kemerleri, nekropolü, deniz tanrıçası Thetys Mozaiği (M.S. 3. yy.), bölgedeki tek örnek olan 3 girişli zafer takı bulunuyor.

Anavarza Antik Kenti

Ovanın ortasındaki tepe üzerinde ise bu kenti koruyan bir Ortaçağ kalesi bulunuyor. İşte o kale, yıllar önce Yaşar Kemal’in anlatımlarıyla kalbimi çaldı. Adana’nın Kozan ilçesine bağlı Dilekkaya Köyü’ne doğru yol alırken menzile yaklaşıyorum. İçimdeki heyecan Anavarza Kalesi’ni görünce dalgalanmaya başladı.

Ali Kesiği

Zamanın tozlarını üfleyerek bu saklı hazinenin içine doğru ilerliyorum. Tarihî kentin güneyine doğru “Ali Kesiği” denilen yerden kaleye bakıyorum. Ortadan ikiye ayrılmış bir kayalığın arasından geçiyoruz. Rivayete göre bu yarık, Hz. Ali’nin kılıcıyla kayayı ikiye bölerek oluşturmuş. Bilimsel araştırmalara göre ise altıncı yüzyılda meydana gelen iki büyük deprem hem Anavarza Kalesi’ni yıkmış hem de dağdaki bu yarığın açılmasına neden olmuş.

Yükseldikçe dönüp ovaya bakıyorum. Her yükseltide ovanın görünümü değişiyor. Burada efsaneler bir geçit töreni yapıyor.

Anavarza Antik Kenti Gezisi

Anavarza Efsanesi

Anavarza kralının güzel kızı Sis kralının oğluna aşık olur. Güzel prensese Misis kralının oğlu da taliptir. Anavarza kralı şehre suyu hangi prens önce getirirse kızını ona vereceğini söyler. Su kemerlerini ilk önce bitirip suyu getiren Misis kralının oğlu olur. Güzel prenses de sevdiğine kavuşamadığı için kayalıklardan aşağıya bırakır kendini. Çukurova’nın en çarpıcı kaya kütlelerinden biri olan 200 m yüksekliğindeki Anavarza kayalıkları hâlâ prensesin hüznünü taşır. Yükü ağırdır kayalıkların.

Anavarza Kalesi

“Anavarza Kalesi’nin kayalıkları kuzeyden güneye uzanmış bir gemiye benzer. Üstündeki eskimiş, dökülmüş örenleri, yıkıntılarıyla. Anavarza gemisi her zaman durgun bir denizde hiç sallanmadan ağır ağır ilerler.” (Yaşar Kemal/ İnce Memed-2, sayfa10.)

Taş basamakları ağır ağır çıkıyorum. Kalenin burçları güneşe dek uzanıyor. Çukurova’nın ortasında bir ada gibi yükselen kaya kütlesinin üzerindeki kalenin kapısına ulaşıyorum.

Anavarza Kalesi

Orta çağda dört kapısı olan kalenin bir kapısı ayakta kalmış. Kalenin içinde depolar, sarnıç, bir kilise, anıt mezar kalıntıları var. Surları 5 km uzunluğundaymış.

Anavarza Antik Kenti

Eski kent kalıntıları aşağıda serilmiş yatıyor. Yüzyıllar içinde çeşitli medeniyetlerin gelip geçtiği, izlerini bıraktığı antik kenti surlara oturup seyrediyorum.

Anavarza Kalesi

Kale üç bölüme ayrılmış. Birinci surda Ermeni prenslerinden Toras’ın yaptırdığı kilise ve askerî kışla; ikinci surda üç katlı kule, odalar, depolar ve su tankları var.

Anavarza Kalesi

Üç katlı kuleye çıkmak için demir bir merdiven yapılmış. Aşağıya bakınca oldukça korkutucu ama kuleyi görmeden olmaz, diyerek merdivene tırmanıyorum. Dünya ayaklarımın altında sanki. Tatlı bir rüzgâr yanağımı okşuyor. Kastabala, Toprakkale, Sis(Kozan), Tumlu ve Yılankalesi görüş alanımda.

Anavarza Kalesi

Bir geçit töreni yapıyor yüzyıllar. Hayat, Danaid’lerin hiç dolmayan fıçısıymış meğer. Yunan efsanesine göre Aigyptos’un 50 oğlu, Kral Danaos’un da 50 kızı varmış. Aigyptos ve Danaos çocuklarını evlendirmişler. Danaos’un kızları (Danaidler) evlenmek istememişler. Evlendikleri ilk gece, biri hariç, hepsi kocalarını öldürmüş. Bu yüzden Danaidlere yer altı dünyasında dibi delik bir fıçıya su doldurma cezası verilmiş. Ağır ve sonu gelmeyen bir iş.

Anavarza Kalesi

Kuleye merdivenle tırmanmak zordu ama inmek daha da zor. Bacaklarım titriyor, duruyorum. Aşağıda kayalıklar ve sonsuzluk var. Geçmişin sesi, rüzgârın uğultusuna karışıyor. Gökyüzü masmavi, içimde birden bir sevinç dalgası kabarıyor. Ruhum cömert bir sevgi ile dolup taşıyor, boşlukları dolduruyor. Gökyüzüne bakarak merdiveni inmeye devam ediyorum. Gün kızıla dönerken renk renk tarlaları seyrederek kaleden inişe geçiyorum. Yukarıda seyrine doyamadığım antik kenti gezmek üzere devasa kapıya yöneliyorum.

Anavarza Antik Kenti ve Çevresi

Anavarza Antik Kenti’nin ana kapısı Alakapı, dünyadaki en görkemli zafer takıymış. Bu eşsiz güzellikteki kapıdan girince 2700 m uzunluğundaki dünyanın ilk duble yolunda yürüyorum. Antik dönemde böyle bir yolun başka bir örneği yok.  Bu yolun kenarlarında her iki metrede bir sütun var.

Anavarza Antik Kenti

Gözlerimi kapatıp hayalimde canlandırıyorum yolu, gelip geçenleri… Homeros ve Platon da bir süre burada yaşamış. Eczacılık ve botanik biliminin kurucusu Dioskorides, bu kentte dünyaya gelmiş. Bitkilerden ilaç yapmayı öğrenmiş. Öyle meşhur olmuş ki Roma imparatorları özel hekimleri olarak Roma’ya götürmüşler.

Anavarza Antik Kenti

Bilgilerini “De Materia Medica” adlı kitapta toplamış. “Tıbbi Malzeme Üzerine” isimli büyük eseri, 5 bölümden oluşuyormuş. 660’den fazla bitkisel, 35 hayvansal ve 90 kadar madde ele alınmış. Bu kitap 1500 yıl boyunca tedavi kitaplarının ana kaynağı olarak kullanılmış.

Anavarza Antik Kenti

Dönüş vakti gelip çatınca incecik bir yoldan, tarlaların, püsküllü kamışların arasından geçip gidiyorum. Ardımda kayalıklardan sızan hüznün izi kalıyor.

Exit mobile version