- Cafe Borges
- Anadolu’nun En Önemli Müzesi Anadolu Medeniyetleri Müzesi
- Ankara Kalesi Gezisi
- Ankara’nın En İyi Deniz Mahsulleri Restoranı Trilye Restaurant
- Tuz Gölü Fotoğraf Gezimiz
- Ankara Ulucanlar Cezaevi Müzesi
- Gramofon Kafe
- Rahmi M Koç Müzesi
- Sonbaharda Eymir Gölü Gezisi
- İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi
- İçimdeki Derinlik: Karagöl
- Son Güzde Demirciören Köyü
- Durasan Şah Tabiat Parkı
- Ankara’ya Yakın 3 Trekking Rotası
- Yazın yaptığımız Beypazarı Gezisi
- Kalecik Kalesi
- Afitap Meyhane, Ankara’da Bir Efsane
- Ankara’nın Simgelerinden Atakule
- Kalecik Gezisi
Kalecik gezisi kapsamında sanırım en önemli durağımız ilçe merkezine hakim bir konumda bulunan Kalecik Kalesi oldu.
Kalenin tarihi oldukça eski olmak ile birlikte özellikle Osmanlılar zamanında bölgede oldukça önemli bir kale haline gelmiş. Hatta Evliya Çelebi bile buraya uğrayıp seyahatnamesinde kalenin öneminden bahsetmiş.
Ne yazık ki kalenin bugünkü hali çok da hoşuma gitmedi. Elinizde çok güzel bir kale ve hemen çevresinde tarihi diyebileceğim bir oldtown var. Bunların çevresinde ise Kalecik şaraplarının üretildiği kocaman üzüm bağları….
Ulaşım sorununuz da yok. Çünkü Ankara-Kastamonu ana güzergahı üzerindesiniz. Ancak gelen geçenin sizden haberi bile yok.
Yönetim olarak Tek yapacağınız bölgesel anlamda bu bileşenleri güzelce harmanlayıp bir turizm merkezi oluşturmak ve bunun girdisi ile burada gençlere iş sağlayıp ilçe ekonomisine girdi sağlamak.
Tabii ki bu yazdıklarım Avrupai bir vizyonla olabilecek şeyler. Benim burada gördüğüm ise daha merkezi bile olmayan tarihe sırtını dönüp betonlaşmaya yüz tutmuş viran bir kasaba ile her tarafı toz toprak olan yollar.
Keşke böyle olmasa, biraz yatırım biraz da estetik ile turizm odaklı Beypazarı, Safranbolu gibi yeni Anadolu kasabaları ortaya çıkarılabilse…
Kalecik Kalesi Gezisi
Kalecik Kalesi’ne Ulaşım
Kaleye ulaşabilmek için önce ilçe merkezine ulaşmanız gerekiyor. Zaten Kalecik’e ulaştığınızda kaleyi de göreceksiniz.
Kalecik, Ankara-Kastamonu ana güzergahı üzerinde Ankara’dan 70-80 km uzaklıkta bulunuyor. Ankara’dan buraya 1 saatte ulaşmanız mümkün.
Merkeze ulaşınca buradan 7 km lik bir sürüş ile Şehit Ali Eskioğlu Sokak üzerinden tabelaları takip ederek kaleye ulaşabilirsiniz.
Biz oradayken arabayla kalenin içerine girip en tepeye çıkan bir aile gördüm. Kaleye gidiş tek arabalık bir patika. Aşağısı da uçurum. Kapı kapalı olursa araba ile orada kalırsınız çünkü arabayı döndürebileceğiniz bir alan orada yok.
Siz sakın böyle bir şey yapmayın. Oldukça tehlikeli bir yol ve araba kayarsa kendinizi Kalecik’te bulursunuz.
Arabanızı Kale patikasının girişinde bırakıp 150 m kadar yokuş çıkmanız daha doğru.
Kalecik Kalesi Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti
Kalenin girişinde her hangi bir görevli yok. Dolayısıyla giriş ücreti ve ziyaret saati de şimdilik yok.
Kalecik Kalesi
Kalecik Kalesi’nin Romalılardan kalma olduğu değerlendiriliyor. Ben oradayken kalenin içerisinde hiç bir güvenlik önlemi olmadan yapılan kazı çalışmalarına rastladım. Sanki kazıp kaderine terk etmişler gibi duruyor.
Kalecik, kale çevresinde gelişmiş çok eski bir yerleşim yeri olduğu için bölgede M.Ö. 4000 yıllarından gelen Hititler dönemine ait bulgulara rastlamak mümkün. Bir an evvel kazı çalışması bitirilip kale turizme kazandırılmalı.
Kale, daha sonra Büyük İskender’in ve daha sonra Doğu Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiş.
Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra kaleyi İsfendiyar Oğulları kullanmış. Yıldırım Beyazıt zamanında ise Osmanlılar tarafından fethedilmiş. Kale, Osmanlılar zamanında onarım görmüş ve fiilen kullanılmaya başlanmış.
Kalenin manzarası muazzam gerçekten. Kaleciği baştan sona görebiliyorsunuz.
Kalenin içi malesef çöplükten geçilmiyor. Yemişsiniz, içmişsiniz, çöpünüzü ne bırakıyorsunuz!!?? Gidin çöp kutusuna atın!!
Bunun dışında çevre düzenlemesi, işaretleme, bilgi panoları, temizlik, vb. kötü.. Bir de özensiz kaidesiyle sıradan bir Atatürk heykeli konulmuş ki ben bile anlam veremedim.
Yukarıda belirttiğim gibi burası acilen dibindeki oldtown ile birlikte turizme kazandırılmalı. Burayı tanıtıcı etkinlikler yapılmalı. Gelir sağlayacak insanları buraya çekecek kafe restoran tarzı küçük işletmeler açılmalı.
Bunlar yapılırsa eminim harika bir gezi destinasyonu olmaması için bir neden yok. Benim kale ile ilgili anlatabileceklerim bu kadar.
Ankara ve çevresi ile ilgili diğer yazılarımız için Ankara Gezi Rehberi‘ne bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.